tuhaf takıntılar

odadaki çiçekleri köy suyu ile sulamak.

benim yok ama eşimin en sinir oldugum takıntısı ıslaklık sevmemesi , vücuduna ıslak mendil bile temas edince irkiliyor . duş alırken sıkıntı yok ama nemli objelerden çok tikleniyor

masa kurarken herkesin çatal ve bıçağı takım olmalı yoksa farklı olanlar kavga eder. en tuhaf olanı bu ve nerden bu kanıya vardım bilemiyorum…

bir filmi sevmediysem, ama bi yarısına yakın da geldiysem bitirmeden kapatamamak. sanki yarıda bırakırsam vaktim boşa gidecek gibi. halbuki daha büyük bi vakit kaybediyorum haberim yok.

en tuhafı da, kendi kendimizi yetkin görmemektir. kendi kendimizi değerli görmeme takıntısıdır. arkadaşlar hepimizin ruhuna üflendi, tanrısal ışığı hepimiz taşıyoruz. kimse bizden daha değerli değil ve bizden daha az değerli de değiller. ve yine asıl en büyük takinti da tüm bunlarla mücadele edecek ruha, kapasiteye sahip olmadığımizi düşünmek. hepimize bir anahtar verildi. kilitler orada, anahtar bizde, çat çat açacağız kapıları.

cümle sonuna nokta koyma. ellerimi kendi sabunum ile yıkacak dahi olsam ilk önce sabunu, sonra sabunu yıkadıktan sonra elimde kalan sabun köpüklerini gidermek için elimi, sonra tam anlamıyla sabunla elimi yıkıyorum. çok kötü bir takıntı. ama engel olamıyorum.

tam saat olsun da öyle hareket edeyim takıntısı.
yani saatime bakmışsam eğer herhangi bir eyleme geçmek için saatin tam olarak ondalık değerlerde olmasını bekliyorum.

kapida otururken biseyi düşünüyorum . bakıyorum yola olumlu bi sonuc cikacaksa dusuncemden beyaz araba geçecek yoldan seklinde kendimi endeksliyorum .siyah araba gecerse olumsuza yoruyorum.
düzenli ilac kullanmadığım zaman dan kesitler.

karnımın üzerine bir şey koymadan uyuyamıyorum, bir yastıkla mutlaka karnımı kapatmam gerek, bunu yapmazsam uyurken öleceğimi düşünüyorum, kendimi tehlikeye çok açık hissediyorum

birisi yanımda tırnağını yediği zaman elini alıp götürmek istiyorum.

ritmik adım atmak şöyle ki yanımda biri yürüyor ise onunla aynı şekilde adım atarım sağ ayak ise sağ. bunun nedeni çocukluk döneminde aldığım dans dersleri sanırım.

takıntının kendisi tuhaftır zaten.

ailemde herkeste çeşitli obsesiflik hali mevcut:

babam:

-babamda aşırı simetri takıntısı var.özellikle evde fayans ve kilimlerin birbiri ile denk seviyede olması gerekiyor.koridorun dili olsa da konuşsa. bir şeyin yamuk,eğri,asimetrik durmasına karşı hassasiyeti var. gördüğünde düzeltiyor.yamult/boz yine düzeltiyor.ayrıca bir takım kendisine has farklı takıntıları var.

- babam için çayın sıcak olması yeterli değil.babam için çay’da sıcaklık algısı = çayın kaynar olması.çay kaynar olmadığı sürece, babam için sıcak sayılmıyor ve içmiyor.

-bazı yiyecekleri soğuk olduğunda yemeği sevmiyor.

- kıyafetlerinde renk takıntısı var.renklerin uygun olması lazım.bekarken coraplarına kadar ütületiyormuş.

- kıyafetlerini kimseye vermez.hala evliliğinden kalma eşyaları(28 yıl önceki) dolapta duruyor ama kimseye vermiyor.

-ter kokusuna karşı takıntılı.kötü koku duydugunda tepki gösterir.

- saç’a karşı takıntısı var.yerde - orada - burada saç teli dahi gördüğünde direkt (s.o.s.) veriyor.( annemle halimizi düşünün)

- parmakta çıkmış/bir kısmı bozulmuş oje gördüğünde, gidip değiştirmem için uyarıyor.(cıkmış oje çirkin duruyormuş)

halam:

-temizlik hastası.covid döneminde banyo lavabosunun üzerinde, sabun şişesinin içinde çamaşır suyu tutuyordu.bir kere sabun sanıp ellerime sıkmıştım.. daha geniş örnek verecek olursam: covid döneminde market poşetlerini dahi yıkayıp,dışarıya asıp 3 gün bekletiyordu.dışarıda lavaboya girmeyi sevmediği için cok fazla su içmez. :)

-evde asla eşya biriktirmez.giyilmeyen eşyaları sürekli veriyor.evde asla fazlalık olarak gördüğü bir şeyi bulamazsınız.

amcam :

-temizlik hastası. kendine ait özellikle mutfak ve ev düzeni ile alakalı çeşitli takıntıları var.evde alfa amcam( babannemle yaşıyorlar)

annem:
-kapı kollarından tutun, elektrik düğmelerine kadar çamaşır sulu bezlerle siliyor( mikrop oralarda olduğu için)

-belirli saatlerden sonra çay-kahve içmez(çayın-kahvesinin gün içinde saati var.. saate bakar ona göre karar verir) çünkü belirli saat sonra içtiğinin kendisini uyutmadığını söylüyor.

-uykusunun saati var.geçince uyuyamadığını düşünüyor.


say say bitmezz.. :)

merdiven saymak. adım saymak. bir kilo nohut, bir kilo fasulye (hem kuru hem yeşil) kaç tane nohut, fasulye olduğunu saymak. küçükken okuduğum bir antep masalına öykünüp birkilo mercimeği de saymaya kalkışmış sonra vazgeçmiştim. sürekli yürüdüğüm güzergah olup kaç adım olduğunu biliyorsam gerisin geri sayarak hedefe vardığımda sıfıra ulaşmaya çalışmak. ulaşırsam kendimi öpmek.

herkesi kendim gibi sanmam. misal kız arkadaşımı aldattım. sonra "eğer ben aldattıysam kız arkadaşım da beni aldatır, ben bunu kaldıramam" dedim. gül gibi ilişkiyi sonlandırdım. şaka maka belki şimdi evliydik. püh iq.

gördüğüm sayıları sürekli 3 e bölünüyor mu diye test ediyorum.

çayı altlığa damlattıklarında tüm ayarlarım bozuluyor

tuvalet kağıdının ucu dış tarafta kalacak ya aksini yapanın içi nasıl rahat eder anlamış değilim

konuşurken elimi kolumu oynatmak.

alarm çalmadan uyanıp alarm çalana kadar uyuyamamak,alarm caldiktan sonra uykuya devam ediyorum.. çok garip. :(