türkiye’de eksikliği en çok hissedilen şey

adalet, vicdan, eğitim, para

dayaktır. türk halkının her dönem dayak yola getirmiştir.

iş,aş haydar baş (bkz: swh)

eğitim eğitim ve eğitim. bunun yanında eğitimde eksik olan sistemdir. sadece bunlar da değil, güvenlik de yok. ahlak bekçileri her yerde fakat gece sokağa bir kadın çıksın "onun orada ne işi vardı o saatte" deniyor. adam bildiğiniz elini kolunu sallayarak da dışarı çıkıyor. bu adalet eksikliği. bilgi yok. millet kitap okumuyor. araştırma yaptım hangi millet sene de kaç kitap okur diye kısaca sadece karşılaştırmak için;
japonya ortalama 25
isviçre ortalama 10
türkiye ise ortalama sadece 7
bu 7 kitapla nerelere gelmeyi planlıyoruz biz? geçen sene 25 kitap okudum sene boyunca ve kardeşim bile 25. kitabı okurken bana "bir japon şu anda 27. kitabını okuyor, boşuna okuma" dedi. cidden türkiye'nin hali içler acısı.

normal ıq seviyesine sahip insanlar.

adalet, liyakat, vicdan ve düşünme

atatürk gibi bir liderdir. gayet net.

führer.

deha bir lider.

gerçekler

adalet ve kalkınma

seks.

cinsel açlığın afrikası diye boşuna demiyorlardır bence.

medeniyet, refah ve konfor.

eğitim.

hukuktur. bizim insanımız soft kurallarla terbiye edilemez. en sert cezalar uygulanmalı. tabii bunla olurken bazı kötü muameleler olacaktır bunlar da işin tuzu biberi (bkz: swh). daha fazla cezaevi yapılmalı ve idam geri gelmeli. halka açık gösterilen idamlar da olsa tadından yenmez.

ilim, samimiyet, sünnete ittibâ

herkes kendi bakış açısına göre bir şeyler sıralayabilir. bana soracak olursanız bir değil birkaç şey söylemek isterim.

1 - metropoller: durun gülmeyin, demek istediğim nüfusun yaklaşık dörtte birinin istanbul'a toplanmış olmasından bahsediyorum. belli başlı bazı sektörlerde istanbul dışında asla iş bulamaz yaşam kuramazsınız, türkiyenin en az 10 metropol şehre ihtiyacı var.

2 - ulaşım: evet ulaşım. türkiye'nin bence daha kolay, hızlı ve affordable(karşılanabilir diye çevirebiliriz) ulaşıma ihtiyacı var. istanbul'dan adanaya gitmek istedin diyelim: uçakla gidersin ama uçak asgari ücretin 8'de biri fiyataysa gidemezsin. duble duble yolları da 12 saat otobüsle arşınlamak belli yaştan sonra gerçekten çekilmez oluyor.

3 - en en ennnnnnn önemli şey: çalışma koşulları konusundaki kanunlar ve bunların uygulanması. insanlar haftada 55 saat çalışıp 406 euro kazanıyor. orta avrupa'da kimse sizi 55 saat çalıştıramaz, cumartesi iş yoktur. asgari ücretler de birkaç ülke dışında daha yüksektir, ayrıca insanların yarıya yakını asgari ücretle geçinmez. ek olarak işveren ahlakından bahsedelim, epey bağlantılı bir konu. kanunlarımız işverenlerin çalışanı sömürmesine izin vermemeli. 3 kişinin yapacağı bir işi tek kişi işe alıp ona yıkmak ne demek? mesai saatini geçirtip overtime ödememek ne demek? cimri iş anlayışına baş kaldırana mobbing uygulamak ne demek?
yahu bana sorarsanız overtime'ı falan bırakın hiçbir koşulda birinin 8 saatin üzerinde çalıştırılmasını istemem. bu insanların hayatı var bre kalleşler. siz gençlikte süründünüz diye şimdinin gençleri de sürünecek mi? hiç mi iş dışında hayatı olamayacak bu insanların?

4 - düzenli, sabit bir para birimi. bakkala ekmek almaya gittiğimde yanıma hep bir önceki günden fazla para alıyorum. neden? bir gidiyorsun ekmek zamlanmış. yine bununla bağlantılı olarak bir piyasa kontrolü de şart arkadaş. bir dilim baklava 33 lira olur mu bre insafsız? hayır verdikleri de fıstıklı falan orijinal baklava olsa... ne koyuyorsun içine keçi sütü mü? 33 lira ne? ülke dev bir havalimanına döndü anasını satayım. herkes delirmiş.

5 - deprem/fay yasası. allahınız varsa antakyaya bir daha bina dikmeyin. dikmeyin arkadaş! açın tarihi bakın antakyada deprem olması sürpriz bir şey değil. çok değil en fazla 300 yıl sonra torununun torunu yine beton altında kalacak, böyle devam ederse kalacak. meşhur amerikan filmlerindeki tek katlı küçük bahçeli evlerden yapmak neden bu kadar zor?

6 - tok gözlü insan. deprem derken aklıma geldi bak bu da, yahu niye kat kat daire çıkıyorsun? kiraları toplayınca ne olacak? ne yapacaksın anasını satayım o kadar parayı? ne güzel bir evin var, çalışır edersin paran da var. git canının istediğini al ye, iç, gez, toz. ne diye kat kat bina çıkmak istersin? karadenize bir bakın, trabzonun dağlarına dikip dikip duruyorlar betonları. yarın bir deprem de orada olsa ne halt edeceksiniz? betonu katı geç canından oluyorsun ya, az gözünüz doysun.

neyse yeter çok şey var aklıma geldikçe geliyor yazmicam artık.

güzel omuz.
çok az ya...

eğitim ve adalet

eğitim.