21.
makbul olandır. çocuk gibi akşam yedide evde olmak istemiyorsanız aile evini 18 yaşında terk etmek en mantıklı karardır.
devamını gör...
22.
bence bir insanın kişiliğini büyük oranda etkileyebilecek faktörlerden birisi. bölüm ve hangi şehire gittiğinizle de alâkâlı tabii ki.
şöyle ki tam kişiliğinizin oturma çağındasınız ve kendi işinizi kendiniz hâlletmeye başlıyosunuz, elinize geçen üç-beş kuruşu daha idareli kullanıyor tasarrufu öğreniyosunuz ama bence en güzeli gittiğiniz şehre bağlı olarak bambaşka kültürler, dünyalar keşfediyosunuz. ailede öğrendiğiniz her şeyin tam tamına doğru olmadığını anlıyosunuz. o yaşınıza kadar "farklı" addettiğiniz insanların iç dünyasını görüyosunuz ve anlıyosunuz. o küçücük kabuğunuzun dışında kocaa bi evren olduğunu fark ediyosunuz. ve işte bence o zaman yaşamaya başlıyosunuz.
şöyle ki tam kişiliğinizin oturma çağındasınız ve kendi işinizi kendiniz hâlletmeye başlıyosunuz, elinize geçen üç-beş kuruşu daha idareli kullanıyor tasarrufu öğreniyosunuz ama bence en güzeli gittiğiniz şehre bağlı olarak bambaşka kültürler, dünyalar keşfediyosunuz. ailede öğrendiğiniz her şeyin tam tamına doğru olmadığını anlıyosunuz. o yaşınıza kadar "farklı" addettiğiniz insanların iç dünyasını görüyosunuz ve anlıyosunuz. o küçücük kabuğunuzun dışında kocaa bi evren olduğunu fark ediyosunuz. ve işte bence o zaman yaşamaya başlıyosunuz.
devamını gör...
23.
t: maddi durum ne kadar zor olursa olsun er kisi tarafindan yapilmasi gereken eylem.
ben universiteyi ailemin yanında okudum. ancak doktora icin yanlarindan ayrilmam gerekti. ailemin yaninda prensesler gibi yasayan ben 28 yasinda sudan cikmis baliga döndüm yalniz yasamaya baslayinca. ınsanlarin 18 yasinda hissettiklerini 10 yil sonra hissettim.
yillarca evin tum oda kapilarini kitleyerek uyudum. dis kapinin arkasina bardaklar koydum. eve yemek siparis bile etmedim (tabii bunlar biraz da ulke gercekleri yüzünden). paraya ihtiyacım oldugunda aileme soylemedim ya da can sıkıcı bir sey yasadigimda onlara hissettirmedim uzaktan uzulmesinler diye.
evde bozulan cihazlardan faturalarina kadar her seyden senin sorumlu oldugun bir dunyadan bahsediyoruz. zor ama guzel. hem dunyayi tanimak hem de kendi ayaklarin üzerinde durabildigini gormek insanin ozguvenini arttiran bir durum. o nedenle ne olursa olsun konfor alanlarindan cikmak gerek hayattan bir seyler ogrenmek adina.
ben universiteyi ailemin yanında okudum. ancak doktora icin yanlarindan ayrilmam gerekti. ailemin yaninda prensesler gibi yasayan ben 28 yasinda sudan cikmis baliga döndüm yalniz yasamaya baslayinca. ınsanlarin 18 yasinda hissettiklerini 10 yil sonra hissettim.
yillarca evin tum oda kapilarini kitleyerek uyudum. dis kapinin arkasina bardaklar koydum. eve yemek siparis bile etmedim (tabii bunlar biraz da ulke gercekleri yüzünden). paraya ihtiyacım oldugunda aileme soylemedim ya da can sıkıcı bir sey yasadigimda onlara hissettirmedim uzaktan uzulmesinler diye.
evde bozulan cihazlardan faturalarina kadar her seyden senin sorumlu oldugun bir dunyadan bahsediyoruz. zor ama guzel. hem dunyayi tanimak hem de kendi ayaklarin üzerinde durabildigini gormek insanin ozguvenini arttiran bir durum. o nedenle ne olursa olsun konfor alanlarindan cikmak gerek hayattan bir seyler ogrenmek adina.
devamını gör...
24.
buraya tüm artılarını yazmaya kalksak sayfalar sürer ama her üniversite okuyan gencin yaşamadı lazım bu durumu kendisine yetmesi lazım insanın kısacası
devamını gör...
25.
olması gereken de budur zaten. üniversiteyi aileden uzakta, başka bir şehirde okumuyorsanız üniversite hayatına adım atmış değil lise hayatı yaşamaya devam ediyorsunuz demektir. burada kastım 'uniye geldim, her bi' haltı yapayım' kafası değil. daha önce kalınmamışsa eğer yalnızlığı iliklerine kadar hissetmek, maddi manevi bütün sorunlarla tek başına mücadele etmek, birkaç hakiki dost edinip onlarla gülüp onlarla ağlamak, eğlenmenin de zorluğun da zirvesini görmek, yeri geldiğinde üzülmesinler diye uzaktaki yakınlardan bir şeyleri gizlemek ve daha bir sürü yaşantı ve bunların derinlerdeki dokunuşları insana yıllar içinde muhteşem birikim sağlarken kendisinde de bir değişim meydana getiriyor. imkanınız varsa gidin arkadaşlar yoksa da gidin, mutlaka bir yol bulursunuz tutunmak için, yaşamak için.
devamını gör...
26.
test edildi başarılı bulundu. zordur yada kolaydır kişinin yaşama türüne göre değişkendir.
devamını gör...
27.
bir üst boyutu yurtdışında okumak olan eylemdir. gerçekten okumaksa amaç her türlüsü makbuldür. okuyup; vatana millete hayırlı bireyler olan herkese sonsuz saygım vardır.
devamını gör...
28.
hem liseyi hem de üniversiteyi şehir dışında aileden uzak okuyarak bu olayı bir adım ileri taşıdım.
devamını gör...
29.
ben zaten bunun aksini düşünemiyorum. ailenin yanında üniversite okunmaz.
devamını gör...
30.
insanın kendisini bulması için bilhassa tercih etmesi gerekendir.
devamını gör...
31.
liseyi de şehir dışında okumuşsanız bu ne çocuk çocuk hareketler diye düşünürken hayatın sizi erken büyüttüğünü farkedeceğiniz ortamlarda bulunmaya sebebiyet verir. zamanla kabullenilir. toplu yaşam, kendi başının çaresine bakma, part time çalışma, pazar alışverişi yapma, bim aktüeli takip etme, yemek yapma, ev sorunlarına alternatif çözümler üretme gibi çeşitli deneyimleri yaşamaya olanak sağlar. her yönüyle güzeldir, tavsiye edilir. 25-30 yaşına gelince ana kucağından ayrılmak mı allah korusun.
devamını gör...
32.
(bkz: seks hayatının aktifleşmesi)
devamını gör...
33.
bir de benim gibi oldukça uzak bir şehirde okuduysanız her şey farklıdır.eksileri olsa da artıları daha fazladır.
devamını gör...
34.
hangi şehrin dışında hangi şehrin içinde okuduğunuza göre deneyimleriniz farklılık gösterebilse de para yönetimi, ev idaresi, insan ilişkileri konusunda geliştirir.
devamını gör...
35.
şehir içinde okursanız zaten üniversite okuma felsefesinden kopmuş olursunuz. (ailesinin oldukça özgürlük verdiği kişiler hariç)
devamını gör...
36.
anne baba olmanın en zor taraflarından biri de henüz tam olarak yetişkin olmayan evladını tek başına yaşamaya göndermesidir.
hiç evlenmedim çocuğum da yok ama tahmin edersiniz ki bazı şeyleri bilmek için ille de yaşamak gerekmiyor.
ben kedim evde tek başınayken acaba ne yaptı, maması bitti mi suyunu devirip susuz mu kaldı, kumu mu doldu diye dert edinip huzursuz oluyorsam insanın kendi kanından canından olan ve küçük görünse de wolverine'e bağlayıp bir insanın iflahını kesecek kedi kadar bile olamayan bir çocuğu nasıl merak etmez bilmiyorum.
hiç evlenmedim çocuğum da yok ama tahmin edersiniz ki bazı şeyleri bilmek için ille de yaşamak gerekmiyor.
ben kedim evde tek başınayken acaba ne yaptı, maması bitti mi suyunu devirip susuz mu kaldı, kumu mu doldu diye dert edinip huzursuz oluyorsam insanın kendi kanından canından olan ve küçük görünse de wolverine'e bağlayıp bir insanın iflahını kesecek kedi kadar bile olamayan bir çocuğu nasıl merak etmez bilmiyorum.
devamını gör...
37.
okuyun okuyun da düzgün şehirlerde okuyun. kasabadan bozma şehirlere gitmeyin.
devamını gör...
38.
çok faydasını gördüğüm durumdur. girişkenliği artırır, insanları tanıyabilme, içyüzünü anlayabilme yeteceğinizi kuvvetlendirir. hayatla mücadele etmeyi öğretir.
hayatınızda eş seçiminden iş seçime, arkadaş seçiminden tek başına karar verme yeteceğine kadar bir çok yerde işinize yarar.
ileride çocuklarım için düşündüğümdür. en az 300 km uzakta okuyacaklar.
hayatınızda eş seçiminden iş seçime, arkadaş seçiminden tek başına karar verme yeteceğine kadar bir çok yerde işinize yarar.
ileride çocuklarım için düşündüğümdür. en az 300 km uzakta okuyacaklar.
devamını gör...
39.
ortamın varsa güzel. duygusal ve sosyal yönden kırık dökük tipler memur ailesi ortamını terk etmesin bence, ikamet ettiği ilde okusun.
bakıyorum gençlere elde fotoğraf makinesi, kitap bok püsür kafada şapka. ölüyor yalnızlıktan hala sosyal mesaj derdinde. anladık çok süper zevklerin var. giydikleri kıyafetler bile bir mesaj verme kaygısın içinde, saçma sapan galata kulesine bakıp su içiyor.
ne sevimsiz şeyler var ya. gece saat üç bu tipler hala barlara gelip kahve falan istiyorlar. manyak mısınız abicim ya.
sonra açıyorlar sözlükleri, twitterı gece hayatı rerörö taksim bitmiş yok yazıyorlar. gel de dövme şunları. git lan sevimsiz.
kadın-erkek fark etmez çok takoz tip var istanbul’da.
bakıyorum gençlere elde fotoğraf makinesi, kitap bok püsür kafada şapka. ölüyor yalnızlıktan hala sosyal mesaj derdinde. anladık çok süper zevklerin var. giydikleri kıyafetler bile bir mesaj verme kaygısın içinde, saçma sapan galata kulesine bakıp su içiyor.
ne sevimsiz şeyler var ya. gece saat üç bu tipler hala barlara gelip kahve falan istiyorlar. manyak mısınız abicim ya.
sonra açıyorlar sözlükleri, twitterı gece hayatı rerörö taksim bitmiş yok yazıyorlar. gel de dövme şunları. git lan sevimsiz.
kadın-erkek fark etmez çok takoz tip var istanbul’da.
devamını gör...
40.
üniversiteyi şehir dışında okumak özellikle aile ortamında yetişen bireylerin bu ortamdan ayrılarak farklı bir şehirde bir nevi ayaklarının üzerinde tek başına durabilmek için bir fırsattır. aynı zamanda yeni insanlar keşfetme yeni ortamlarda bulunmak birey açısından güzel yönleri bulunmaktadır.
devamını gör...