tüplü televizyon

yaa o tüplü televizyonda yayın dışı alanda gözlenen karıncalı görüntünün evrenin başlangıç patlamasının arka alan elektromanyetik dalgası olduğunu öğrendiğimde tüplü televizyonlar kullanım dışı olmuştu.
o görüntüye o cızırtıya başka bir duyguyla bakabilirdim oysa...çok yazık

'tüplü' tanımı çok genç yeni kuşakta kafa karıştıracaktır eminim. hayır kardeşlerim otomobillerdeki veya eski tip fırınlarda olduğu tarzda 'gazlı' bir televizyon değildi, neon lamba esaslı bir ekranları vardı. hepsi bu. (sizinle kafa bulacak olanların 'işyerlerinde böyle büyük sanayi tüplü tv.ler kullanırdık, hiç unutmam yan maallenin kaavesindeki patladı da tam yirmibir ölü çıkardık içerden..' türü geyiklere itibar etmeyiniz.)

blaupunkt marka tv. bazı modelleri uzaktan kumandasızdı. elektronik parça ile modifiye edilip uzaktan kumandalı hale getiriliyordu. taş gibi tv idi. bir bu. iki grundig derim.

bu tv ler sayesinde çoğu elektronikçi ekmek yemiştir. güzel ve zevkli iş.

mario ve contra nın tadı sadece tüplü tv de çıkıyor.

2007 - 08 yıllarında yerini yavaş yavaş plazma tv'lere, plazmalar da 2013 gibi yerlerini led'lere bıraktılar. şimdi de yerlerini 4k'lar aldı. daha da ilerlerse 50 k'ya çıkacak ama tüplü televizyonda gösterilen dizi, çizgi film, yarışma zevki bunlarda hissedilmeyecek.

eskiden üzerine danteller örtülür, biblolar konurdu. o zamandan bu zamana televizyon tekniği, değişim ve dönüşüme uğradı. sihirli kutu olarak da neredeyse herkesin hayatının bir parçası olmayı başarabilmiş bir iletişim aracı.

içi boşaltılmış bir (vakum) tüple bir ya da üç elektron tabancasına sahip televizyon. bir yüzü, yani ekran yüzü başlangıçta hafif bombeliydi. entegre devre tekolojisi gelişince ekran düzleşmeye başladı. ekran yüzü iç kısımda elektron çarpınca beyaz (siyah beyaz tvlerde) ya da kırmızı, yeşil, mavi (rgb) ışıma yapan bir boyayla kaplıdır.
tek rengi anlatalım. elektron tabancası tam merkeze odaklıdır. elektron iki adet yanal plaka arasından geçer. bu plakalara testere dişi biçiminde bir gerilim uygulanır. yani gerilim +10 volltan başlar, örneğin -10 volta kadar çıkar. sonra sıfır saniyede +10 volta düşer. böylece elektron sol plakaya çekilir. sonra uzaklaşmaya başlar. sağ plakaya geldiği anda tekrar sola döner. buna sweep ya da süpürme diyoruz. bu hareket ekranın tam ortasında bir çizgi çizer.
bir de üstte ve altta iki plaka vardır. bunlara da video sinyali uygulanır. böylece elektron soldan sağa gderken yörünge değiştirir. elektron ekranda hareket etmiş olur. ekrana çarpan elektron bir noktanın ışıldamasına yol açar.
hem soldan sağa, hem de yukarıdan aşağı hareket çok hızlı olduğundan biz ekranda resim varmış gibi görürüz.
tüplü televizyon kabaca böyle çalışır.

eskiden televizyona bağlanan commodore 64 adında bir bilgisayar vardı. müzik kasedi şeklinde olan oyun kasetleri vardı.

doksanlara tetrisle beraber damgasını vurmuş bir icattı. anneler çok oyun oynadı ders çalışmıyor diye çocuklarına televizyonun tüpü bitiyor der oyunun başından alırlardı.

tüpü biten alet.

tüplü televizyonda renk hücrelerindeki ışımanın sönümlenmesine zaman vermek için tek bir görüntünün önce tek satırları, arkasından da çift satırlar taranır. göz bunu tek bir resim olarak görür...

sene 90'lar civarı şantiyede kalıyorum köle isaura, olacak o kadar ve dj. bülent en sevdiğim programlardı.
şantiyede cemal çavuş vardı ,biracı ve trt 2 sabun güney amerika köpüğü dizi hastası bırak 7/24 dizi izlesin o derece ,hasta. haberleri ve açık oturumu izlesem bana kızardı .
televizyonu açasın yok 15-16 senedir haberler arada bir iki açık oturum.
isterse 4k olsun eski tüplü tadı yok televizyon kanalları olayında .
yutup falan başka tabi.

varligina inanmadigim televizyon

evet, detaylar icin dm kutuma gelin bu konuda bir grup kurmayi hedefliyorum

bildiginiz tuplu televizyonlarin varligini inkar ediyorum. atupistim.

dm kutuma gel(erkek olmak, 18'den buyuk olmak, en az 20 c...saka saka kardes pride grubu kurmuyoruz gelin iste)

tarih olmustur. evet.

hala bizde var ve kullanıyoruz. heç bu eve gelin gelir mi?

ev derken kontaynır yağni. doa edeyim, belki olur.

oğlum çocuktu henüz, kendisine tablet almamı istediği bir keresinde, teknolojik gelişmeyi anlatma kabilinden, ona "biliyormusun eskiden biz tüplü televizyon izliyorduk.." demiştim. arkadaşlarından birisinin babası da, o sıra otomobilini tüplüye çevirtmiş ve anlaşılan bizimikine söylemiş övünmüş olmalı ki;
arkadaşıyla şöyle bir konuşmalarına tanık oldum: "tüplü araba da bişey mi akıllıım, babamın tüplü tv.si bile varmış eskiden.. ama biz sevmiyoz ki tüplü şeyleri .."

ilk tüplü televizyon ikinci dünya savaşı öncesinde telefunkenin berlin fabrikasında üretilmiştir.telefunkeni takip eden schaub lorenz ,nordmende,siemens, blaupunkt,metz gibi alman firmaları,uzun yıllar boyunca dünyanın en kaliteli tüplü televizyonlarını ürettiler.

itina ile tamir edilir.

izlemekten en zevk aldığım televizyon türü.

evet, ben bir nostalji hastasıyım. ama tüplü televizyonlar gerçekten güzel aletler. zira tüplü televizyonun ekran panelleri günümüz televizyonlarına göre dijital değildir, analog yapıdadır. sahip olduğu "katot ışın" teknolojisi sayesinde, en gerçekçi renkleri veren televizyon çeşididir. ayrıca 7'den 70'e her tüplü televizyonun çözünürlüğü standart olarak 480p olduğu için, çözünürlük duyarlılıkları da yoktur. yani 240p, 360 ve 480p görüntüleri çamur gibi göstermekten ziyade, sanki 1080p çözünürlüğüymüş gibi gösterir.

hem renkleri en canlı veren, hem de bu tarz avantajlara sahip olan bir televizyon. daha ne isterim ben bu dünyadan! tek eksisi, sadece 4:3 oranında olması. onun için de yapacak pek bir şey yok. zira bu dünyada,"kusursuz elektronik eşya" diye bir şey de yok. zaten ilk çıktığı dönemde bırakın 16:9 ekran oranını, hd çözünürlüğün h'si bile yoktu.

benim için asla bitmeyecek olan televizyondur. çok severiz.

ulan aslında tüplü tv daha teknolojikti lan. elektron tabancası vardı, manyetik bobini vardı. tamam öküz gibiydi ama şimdiki tv'leri taşırken bile esnemeden bozulduğu gibi bozulmuyordu. şunu yeniden yüksek standartta üretseler alırım lan.

trt'nin türk milletine kazığı bandrol sağ üst tarafta olurdu.
şöyle bir şeydi. haram zehir zıkkım olsun bu paraları iç edenlere.

şimdi bakınca antika gibi duruyor ama bir zamanlar salonun başköşesinde gururla duran, üzerine dantel örtülen, "dokunma çocuğum, bozulur" diye korunan aile fertlerinden biriydi.