üniversite tercihi yapacaklara tavsiyeler

tıp seçmeyiniz. gençliğiniz heba olur.

asla ama asla malatya yazmayın. istanbul trafiğinin yiyemediği ömrü insanları yer.

burası zaten tutmaz. demeyin, tutuyor arkadaşlar.

genç dostlar; eğer iyi bir üniversite kazanamadıysanız, ailenizle aranızda genel olarak sorun yoksa, maddi durumunuz da idare ederse sınava bir daha hazırlanın derim. çünkü boktan bir üniversiteye, boktan bir bölüme giderseniz ilerde pişman olursunuz ama zamanınızı geri alamazsınız. sınava tekrar gireceğiniz için tecrübeli olursunuz, bilgileniriniz daha da belirgin olur, her anlamda sizin için daha iyi.

eğer bir bölüm hayalinizde değilse yazmayın. hatta hayalinize okuyarak ulaşamayacaksanız okumayın da. ciddiyim.

babanızın "kendi şehrini seç sana araba da alırız" laflarına kanmayın ama ekonomiyi de göz önünde bulundurarak tercih yapın.

iyi bir sıralamanız yoksa tercih yapmayın. boşuna 4 yılınız gider. gidin bir işte uzmanlaşın çok daha fazla para kazanırsınız.

salı günü tercihlerin son günü. son güne bırakmayın.
şehirdışında üniversite okuyacak öğrencinin aylık masrafı ortalama 10k. yurt, yemek, yol, kitap, gezme.. daha az harcama zor, daha fazlası olur. bir yılda bir üniversite öğrencisnin ortalama 100k harcadığını düşünsek 4 yılda 400k, hazırlık da varsa 500k. beş yıl sonunda bu maliyet, enflasyonla, toplamda 1m'yi geçer. mezuna kalmaya da tercih yapmaya da bunu düşünerek karar verin. bu yatırımın karşılığını almalısınız, vermelisiniz.

yapılmasa iyi çünkü tatmin ve maddi olarak karşılığı yok şu an için ama yapılmayınca da insan boşluğa düşüyor. en güzeli hangi tercih yapılırsa yapılsın illa erasmus imkanı araştırılması gereken öncelikli şeydir. çünkü kapağı dışarıya atmak en doğru tercih bana göre.. naçizane tabii.

meslek tercihiniz net ise, üniversite tercihi en önemli konudur. öncelikle her üniversitenin aynı eğitimi verdiğini düşünmeyin. yök tarafından belirli kriterlerle seçilen araştırma üniversiteleri ni mutlaka inceleyin. bunun dışında seçtiğiniz bölümün internet sayfasına giderek, akademik kadrosu, erasmus olanakları, yürütülen araştırmalar, uluslararası ilişkileri vb bilgileri edinin.
bunlar ile birlikte üniversitedeki sosyal olanaklar, kampüs ortamı, yurt olanakları vb göz önünde tutun. üniversite bunları barındıran bir kampüste okunur. apartmandan bozma üniversitelerde alacağınız eğitim sizi ancak bir diploma sahibi yapar, başka da bir şey yapamaz. bir üniversitenin vize döneminde kütüphanesinin 24 saat açık olmasından tutunda , klüpleri, sabah,öğle akşam yemeği vermesi, şehir merkezine uzaklığı, yurtlara olan mesafesine bakarak karar verin.

karpuz seçer gibi meslek ve üniversite seçmeyin. bu sizin hayatınızı etkileyecek bir seçim.

nasıl yollarım ben bunu yaaaaaaaaaa

arkadaşlar tercih son gün ve ben aşırı gerginim sizce acıbadem mi medipol mü psikoloji bölümü için

haberlerde yks sonuçları açıklandığını görüp kendi tecrübelerimden yola çıkarak öğütler vermek istiyorum.
sözlükte eğer böyle bir tercih yapacak 40 yaşından küçük kıymetli kardeşlerimiz varsa napolyon un şu sözünü hiç unutmasınlar "herkesi dinle ama kendi bildiğini yap".
değerli türk gençleri bu yolda batı'nın türlü ahlaksızlıklarını alacak pek çok şey tecrübe edeceksiniz. dindar olan kendi ailemin dediği gibi ölmeden önce her şeyi tecrübe etmeye çalışın ondan sonraki yolu kendiniz seçin.

ama en başta belirtmeliyim ki şu ekonomide eğer okumak için okuyarsaniz ailenize yük olmayın. alacağınız diploma, okul notları gerçek hayatta hiçbir şey ifade etmeyecek. hangi bölümü okursanız okuyun bu böyledir. mesele ilgi alanınız ve kendinizi geliştirmek için harcadığınız efordur.

itü de muhendislik okuyan bir arkadaşım iki yıl kadar iş aradı. şu an ortalama bir maaşla istanbul'da yaşamaya çalışıyor.
buna mukabil elazığ'da bilgisayar mühendisliği okuyan bir arkadaşım ise şu an polonya da "bir daha s....sen dönmem" sözleri eşliğinde hayatı yaşıyor.

değerli ergenler, hayatta asıl meselenin okul geçmişinden ziyade sosyal beceri ve network olduğunu anlamanız gerekiyor. tanıştığınız insanlar birer fırsattır. o yüzden okulu sadece kendinizi geliştirmek için kullanın. yabancı dil öğrenmeniz diploma almanızdan daha değerli bir nitelik. almanca bilen çalışan arayan bir çağrı merkezi firması size diplomanizdan kaynaklı bulacağınız işten daha fazla kazanç sağlar.

hayatınızın en güzel 4 yılını geçireceğiniz bu süreçte sevgilinizle aynı evde yaşamak, yurt odasında maydonoz içmek, barlarda sürtmek ve tabii ki spor yapıp kişisel eğitiminize odaklanmak hem eğlenceli hem dolu bir süreç geçirmenizi sağlar.

bu süreçte ne ot gibi okul ev ikileminde yasayin ne de sosyallesecegim diye serseri olun. dengeyi bulmak çok önemli.
son olarak o lise arkadaş ortamını unutmayın ama o ortamdan da çıkın. zaman ve şartlarınız değişti.

rıfat ılgaz ın dediği gibi yırt otuzunda aldığın diplomayı alfabelik çocuk ol!

geleceği olmayan mesleklere yönelmemesi üniversite tercihi yapacaklara en büyük tavsiyedir.
zira harcağınız zaman ve verdiğiniz emeğin tümü boşa gidebilir.

aklınızda geçen bölümü ve şehri mutlaka iyi bir şekilde araştırın. aksi halde istemediğiniz bir şehirde istemediğiniz bir bölüme 4 yıl ayırmak gibi bir hüsrana uğrarsınız ki, bu da ömrünüzden ömür alır.

bunu boş bir hayalperestlik olarak görmeyin ama başkalarının sesinden ziyade kalbinizin sesini dinleyin ve geldiğinde üzüleceğiniz hiçbir bölümü listenize yazmayın. ben bu söylediğimi yapmak için çok uğraştım, başta dershane hocaları ve ailem olmak üzere birçok kişiyle tartıştım ama şu an istediğim yerdeyim. olay ne istediğinizi bilmekte. bölümleri, okulları, şehirleri iyice araştırmak ve mümkünse orada okuyan öğrencileri bulmak önemli. youtube videoları da yararlı olur diye düşünüyorum. tercih dönemi zordur ama hakkını vermişseniz sınav hazırlığı kadar yorucu değildir. yolunuz açık olsun, kolay gelsin.

yapmayın. gidin 1 sene yapay zekayla uğraşın sonra da zengin olun.

bence en önemli tavsiye seveceğiniz bir bölümü seçin başkaları için ya da puanım buna yetiyor diye bölüm seçmeyin.

kendi şehrinizde okuyun. daha ekonomik olmasının dışında, hele istanbul'da yaşıyorsanız hiç şehir dışı düşünmeyin bence, düşünüyorsanız da büyük şehirleri düşünün. ilk başta özgürlük gibi gelse de, sonradan aslında öyle olmadığını anladım. anadolu'nun küçük bir ilçesinde okuduğum için istanbul'un hareketine, büyük şehir hayatına alışkın biri olarak şehre alışmak çok zor oldu.

hayalleriniz ve arzunuz daha doğrusu en çok mutlu olacağınızı nerede düşünüyorsanız o alanda bir bölüm okumanızı tavsiye ederim.

bölüm önemli olduğu gibi ekonomik koşullarınız çok da iyi değil ise şehir de önemli. bu yüzden daha öğrenci dostu şehirleri tercih etmenizi tavsiye ederim. pek tabii bölüm zaten çok önemli gerçektende ama gerçekten sevdiğiniz ve onun yanında kesinlikle o bölüm sonrası iş hayatına atılacak iseniz üniversite sonrası iş hayatına atılabilecek bir bölüm tercih etmeniz bence çok mantıklı olacaktır.

gönül isterdi ki ülkemizde en azından geleceğin nesli olan öğrenci kitlesinin ekonomik koşullarla imtihanı olmasaydı ancak maalesef var, zaten ülkede bu sebepten para kaygısı ile insanlar sevdiği mesleklere değil de parası iyi olan mesleği seçiyor ve bu da mesleğini sevmeyen yeni bir gelecek oluşturuyor ne yazık ki.

işte para temelli bir ekonomi, yönetim modeli bu tarz problemlere gebedir. ben demiyorum ki üniversitede zorluk çeken insanlar, mezun olunca az maaş alsınlar, elbette ki iyi bir miktar alsınlar. ancak şöyle daha önceden de belirttim amaç para olmamalı hayat kalitesi olmalı, herkes benzer maaşları kazansa herkes istediklerine daha rahat, huzur içinde erişirse, bu da insanların seveceği işlere yöneleceği anlamına gelir.

bu da tıpla alakası olmayan insanların doktor, öğretmenlikte alakası olmayan insanların öğretmen, hukukla alakası olmayan insanların hukukçu olmasını engeller, ülke gerçek anlamda işini seven doktor, öğretmen ve hukukçulara dolar.