5541.
"hilies nihtes ki alles toses s'agapo "*
devamını gör...
5542.
günlüğüm gibi düşün bunu ama süslü harflerle yazmıyorum, çünkü elimde kalem yok, motivasyonum yok, bir de hayat enerjim yok. kısacası ben bir yokum.

yalnızlık mı? onunla artık senli benli enseye şaplak göze parmak gibiyiz. sabah kahvaltımı onunla yapıyorum; çay bardağımın karşısında oturuyor, sessizliğiyle başımı şişiriyor. arada tuzluğu uzatıyor hayal gücüm, sağ olsun, onu da oyalıyoruz.

artık insanlar sormayı bıraktı: nasılsın? diye.
çünkü cevap hep aynıydı: iyiyim ki bu, türkçede batıyorum ama seni de üzmek istemem demek. zaten başımın belası bu insanları üzmek istememem. artık kendime bile nasılsın demiyorum. kendimle ilişkimiz biraz mesafeli, biraz pasif-agresif. bazen aynada göz göze geliyoruz, sen hala buradaymışsın der gibi bir bakış… gözlerim bile bana trip atıyor, yaşama sevincin yok ama yine de uyanmışsın bu sabah diyor sanki.

hayat bazen bir labirent gibi geliyor ama çıkış kapısı yok. dinazorlar bile uğramıyor artık rüyalarıma, onlar bile sıkılmış benden . sıkıntım öyle seviyede ki, içsel boşluğumun artık bir posta kodu var. google mapste bile konumum için bilinmiyor diyor.

manevi sıkıntılar mı? onlar içimde salsa yapıyor. arada biri durup her şey bir gün geçecek diyor. doğru olabilir ama korkum şu: her şey geçerken ben yerimde mi sayacağım? yaşamak bir yolculuksa, benim trenim makinistsiz gibi. kendi kendine gidiyor, freni de yok, ama istasyonlara uğramayı da hiç sevmiyor.

sonuç? hayatla olan ilişkim karmaşık statüsünde. ruhum kırık, ama yapıştırıcı niyetine espriler yapıştırıyorum her yerine. kim bilir, belki bir gün gülmekten çatlayınca içimdeki boşluk da dağılır.

ama şunu söyleyeyim: yalnızlık kötü bir şey değil. kötü olan, yalnızken çalan kapının yine kargo olması. ve gelen şeyin siz evde yoktunuz, şubeden alabilirsiniz notuyla geri gitmesi.
devamını gör...
5543.
en ufak bir dram kırıntısı beni dağıtıyor. yine çok narin olduğum bir dönemdeyim. güzel ülkem de hiç yardımcı olmuyor. 14 yaşında bir geri dönüşüm fabrikasında kolunu kaptırarak vefat eden çocuktan, 7 yaşında sulama kanalında boğulan yavrucağa içim katıla katıla ağlamak istiyorum. tutamıyorum ağlıyorum gerçi.
o kadar kötüyüm ki bu aralar "dikkat kırılır!" yazan bir kutunun içine girip saklanmaya bile varım.
devamını gör...
5544.
eski anıları özlemekle aynı zamanda keşke yaşanmasaydı demek nasıl bir duygu karmaşası? çözemiyorum.
devamını gör...
5545.
bu başlığa sanki hep farklı hesaplardan mahsun kırmızıgül yazmış gibi hissediyorum.
devamını gör...
5546.
"5 dakikanızı alabilir miyim?" diye başlayıp, 45 dakikadır aynı konuyu anlatan, evrende var olan her şeyi şikayet eden veliler geldiğinde, ön bürodaki arkadaşa online toplantıda olduğumu söylettiriyorum.
pişman değilim.
devamını gör...
5547.
itiraf edemeyecek kadar yorgunum.
devamını gör...
5548.
itiraflarımı yazarsam şafak operasyonuyla alınıp ters kelepçeli fotoğraflarım basına düşer diye korkuyorum. bu da bir itiraf.
devamını gör...
5549.
beni düşürdüğün durum canımı sıktı. sinirlendim, yine de sustum. çünkü hiçbirinin müsebbibi sen değilsin. sana çoktandır biçtiğim “kıymet” kavramının öteliği; esas suçlu o. kendime kızdım, seni daha önce layık olduğun yerde unuturcasına bırakmadığım için öfkelendim. asla aşkımdan değil ama insani olarak verdiğim değeri hak etmediğini bildiğim hâlde sana karşı hissettiklerim için derinden sarsıldım ve kendimden utandım çoğu kez. şu an olduğu gibi. bir daha kalbimi kırmana müsaade etmeyeceğim. bu sondu.
devamını gör...
5550.
kusucam artık. ku-su-cam.

allah peygamber ve bütün kutsal varlıklar aşkına, bitmiyor bu tez. bit-mi-yor. bunaldım vallahi bunaldım. 100 sayfa olmuş, 16.000 kelime yazmışım, daha şimdiden 85 referans vermişim. yazıp bitirdiğim kısım sadece intronun yarısı.

ben yemek tarifi yazmak istiyorum. ben gezi yazısı yazmak istiyorum. ben tiyatro incelemesi yazmak istiyorum. ben müzik dinlemek, bisiklete binmek, köpeğimle oynamak, deniz kenarında kahve içmek, denizin iyotlu havasını hasta olana kadar solumak, öğlene kadar uyumak ve sabaha kadar uyanık kalmak, karşı komşunun çiçek açan erik ağacının çiçeklerini koklamak, güneş doğduktan sonra evden çıkmak güneş batmadan eve girmek istiyorum. haftasonu çalışmak istemiyorum. ben bu saydıklarımı da yapmak istiyorum. daha fazla çalışmak istemiyorum artık. je ne veux pas travailler.

devamını gör...
5551.
(
devamını gör...
5552.
ve bir gün kendi kendime yeteyim diye uğraşırken
çabalarım sona erecek pilim bitecek ve yenisini takamayacağım.
çünkü her ölümde yeniden doğmak inan çok şey götürür insandan.
daha açabileceğim birkaç sayfa daha kaldı..
ama azaldığını görmeliyiz bence.
yanlış yere düşeceğim yanlış takacağım pilde artık her şey için çok geç olacak uçurumdan bırakacağım kendimi
çünkü insanlar istemezse ben düzeltmemem
ardınızı toplayamam ve
yerinize sevemem, müdahale edemem artık
yorgunum. zihnim yorgun
bedenim ondan yorgun.
tek kritik bir hataya bakıyor artık..
ben bu hayatı boşa mı yaşamışım
ya da boşa yaşar mıyım?

sizin aksinize
sevgi ve saygılarımla,
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
5553.
uzun zamandır karşılıksız, beklentisiz birine sarılmadığımı fark ettim...
masum da olsa, herkesin en az 1 beklentisi vardı.
en kötü ihtimalle "kendisine iyi gelmesi" amacıyla sarılmışlardı zaten.
yanlış hatırlamıyorsam sanki bir sözlük yazarıyla bu tarz bir dertleşmem olmuştu ama kim hatırlamıyorum.*
böyle bir dize yatıp, saç okşatarak zihnini teslim etmeli 1-2 saatlik uyku ihtiyacı mevcut.
japonya'da mesela spalar gibi uyku merkezleri var.
çok parası olan birisi lütfen buralara bunu getirebilir mi?
aylık abonman kart, kombine vs artık ne olursa kabul ben okeyim.
devamını gör...
5554.
yaşamın ve dönüşümün en çok annelikle ilgili olan kısmını seviyorum.

bir zaman herkesin masum çocuk olduğunun idrakine varıp tüm insanlara şefkatle yaklaşabilmek, empati yapabilmek, tüm canlıların özüne ve var oluşuna kudsiyet yüklemek... tüm bu hümanist düşünceler benim çok ötemde sadece annelik dönüşümümde.

35 hafta karnımda 75 ay yanımda taşıdığım oğlumla arkama dönüp baktığım tüm dakikalar giderek daha da kıymetlendi bugün gözümde.

elini tuttum, sarıp sarmalayıp geçeceğini söyledim de bugün akıttığı her bir gözyaşına ruhumu esir ettim.

bugün geçsin, daha da kötüsü gelmesin.
devamını gör...
5555.
birkaç şey olayım derken hiçbir şey oldum.
devamını gör...
5556.
yorulmama rağmen devam etmek zorunda hissediyorum. elimde ne kaldı? hiçbir şey. pes etmiyorum, etmek de istemiyorum belki de sorun tam olarak buradadır. gücümü boşa harcıyorumdur. her şey yolunda gibi davranmak gerekmiyordur, bilmiyorum.
devamını gör...
5557.
ya hayatimda daha once hic bayilmadim. bayilmak nasıl bişi hic bilmiyorum. şöyle mumkunse yumusak bi yere bayilmak istiyorum en kisa zamanda*
devamını gör...
5558.
sıkılmış durumdayım yine ama hadi hayırlısı.
devamını gör...
5559.
uzun uzun yazılar yazmak istiyorum. ama artık vereceğim emeğin kıyıda köşede kalıp yok olup gitmesinden usandım, yoruldum. şimdi kısa kısa yazıyorum, umursamazca. ama bunlar da değersiz geliyor. kendi içimde çelişmek hiç tat vermiyor.
devamını gör...
5560.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların itiraf köşesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim