yazar nicklerinden cümle kurmak
başlık "tayber doğan" tarafından 08.12.2021 12:56 tarihinde açılmıştır.
81.
bir gün robert porter diye bir yazar varmış, varolsun! aha da kurdum.
devamını gör...
82.
tek nick ile yapılabilir: (bkz: sir came a lot)
devamını gör...
83.
gerçekten çok güzel başlık. bu uğurda hizmetçi de olsam tayber doğan canımız.
devamını gör...
84.
şu hayatta mutlu olmayı bir bilen varsa bana da öğretebilir mi? iade edilmiş içli mektup gibi hissediyorum, inceduygu larla yazılmış fakat önemsenmemiş gibi. bir insanevladı da bunları görüp sormaz ki içmeye gidelim mi diye.
devamını gör...
85.
online listesinden sırayla geliyor bu kez:
moderatör 2 yazan kapıdan içeri girerken yüzünde 3 bilinmeyenli denklem çözüyormuş gibi ciddi bir ifade vardı. gözü, monitördeki _valuable0 yazısına takıldı. "yine kod yazıyor galiba" diye düşünürken elindeki gazeteyi masaya fırlatıp "ahlak bekçisi kesildiler başımıza" diye yüksek sesle söylendi.
arkadaşı o sırada bilgisayar başında değildi. okuduğu kitaptan başını kaldırarak "ahterbin ne demek, bir fikrin var mı?" diye sordu. "osmanlılar bu kelimeyi astrolog anlamında kullanırmış" diye cevapladı bizimki, gözünü gazeteden ayırmadan. aslında aklı orada bile değildi. akşamki telefon konuşmasını düşünüyordu. "gel beni al cunda'ya gidelim" demişti ali, 06 plakalı aracının içinde sıkıntıdan bunalmış hâldeyken. gitse işleri aksayacaktı. gitmese bu bunalımı üzerinden atamayacaktı. "amanneysene" diyerek düşüncelerini dağıtmaya çalıştı.
o sırada arkadaşı (aklı hâlâ ahterbinde kalmış şekilde) kendisine şüpheli gözlerle bakarak "ben de bilim insanı gibi bir anlama geliyor sanıyordum" dedi. "ammasalladin" diye güldü arif.
arif kerimi idi adı. armullah derdi arkadaşlar nedense. artemiz sonsal adlı bir başka arkadaşlarına değil, ona layık görmüşlerdi nedense bu lakabı. "ayı" dedi alçak sesle. ayı derlerdi ona da. enine boyuna iri biriydi çünkü. babıali kelimesini doğru telaffuz edemez "babali" diyerek hepsini güldürürdü.
zihninin ne kadar alakasız yerlere gittiğini görünce kendisi de şaşırdı ve kafasını dağıtmak isteğiyle, kenarda boynu bükük şekilde duran ve doğru dürüst kullanılmayan televizyonu açtı. ekrandaki baker street 221b yazısını görünce çok sevdiği sherlock holmes ile ilgili bir belgesel başladığını görüp sevinçle koltuğa gömüldü. 5 dakika bile geçmeden kafasındaki sıkıntılı düşünceleri çoktan unutmuştu.
moderatör 2 yazan kapıdan içeri girerken yüzünde 3 bilinmeyenli denklem çözüyormuş gibi ciddi bir ifade vardı. gözü, monitördeki _valuable0 yazısına takıldı. "yine kod yazıyor galiba" diye düşünürken elindeki gazeteyi masaya fırlatıp "ahlak bekçisi kesildiler başımıza" diye yüksek sesle söylendi.
arkadaşı o sırada bilgisayar başında değildi. okuduğu kitaptan başını kaldırarak "ahterbin ne demek, bir fikrin var mı?" diye sordu. "osmanlılar bu kelimeyi astrolog anlamında kullanırmış" diye cevapladı bizimki, gözünü gazeteden ayırmadan. aslında aklı orada bile değildi. akşamki telefon konuşmasını düşünüyordu. "gel beni al cunda'ya gidelim" demişti ali, 06 plakalı aracının içinde sıkıntıdan bunalmış hâldeyken. gitse işleri aksayacaktı. gitmese bu bunalımı üzerinden atamayacaktı. "amanneysene" diyerek düşüncelerini dağıtmaya çalıştı.
o sırada arkadaşı (aklı hâlâ ahterbinde kalmış şekilde) kendisine şüpheli gözlerle bakarak "ben de bilim insanı gibi bir anlama geliyor sanıyordum" dedi. "ammasalladin" diye güldü arif.
arif kerimi idi adı. armullah derdi arkadaşlar nedense. artemiz sonsal adlı bir başka arkadaşlarına değil, ona layık görmüşlerdi nedense bu lakabı. "ayı" dedi alçak sesle. ayı derlerdi ona da. enine boyuna iri biriydi çünkü. babıali kelimesini doğru telaffuz edemez "babali" diyerek hepsini güldürürdü.
zihninin ne kadar alakasız yerlere gittiğini görünce kendisi de şaşırdı ve kafasını dağıtmak isteğiyle, kenarda boynu bükük şekilde duran ve doğru dürüst kullanılmayan televizyonu açtı. ekrandaki baker street 221b yazısını görünce çok sevdiği sherlock holmes ile ilgili bir belgesel başladığını görüp sevinçle koltuğa gömüldü. 5 dakika bile geçmeden kafasındaki sıkıntılı düşünceleri çoktan unutmuştu.
devamını gör...
86.
devamını gör...
87.
bay panda bu sabah çok erken kalktı. hava buz gibiydi ama huzurlu bir gün geçireceğim. dedi kendi kendine. arkadaşı cenabettin henüz uyanamamıştı bile. o uyanmadan, ona bir sürpriz yapmalıyım. diye düşündü. havanın soğuk olmasından mütevellit üzerine gogolun paltosunu geçirdi ve yürümeye koyuldu. içinden geçmekte olduğu uzun sarmal patikada bir sürü panda arkadaşı vardı. her biriyle birer kelam ettikten sonra uzunca yürüdü ve hikayeci seyyah'ın dükkanının önünde durdu. evet! arkadaşına siyahlı beyazlı bir hikaye kitabı alacaktı...
devamını gör...
88.
bence de normal sözlük’ün en şirin yazarı öpülepsi’dir.
devamını gör...
89.
opulepsi'yi guzelliyorlar demek ki at,avrat,silah.
devamını gör...
90.
epsilondelta 2.1 hardcore premium plus yeni indirimli fiyatıyla sizlerle! bu teklifi kaçırma!
devamını gör...
91.
ben bir iki kelam etmek istiyorum değerli dostlar..
şu sıralar duymak istediğim cümle: balkanlardan gelen soğuk hava dalgası. dalgalarla işim olmaz deme, dalga geçme halimle.. sıcaktan uyuşmuş beynime tek iyi gelen dondurma topları ile pierre loti tepesinden haliç'e bakan çocuk gibiyim. minik fare kükredi zamanlarından hopp bu zamanlara.. nereyegittiğibilinmeyengençlik kollarında. hayat yordu. bir dostoyevski insanı edasında yazsam da bu beni kesmeyecek. ka-fa 1500 olmuş, yollar zikzak.. keşke hayallerimi bir çekirdek gibi çıtlatsam. herseyyolundaymış gibi o sıcak kestaneleri üfleye üfleye ısırsam.
insanolunbiraz!! o ilginçbiryabancı ile tartışacağım huzursuz ve gizlenen hislerimi açığa çıkaracağım haykırışkardan biriydi. bir yaşam busesi bekleyen, kıyıyavurandünya'nın parçaları olan biz hâlâ ona yabancı ve uzaktık.
baycerrah, kalp kapakçığıma köşe yastığı takmalı. operasyon ne zaman?
şu sıralar duymak istediğim cümle: balkanlardan gelen soğuk hava dalgası. dalgalarla işim olmaz deme, dalga geçme halimle.. sıcaktan uyuşmuş beynime tek iyi gelen dondurma topları ile pierre loti tepesinden haliç'e bakan çocuk gibiyim. minik fare kükredi zamanlarından hopp bu zamanlara.. nereyegittiğibilinmeyengençlik kollarında. hayat yordu. bir dostoyevski insanı edasında yazsam da bu beni kesmeyecek. ka-fa 1500 olmuş, yollar zikzak.. keşke hayallerimi bir çekirdek gibi çıtlatsam. herseyyolundaymış gibi o sıcak kestaneleri üfleye üfleye ısırsam.
insanolunbiraz!! o ilginçbiryabancı ile tartışacağım huzursuz ve gizlenen hislerimi açığa çıkaracağım haykırışkardan biriydi. bir yaşam busesi bekleyen, kıyıyavurandünya'nın parçaları olan biz hâlâ ona yabancı ve uzaktık.
baycerrah, kalp kapakçığıma köşe yastığı takmalı. operasyon ne zaman?
devamını gör...
92.
ımsherlockholmes bir şey yapmadan önce arkanızda delil bırakmayın.
devamını gör...
93.
düşecek bir dünya kaldı. oradan da düşün.
vıck.
vıck.
devamını gör...
94.
moderatör 7 için oldukça zor bir gündü. bir insan nasıl olur da bir başkasının yüreğine bu denli uzaktan dokunabiliyordu? işte bu düşünce zihnini kemirdi, kemirdi... kalbi bazen yerinden çıkacak gibi oluyordu.
ahterbin'i ilk kez orkestranın en ihtişamlı locasında görmüştü. onun, sahneden yayılan sanatın ruhunun, insana en dokunan akustik ışıklarından ne farkı vardı? bir yaz gününden ne farkı vardı? o gece zihninde orkestraya dair hiçbir düşünce belirmeyecekti, çünkü sahneyi izlememiş, sesleri dinlememiş; sanki ondan başka her şeye sağırmışçasına ahterbin'i izlemişti.
aşk, 3 bilinmeyenli denklem gibiydi ve kendisinde problem çözme yeteneğini göremiyordu.
ay çobanı isimli şiirde söz edildiği gibi, aşk, en çok da iyi kalpli insanlar ile karşılaştığında bu denli vefasız olabiliyordu.
onu bir daha ne zaman göreceğini düşünmeye başladı. sevda, kurtlarladans etmek gibi bir şeydi. dünyada bir sürü dişi vardı hatta bazıları çok güzeldi, ama o, kendisine en güzel gecelerden birini hatırlatan bir yüzü bir daha nerede bulabilirdi?
ahterbin'i ilk kez orkestranın en ihtişamlı locasında görmüştü. onun, sahneden yayılan sanatın ruhunun, insana en dokunan akustik ışıklarından ne farkı vardı? bir yaz gününden ne farkı vardı? o gece zihninde orkestraya dair hiçbir düşünce belirmeyecekti, çünkü sahneyi izlememiş, sesleri dinlememiş; sanki ondan başka her şeye sağırmışçasına ahterbin'i izlemişti.
aşk, 3 bilinmeyenli denklem gibiydi ve kendisinde problem çözme yeteneğini göremiyordu.
ay çobanı isimli şiirde söz edildiği gibi, aşk, en çok da iyi kalpli insanlar ile karşılaştığında bu denli vefasız olabiliyordu.
onu bir daha ne zaman göreceğini düşünmeye başladı. sevda, kurtlarladans etmek gibi bir şeydi. dünyada bir sürü dişi vardı hatta bazıları çok güzeldi, ama o, kendisine en güzel gecelerden birini hatırlatan bir yüzü bir daha nerede bulabilirdi?
devamını gör...
95.
karanlıklar diyarının nöbet kulubelerini bekleyen gece bekçisi parolayı unutmuştu..
devamını gör...
96.
herzamanderimkiinsan olun biraz.
kıyıya vuran dünya ayaklarımızın altından kayıp gidiyor yoksa..
bu sözleri doktorum söyledi az öce terapide. dr bdıbıdıyapma dedim. işim gücüm var duyar kasmann zamanı mı . sokuyon saat ücretini iliğimi kemiğimi sömürdün dedim. o kadar mesaimiz oldu. hala dışkapınındışmandalı muamelesi ayıp oluyor ama.
benim doktorum biraz tuhaf bir doktor. parayı çok seviyor. dertliyim doktor diyorum dobarla bıragma gendinidiyor.
ben inceduygulubir adamım. ama ağzımda bozuktur hani. çok zorladığında salıyorum bir küfür ama dr umursamaz. sanki genişlikte dünya markası.
seans başlarken oturuyorum koltuğa kabartıyoum köşe yastığını anlatıyrum. lakin doktor manyak. genel olarak sanki bana ne lan diye psikologhavasında ilgleniyor benimle.
sentetik bir zekaya sahip.
az kaldı o gözlüklerini sokacak gözlerine lens yapacam dur bakalım.
geçen gün yine seanstayız. lafın ortasında süre doldu dedi. hcam bak çok pahalıya mal oluyor bana bu seanslar. şu ana kadar sana kaç paraverdim biliyor musun dedim eder bayağı dedi mal oğlu mal.
iyice hasta etti beni.
ama kapıda iki tane köpeği var. tırsıyorum. yek yakalasam pis dalacam şerefsize.
kıyıya vuran dünya ayaklarımızın altından kayıp gidiyor yoksa..
bu sözleri doktorum söyledi az öce terapide. dr bdıbıdıyapma dedim. işim gücüm var duyar kasmann zamanı mı . sokuyon saat ücretini iliğimi kemiğimi sömürdün dedim. o kadar mesaimiz oldu. hala dışkapınındışmandalı muamelesi ayıp oluyor ama.
benim doktorum biraz tuhaf bir doktor. parayı çok seviyor. dertliyim doktor diyorum dobarla bıragma gendinidiyor.
ben inceduygulubir adamım. ama ağzımda bozuktur hani. çok zorladığında salıyorum bir küfür ama dr umursamaz. sanki genişlikte dünya markası.
seans başlarken oturuyorum koltuğa kabartıyoum köşe yastığını anlatıyrum. lakin doktor manyak. genel olarak sanki bana ne lan diye psikologhavasında ilgleniyor benimle.
sentetik bir zekaya sahip.
az kaldı o gözlüklerini sokacak gözlerine lens yapacam dur bakalım.
geçen gün yine seanstayız. lafın ortasında süre doldu dedi. hcam bak çok pahalıya mal oluyor bana bu seanslar. şu ana kadar sana kaç paraverdim biliyor musun dedim eder bayağı dedi mal oğlu mal.
iyice hasta etti beni.
ama kapıda iki tane köpeği var. tırsıyorum. yek yakalasam pis dalacam şerefsize.
devamını gör...
97.
bugün sahilde dolaşırken bir erkeğin yanının boş olduğunu gördüm. oturabilir miyim dedim, olmaz oturamazsın dedi. inceduygularım ile sormuştum oysa. ne zararım vardı ki ona?
çok üzgün görünüyordu, neyin var dedim.
sanane ulan dedi.
gidip başka bir banka oturdum. sabah serinliğinde oturmak çaresizliğime iyi geldi.
insanları incelemeye başladım.
köşeden dönen mavisakallı bir adamı gördüm, yüzümü ani bir bağırışla sol tarafa çevirdim. bir kadın kendisine yol vermeyen şoföre insan olun biraz diye bağırıyordu.
#2036043
önceki daha iyiydi ama olsun.
çok üzgün görünüyordu, neyin var dedim.
sanane ulan dedi.
gidip başka bir banka oturdum. sabah serinliğinde oturmak çaresizliğime iyi geldi.
insanları incelemeye başladım.
köşeden dönen mavisakallı bir adamı gördüm, yüzümü ani bir bağırışla sol tarafa çevirdim. bir kadın kendisine yol vermeyen şoföre insan olun biraz diye bağırıyordu.
#2036043
önceki daha iyiydi ama olsun.
devamını gör...
98.
dün rüyamda brokoli ve tosbağa gördüm
devamını gör...
99.
hangi gerizekalı açtı la bu boş belş başlığı...
devamını gör...
100.
kurban bayramı'nın 1. günü, daha yeni kesmişiz hayvanı. birisi geliyor bağırarak, kurbanda billurlar benim.: kurbanda billurlar benim diye bağıran eniştemmiş. bize yaklaşınca tanıdık. tamam dedik enişteme, billurlar senin olsun.
devamını gör...