yaşlanmak

yaş almaktır. yaş almaktan dram yaratınca insanın üstüne kara bulut gibi çöker.

ne demiş atalarımız neşeli ol ki genç kalasın.

dibimde yaşlılarım olunca ve onların nasıl günden güne daha da kötüleştiklerini görünce beni saran telaş.. atıl kalmak zorunda kaldığım şu günlerde bir de kendimi dinlemeye başladım ki eyvahlarus..

bağırsaklar önemli. bağırsaklara iyi bakmak lazım. ama nasıl?

36 yaşındayım. 6 yaşında bir kızım var. yaşlandığımı ona baktıkça anlarım diyordum ama sanki onunla birlikte tekrar gençleşip çocuk oluyorum.

aksine onsuz her vakit kendimi yaşlı, yolun sonundaymış gibi hissediyorum.

iyi tarafından bakın olaya bütün kaygılarınızı bitirip artık kendiniz için yaşadığınız yılllar gelmiştir..
ne atom bombası ne londra konferansı
bir elimde cımbız bir elimde ayna
umurumda mı dünya...

durduramazsin... ama cok yavaslatabilirsin. en azindan fiziki olarak.
devamli yaptigim spor ve dogru beslenmem sayesinde yasimi soyledigimde gozleri portlemeyen daha olmadi. simdiye kadar "tahmin et" dedigimde henuz 40 diyen bile cikmadi. cogu kisi 37-38 diyor. ama 52 )))
o yuzden onemli olan kimliginizde ne yazdigi degil. onemli olan kendinize nasil baktiginiz.
yolda yururken, spor salonunda 20-25 liklere bakiyorum, yuzde 90'ii fiziken benden kotu durumda.
o yuzden kaldirin kicinizi, spor yapin, dogru beslenin. . ama kulaktan dolma bilgilerle degil, detayli ogrenerek.

yaşarken yaşlanmak ve yaşamadan yaşlanmak diye 2'ye ayrılır.

sizin luayikçi düzen, bir asırdır vatandaşının % 80'ini; yoksulluk, açlık, işsizlik, borç asayişsizlik ve adaletsizlikle yaşamadan yaşlandırdı..

yaşlanmak değil yaş almak
istifa etmek değil görevden af dilemek

valla yakınlarda epey kafaya takmıştım. saçlar başlar yanlardan beyazladikca uyuz olmuştum." ben ... ortaya karışık... olmaz ya" olayı oldu. hadsizlik etmişim:) olmayıp da ne olacaktı?

neyse efendim yaşımizi yaşıyoruz,sevmek lazım.

bedeni zamanlar, zihni zamansız bırakır...