yazarların içinden geçenler

2003-2007 arasında çıkan şarkıların değerini bilememişiz. bugünümü o şarkıların hak ettiği değeri vermeye adadım.

mhrs'de neden randevu bulamıyorum, sabahtan beri canım sıkkın içimden bu geçiyor. kırk yılın başı hastanelik işim var onda da randevu yok.*

kemal kılıçdaroğlu niye aday oluyor?
ya kaybedersek?
para mı var yurt dışına çıkacak?
napıyor bunlar la?

yine cok kirginim cocuklar..her zerrenizi kirip dökmüş biri nasil oluyor da hiçbir sey olmamis gibi hayatina devam edebiliyor..kafamda deli sorularrr
ha bu arada gecenin şarkısı
nilüfer - son arzum

bir yatırım tavsiyesi içinizi dökmeyin. bozuk para gibi harcarlar dertlerinizi. duman olur. mesela başlık sahibi hayret etmiş nasıl diye? şöyle sen vazgeçilmez sanırsın ama herkes her şey vazgeçilir bir noktada. siz de hayatınıza bakarsanız iyi olur. takılıp kalmak sadece zaman kaybıdır.

onu özledim.

1 hafta dinlensem iyi olacak.

geçmişten bir gün uzak, geleceğe bir gün yakın olmak farkettim ki ikisi de heyecanlandirmiyor beni. ne ölüm ne yaşam! kovalamiyor artık. hava gibi fümeyim, sisli. her şeye dönebilirim. güneş de açabilirim, yagabilirim de. yine acaba öyle olur mu diye uyanmak. sıkıldım artık ben. çok sıkıldım.

ne rezil bir ülkede ne rezil bir döneme denk geldik. hiçbir şey olması gerektiği gibi değil. herkes farklı bir kafada. cemaatler sapıklık yuvasına dönmüş. ilahiyatlar desen influencer dolu. diğer bölümler de öyle. futbolcular top oynamayı bilmiyor. senaristler senelerdir aynı senaryoları evirip çevirip gözümüze dizi diye sokuyor. şarkıcılar müzisyenler ne ilgi çekiyorsa ona göre sanat(!) icra ediyor. akademisyenlerin makaleleri kitapları intihalden geçilmiyor. bir yerde bir köpek insan öldürüyor insanlar sus pus aynı köpeğe biri bir tekme atıyor olay anında, insanlar sokağa dökülüp eylem yapıyor. hukuk yozlaşmış siyasetçisi, mafya babası, derin devletçisi kafasına göre daha doğrusu çıkarına göre yönlendiriyor savcıya hakime emir veriyor hiç olmadı sosyal medya yargı ağı üzerinde baskı kurabiliyor. a partisi pisliğe batmış peki durur mu b partisi o da pisliğe batmış. diğer minik siyasi partiler de batmış.
öğrencisi öğrenci değil, öğretmeni öğretmen değil, doktoru doktor değil, avukatı avukat değil, sanatçısı sanatçı değil, siyasetçisi siyasetçi değil. velisi veli değil. delisi deli değil.
kocamaaaan bir sirk herkes bir şey ama hiçbir şey değil.

"içimden şehirler geçiyor.
her durakta duruyor inmiyorsun
seni en sıcak ben öperdim, kim bilir
ama sen, bilmiyorsun."

bu aralar dolandırılıcakmış gibi hissediyorum ama hadi hayırlısı ha bir de insanlar sıkıntılarını anlattıklarında ne diyebileceğimden pek emin değilim yani sadece dinlemem mi gerekiyor ki genelde böyle yapıyorum yoksa benden bir cevap bekliyorlar mı. varsa bi öneriniz vs. alırım.

çilli bir hatunla sabahlara kadar sevişmek.

neden çilli, tek kriterim nasıl çil olabilir diye sorguladım bi an kendimi ama sonra vazgeçtim. durup dururken ne diye kendi canımı sıkayım ki.

ben böyle şansın taaaa. küfür etmem gerek.

küfür serbest değil, üzgünüm dürüst olamam.

oy limin.

sustuğum şeyler var; hiç konuşmadıklarım. ve içimde kaybolup giden insanlar.. eskisi kadar kafama takmasam da bazı şeyleri; bazen yine de içimin almadığı haksızlıklar.. ben solumu sevdiklerime, yolumu ise allah'a bıraktım. o ki varacağım yeri benden iyi bilir.
ve biliyorum ki sabreden kullarına en hayırlısını verir..

110 kiloya çıkmıştım bir zamanlar, sonra 70 kiloya indim kısa sürede. sonra 100 kiloya yaklaştım. sonra da 80'lere indim. senelerdir 80'li kilolardayım, bir iki kere 91-92 kiloya çıkmış olabilirim.

mideyi bu kadar dengesiz kullanmamın bir bedeli oldu: eğer fazla yersem karnım ağrıyor artık. 4-5 senedir böyle bir sağlık sorunum var. şu anda karnım ağrıyor mesela gece ekstra öğün yediğim için; içimi dökmek istedim.

sonra öyle olunca tabi böyle oldu e böyle bir durumda da şu şudur bu da budur tabi. biz de şey değiliz ki şey olalım. bazı şeyleri şöyle görmek gerekir.

son 10 yıldır uzay boşluğunda yaşıyorum. mutlu veya mutsuz değilim. artık bazı şeyleri hissetmiyorum bile. hatta bi çok insanın canı pahasına isteyeceği şeyler benim in bir değer atfetmiyor. bi bakıma yabancı'daki meursault gibiyim.