türkiye'nin düzelmesinin tek yolu

ben göremeyeceğim için çok da önemli değil.

ahlakın bütün ülke geneline yayılması her türlü ahlakın ama
tek yolu diye bir şey yok olamaz da zaten bu kadar kötü durumda olan bir ülkenin düzelmesinin
lakin en önemli ayaklarından birinin ahlak olduğuna inanıyorum çok basit gibi duruyor ama çok önemli

ikinci kurtuluş savaşı ve üçüncü dünya savaşı'nın aynı anda kazanılmasıdır. *

#1351873

meclisi kapatıp tüm siyasileri layık olduğu yere göndermek.
yerine de sıkı, revizyonist türkçü rejim sistemi kurmak.
bak bakalım ondan sonra biri çıkıp itin tekini meclise davet edebiliyor mu, biri bilmem kimin hassasiyetleri var diyebiliyor mu ?
ceylan derisi koltuklara oturup semizlik inek gibi yaşayanların rejimini yok etmek lazım önce.
sonra köy köy gezip halkın sorunları dinlemek.

ülkenin luayiklikle idare edildiğini ve luayiklik çizgisinden 1 cm oynanmamasına rağmen sonucun bu olduğunu görmek istemeyen gundilerin suçu başka ideolojilere yüklemeye çalıştığı mevzu.

düzelmen için üretmen lazım, cari açığı kapatman için ürettiğini ihraç etmen lazım, rekabet etmen için pazar olmaktan çıkıp pazar bulman lazım.

hayatınsa bir çift çorap satmamış antiloplar okuldan öğrendikleri bilgilerle kendilerine ideoloji kurmuşlar. atatürk illken ve ınkılaplarının a. b ve a .b . d ortak pazarı ve ordusu ile rekabet edebiliyor mu? onlar hep, sense teksin. rekabet edebildiğin kadar varsın.

(bkz: techir)

aidiyet, bağ hissetmeyeni silktir edeceksin. öyle toprak, federasyon vs de vermiceksin. bağ hissetmeyeni kendime bağlayacam diye uğraşmak yerine süreceksin. silktirsin gitsin bağ hissettiği kuzey ırak'a, suriye'ye, afganistan'a, pakistan'a. islamcısı, mültecisi, kürtçüsü kim varsa göndereceksin. gönderdiklerine de vize koyacaksın. vize verirken de kırk kere yalvartacaksın. başka çözümü yok. bunu yaptığın an teröre harcadığın paranın %20'sine eğitimi de düzeltirsin, bilime de katkı yaparsın.

tüm siyasilerin yok edilmesi.
sağ sol kim var ise acımayacaksın.
sonra bu ülkenin ekmeğini ye, sonra ülkeye ihanet et kafasında olan herkesi idam edeceksin ki ülke rahatlayacak.

bu memlekette hain gavat çok aga, sağında solunda, anıtkabir'de cami de nereye bakarsan bak heryere yerleşmiş deyyuslar.

insanlar sürekli manipüle ediliyor, bizden gibi görünüp bizden olmayanları temizlemeliyiz. yoksa bu mikrop tüm vücudu sardı/sarıyor işimiz zor ama umutsuz değiliz.

biz çok büyük işler başarmış bir milletiz, bunu da aşarız ama hepsinden önce özeleştiri yapıp özümüze dönmeliyiz.

1-dinci ve yobazları
2-aşırı milliyeçileri
3-kendini bu memlekete ait hissetmeyen diğer tüm etnoları ayırmak.......
4-mevcut siyasetçilerin hiç birinden bir şey beklememek, çoğunun tek derdi
koltuğunu korumak ve sahip olduğu imkanlardan ayrılmamak. hele en başta
o ağzından vatan millet ve din iman düşmeyenleri, onları direk itlaf etmek lazım.
mahkemeye falan dahi gerek yok....

bu olmadığı sürece bu memleket belini doğrultamaz............

kemalist, türk oğlu türk bir diktatörlük, şöyle bir 15 yıl. ne kadar pkklı it varsa tehcir edilerek, mülteci ucubeler gönderilerek, sosyoloji adam edilerek, bunlar olduktan sonra ekonomi zaten düzelecektir yavaş yavaş.

seçmen profili giderek yaşlanıyor. bir süre sonra cep telefonu ile internet erişimi sağlamayan seçmen kalmayacak.

tv ve basılı gazete dönemi bitti. yeni bilgi kaynakları sosyal medya. sosyal medya okuryazarlığının gelişmesi önemli.

her gördüğünün doğru olmadığının farkında olan bir nesli her şeye inandırmak kolay olmayacak.

montaj videolar üreterek oy alma döneminin de bir sonu var yani. biz göremeyiz ama yeni nesil geleceğini çalanlara oy vermez.

"ortak pezer ile rekabat edebilisen?" diye anıran hayatında köyünden dışarı çıkmamış kır-taşralı, arap ülkelerinden ezberlediği komplo teorilerini satan sorsan türk fakat zihnen panarapçı qawwad'ların kendi ideolojisinin getirdiği sonucu yine kemalist/atatürkçü, sosyal demokrat, türkçü, ulusalcı gibilerinde bulduğu mevzu.

•1950 öncesi dönemde sümerbank, etibank, tcdd, şeker fabrikaları, uçak fabrikaları ve daha niceleri inşa edildi. ümmetçiler ise özelleştirme ve ithalat ekonomisiyle üretimi öldürdü. bu veriler ortada.

•zaten rekabet edemeyişimizin sebebi üretimsizlik, hukuksuzluk ve liyakatsizlik. atatürk’ün inşa ettiği kurumsal yapıların ilga edildiği, yerine yandaş sistemlerin kurulduğu bir ortamda bu sonucu atatürk'e yıkmak ahlaken ve mantıken çöküş kadar idelojik olarak da çöküşün kendisidir.

•1950'den itibaren dinin siyasetle iç içe geçtiği ve laiklik ilkesinin sürekli aşındırıldığı da ortada. tarikat-cemaat iş birlikleri, eğitim sistemindeki gericileşme, diyanet'in anayasal bir kurumdan fiilen siyasal bir propaganda aracına dönüşmesi bunun açık göstergesi.

yersen suç laiklikte, kemalistte

senin gibi kır-taşralı köylü kurnazları, kendi iflas etmiş fikirlerini savunmak için hâlâ atatürk devrimlerini hedef gösteriyor. laikliğe sadık kalınmış bir türkiye’de tarikatlar holdingleşmezdi, cemaatler devleti ele geçiremezdi, diyanet milyarlık bütçeyle propaganda aracı da olmazdı. atatürk ilke ve inklapları rekabet edemezmiş bakıyorsun ortada kalan enkaz, senin ideolojinin net bilançosu. kandıracak başka saf bul.

iç tüketim için kurulmuş; lakin sonra siyonist haçlı ittifakı sermayrsinin sattığı fiyata ürettiği için ve cari açığın karşılanmaması neticesinde faizli borç karşılığında kapatılmış devlet kurumlarının günahını kabulllenmeyen qijlerin ,taptığı ideolojiyi zırladığı mevzu.

dünya görüşünü kapitalist rejimin okullarından öğrenmiş bu andavallara, askerden döndükten sonra babaları tarafından a.v.m'nin karşısına bir bakkal açılsa havalara uçarlar. çünkü hayatlarında bir silkim üretmemişler ve bir silkim satmamışlardır. dingiloviç ticaret yaparken de, emekçiyken de köyde çiftçilik yaparken de okudum senin düzenini, üstelik pratikten. sizin gibi sömürü düzenininden zıklımlanmak için karın tokluğuna , halkına sefalet çektiren köle düzene bel'amlıl yapmadım.

100 yıllık rejimin nanelerini kabullenmeyip sağa sola taş atmak da ayrı bir kenar mahalleli kurnazlığı ( esasta yüzsüzlük). silkkafalı hangi kanunlarda kur'an'ın yasası uygulandı da sıçtığın pohu bana attın? okuduklarını hayat laboratuvarında pratiğe dökmemiş bu bedelli ergenler, şimdi devleti de seçtikleri siyasilerin yönettiğine inanırlar!