tahammül edilemeyen durumlar

cahil bir kimsenin ehil bir kimsenin hakkı olan eylemleri gerçekleştirmesine sessiz kalınması.

olmadık yerde olmadık zamanda olmadık kişilerin yanında ağlama huyuma tahammül edemiyorum.

kolay kolay duygusal açıdan bir şeylerden etkilenmem zordur ama neticede insanız. içimize atıp biriktirdiklerimiz bir noktadan sonra taşıyor. sonra ağlama krizlerine giriyorum. öfke patlaması yaşıyorum. elimde olmadan döktüğüm akıttığım gözyaşının haddi hesabı yok. sürekli iyiymiş gibi yapmaktan, hayatımda her şey normalmiş gibi rol yapmaktan yoruldum.

ağız şapırtısı.

ben tokken komşumun aç yatması (sevap puanı +50)

durum değil de her 2 cümlesinden birisi küfürden ibaret olan insanlara tahamülüm yok etrafımda da barındırmam kim olursa olsun.

sevdiğin insanın seni senin onu sevdiğin gibi sevmemesi yav işimiz gücümüz yok bununla mı uğraşıcaz bi de abi hadi

hiç anlamadığın bir konunun bir türlü bitmeden konuşulması. için sıkım sıkım sıkılır kalkışta gidemezsin de pöf

bu aralar hiçbir şeye tahammül edemiyorum buna kendimde dahil.

okulun başlayacak olması. okulda okumak istemeyen ve aileleri zoruyla gelip düzen bozan tiplere tahammül edemiyorum. eğitim almak, öğrenmek için gidiyrosunuz ama. baş ağrısıyla dönmek rezalet

yemek yerken ağzından garip homurdanmalar çıkaran elemanlara hayli sinir olduğum durumdur.

kaldırımı satın almış gibi davranan insanlara tahammül edemiyorum

ar*p seviciliği

otobüs yolculuğu

muhabbetin en güzel yerinde, rakının üzerine ağıza atılan pastırmanın sinirine denk gelmek. *

başka insanların hayatınıza sizi ilgilendirmeyen şeyler için gelmesi ve sizi ilgilendiriyormuşçasına hareket etmesi.

bir hayvan olabilir insan olabilir içinde bir can olana istemediği bir şeyi yapmak; çıldırıyorum,istemiyor işte ısrarınızı da alıp defolup gidebilirsiniz.kendime yapılmasını geçtim başka bir canlıya yapılırken bunu görünce daha da çıldırıyorum ayarlarım kaçıyor, deliriyorum

herkese göre farklılık gösteren ama pek çok kişinin de ortak noktalarda buluşacağı durumlar. ben mesela ısrar edilmesine asla tahammül edemem. teklif edilen herhangi bir şeye hayır dediğim zaman nezaket icabı bir ya da iki defa tekrarlanmasına tabii ki saygı duyarım. ama abicim niye defalarca ısrar ediyorsun. lan hayır demişim işte üstelik iki defa, üç defa tekrarlamışım da, neden ısrar ediyorsun. böyle bir durum yaşadığım zaman boynumun kökünden yukarıya doğru öyle bir sinir dalgası yükseliyor ki üç adam gücüne ulaşıyorum desem inanın abartmış olmam. ısrarcılığı düşünceli olmakla karıştıran arkadaşlara sesleniyorum: gelin vaz geçin bu sevdadan. yaptığınız hiç hoş değil.

bir diğer tahammül edemediğim şey ise hiç tanımadığım birisinin benimle senli benli konuşmasıdır. arkadaşım ben sana siz derken sen nereden bu samimiyeti ve laçkalığı buluyorsun da sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi hitap ediyorsun bana. millet olarak bir kısmımız nezaketi gerçekten hiç öğrenemedi. haa, tabii ki kimseyi aşağılamıyor ya da hor görmüyorum. zaten bu haddime de değil. yalnızca nasıl davranıyorsam aynı şekilde karşılık almak istiyorum.

sigara içmemediği için, içki içmediği için kendini müthiş erdemli bir insan olarak gören kişilerin bu konularda kendisini yere göğe sığdıramaması.
ben aşırı tuz kullanırım. tee çocukluğumdan beri. bir tanıdığımız;
- ben sıfır tuz kullanıyorum, hiç kullanmam öhöm öhöm diye kendini övmüştü karşımda. aynı yemeği yerken tabağını ve yemeği ağzına götürdüğü anda kaşığını gösterirdi. bak sıfır tuz diye.
aklıma gelmişken allah belanı versin. nefret ediyorum senden!
yapmadığınız şeyler bir meziyet değil. belki gerçekten üstün, mükemmel insanlarsınız ama sigara yada içki içmediğiniz için değil. yada başka şeyleri yapmadığınız için değil. kasmayın olum kendinizi. gerek yok.
içkiden de hiç hoşlanmam ayrıca.

biri benim 100 farklı kaynaktan araştırıp söylediğim bir argümana yok o öyle değil dendiğinde cidden kendimi tutamıyorum.