iktidarın değişmesi..
bir ümittir yaşamak..
devamını gör...
bu ülkenin baştan sonra bir zihniyet değişikliğine ihtiyacı var. türkiyenin iyi bir terapi alması gerekiyor.
devamını gör...
aile içi eğitimin ve sosyal algının tamamen gözden geçirilip değiştirilmesi gerekiyor, önceki nesilleri değiştirmemiz artık çok zor olsa da, en azından gelecekle alakalı bir miktar da olsa kafamız rahat olabilir.
devamını gör...
yazıldıysa affola
beyaz zambaklar ülkesinde adlı kitabın herkes tarafından okunması. belki daha iyi yol vardır ama bu kitabı herkes okusa daha iyi yerlerde olabilirdik.
devamını gör...
memleketin ancak okuyup yazmakla kurtulacağına inananlardanım.
(bkz: reşat nuri güntekin)
devamını gör...
toplumun değişmesidir. bu da imkansız olduğuna göre düzelmez.
devamını gör...
ekonomik özgürlük, kapitalizm, liberalizm.
devamını gör...
öncelikle türk değerlerine dönüştür. esas türk değerlerine, islam öncesi türk değerlerine* dönüşle düzelme başlayacaktır.
bunun ardından bilim, sanat ve teknolojide gerçek ve katma değer sağlayacak atılımlar.
hala fırsatımız var. kendi ömrümüzde göremezsek bile 100 sene sonraki nesle güçlü ve refah bir ülke inşaa edebiliriz.
devamını gör...
eğitim
devamını gör...
tek bir çözüm var oda ülkeye reset atmak.
devamını gör...
başıma bir şey gelmicekse konuşurumcular biraz cesaretlense olcak bişiler.
devamını gör...
keşke tc numarası olan herkes, insanlık sınavına sokulsa, ve herkes geçer not alana kadar tekrar tekrar sınava girse,
belki bu şekilde öğrenirler, okumak zorunda kalırlarsa öğrenirler...
okumayı anlamayı öğrenirler, düşünmeyi öğrenirler, okuma yazma öğretmek yeterli değil, düşünmeyi anlamayı öğretmek lazım,

herkes eğitim demiş de, eğitim evet ama ne eğitimi... eğitimi düzelttin verdin, ee.. güya eğittiğin kişi öğrenecekmi, anlayacakmı, uygulayacak cesareti bulacakmı...

insanlar varlıklarının farkında değil, kimse önce ailesine karşı bile sınırlarını bilmiyor, koruyamıyor,

"bir insana fiziksel olarak tecavüz edilmesi ile kişisel haklarına tecavüz edilmesi aynı yaraları açar..."

nerede okuduğumu kimin söylediğini unuttum ama tam olarak böyle, nihan kaya büyük ihtimalle

dolayısıyla her zaman söylediğim bir şey var, biz saygı adı altında, maalesef sömürülmek için "kandırıldık"
bize sürekli saygı adı altında, büyüklere yaşlılara, anaya babaya, öğretmene, müdüre, milletvekiline, bakana, cumhurbaşkanına, saygı diye başlayarak, söyledikleri herşeyin altında, bizim haklarımıza tecavüz vardı,
saygıyı, bize saygı göstererek, öğretmediler... bir şekilde anne, baba, öğretmen, müdür, bakan vs olanların hepsi, saygıyı "menfaati" için kullandı, çünkü toplumda bu mevkilere tapılıyor, ve hepsi de sonuna kadar kullanıyor, hala, maalesef bu bilinçsiz kesimin yeni nesil çocuklarının çocukları da böyle yetişiyor, çok da değişen bir şey yok...

genelde hiçbir yerde otorite kuramayan insanlar, yada çok kolay mevki sahibi olmuş insanlar, eşlerini ve çocuklarını da maddi manevi yönetme eğiliminde oluyorlar, (bir şekilde eğitimi ve yeterliliği olmadan, küçük yaşta devlet memuru olup, haketmeden yetki sahibi olan, kolay para kazanan kişiler gibi, evlenmek ve çocuk yapmak dışında ürettiği hiçbir değer olmayan, olsada farkedilmeyen annelerimiz gibi)

anne baba da olsa kimse kimsenin yerine düşünme, karar verme hakkına sahip değildir, türkiyede ailelerdeki en önemli sorun, iyiliğini düşünme adı altında, çocukları "rahat bırakmamalarıdır"
çocuklar "kendisi olma"nın ne olduğunu öğrenemiyor, bilmiyor, çünkü rahat bırakılmıyor... baskıyı "normal" bir şey olarak tanıyor çocuklar, ve rahatsız edilmeye alışıyorlar, baskıya alışıyorlar, mecbur olduklarını öğreniyorlar, çünkü başka bir alternatif görmüyorlar, hep içinden düşünüyor, fikrini söylemek saygısızlık olarak öğretiliyor...
önce evde, sonra okulda, sonra işyerinde susuyor, bu böyle devam ediyor...

dar gelirli de böyle, zengin aile de böyle bence, çünkü anne babaların kendi kişisel hayatları yok, anne babalık, geçim/gelir dışında bireysel bir hayatları, mevzuları yok, kendilerini tanımaya, vakitleri, halleri de olmamış zaten, karakterleri oturmamış...

şuraya gelicem, dolayısıyla çocukluktan itibaren, kişisel haklarının gasp edilmesini normal bir şey olarak öğreniyor çocuklar, ev dışında da sesini çıkaramıyor, yeni kuşaklarda da bir fark göremiyorum, dışarıda polis durdurduğu zaman, bize ne sorabilir, nelere hakkı yok bilmiyoruz, evde de bilmiyoruz, dışarıda da bilmiyoruz...
çünkü çocuklara ikinci sınıf insan muamelesi yapılıyor, bize ilk öğretilen şey "susmak" hep öğretilen şey "söz dinlemek" ve sözü sorgulamamak, çünkü devam edecek tartışmaya tahammül yok...
çocuklar ciddiye alınmıyor, çocuklara saygı duyulmuyor, ama bolca isteniyor, sınırsız, koşulsuz, bedelsiz, sürekli saygı isteniyor... hemde zorla... çünkü alışmışlar ekmeğini yemeye...

çocuklar saygı görmenin ne olduğunu öğrenmiyor, hatta saygı gördüğünde tanımıyor, zayıflık zannediyor, şımarıyor, kendini şaşırıyor doğal olarak ve gördüğünde de ilk yaptığı şey suistimal etmek oluyor, bunu fırsat olarak görüyor, çünkü kendisine öyle davranılarak büyümüş...

bütün televizyon kanallarının yayınlarını durdurup ekrandanmı okumalı, ülke genelinde elektriği kesip, camilerdenmi bağırmalı bilmiyorum, ama okuldaki eğitimle olacak iş değil bu, eğitim veren insanlarda da bu bilinç yok, herkeste bir bekleyiş, herkeste bir oturduğu yerden söylenmek, bir şeyler oluyor ve onun üzerine konuşuluyor, herkes yorum yapıyor, hep vakit kaybı, ya bu damızlık çoğunluğun dinlediği hocalardan birini konuşturmak lazım, yada yine bu ahalinin dinlediği bir hocanın adıyla kitap basıp dağıtmak lazım, çünkü fanatikler, din konusunda da fanatikler, ben bakıyorum dindar insanlara 7/24 bir dua okuma hali, o da anlayarak değil, öyle görünmek için, göstere göstere ibadet ediyorlar, onu da bilinçli yapmıyorlarki, bakınız futbol fanatikliği de, ekonomik durumdan bağımsız, çok fazladır, genel olarak fanatik olma hali sapkın bir ruh halidir, zaten sağlıklı bir insan bence hiçbirşeyin fanatiği olmaz, ordan anlayın işte...

evet resmen, tamda manipülasyon yapmaktan bahsediyorum, başka yolu yok, onlara muhalefet olarak yaklaşıp konuşunca, kapatıyorlar devreleri, nereyi dinliyorlarsa, nerden anlıyorlarsa, maalesef oralardan girmek zorundayız, bir övüp, bir allah peygamber diyip, bir bunlar zaten senin hakkın ne bu kadar minnet ediyorsun, elektrik faturanın yarısından fazlası vergi dememiz lazım,

bazen diyorumki ülkedeki akp lileri omuzlarından tutup silkeleyip şunları söylesek;
"bana bak, sen var ya, tek başına, hakları olan bir insansın, sen varsın, herkes seni görmek zorunda, kimse sen yokmuşsun gibi davranamaz, hiçbirşey yapmasanda, oy vermesende, kendi sınırların var, sen değerlisin, annenin babanın sana değer verme mecburiyeti var, menfaatsiz... sen çocuklarına değer vermek zorundasın, menfaatsiz, verdiklerini aldıklarını hesaplamadan, sahip olduğun ev araba eşyayı düşünmeden, insan olarak kendi varlığına saygı duyman, kendine değer vermen ve haklarının farkında olman lazım, kimse senden üstün değil, kimse hiçbir makamla, altın koltukları, sarayları haketmiyor, kimse kimseden büyük değil, kimsenin kıldığı namaz için senin sevinmen gerekmiyor, senin kıldığın namaza rt nin bir katkısı yok, ak parti giderse, kuran okumak yasaklanmıycak, kimse kuran okuyor diye oy vermen gerekmiyor, zaten senin hakkın olanı, senden aldıkları parayla, sana lütfeder gibi veriyorlar, kendi sınırlarını çiz, farket, ve oradaki özgürlüğüne kimsenin senden izinsiz yaklaşmasına bile izin verme..."

şimdi yazınca daha iyi anladım, hep düşünüyorum bunları ama, gerçekten de işimiz çok zor, açlıkla, yoklukla bile, nelere sebep olduklarının farkında olmayan insanların, değişmesi çok zor, ama imkansız değil,

benim önerim büyük bir sivil itaatsizlik düşünmek, bulmak, yapmak...
ama akıllıca bir hareket olması lazım, malum iktidarın elinde, gözünün üstünde kaşın var bile diyerek, hatta hiçbirşey demeyerek bile tutuklama kozu var..
baya akıllıca bir hareket olması lazım...
çok "ince" olmak lazım...
tanıdığınız "ince" karakterli insanlar varsa onlara sorun, bazı insanlar gerçekten çok "ince" oluyor... ben hatırı sayılır "incelikler"le karşılaştım hayatım boyunca, ama yinede kafam öyle çalışmıyor, bunların hakkından gelmek için "ince"nin önde gideni olmak lazım , bi düşünün bakalım, sonu silivride bitmeyecek bir hareket...

edit:
ince ; argoda ihanet eden, yarı yolda bırakan, satan anlamında kullanılan küfürün yerine koyduğum kelime, cinsel tercih anlamında değildir.
(daha iyi anlatan başka sıfat bulamadığım için, kullandığım tek küfür olan kelimenin kendimce şıklaştırmaya çalıştığım hali)
devamını gör...
şamanizm'e dön ve izle şenliği. dünyanın zirvesine çıkarız. ama tabi ben gideceğim için çok önemli değil benim için.
devamını gör...
pandeminin bitmesi mecliste siyasi sataşmaların son bulması. covid 19 bitmeden türkiye düzelmez.
devamını gör...
değerli türkçü ağabey caner kara'nın itidal isimli şiirinde yazanlar kısa bir özettir. memleket bu yola girmedikçe düzelmeyecektir.
umulur ki okursunuz.


türkçü bir toplumun hiçbir kesiri
olamaz hocanın, şeyhin esiri.
mutlaka yakalar çağdaş asırı.
imanı, belası olmayacaktır.

ağzını yamultan bir cahil yobaz,
şuurlu türkçünün dengi olamaz.
çöl yeli kayadan zerre alamaz.
arap, aklınızı almayacaktır.

mesnetsiz haberler verip mekke’den,
çatırtı çıkartıp festen, takkeden,
mercedes parası vurup tekkeden
dergâhtan yolunu bulmayacaktır.

sübyancı, oğlancı şerefsizleri
kurtarmaz imama has cübbeleri.
türkçü bir devletin mahkemeleri,
bunlara gözünü yummayacaktır.

eğitir o devlet vatandaşını.
bunlara yedirmez asla başını.
kaptırmaz en ufak kara taşını.
hiçbiri voliyi vurmayacaktır.

ağzını arapça yayan şeytanlar,
dünya kaç bucakmış; o zaman anlar.
aklını başına alan insanlar,
kan emen putlara kanmayacaktır.

yobazın tarikat, tekke fitnesi,
yıkılır yedikçe türkçü tekmesi.
böylece kesilir baykuş ötmesi.
bir daha bu yurda konmayacaktır.

yakası kurtulsa halkın bunlardan,
bir ilham alarak eski günlerden,
bin misli müreffeh olur dünlerden.
bizi de o zaman anlayacaktır.

türkçü bir düzenin türk çocukları,
milliyet azmini okuldan alır.
masaldan arınır ak alınları.
ilhamı bilimden, akıldan alır.

yalandan kurtulan yeşil fidanlar,
milliyet aşkına gark olacaktır.
ağacın suyundan çıksa yalanlar;
yaprakta, meyvede fark olacaktır.

türkçü bir düzende türkçü öğretmen;
iş değil, kutsal bir vazife yapar.
milliyet aşkını işler derinden.
o aşkla, azimle büyür çocuklar.

vatanı eğitim ışığı bürür.
o çağda hiç kimse cahil kalamaz.
çocuklar ilimle, bilimle büyür.
yıkıcı şeytanlar menzil alamaz.

türkçü bir düzende üniversite,
aydınlık üretir; işsizlik değil.
kalkınma ocağı olur fakülte.
doğruyu öğretir, sessizlik değil.

en yeni tekniği, en doğru yolu,
aramak ve bulmak akıl işidir.
bilime, tekniğe gelir her konu.
bunlar da illaki okul işidir.

düzenli düzende üniversite,
müşteri aramaz pazarcı gibi.
bina dikilerek her memlekete,
diploma satılmaz hıyarcı gibi.

seçilir en parlak gençler özenle.
odası, gıdası verilir tek tek.
fakülte çalışır çağdaş düzenle.
gençlerden başarı beklenir bir tek.

türkçü bir düzende sağlık, eğitim,
parayla satılmaz; devlet işidir.
paralı öğretmen, paralı hekim
olamaz; yoksulu devlet işitir.

türkçü bir düzende türkçü komutan;
emri, komutayı üstünden alır.
sızamaz sımsıkı orduya şeytan.
selamı postalın altından alır.

bir okul görevi görür her kışla.
en sosyal adalet orada sağlanır.
zenginle fakiri ayırmaz asla!
millet birbirine böyle bağlanır.

o devlet, şehidi sayıya vurmaz.
sahipsiz değildir yetimi dulu.
ve asla kanını yerde bırakmaz.
bulur her intikam alacak yolu.

o düzen, gazinin başını eğmez.
parmağı kanasa hakkını verir.
metreyle, santimle gazi ölçülmez.
bir düzen sadece hakla yükselir.

türkçü bir düzende işçinin hakkı,
patronun kârına ortak olmaktır.
hangi ter sularsa işleyen çarkı,
o işin nimeti o tere haktır.

işletme, fabrika kazancından pay
vererek işçiyi ortak edecek.
yürüyecek bant, çalışacak ray
ve işçi kendini patron bilecek.

siyasi, bölünmüş sendika olmaz.
doğrusu mecburi ve tek sendika...
partizan sendika hak arayamaz.
fitneyle çalışmaz hiçbir fabrika.

türkçü bir düzende yerli sermaye,
küresel çeteye kurban edilmez.
dövizli global gelecek diye
içeride üreten, yapan ezilmez.

ithal et, ithal ot, ithalat olmaz.
ekeni, biçeni kurban ederler.
bir devlet her şeyi dışarıdan almaz.
alırsa onu da ithal ederler.

türkçü bir düzende emeklilerin
maaşı evine postayla gider.
bankada ne işi var dedelerin?
bu düzen emeğe ihtiram eder.

ömrünü işinde geçiren işçi,
saygındır; her yerde hakkı korunur.
hakkından keserek kaçkın beleşçi,
beslenmez; haklının farkı korunur.

emekli aylığı türkçü düzende,
asgari ücretten eksik olamaz.
dün emek harcayan doyar bugün de.
yaşlısı gencinden geri kalamaz.

türkçü bir düzende türkçü adalet,
partiye pırtıya göre çalışmaz.
devletin millete borcu adalet...
kimsenin rütbesi hâkimi aşmaz.

hiçbir suç gözünden kaçmaz savcının.
her yerde kanunun borusu öter.
en ufak bir hakkı her davacının,
haklıysa tahtlıyı tahtından eder.

misliyle çarpılır suçun cezası.
en zalim suçlunun bacağı titrer.
sussa da duyulur mazlumun ahı.
adliye konuşmaz, adalet kükrer.

türkçü bir düzende kırılan kalem;
meclisten, saraydan dönmeyecektir.
kanuna işlemez yukarıdan selam.
ne hâkim ne savcı sinmeyecektir.

temeli adalet olan düzende,
kimsenin kimsede hakkı kalamaz.
gücünü milletten alan düzende,
adalet dışında hâkim olamaz.

türkçü bir düzende çiftçinin malı;
icrada, rehinde harman edilmez.
yabancı tohuma, ithal mazota,
yabancı bankere kurban edilmez.

besici dururken ithal et alıp,
ta yaban ellerden bozuk ot alıp,
yabancı tezekten bile tat alıp
köylüsü devlete düşman edilmez.

kooperatifler ve kombinalar;
çiftçinin, köylünün kârını güder.
yeşerir otlaklar, dolar meralar.
şehre göç gerekmez, tersine döner.

türkçü bir düzende öğretmen, doktor
bulunur en uzak mezrada bile.
bir devlet millete böyle dokunur.
vatandaş tükürmez şefkatli ele.

türkçü bir düzenin hastaneleri,
kapıdan çevirmez hiçbir yurttaşı.
ücretsiz yapılır tedavileri.
devletin aslıdır her vatandaşı.

askerlik, vergi ve adliye gibi,
hastane yurttaşın eşit malıdır.
alırken herkesten aldığı gibi,
verirken ayırmak olmamalıdır.

türkçü bir düzende yurttaş primle,
mülteci sorgusuz hizmet alamaz.
bir devlet yaşarken senin verginle;
yabana, yamyama kıyak yapamaz.

türkçü bir düzende tıp fakültesi,
mezbaha değildir; bilim üretir.
birlikte çalışır her bir hücresi.
o düzen, soruna çözüm üretir.

türkçü bir düzenin gazeteleri;
topluma palavra, yalan satamaz.
basın da düzenle gider ileri.
baldırla, bacakla manşet atamaz.

pislikten arınır bütün kanallar.
kadın pazarının bir sonu gelir.
alkışa tutulmaz ucuz kadınlar.
kültüre, bilgiye bir sıra gelir.

hesabı sorulur yalan yazandan.
fitneye, fücura geçit verilmez.
haberci çıkamaz düzen bozandan.
bölücü kalemler masum görülmez.

o çağda insanlar akşama kadar,
rezillik izleyip kararmamalı.
bilim aramalı bütün ajanslar.
vatandaş, faydalı şeyler duymalı.

soydaşım, türkçülük efsane değil!
gerçeği haykırır, masal anlatmaz.
türkçü bir düzende yetişen nesil;
kendini, toplumu asla aldatmaz.

her işi el ele vererek çözer.
çareler milletin sinesindedir.
bu çağda yükselir millî şaheser.
milliyet her şeyin ötesindedir.

soydaşım, itidal susmak değildir.
sabırla, azimle çalışmak gerek!
itidal, emekle geçen devirdir.
şuurla netice verir her emek
devamını gör...
milletin cebine ellerini daldırmış yöneticilerin def olup gitmesidir.
devamını gör...
eski fransa cumhurbaşkanı chirac'ın dediği gibi kültür devrimi. şu anki zihniyetimizi, devletin vatandaşa bakış açısını değiştiremediğimiz taktirde, bir sonraki iktidarda değişen tek şey yine ekonomideki rakamlar ve mağdurların ideolojileri olacak. her gelen iktidar kendi ideolojisini, yaşam tarzını dayattığı sürece hiçbir şey değişmez çünkü.

misal 2002 öncesi namaz kılanlar öcüydü, türbanlılar yerde yuvarlandı; şimdi kemalizm öcü ve iktidara karşı olan herkes yerlerde yuvarlanıyor. tatlı geliyor şu an iktidara sallamak ve iktidar değiştiğinde birilerinden öc almak istemek biliyorum: ama oturup sakince düşünürseniz ne dediğimi anlarsınız bence.
devamını gör...
eğitimin iyilestirilmesi.
bir de (bu kanunla mı olur, başka şeyle mi bilmiyorum) adaletin her alanda kusursuz işlemesi.
devamını gör...
osmanlı niye çöktü? tüm kurumlarında son zamanlarda liyakatsizlik vardı.sistem önemlidir.eğitim ve ekonomi bu iki sistem çökerse ülke çöker. gerek öğretmen atamaları gerek üniversiteye akademisyen almalarda torpil yerine liyakat gelse... zeki, çalışkan insanımız çok ama onlar işsiz evde ya da 3 kuruşa köle gibi özelde çalışırken partide tanıdığı olan vasıfsız insanlar üst kademede.rüşvet,iltimas kalkar,işin ehilleri olursa ülke düzelir. kısacası cumhuriyet döneminin ilk yıllarına dönersek olabilir.
devamını gör...
tek yolla bir anda gerçekleşecek bir düzelme olamaz. öncelikle köyün köylünün değerinin artması ve istanbul dışındaki şehirlerin gelişmesi gerekir. bu da her yere üniversite açmakla olmaz çünkü köy kasaba gibi yerlerde üniversitenin bir faydası olmaz. yani dediğim gibi uzun bir süreçtir ama biz hep en kolayını arıyor istiyoruz.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"türkiye'nin düzelmesinin tek yolu" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim