yabancı dil öğrenmede etkili yöntemler
başlık "birilahiyatc" tarafından 23.11.2020 13:48 tarihinde açılmıştır.
21.
yatkınlık meselesi. sözelci insanın matematiği kavrayamadığı gibi her insan ingilizceyi arapçayı kavrayamaz.
devamını gör...
22.
kız ya da erkek arkadaş ve bol okuma yeter.
devamını gör...
23.
cebinde beş parasız amerikaya gitmektir.
bir haftada öğrendiğinize kendiniz bile hayret edersiniz.
aç kalmamak için ilk öğreneceğiniz cümleler.
fuck me please. five dollars.
olabilir.
bir haftada öğrendiğinize kendiniz bile hayret edersiniz.
aç kalmamak için ilk öğreneceğiniz cümleler.
fuck me please. five dollars.
olabilir.
devamını gör...
24.
bolca konuşma, yazma ve dinleme pratiği yaptıkça geliştiğinizi göreceksiniz. okulda öğretilen dil bilgisinden çok konuşma dili öğrenmeniz ve buna vakit ayırmanız sizin için daha iyi olacaktır. çünkü bir yabancı dili sadece dil bilgisiyle öğrenmeye çalışan insan konuşmada tıkanır, aklına kuralları getirmeye çalışır ve bunun sonucunda konuşamaz.
devamını gör...
25.
yurt dışına gitme şansı olmayanlar için yabancı bir mektup arkadaşı edinmek. penpalworld diye bir site var ben 4-5 yıl önce buradan çok fazla arkadaş edinip ingilizcemi geliştirdim. hem farklı kültürleri tanıdım hem de ingilizcemin gerçekten geliştiğini gördüm. şimdi bu sitede sapıklar var ama eskiden yoktu. yine bir girip kısaca bakmakta fayda var.
ayrıca şöyle bir yöntem de var ve gayet etkili; her gün o gün başınızdan geçen şeyleri, gün içinde yaptıklarınızı ingilizce anlatan videolarınızı çekebilirsiniz. böylece hem kendi hatalarınızı görüp düzeltme şansınız olacaktır hem de konuşmanız gelişecektir.
ayrıca şöyle bir yöntem de var ve gayet etkili; her gün o gün başınızdan geçen şeyleri, gün içinde yaptıklarınızı ingilizce anlatan videolarınızı çekebilirsiniz. böylece hem kendi hatalarınızı görüp düzeltme şansınız olacaktır hem de konuşmanız gelişecektir.
devamını gör...
26.
tandem, hellotalk gibi siteleri kullanarak pratik yapacağını yabancı arkadaşlar edinebilirsiniz. özellikle tandem uygulamasında görüntülü ve sesli de konuşabilirsiniz yazışmanın yanı sıra, insanlar da gerçekten seviyeli ve dil öğrenmek için uygulamada bulunan insanlar oluyor.
devamını gör...
27.
şarkılar, belgeseller ya da diziler bu yolda en eğlenceli öğreticilerdir. gramer denilen kısım youtube içinde ya da cambly gibi çeşitli platformlarla hallolur bir şekilde ama karşılıklı konuşulacak bir dil dostu da elbet lazım. kelimelerin telaffuzu, konuşurken duraksama gibi çeşitli problemler ancak kendi kendinize sürekli konuşarak ya da belirttiğim gibi bir dil dostu edinerek aşılabilir.
devamını gör...
28.
kesinlikle hedef dilde dizi izlemek, özellikle günlük hayatın içinden olan diziler. neyi, nerede, nasıl diyeceğinizi öğrenmenizi ağlıyor. konuşmayı geliştirmek için de evde vlog çekermiş gibi kendi kendine konuşmak. telaffuz/aksan düzeltmek için de kendini ses kaydına alarak konuşmak, belli bir aksana benzemek istiyorsanız da o aksanla konuşan youtube kanallarını sürekli olarak izlemek.
devamını gör...
29.
tandem,bottled ve speaky gibi uygulamalar pratik yapmak için çok uygun
devamını gör...
30.
erkek yazarlarımız için kadınların oldukça büyük bir faktör oynadığını söyleyebilirim.
bunu bir hikaye ile doğrulamak isterim.
bu hikaye çok sevdiğim bir arkadaşımın dedesi ile ilgilidir. kendisi tahmin edebileceğiniz üzere köyden istanbul'a göçmüş birisi imiş. kendisinde kelimenin tam anlamı ile şeytan tüyü varmış. ilk başta süt satarken sonraları hastanede kalfalık yapmaya başlamış. tabii şeytan tüyü var dedim ya bu sebepten kadınlar ile münasebete çok sık girmiş. o kadar sık giriyormuş ki işi uluslararası boyuta da taşımış. bundan dolayı kendisi hem daha fazla kadın ile münasebete girmek için hem de gönderdiği mektupların ailesinin anlamaması adına ingilizce öğrenmeye başlamış. tabii ailesinde ingilizce bilen de yok, bu bayağı idare etmiş onu.
ilerleyen dönemlerde de haliyle memleketine de gitmiş. onun köyünde bir maden arama çalışması varmış, çalışmalar pek yolunda gitmiyormuş. dedemiz ayağında çarık, alman mühendisler ile ingilizce konuşmaya başlamış tabii. mühendis abimiz sonrasında "türkiye hiç cahil bir yer değil, köylüleri bile ingilizce konuşuyor." demiş.
kısacası azmin önüne hiçbir engel çıkamaz. insan isterse her şeyi yapabilir.
bunu bir hikaye ile doğrulamak isterim.
bu hikaye çok sevdiğim bir arkadaşımın dedesi ile ilgilidir. kendisi tahmin edebileceğiniz üzere köyden istanbul'a göçmüş birisi imiş. kendisinde kelimenin tam anlamı ile şeytan tüyü varmış. ilk başta süt satarken sonraları hastanede kalfalık yapmaya başlamış. tabii şeytan tüyü var dedim ya bu sebepten kadınlar ile münasebete çok sık girmiş. o kadar sık giriyormuş ki işi uluslararası boyuta da taşımış. bundan dolayı kendisi hem daha fazla kadın ile münasebete girmek için hem de gönderdiği mektupların ailesinin anlamaması adına ingilizce öğrenmeye başlamış. tabii ailesinde ingilizce bilen de yok, bu bayağı idare etmiş onu.
ilerleyen dönemlerde de haliyle memleketine de gitmiş. onun köyünde bir maden arama çalışması varmış, çalışmalar pek yolunda gitmiyormuş. dedemiz ayağında çarık, alman mühendisler ile ingilizce konuşmaya başlamış tabii. mühendis abimiz sonrasında "türkiye hiç cahil bir yer değil, köylüleri bile ingilizce konuşuyor." demiş.
kısacası azmin önüne hiçbir engel çıkamaz. insan isterse her şeyi yapabilir.
devamını gör...
31.
konuşacak arkadaşınız yoksa kendi kendinize konuşun. baya işe yarıyor. tecrübeyle sabit.
devamını gör...
32.
ihtiyacım olan şeydir. eğer yardımcı olabilecek olan varsa yeşillendirirse sevinirim.
devamını gör...
33.
klişe olacak muhtemelen ama o dile direkt olarak maruz kalmadan ve kulak dolgunluğu oluşturmadan öğrenmek çok zordur. bir dil öğrencisi olarak önerebileceğim en faydalı şey o dilde bir şeyler izlemeniz, şarkı dinlemeniz, okuma yapmanızdır. az çok bir şeyler anlayabilecek ve cümle kurabilecek noktaya geldikten sonra da yazı yazmanız ve konuşmanız gerekecektir. kendinize öğrenmekte olduğunuz dili konuşan bir arkadaş bulabilirsiniz mesela. instagram'da pen-pal arkadaş sayfaları var örneğin. ilan bırakarak kendinize sanal bir arkadaş edinebilirsiniz.
devamını gör...
34.
ingilizce kurslarının hemen hepsinde bulunan konuşma kulüplerine katılın, anlıyorum ama konuşamıyorum eşiğini geçmek için birebirdir.
devamını gör...
35.
konuşmanızı geliştirmek için kendinize bir metin alın ve sesli bir şekilde yanlış telaffuzlarınız olsada çok iyi okuyormuş gibi okuyun, okumanız ve konuşmanız açısından faydalı olacaktır.
devamını gör...
36.
manyak olduğum için hawaiice öğrenmeye başlıyacağım vakti zamanında kauai deyken almıştım. katılmak isteyen olursa gelin hiçbir işimize yaramayacak yeni bir dil öğrenelim.
devamını gör...
37.
belli bir sayıda kelime içeren hikaye kitapları var. 400,500 öyle uzar gider. onlardan okumanızı tavsiye ederim.
devamını gör...
38.
ben senelerce esaslı bir öğrenemeyen olduğum için biraz uzun olacak fakat tavsiyelerimi sıralayacağım. bu öneriler ilk kez bir dil öğrenmeye çalışanlar içindir ve benim kişisel tecrübelerimi temel alır.
dil öğrenmenin bir eşiği var. birini öğrendikten sonra diğerini öğrenmek çok daha basit. ama bak öğrenmek diyorum, ezberlemek değil. dikkat edilecek nokta bu. ezberlemiyoruz, öğreniyoruz. türkçeyi öğrenirken fiil, sıfat, özne tablosundan öğrenmedik. çevremizden duyduk, aşinalık kazandık, taklit ettik bir şekilde. ilk dili öğrenirken bu daha işe yarar oldu benim için.
iyi de öğrenmek istediğimiz dilde çevremizde kimse yok, dile maruz kalamıyoruz. bu durumda ne yapacağız:
youtube'dan bir çocuk şarkısı açıyoruz öğrenmek istediğimiz dilde. tavuklar, çocuklar dans ederken hem kulağımız alışıyor hem de şarkıya eşlik ederken zorlanmıyoruz. bu tür videolar eğitim videolarından çok daha çeşitli ve o dili öğrenirken biz de bir çocuk konumunda olduğumuz için işimize yarıyor.
o dilde videolar izliyoruz. dizi, film, youtube videoları olabilir. bütün taklit yeteneğimizi konuşturuyoruz. dili anlamaya çalışıyoruz. genellikle ingilizce öğrenilmek istenir, oradan örnek vereyim. türkçede dil damağa daha çok temas ederken ingilizce'de damağımıza dilimizin ucuyla temas ediyoruz mesela. türkçeyi göğüsten konuşurken ingilizce'de bir bakıyoruz ağız hareketlerimiz daha önemli ve dilin durmadan yükselip alçalan bir ritmi var. kimi için telaffuz önemli değil fakat bence dili öğrenmede telaffuz mühim. bir replik hoşumuza mı gitti, tekrarlayalım. durup dururken söyleyelim.
açıyoruz a1 seviyesinde bir sesli hikaye, hareket halinde dinliyoruz. anlamadığımıza inansak da yapıyoruz bunu. (ben ilk dilde inanmayarak çabalıyordum.)
en önemli nokta ise süreklilik. bir gün çalışıp bir hafta kitabı defteri unutmakla olmaz. özellikle temel oluşturmaya çalışırken hiç olmaz. dil öğrenmeye zaman ayırıyoruz. emek veriyoruz.
ben bir kaynak kitap bir etkinlik kitabı kullanıyorum öğrenmeye başladığım dillerde. youtube dil konusunda çok zengin. ders videoları izliyorum. bu konuda önemli nokta ise öğrenmek istenen dilin dersini de o dilde izlemek ve ancak anlamayınca anadilinde kontrol etmek. yoksa yine dili özümsemek ve öğrenmek güç oluyor.
ihmal edilmemesi gerektiğini düşündüğüm bir diğer nokta ise yazmak. yazma pratiği cümle kurma yeteneğini ve dil hafızamı geliştirmede en yararlı çalışma şekillerinden biri benim için. buna ek olarak o gün cümle düzeyinde öğrendiklerim ve yeni sözcükleri günlük hayatıma uyarlayarak yeniden kurduğum bir defter kullanıyorum. bu ayrı bir defter yerine çalıştığım dil için kullandığım defterin arka yüzünü tercih ediyorum. gün gün, tarihli olarak yazıyorum.
cümle kurmada çok problem yaşadığımda translate kullandım. türkçe çeviri yapmak yerine o dilde söylemek istediğim cümleyi yazmaya çalışıp türkçe anlamının ne olacağına baktım. bu diğer dillerde o kadar iyi çalışmayabilir ama ingilizce'de işe yarıyor. ayrıca ilk dil ingilizce seçilirse diğer dilleri öğrenirken kullanılabilecek kaynak seçeneği artacaktır.
zamanla editler ekleme yaparım.
dil öğrenmenin bir eşiği var. birini öğrendikten sonra diğerini öğrenmek çok daha basit. ama bak öğrenmek diyorum, ezberlemek değil. dikkat edilecek nokta bu. ezberlemiyoruz, öğreniyoruz. türkçeyi öğrenirken fiil, sıfat, özne tablosundan öğrenmedik. çevremizden duyduk, aşinalık kazandık, taklit ettik bir şekilde. ilk dili öğrenirken bu daha işe yarar oldu benim için.
iyi de öğrenmek istediğimiz dilde çevremizde kimse yok, dile maruz kalamıyoruz. bu durumda ne yapacağız:
youtube'dan bir çocuk şarkısı açıyoruz öğrenmek istediğimiz dilde. tavuklar, çocuklar dans ederken hem kulağımız alışıyor hem de şarkıya eşlik ederken zorlanmıyoruz. bu tür videolar eğitim videolarından çok daha çeşitli ve o dili öğrenirken biz de bir çocuk konumunda olduğumuz için işimize yarıyor.
o dilde videolar izliyoruz. dizi, film, youtube videoları olabilir. bütün taklit yeteneğimizi konuşturuyoruz. dili anlamaya çalışıyoruz. genellikle ingilizce öğrenilmek istenir, oradan örnek vereyim. türkçede dil damağa daha çok temas ederken ingilizce'de damağımıza dilimizin ucuyla temas ediyoruz mesela. türkçeyi göğüsten konuşurken ingilizce'de bir bakıyoruz ağız hareketlerimiz daha önemli ve dilin durmadan yükselip alçalan bir ritmi var. kimi için telaffuz önemli değil fakat bence dili öğrenmede telaffuz mühim. bir replik hoşumuza mı gitti, tekrarlayalım. durup dururken söyleyelim.
açıyoruz a1 seviyesinde bir sesli hikaye, hareket halinde dinliyoruz. anlamadığımıza inansak da yapıyoruz bunu. (ben ilk dilde inanmayarak çabalıyordum.)
en önemli nokta ise süreklilik. bir gün çalışıp bir hafta kitabı defteri unutmakla olmaz. özellikle temel oluşturmaya çalışırken hiç olmaz. dil öğrenmeye zaman ayırıyoruz. emek veriyoruz.
ben bir kaynak kitap bir etkinlik kitabı kullanıyorum öğrenmeye başladığım dillerde. youtube dil konusunda çok zengin. ders videoları izliyorum. bu konuda önemli nokta ise öğrenmek istenen dilin dersini de o dilde izlemek ve ancak anlamayınca anadilinde kontrol etmek. yoksa yine dili özümsemek ve öğrenmek güç oluyor.
ihmal edilmemesi gerektiğini düşündüğüm bir diğer nokta ise yazmak. yazma pratiği cümle kurma yeteneğini ve dil hafızamı geliştirmede en yararlı çalışma şekillerinden biri benim için. buna ek olarak o gün cümle düzeyinde öğrendiklerim ve yeni sözcükleri günlük hayatıma uyarlayarak yeniden kurduğum bir defter kullanıyorum. bu ayrı bir defter yerine çalıştığım dil için kullandığım defterin arka yüzünü tercih ediyorum. gün gün, tarihli olarak yazıyorum.
cümle kurmada çok problem yaşadığımda translate kullandım. türkçe çeviri yapmak yerine o dilde söylemek istediğim cümleyi yazmaya çalışıp türkçe anlamının ne olacağına baktım. bu diğer dillerde o kadar iyi çalışmayabilir ama ingilizce'de işe yarıyor. ayrıca ilk dil ingilizce seçilirse diğer dilleri öğrenirken kullanılabilecek kaynak seçeneği artacaktır.
zamanla editler ekleme yaparım.
devamını gör...
39.
belli bir seviyeye geldikten sonra ana dili o dil olan arkadaşlar edinin.
devamını gör...
40.
maruz kalmak kesinlikle. çalışmaya ise reading ile başlamak en iyisi bence. okulum ingilizce ve hazırlıkta reading ile başladım sonra yavaş yavaş dizilerde altyazıyı da ingilizce yapma ile birleşince bende olay ingilizce türkçe karışık rüyalara ve aynı şekilde iki dilli hayaller kurmaya kadar gitti tabii bunda başta söylediğim maruz kalmanın etkisi çok büyük..
devamını gör...