üniversite tercihi yapacaklara tavsiyeler

boğaziçi, odtü vs. olmadıkça sosyoloji, felsefe, antropoloji gibi bölümleri tercih etmeyin.onlari hobi olarak yine okursunuz.kendimden biliyorum.

idari bilimler için açıköğretim en iyisidir. masrafa hiç gerek yok. belki şimdi değil ama on yıl sonra anlayacaksınız. benden söylemesi.

gençlerin içini karartmadan ama gerçekçi düşünerek tercih yaptırmaya yönlendirilmesi gerekiyor. rehberlik öğretmenleri bunu sağlamalı. ben üniversite mezunu, işsizliği deneyimlemis biri olarak konuşuyorum. bulunduğun döneme göre bir meslek seçtiğinde dahi değişen ülke koşulları malesef önünü kapatabilir. zamanında önü çok açık diye yönlendirildiğim mesleğim malesef şuan ciddi sıkıntılar içerisinde. kaldı ki çoğu meslek malesef bu durumda. ama bence ilgisi az da olsa yazılıma kayanlar mutlaka bunu değerlendirmeli. yazılımın önünün açık olduğunu düşünüyorum.

istanbul, ankara, izmir ve eskişehirden başka şehirlerde seçim yaptıysanız üniversite okumuyorsunuz demektir.

arkadaşlar arkanızda özleyecek insanlar bırakıyorsanız 20 saatlik yerlere gitmeyin çünkü çok zorlanıyor olursunuz.hayalinizde ki yer değilse gideceğiniz şehir veya bölüm kendinizi kazandığınız şehir veya bölümden geliştirmeye bakın atanamayan doktorlar bile varken siz bölümü değil kendinizi geliştirin.gittiğiniz yerde dil kurslarına gidin devletin verdiği kurslarda var(halk eğitim)gibi.kendi ayaklarınız üzerinde durmak için bu sizin dönüm noktanız part time bir işte çalışmaya bakın ailenize de yük olmamış olursunuz.insanları zerre umursamayan insanlar eleştirmek için vardır bırakın okulunuz gittiğiniz şehir hakkında yorum yapsınlar siz size iyi gelen şeyleri yapın.

odtü'de iktisat okuyan, çeşitli okul ve bölümlerden arkadaşları olan biri olarak tercih sürecindeki arkadaşlara faydalı tavsiyeler verebileceğime inandığım başlık.

*****iibf*****

bölüm seçimi
günümüzde çoğu iibf mezunu ya işsiz ya da aldığı eğitimle alakasız işlerde çalışıyor, fakat iyi üniversitelerde iktisat veya işletme okuyanlar için hala birçok iş imkanı var. ancak aynı şeyi siyaset bilimi ve kamu yönetimi veya uluslararası ilişkiler okuyanlar için aynı şeyi söylemek mümkün değil, torpiliniz yoksa büyük ihtimal işsiz kalacaksınız.

üniversite seçimi
iktisat veya işletme okumak istiyorsanız boğaziçi, odtü, koç, bilkent, sabancı beşlisinden birini seçmenizi tavsiye ederim. hatta bana kalırsa bu beş okuldan birinde okumayacaksanız hiç okumayın. 2 uzun dönem, 2 kısa dönem olmak üzere 3 farklı bankada yaptığım 4 farklı stajda tanıştığım 100'ün üstünde stajyerin sadece 2'si bu beş okul dışında bir yerde okuyordu.** yani özel sektörde bu beş üniversitenin öğrencileri daima ilk tercih oluyor. hazine ve maliye bakanlığı'nda staj yaptığımda ise, ankara'da bulunması sebebiyle, stajyerler hacettepe ve odtü ağırlıklıydı ama boğaziçi, bilkent ve ankara üniversitesi'nden de öğrenciler vardı.

iktisat-işletme farkı
iktisat ve işletmenin çok benzer bölümler olduğu düşüncesi türkiye'de çok yaygın bir yanılgı. ancak gerçek hayatta iktisat ve işletme mezunlarının benzer alanlarda çalışması dışında iki bölümün birbiriyle çok da alakası yok. aralarındaki ayrımı tam olarak bilmeden tercih yapanlar genellikle okudukları bölümden memnun olmuyorlar.
iktisat bir bilim iken işletme bir uygulamadır. iktisat teorik ve sayısal iken işletme pratik ve sosyaldir. iktisat dersleri işletme derslerinden çok daha zordur. işletme okurken yatarak iyi bir ortalama yapabilirsiniz ama iktisat okurken yatarsanız mezun olamazsınız. benim tavsiyem, ekonominin nasıl işlediğini öğrenmek istiyorsanız iktisat, plaza hayatına özeniyorsanız işletme tercihi yapmanız.

*****mühendislik*****

bölüm seçimi
gözlemlediğim kadarıyla son yıllarda en gözde mühendislikler: bilgisayar mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği, endüstri mühendisliği ve makine mühendisliği. puanınız yetiyorsa bu dört mühendislikten birini okumanızı öneririm. benim tavsiyem ise yazılım alanında yetenekliyseniz mutlaka bilgisayar mühendisliği okumanız, hangi mühendislik olursa olsun fark etmez diyorsanız endüstri mühendisliği okumanız. söylememe gerek var mı bilmiyorum ama babanız müteahhit falan değilse inşaat mühendisliğinden uzun bir süre uzak durun.

okul seçimi
iibf'ye göre mühendislikte iş imkanları daha bol olsa da daha iyi iş imkanları için puanınız yetiyorsa şu altı okuldan birinde okumanızı öneririm: odtü, itü, boğaziçi, koç, bilkent, sabancı. gözlemlerime göre bunlar dışında bir okulda okursanız, alanınızda aşırı yetenekli değilseniz, hatta bazen aşırı yetenekliyseniz bile, ilk işinizde bu okullardan mezun olan öğrencilerin yarısı kadar maaşla işe başlarsınız, tabii zamanla durum değişebilir.

*****tıp*****
birkaç yıl öncesine kadar çok prestijli bir bölüm olsa da hızla prestij kaybediyor. lise arkadaşlarımın yarısından çoğu tıp veya diş hekimliği okuyor, büyük bir kısmı şu an intern, çok küçük bir kısmı durumundan memnun, büyük bir kısmı yurtdışına çıkmak için yabancı dil öğreniyor. bana kalırsa aldıkları/alacakları maaş okurken/çalışırken verdikleri emeğin yanında hiçbir şey. üstelik neredeyse her geçen gün yeni bir şiddet haberiyle karşılaşıyoruz. yani bana kalırsa idealist biri değilseniz tıp veya diş hekimliği okumayın.

*****hukuk*****
en son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: idealist biri değilseniz hukuk okumayın.
avukat olmak istiyorsanız: çok fazla hukuk öğrencisi var, çok fazla avukat var. bu kadar insan arasında öne çıkamam diye düşünüyorsanız hukuk okumanızı tavsiye etmem. öne çıkamazsanız, kendi büronuzu açacak paranız da yoksa işsizliğe veya büyük bir hukuk bürosunda üç kuruş maaş karşılığında emeğinizin sömürülmesine hazır olun.
hakim/savcı olmak istiyorsanız: kpss'ye girip iyi bir not almanız gerekiyor, zor ama çalışkan biriyseniz yapılabilir gibi duruyor. torpil dönüyor mu hiç bilmiyorum.

*****mimarlık*****
inşaat mühendisliği için yazdığım şeyler mimarlık için de geçerli. babanız müteahhit falan değilse şu aralar mimarlık okumayın. okurken en az dört yıl eziyet çekersiniz, mezun olduktan sonra da, şanslıysanız, üç kuruş maaşla sabahtan akşama, hatta bazen gece yarılarına kadar çalışırsanız.

okumayın gidin meslek sahibi olun kuzum...

illa okuyacaksanız ve aklınızda mülkiye varsa yeşillendirin bıdı bıdı anlatırım

universite okumak, sadece okul okumak degildir gencler. durum daha ciddi. okul seciminiz, geleceginizi sekillendirecek belki de aldiginiz en buyuk kararlardan olacak. o yuzden gideceginiz okulu, okuyacaginiz bolumu cok daha ciddiyetle secmenizi tavsiye ederim.

bir de yetenek cok gizli bir hazinedir. kesfettiginiz noktada, yanina ekstra "istikrarla calismak ve emek vermek" eylemlerini de eklerseniz, karar kildiginiz alan, sectiginiz meslek fark etmeksizin sonmeyecek bir isikla eminim parlayacaksiniz. lafin kisasi yetenekli ve de heyecan duydugunuz alani seciniz. bunu yaparken de is imkanlarini, meslegin gelecegi vs vs. gibi istatiksel verilere aldiris etmeyiniz. zira severek, sevkle yapilan hicbir isten insan basarisiz cikmaz. mutlaka karsiligi alinir.

sececeginiz alanla da ilgili dikkat edebileceginiz ilk sey; bence maddi getirisinden cok ote, size kendinizi gelistirmede vaad edebilecegi sınırlar olmali. cunku gelisim adina toplayacaginiz ucu bucagi sonsuz bilgiler, size para kazanmadan ote, ogrenme ve kisisel gelisim amaci katacaktir. bu da sabahin köründe ise gitmek icin duble motivasyon saglayacaktir.
tum paragrafin ozeti, seviniz. okulunuzu, sectiginiz alani... severseniz, gülün hatrina dikenlere (zorluklarina) seve seve katlanirsiniz. yeri gelir emeginizi, yeri gelir zamaninizi, yeri gelir ruhunuzu ortaya koyar mucadelenizin icinden alninizin akiyla cikarsiniz. seviniz evet...

ilk 10'da, hadi bilemedin 15'te olmayan ünversitelerde gençliğinizi çürütmeyin. "ama hocaları odtü'denmiş" falan saçma sapan züğürt tesellileri duyacaksınız, hepsi palavradır. üniversite "kurum" olma meselesidir.

dandik bölüm de okumayın. o kadar senenize, ananıza babanıza, girdiğiniz borca, sıkıntıya yazık.

yazılımla ilgili bölümler okuyun üniversite farketmez zaten hangi okulda okudun diye sormuyorlar.

eğer amacınız devlet kadrosuna atanmak ise :
coğrafya öğretmenliği
tarih öğretmenliği
biyoloji öğretmenliği
gibi birçok bölümden uzak durunuz.
şunu da unutmayın ki : üniversitenin asıl amacı sizi devlet dairesine yerleştirmek değildir.
asıl amacınız kendinizi geliştirmek olmalı.
benim çok sıcak baktığım ve 3. üniversite olarak düşündüğüm bir bölüm bırakıyorum.

(bkz: sualtı teknolojisi)

gsf deyim görsel iletişim tasarımı. sorularınız varsa alırım. tercih hakkında genel bi sorunuz varsa onları da cevaplarım.

hobilerinizi mesleğe dökmek size iyi gelmeyebilir. örnek: çizim yapmayı seviyorsunuzdur ve dersiniz ki ben mimarlık okuyayım en iyisi hem iyi, severek çiziyorum. ama okumaya başladığınızda sadece hobi olarak çizmeyi sevdiğinizi fark edebilirsiniz. o yüzden sadece neleri sevdiğinizi düşünürek değil, neye ne kadar dayanabileceğinizi de düşünmeniz gerekir.

peyzaj mimarlığı, sınıf öğretmenliği, trakya üniversitesi hakkında soruları olanlara yardımcı olunur.

az zekiysen optisyenlik
orta zekiysen hukuk
çok zekiysen 1.2.3. tıp.

sanat alanında çalışan bir akademisyen olarak tavsiyem, iş bulma konusu sizin için öncelikse mutlaka bilgisayar mühendisliği, yazılım mühendisliği seçin. türkiye'de en dandik bilgisayar bölümünden mezun olanlar dahi çok rahat iş bulabiliyor. amerika'da hintli yurt arkadaşlarım vardı adamlar mezun olmadan işe kabul aldılar. şu an çok ciddi yazılımcı açığı var, öğrenciyken bile freelance iş alıp para kazanabilirsiniz büyük ihtimalle. teknolojiyle ilgilenmiyorsanız, tabii o zaman en iyi yapabileceğiniz alanı seçmelisiniz. az çok kendinizi tanımışsınızdır, çalışma konusunda motivasyon sıkıntısı yaşamayacağınız bir alana yönelmeniz sizin için yararlı olur.

kafayı yemeyin. o kadar kasmayın. tabulara kanmayın. ilk yirmi binde iseniz illa tıp okuyacaksınız diye bir şey yok. ilk yüz elli binde değilsiniz diye illa mezuna kalacaksınız diye bir şey yok. popüler üniler hariç hepsi çöp diye bir şey yok. sizi sıkacagini düşündüğünüz mesleklere adım atmanıza sebep olacak unilerden uzak durun. mesleginize bir iş, sorumluluk, bitse de eve gitsek portakalı olarak bakmayacağınız bir meslek seçin.

karadeniz'de okumak istiyorsanız tercih edeceğiniz ilk il samsun olmalıdır. samsun karadeniz'in başkentidir.

diploma sahibi olmak için ondokuz mayıs üniversitesini, ortam yapmak içinse samsun üniversitesini tercih edebilirsiniz.

"samsun karadeniz'de değil ki" diyenlerden misiniz? o zaman trabzon var. aynı şekilde diploma için karadeniz teknik üniversitesi, ortam için de trabzon üniversitesi tercih edilebilir.

yeni açılan üniversiteleri ortam üniversitesi olarak gördüğüm için bana kızıyor ve cahil muamelesi yapıyor olabilirsiniz. haklısınız, ancak yeni üniversitelerin henüz akademik kadrosunun oturduğuna inanmıyorum. bu yüzden ortam üniversitesi olarak bakıyorum.

bonus;

"hem karadeniz bölgesinde olacak hem de minnoş bir yer olacak" mı diyorsunuz? karadeniz'in en gelişmemiş ve en az öğrenci alan şehri sinop sizi bekliyor. kafa dinleyerek ortam yapmak için sinop üniversitesinin ilçelerdeki okulları, biraz okuyarak ortam yapmak içinse merkezde bulunan okulları tercih edilebilir.

"yok, ben o kadar uzaklara gidemem. istanbul'a yakın olsun" mu diyorsunuz? o zaman sizin için tek kalan alternatifin zonguldak bülent ecevit üniversitesi olduğunu söylebilirim.

son olarak, ucuza okuyacağınızı mı düşünüyorsunuz? havayı alırsınız!

elektrik elektronik mühendisliği ile ilgili sorularınızı cevaplayabilirim.

kimseye uzun uzun bir tavsiye vermeye ne gerek görüyorum ne de istiyorum. neticede insan kendi gönlünü dinliyor bu kararları verirken. ben şimdi o tercihini yapan çöreğe konuşsam yine de bildiğini yapardı herhalde.

ama önereceğim nacizane şeyler şu olur:
1. üniversitenin adına değil okumak istediğiniz bölüme
2. o bölümün çok çok spesifik olmasındansa açılmaya olanak sağlamasına (hele ki kafanızda tam oturmamışsa ne yapmak istediğiniz)
3. üniversite masrafınızla üniversiteden sonra ne kadar kazanabileceğinize.
4. açık fikirli olmaya (örneğin psikoloji klinik psikolojiden ibaret değildir. spor, kurumsal herşeyin psikolojisi var. çoğu bölümde de bu çeşitlilik vardır diye düşünüyorum. hukuk mesela. direkt aklıma avukatlar geliyor ama kurumsal şirketlerde de önemliler gibi gibi)
5. çalışma ve eğlencenin dengesini doğru kurabileceğiniz bir şehre, okula dikkat etmeye

ha ben birilerinin önerilerine kulak verdim mi vermedim ondan dinlemeseniz de olur bence.

umarım herşey gönlünüzce olur. güzel yıllar ve anılar biriktirmeniz,öğrenmeyi de eğlenmeyi de unutmamanız dileğiyle.

+tercih edeceğiniz bölümdeki en iyi iş imkanı memur olmaksa kendinizi mezuniyet sonrası birkaç yıl boyunca eylem ve twitter kampanyaları yapmaya hazırlayın.

+dandik üniversite diye bir kavram vardır. aksini iddia edenlere sakın inanmayın. ben bir dandik üniversite mezunu olarak söylüyorum bunu. keşke hayatımda bir tane test çözseydim derdim hep, sınavı ilk defa sınava girince gördüm o derece.*

+bazı bölümler bazı okullarda okunur. mesela teknik bölümleri teknik üniversitelerde okumak her zaman daha iyidir.

+sıralamanız ve puanınızdan memnun değilseniz ve maddi-manevi imkanınız varsa mutlaka sınava tekrar girin. 1 yıl gözünüze çok gelebilir ama kötü üniversite/kötü bölümü okumaktan 50 kat daha iyidir. hem 1 yıl normal insan ömrünün içinde çok küçük bir bölümdür.

+bazı şehirlerde okumak isteyebilirsiniz, üniversite hayatınız da o şehirde çok güzel geçebilir. sırf istediğiniz şehir diye istemediğiniz bir bölümü yazmayın. eşinden ayrılırsın mesleğinden ayrılamazsın.

+arkadaş ya da sevgiliye göre tercih yapacak olanlarınız varsa sadece şunu söyleyeyim. mutlaka o tercihleri yapın. bir müsibet bin nasihatten iyidir. yaşayıp görürsünüz.

+isyankar olun demiyorum ancak toplumsal normlar her zaman çalışmayabiliyor. 10 sene önce sayısalda derece yapan arkadaşım ailesinin ve hocalarının tıp ısrarlarına rağmen boğaziçi bilgisayar yazdı. şimdi sıradan bir doktorun 3 katı kadar kazanıyor hem de daha iyi şartlarda çalışıyor. (keşke doktorların maaşları ve şartları daha iyi olsa ama neyse)