tanımlarını okuyarak bir yazara aşık olmak

ya biz ona bir yazara aşık olmak demeyelimde hani şey diyelim.
yazan simdi ulke halki cahil deyince gidip dm'den "ya evet orta dogu ulkesiyiz kaderimiz bu" demeye ya da baska yazilanlari kontrol edip "ya iste bu atayizler boyle ve ben senin yakasız gomlegine başımı koyup dudaklarimla boynunu emsem ne yapabilirsinki" demek icin kapi acmaya neden oluyor sonrasi zaten hormon, seks falan.

aşık olmak bir kenarda dursun, bazen birinin tanımlarına denk geliyorsunuz. neredeyse her yazdığında kendinizden bir parça buluyorsunuz. vay anasını ne kadar iyi yazmış diyorsunuz. yani böylece birinin yüzünün görmeden, sadece fikirlerinden hoşlanabilirsiniz. mümkündür.

bir 'tanımlarım ela sana bakınca fena' hadisesidir.

aklını başına devşir, o senin hayalin öyle biri yok.

"" senin aşk dediğin
adrenalin
biraz duman gibi
biraz kafein ""

komik çocuklara aşık olabilirim. komik çocuqlar fav.

yapmayın etmeyin, bu kadar mı yokluktasınız?

bıçak kemiğe dayandıysa, düz duvara tırmanma aşamasına gelindiyse olabilir.

sözlük lan bu aşk yuvası değil...
dünyada milyarlarca güzel kız, erkek var.
burası aile sözlüğü..
aile apartumanı gibi bir yer.
yazarlar da bizim komşumuzun kızları, oğulları gibi oldu artık.
arada şakasını filan yapıyoruz ama buradaki insanlar artık bizim komşumuz oldu gibi.
bütün iyi vasıfların üzerinde toplandığı bir kız yazarla şöyle oturup efendi gibi, kardeşçe, arkadaşça neden çay kahve içemiyor muşuz?

neden duygusal anlamda temiz bir yürekle, tamamen arkadaşça, başka herhangi bir niyet taşımadan ilişki kurmak zor geliyor? elbette benim gibi düşünen, insanlarla ilişkisi bu boyutta olan ve arkadaşlık ilişkisini de böyle sürdüren yazarlarımız vardır. işte zihniyet meselesi ve aynı zamanda da biraz olgunluk...

ayıp denen bir şey var.
buradan sevgili yapmış insanları da şiddetle kınıyorum şahsen.
bence doğru bir şey değil yaptıkları. bu benim görüşüm. katılırsınız, katılmazsınız.
ona da saygımız var.

aslında olması gerekendir. çünkü karşındakinin fikrine yani özbenliğine aşık oluyorsun .

bana olunabilir, sorun yok.

karşılıksız aşk olur. onunda sizin tanımlarınızı beğenmesi lazım.

mümkün olabilecek bir durum.
ben de kendi tanımlarımı okurken kendime bi aşık oluyorum.

sonunda da tanımları aslında 15 yaşındaki yeğeninin yazdığıyla yüzleşmektir.
buyurun cenaze namazına.

dışarı çıkın gözlerinin içine baktığınız sesini duyduğunuz insana aşık olun. yapmayin şu plotonik aşki.

sana inceden yanığım ama acelesi yok.*
yok la yok aşk meşk işleri fazla ileri olur sanırsam. beğenirsin hoşuna gider sürekli aşk edersin şukuyu tamam ama ilerisi için ne bileyim.
olmaz be cancazım.

aşık olunan kişinin oluşturmuş olduğu personaya ilgi duymaktır olsa olsa.

bu her zaman gerçeği yansıtmayacağı gibi aynı zamanda kişinin iç dünyasını tanıyarak bir sempati oluşmasına sebep olabilir.

zannımca suretler görünmeden aşık olunmaz ama karşı taraf seni suretinden önce fikren beğenip onayladıysa maça 2-0 önde başlıyorsun diyebiliriz.

yani ezcümle, hemen aşık olamazsın ama gelişmeler sizi bir aşka sürükleyebilir.

ben oldum bi kere, sonra çekip gitti

oldum da ne oldu meğer erkekmiş!

dememek için dikkatli olun.

"ölümdür tek başına yaşanan,
aşk iki kişiliktir." derler. insanlar buraya sadece göstermek istediklerini yazar. bu yüzden size karşılık vermez ise canınızı çok yakar.