61.
"bazı kanunlarda değişiklikler yapılmasını" içeren kanun teklifi, akp'li milletvekillerin imzasıyla tbmm'ye sunuldu. buna göre, çeşitli nedenlerle kuvvet komutanlıklarının rütbe karşılama oranlarında eksiklik veya fazlalık oluşması halinde personel ihtiyacının karşılanabilmesi gerekçesiyle rütbe bekleme süreleri cumhurbaşkanı kararıyla değiştirilebilecek. akp’nin tbmm’te sunduğu kanun teklifinin yasalaşması halinde cumhurbaşkanı’na, “tsk’dan personel çıkarma yetkisi” getirilecek.
link
"akp kanun teklifi verdi, cumhurbaşkanı'na subayları ihraç etme yetkisi geliyor: chp'den "yol yakınken vazgeçin" çağrısı"
link
jandarma akademisi’nde cami buluşmaları yapıldı
akademide görevli imam, subay ve astsubay adayı öğrencilerle camide “sohbet” adı altında dini toplantılar yapıyor. bazı günlerde “özel davetlilerin” akademi’ye gittiği öğrenildi
link
*** *** ***
ortadoğu'yu en iyi bilen gazeteci hüsnü mahalli, bu coğrafyayı uyumlu islam'la yeniden fethetme girişimlerine farklı bir pencereden ışık tutuyor.
• 'arap baharı'nda gerçek amaç demokrasi değil, islam'dır.
• "model türkiye" 'arap baharı'nda daha dindar olmalı.
• 'arap baharı'nda yeni "kıble" washington mı?
• suriye düşmeden 'arap baharı' kış olur.
• 'arap baharı'nda modellerden model seç: türkiye, mısır ya da pakistan
• 'arap baharı'nda generaller de camiye gidecek.
• 'arap baharı'nın müjdesini wikileaks vermişti.
• 100 yıllık yeni büyük oyun'da ikinci cumhuriyetler gerek.
• araplar, cumhuriyet'ten bu yana türkiye'de yaşanan laik-islamcı tartışmalarının tümünü şimdi yaşayacak.
ortadoğu'da kanlı bahar: acılı bir coğrafyanın uyumlu islam'la imtihanı - hüsnü mahalli
devamını gör...
62.
msb personel müdürü, milletvekillerine anlattı: “eğer bu yasa geçmezse hava ve deniz’de tek korgeneral adayı kalır”
msb personel genel müdürü tümgeneral orhan gürdal, tbmm plan ve bütçe komisyonu’nda kuvvet komutanlarının yaş haddini 72’ye yükseltecek ve kurmay olmayan tuğgeneral ile tümgenerallerin, korgeneral ve orgeneral rütbelerine yükselebilmesine olanak tanıyan yasayı anlatırken çarpıcı bilgiler verdi: "15 temmuz sonrasında kurmay subayların yüzde 95’i fetö bağlantısı nedeniyle ihraç edildi.* hava kuvvetleri'nde 65 generalin sadece 17’si kurmay. bu yıl korgeneral terfisi için uygun yalnızca bir aday var. deniz kuvvetleri’nde de durum benzer.”
s*rbestiyet
müthiş bir ordu gerçekten. göz kamaştırıyor. bu arada bu orduya yaklaşık on yıldır subay yetiştiren kurumun başında erhan afyoncu var. kendisinin zerre askeri tecrübesi yok. israel vatandaşı olan ve zorunda olmadığı halde askerlik hizmeti yapan müslüman arap bir israelli kadın bu konularda kendisinden daha deneyimlidir. müslüman arap binbaşı ella ile kıyaslanamaz bile. *
zamanında sırf asker sayısı fazla diye saddam'ın ordusunu abd-rusya-çin'den sonra en güçlü 4. ordu olarak görenler vardı. artık yoktur herhalde. zaten saddam da yok, ordusu da... belki de tarih tekerrür eder.
devamını gör...
63.
subay yetiştiren okullarını lağvedip yeni oluşturdukları sistemin başına erhan afyoncu adında birini getirdiler ve bir de üstüne general ünvanı verdiler bu adama. müthiş gerçekten. dünya üzerinde herhangi bir orduda binbaşı ve albay üzerinde rütbede olan birini kolay kolay göremezsiniz, general yani. normali de budur.
askeri tecrübesi sıfır olan bir paraziti hiç göremezsiniz.
msü rektörü prof. erhan afyoncu:
- 12 yıl zorunlu eğitim bana göre fazla.
- yeni nesil 3 yaşında okula başlıyor ve 19 sene boyunca okuyor.
- zorunlu eğitim 8 yıl olmalı.
- sadece türkiye’de değil, tüm dünyada eğitim sistemi değişmeli. (senin fikrini önemseyen mi var lan dırzo?)
link
erhan afyoncu:
“biz eğitim süresini uzattıkça insanların iş bulmasını engelliyoruz. iki, eğitim süresini uzattıkça insanların evlenmesini geciktiriyoruz. zorunlu eğitimin 12 yıldan 8’e düşmesi, üniversite kontenjanlarının azalması evliliği artıracaktır. aynı zamanda çocuk sahibi olmayı da artıracaktır
link
necip türk insanı neredeyse her ankette en güvendiği kurum için tsk cevabını verir de bence cevaplarını gözen geçirsinler. iyi düşündünüz mü? son kararınız mı?
askeri tecrübesi sıfır olan bir paraziti hiç göremezsiniz.
msü rektörü prof. erhan afyoncu:
- 12 yıl zorunlu eğitim bana göre fazla.
- yeni nesil 3 yaşında okula başlıyor ve 19 sene boyunca okuyor.
- zorunlu eğitim 8 yıl olmalı.
- sadece türkiye’de değil, tüm dünyada eğitim sistemi değişmeli. (senin fikrini önemseyen mi var lan dırzo?)
link
erhan afyoncu:
“biz eğitim süresini uzattıkça insanların iş bulmasını engelliyoruz. iki, eğitim süresini uzattıkça insanların evlenmesini geciktiriyoruz. zorunlu eğitimin 12 yıldan 8’e düşmesi, üniversite kontenjanlarının azalması evliliği artıracaktır. aynı zamanda çocuk sahibi olmayı da artıracaktır
link
necip türk insanı neredeyse her ankette en güvendiği kurum için tsk cevabını verir de bence cevaplarını gözen geçirsinler. iyi düşündünüz mü? son kararınız mı?
devamını gör...
64.
askerde iki şeyi çok net bir şekilde gözlemledim.
birincisi harp okulu mezunu subayların bu ülkenin gerçek altınları olduğu. elemanların merdiven çıkışı bile bir disiplin içerisinde. sınır güvenliğini öz namusu gibi görüp gece gündüz demeden hiç şikayet etmeden korumaları... dış kaynak teminli subayları da gördüm. ve çoğunluktaydılar. allah ülkemizi düşmandan değil bu salaklardan korusun amin.
ikincisi husus ise bildiğiniz üzere türk askerinin şikayet etmemesi geyiği. bu gerçek arkadaşlar. hayatında köy görmemiş istanbullusu da vardı gördüğü tek dış çevre askerlik olan erzurumlu çobanda.
bizim karakollarda sıcak su yoktu, araç yoktu intikal vardı. cezalar, spor derken ilk haftalar insanın iflahını düzen bir disipline tabiydik.
şimdi ırkçılık yapmak istemiyorum da bu da bir gerçek. doğu kökenli askerler kırsala daha yatkın olmalarına rağmen sürekli bir şikayet ve mızmızlanma içindeydiler. buna karşın türk kökenli çocuklar hiçbir şikayet etmeden tüm zorluklara rağmen görevlerini yerine getiriyordu. askerliğe sövüp kadınsız kalmaktan kafayı yemeleri hariç *.
bu milletin içindeki gerçek dirayeti ve cevheri ben orada gördüm. ve türk silahlı kuvvetleri her ne kadar yipratilmaya çalışılsa da atatürk'ün dediği gibi bu milletin gerçekten celiklesmis bir ifadesidir.
insanın ordunun ve ülkenin düştüğü halleri görüp de içininbparçalanmaması mümkün değil.
birincisi harp okulu mezunu subayların bu ülkenin gerçek altınları olduğu. elemanların merdiven çıkışı bile bir disiplin içerisinde. sınır güvenliğini öz namusu gibi görüp gece gündüz demeden hiç şikayet etmeden korumaları... dış kaynak teminli subayları da gördüm. ve çoğunluktaydılar. allah ülkemizi düşmandan değil bu salaklardan korusun amin.
ikincisi husus ise bildiğiniz üzere türk askerinin şikayet etmemesi geyiği. bu gerçek arkadaşlar. hayatında köy görmemiş istanbullusu da vardı gördüğü tek dış çevre askerlik olan erzurumlu çobanda.
bizim karakollarda sıcak su yoktu, araç yoktu intikal vardı. cezalar, spor derken ilk haftalar insanın iflahını düzen bir disipline tabiydik.
şimdi ırkçılık yapmak istemiyorum da bu da bir gerçek. doğu kökenli askerler kırsala daha yatkın olmalarına rağmen sürekli bir şikayet ve mızmızlanma içindeydiler. buna karşın türk kökenli çocuklar hiçbir şikayet etmeden tüm zorluklara rağmen görevlerini yerine getiriyordu. askerliğe sövüp kadınsız kalmaktan kafayı yemeleri hariç *.
bu milletin içindeki gerçek dirayeti ve cevheri ben orada gördüm. ve türk silahlı kuvvetleri her ne kadar yipratilmaya çalışılsa da atatürk'ün dediği gibi bu milletin gerçekten celiklesmis bir ifadesidir.
insanın ordunun ve ülkenin düştüğü halleri görüp de içininbparçalanmaması mümkün değil.
devamını gör...
65.
nedir bu çocuk takıntınız anasını satayım ya. millete doğurtup doğurtup sonra da o çocukları.. tövbe tövbee..
devamını gör...
66.
yeni subayları gümbür gümbür geliyor.
link
gördüğümüz manzara, basit bir mezuniyet töreni fotoğrafı değildir.o fotoğraf, türkiye cumhuriyeti’nin kurucu felsefesine, ordunun sarsılmaz karakterine ve bu milletin birliğine saplanmış paslı bir hançerdir. jandarma gibi bu vatanın en temel direklerinden birinin mezuniyet kürsüsünde, bir din görevlisinin resmi bir sıfatla yer alması ve dua etmesi, bir gaflet anı değil, bilinçli bir erozyonun son ve en tehlikeli adımıdır.
bu durumun sakıncası, bir duanın edilip edilmemesi meselesini çoktan aşmıştır. tehlike şuradadır:
1. ordu, bir mezhebin değil, milletin ordusudur: türk silahlı kuvvetleri, sünni, alevi, gayrimüslim ya da herhangi bir inanca sahip olmayan her bir ferdin ortak ve milli güvencesidir. kürsüye bir din adamını çıkardığınız an, orduyu belirli bir inancın ve mezhebin koruması altına sokmuş gibi gösterirsiniz. o üniformayı giyen ama farklı inançlara sahip olan evlatlarımızın ruhunda açtığınız yarayı, böldüğünüz birliği neyle tamir edeceksiniz? orduya "fitne" sokmanın en kestirme yolu, onu din siyasetinin bir parçası haline getirmektir.
2. sadakat anayasaya mı, uhrevi bir otoriteye mi?: bir asker, sadakatini ve yeminini, karşısındaki komutanına, anayasaya ve bayrağa karşı eder. araya dini bir otorite sokulduğunda, sadakat zinciri kırılır. askerin görevi, aklın ve bilimin ışığında, kanunların emrettiği şekilde vatanını korumaktır; bir din adamının telkinleriyle maneviyat aramak değil. ordu, peygamber ocağıdır; çünkü kutsal olan vatan nöbetini tutar. bu kutsallık, kendi içindedir; harici bir onaya ihtiyacı yoktur.
3. laiklik, bu devletin çimentosudur: laiklik, bir "dinsizlik" projesi değil, tam aksine, her inancın özgürce yaşanabilmesinin ve devletin tüm vatandaşlarına eşit mesafede durmasının teminatıdır. ordu, bu ilkenin en çelik zırhıdır. siz bu zırhı deldiğinizde, devletin temelini dinamitlemiş olursunuz. tarih, dinin siyasete ve orduya karıştığı devletlerin nasıl içten içe çürüdüğünü ve en küçük bir dış müdahalede nasıl yerle bir olduğunu acı örneklerle yazmaktadır.
sonuç olarak:
mustafa kemal atatürk ve silah arkadaşları, bu cumhuriyeti kurarken ordunun siyasetten ve dinsel dogmalardan arındırılması için kanlarını ve canlarını ortaya koydular. onların amacı, aklı hür, vicdanı hür nesillerin koruduğu, çağdaş bir vatan yaratmaktı.
bugün o kürsüde yapılan, sadece bir dua değildir. o kürsüde yapılan, cumhuriyetin kuruluş ayarlarına, ordunun disiplin ve birlik ruhuna ve laikliğin kırmızı çizgisine yönelik pervasız bir meydan okumadır.
unutulmamalıdır ki, bir askerin en büyük duası, görevinin başında ettiği yemindir. onun seccadesi vatan toprağı, tesbihi ise tetiğindeki parmağıdır. gerisi, bu kutsal ocağa siyasetin ve ayrışmanın zehrini enjekte etmektir.
devletin her kurumu kendi sınırını bilmek zorundadır. ordu kışlaya, siyaset meclis'e, dua ise camiye yakışır. bu üçünü birbirine karıştıranlar, bu millete en büyük ihaneti yapanlardır. nokta.
link
bölgesel güç türkiye... aynen öyledir aynen. aklıma nedense saddam rejininin ordusu geliyor. reyiz geçiş sırasında elinde tüfekle havaya ateş ederse tıpkısının aynısı olacak. üniforma da giymesi lazım tabi.
link
gördüğümüz manzara, basit bir mezuniyet töreni fotoğrafı değildir.o fotoğraf, türkiye cumhuriyeti’nin kurucu felsefesine, ordunun sarsılmaz karakterine ve bu milletin birliğine saplanmış paslı bir hançerdir. jandarma gibi bu vatanın en temel direklerinden birinin mezuniyet kürsüsünde, bir din görevlisinin resmi bir sıfatla yer alması ve dua etmesi, bir gaflet anı değil, bilinçli bir erozyonun son ve en tehlikeli adımıdır.
bu durumun sakıncası, bir duanın edilip edilmemesi meselesini çoktan aşmıştır. tehlike şuradadır:
1. ordu, bir mezhebin değil, milletin ordusudur: türk silahlı kuvvetleri, sünni, alevi, gayrimüslim ya da herhangi bir inanca sahip olmayan her bir ferdin ortak ve milli güvencesidir. kürsüye bir din adamını çıkardığınız an, orduyu belirli bir inancın ve mezhebin koruması altına sokmuş gibi gösterirsiniz. o üniformayı giyen ama farklı inançlara sahip olan evlatlarımızın ruhunda açtığınız yarayı, böldüğünüz birliği neyle tamir edeceksiniz? orduya "fitne" sokmanın en kestirme yolu, onu din siyasetinin bir parçası haline getirmektir.
2. sadakat anayasaya mı, uhrevi bir otoriteye mi?: bir asker, sadakatini ve yeminini, karşısındaki komutanına, anayasaya ve bayrağa karşı eder. araya dini bir otorite sokulduğunda, sadakat zinciri kırılır. askerin görevi, aklın ve bilimin ışığında, kanunların emrettiği şekilde vatanını korumaktır; bir din adamının telkinleriyle maneviyat aramak değil. ordu, peygamber ocağıdır; çünkü kutsal olan vatan nöbetini tutar. bu kutsallık, kendi içindedir; harici bir onaya ihtiyacı yoktur.
3. laiklik, bu devletin çimentosudur: laiklik, bir "dinsizlik" projesi değil, tam aksine, her inancın özgürce yaşanabilmesinin ve devletin tüm vatandaşlarına eşit mesafede durmasının teminatıdır. ordu, bu ilkenin en çelik zırhıdır. siz bu zırhı deldiğinizde, devletin temelini dinamitlemiş olursunuz. tarih, dinin siyasete ve orduya karıştığı devletlerin nasıl içten içe çürüdüğünü ve en küçük bir dış müdahalede nasıl yerle bir olduğunu acı örneklerle yazmaktadır.
sonuç olarak:
mustafa kemal atatürk ve silah arkadaşları, bu cumhuriyeti kurarken ordunun siyasetten ve dinsel dogmalardan arındırılması için kanlarını ve canlarını ortaya koydular. onların amacı, aklı hür, vicdanı hür nesillerin koruduğu, çağdaş bir vatan yaratmaktı.
bugün o kürsüde yapılan, sadece bir dua değildir. o kürsüde yapılan, cumhuriyetin kuruluş ayarlarına, ordunun disiplin ve birlik ruhuna ve laikliğin kırmızı çizgisine yönelik pervasız bir meydan okumadır.
unutulmamalıdır ki, bir askerin en büyük duası, görevinin başında ettiği yemindir. onun seccadesi vatan toprağı, tesbihi ise tetiğindeki parmağıdır. gerisi, bu kutsal ocağa siyasetin ve ayrışmanın zehrini enjekte etmektir.
devletin her kurumu kendi sınırını bilmek zorundadır. ordu kışlaya, siyaset meclis'e, dua ise camiye yakışır. bu üçünü birbirine karıştıranlar, bu millete en büyük ihaneti yapanlardır. nokta.
link
bölgesel güç türkiye... aynen öyledir aynen. aklıma nedense saddam rejininin ordusu geliyor. reyiz geçiş sırasında elinde tüfekle havaya ateş ederse tıpkısının aynısı olacak. üniforma da giymesi lazım tabi.
devamını gör...
67.
şu an tişrin'deki ypg mevzilerini bayraktar tb2'lerle vuruyor. ypg/sdg'ye yönelik büyük çaplı bir askeri operasyona daha var. bölgede dengeleyici bir diğer aktör israil olduğu için işimiz zor. israil bu, manyağın teki, dehşet bir hava gücü var. çatışmalara da müdahale ediyor. suriye'nin ali kıran baş keseni aw.
devamını gör...
68.
abd'nin oluşturacağı ortak görev gücünde gazze'de rehine aramalarına katılacak, gazzelilere insani yardımlarda bulunacakmış.
devamını gör...
69.
abdnin oluşturacağı hiç bir güç insani yardım için olmaz. bizim mehmetçiği abdye 'köleleri ezen köle' olarak sattı yine rte. karşılığında da türk halkına karşı hain icraatlerine devam edebilmek için destek sözü aldı.
devamını gör...