kadın mı bayan mı sorunsalı
çok basit ya. cidden çok basit.
cinsiyet belirtirken kadın diyeceksiniz hitap ederken de bayan.*
cinsiyet belirtirken kadın diyeceksiniz hitap ederken de bayan.*
devamını gör...
yıkın heykellerimi
süleyman apaydın'ın şiiridir.
ey milletim,
ben, mustafa kemal'im...
çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim,
hâlâ en hakiki mürşit, değilse ilim,
kurusun damağım, dilim.
özür dilerim...
unutun tüm dediklerimi.
yıkın, diktiğiniz heykellerimi...
özgürlük hâlâ,
en yüce değer
değilse eğer...
prangalı kalsın diyorsanız, köleler...
unutun tüm dediklerimi.
yıkın, diktiğiniz heykellerimi...
yoksa, çağdaş medeniyetin bir anlamı,
ortaçağa taşımak istiyorsanız zamanı,
baş tacı edebiliyorsanız
sanatın içine tüküren adamı...
unutun tüm dediklerimi.
yıkın, diktiğiniz heykellerimi...
yetmediyse acısı, şiddetin, savaşın.
anlamı kalmadıysa
yurtta sulh, dünyada barışın.
eğer varsa ödülü, silahlanmayla yarışın.
unutun tüm dediklerimi.
yıkın, diktiğiniz heykellerimi...
özlediyseniz fesi, peçeyi.
aydınlığa yeğliyorsanız, kara geceyi.
hâlâ medet umuyorsanız
şıhtan, şeyhten, dervişten.
şifa buluyorsanız,
muskadan, üfürükçüden...
unutun tüm dediklerimi.
yıkın, diktiğiniz heykellerimi...
eşit olmasın diyorsanız, kadınla erkek...
kara çarşafa girsin diyorsanız,
yobazın gazabından ürkerek...
diyorsanız ki, okumasın
kadınımız, kızımız;
budur bizim alın yazımız...
unutun tüm dediklerimi.
yıkın, diktiğiniz heykellerimi...
fazla geldiyse size, hürriyet, cumhuriyet...
özlemini çekiyorsanız,
saltanatın, sultanın...
hâlâ önemini anlayamadıysanız,
millet olmanın...
kul olun, ümmet kalın,
fetvasını bekleyin, şeyhülislamın...
unutun tüm dediklerimi.
yıkın, diktiğiniz heykellerimi.
rahat bırakın beni...
ey milletim,
ben, mustafa kemal'im...
çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim,
hâlâ en hakiki mürşit, değilse ilim,
kurusun damağım, dilim.
özür dilerim...
unutun tüm dediklerimi.
yıkın, diktiğiniz heykellerimi...
özgürlük hâlâ,
en yüce değer
değilse eğer...
prangalı kalsın diyorsanız, köleler...
unutun tüm dediklerimi.
yıkın, diktiğiniz heykellerimi...
yoksa, çağdaş medeniyetin bir anlamı,
ortaçağa taşımak istiyorsanız zamanı,
baş tacı edebiliyorsanız
sanatın içine tüküren adamı...
unutun tüm dediklerimi.
yıkın, diktiğiniz heykellerimi...
yetmediyse acısı, şiddetin, savaşın.
anlamı kalmadıysa
yurtta sulh, dünyada barışın.
eğer varsa ödülü, silahlanmayla yarışın.
unutun tüm dediklerimi.
yıkın, diktiğiniz heykellerimi...
özlediyseniz fesi, peçeyi.
aydınlığa yeğliyorsanız, kara geceyi.
hâlâ medet umuyorsanız
şıhtan, şeyhten, dervişten.
şifa buluyorsanız,
muskadan, üfürükçüden...
unutun tüm dediklerimi.
yıkın, diktiğiniz heykellerimi...
eşit olmasın diyorsanız, kadınla erkek...
kara çarşafa girsin diyorsanız,
yobazın gazabından ürkerek...
diyorsanız ki, okumasın
kadınımız, kızımız;
budur bizim alın yazımız...
unutun tüm dediklerimi.
yıkın, diktiğiniz heykellerimi...
fazla geldiyse size, hürriyet, cumhuriyet...
özlemini çekiyorsanız,
saltanatın, sultanın...
hâlâ önemini anlayamadıysanız,
millet olmanın...
kul olun, ümmet kalın,
fetvasını bekleyin, şeyhülislamın...
unutun tüm dediklerimi.
yıkın, diktiğiniz heykellerimi.
rahat bırakın beni...
devamını gör...
islam’da kadının yeri
konuya hakim değilim ama çok fazla bir yerinin olduğunu düşünmüyorum. özellikle eşitlik konusunda.
devamını gör...
antik tiyatro
romalılar anadolu'ya hakim olduktan sonra yunan tarzındaki tiyatroları kendi tarz ve ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendirmişler. bu devasa antik yapıların çok güzel örnekleri var. kimisi de halen kullanımdalar. canlı bir kültür sanat faaliyetleri yapılıyor ki bu da ekonomi ve turizme de olumlu etki yapıyor. konserler oluyor ama bazen rayından çıkarıp çalgılı gazinoya da dönderdikleri oluyor.
devamını gör...
sakinleştirici özelliği taşıyan şarkılar
birsen tezer'in tüm şarklıları veya birsen tezer'in söylediği herhangi bir şarkı. sesinde huzur var kadının.
devamını gör...
kadınların hiç umutlarının tükenmemesi
kadınların umudu tükenirse her şeyin umudunun tükenir ve dünya umutsuz bir yer olur çünkü.
sabah erkenden kalkıp herkesi işine okuluna uğurlayan kadındır;
evdeki çiçekleri sulayan da,
kendi dahil herkesi süsleyen,
evdeki herkes yorulsa bile kendinde yorulma hakkı görmeyen,
çevresine mücadele gücü aşılayandır aynı zamanda.
kadınlar yaşamdır, özgürlüktür, mücadeledir; onların umudunu tüketmeyin.
sabah erkenden kalkıp herkesi işine okuluna uğurlayan kadındır;
evdeki çiçekleri sulayan da,
kendi dahil herkesi süsleyen,
evdeki herkes yorulsa bile kendinde yorulma hakkı görmeyen,
çevresine mücadele gücü aşılayandır aynı zamanda.
kadınlar yaşamdır, özgürlüktür, mücadeledir; onların umudunu tüketmeyin.

devamını gör...
18 şubat 2021 apartman boşluğu yayın
an itibariyle başlamıştır, giriş muhteşem olmuş.
devamını gör...
ölüm
ben bugün ömrümün yarısını geçirdiğim adamı ilk defa mezarlık duvarının dibine çökmüş ağlarken gördüm.
ben bugün o adamın 33 yaşındaki yeğenine toprak atışını, çırpınışını, o acı ile bir yerlere sığamayışını gördüm.
o çocuğa hem anne hem baba olmuş bir babaannenin “yavrum” derken nasıl yüreğinin dağlandığını,
ona nasıl veda edemediğini gördüm.
ben bugün nefes alamadan, konuşamadan, yutkunamadan, burnumun direği sızlayarak büyüdüm...
ben bugün o adamın 33 yaşındaki yeğenine toprak atışını, çırpınışını, o acı ile bir yerlere sığamayışını gördüm.
o çocuğa hem anne hem baba olmuş bir babaannenin “yavrum” derken nasıl yüreğinin dağlandığını,
ona nasıl veda edemediğini gördüm.
ben bugün nefes alamadan, konuşamadan, yutkunamadan, burnumun direği sızlayarak büyüdüm...
devamını gör...
günün şiiri
bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu.
hep böyle mi bu?
bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer...
kafatasımın içini, bir küçük huzur adına
aynalarla kaplattım, ölü ben'im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden!
paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben.
oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir.
niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?
"öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna" bir çocuk demiş.
nilgün marmara
hep böyle mi bu?
bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer...
kafatasımın içini, bir küçük huzur adına
aynalarla kaplattım, ölü ben'im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden!
paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben.
oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir.
niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?
"öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna" bir çocuk demiş.
nilgün marmara
devamını gör...
ilk bakışta sevilmeyen insan
genelde o his konusunda beni yanıltmayan insandır. belki de zihnimizde şartlandırıyoruz en başta,bilmiyorum. ama böyle hissedip yanıldığım hiç olmadı.
devamını gör...
asla satın alınamayan yeşil ceketin öyküsü
bugün sizlere kendi başımdan geçmiş bir olayı anlatmak istiyorum bu hikayeyi dinledikten sonra ikinci el modaya naletler yağdırıp direnmandalin etiketiyle sosyal yardım kuruluşlarınca bana destek olabilirsiniz. bundan 3 sene önce okulda bir arkadaşın üstünde bu yeşil ceketi gördüm. fakat samimi de değiliz soramıyorum nereden aldın diye. ceketimi asmak suretiyle askılığa giderken onun ceketin yanına asar markasını öğrenirim falan derkennn ben bir şekilde öğrendim bu ceketin markasını. pull and bear'mış. herkes gibi benim gelip geçici heveslerim olabiliyor, ceket de 280 lira açıkçası bana çok geldi. ben de dedim bu hevesimin geçmesini bekleyim bari ne yapayım nasılsa bitecek. unutursun dedim kendime. unutamadım... bu esnada benim cekete olan sevdam katlanarak devam etti. ben de ikinci el sayfalardan bakmaya başladım bu yeşil cekete. tam buluyorum alıyorum hooop satıcı bir anda ceketi göndermiyor. 7 defa tam 7 defa ceketi satın aldım göndermediler. sonra dedim dur mandalin, geçecek ulan unutacaksın. ama yok. unutamıyorum çığ gibi büyüyor bendeki bu sevda. sabah uyanıyorum ceketi düşünüyorum akşam yatıyorum ceketi düşünüyorum, bir şey giyiyorum diyorum keşke yeşil ceketim olsaydı böyle kombinlerdim falan derken. dedim dur. sen aşık mı oluyorsun? arkadaş ortamında hep yeşil ceketle anılmaya başladım. ne zaman uzaklara dalsam diyorlar ki ne oldu yine onu mu düşünüyorsun? evet, onu düşünüyorum. görenler diyor yeşil ceket diye tutturduğun bu muydu? diyorum siz onu bir de benim gözümden görün. geçenlerde pull and bear'ın resmi ınstagram sayfasına bile yazdım. dedim sizde var mı? onlar da eski koleksiyon ürünü bir daha gelmez dediler. onun gibisi gelmeyecek biliyorum... bu gece de onu düşünerek uyuyacağım bir gece. yine bir satıcı tarafından hüsrana uğratıldım. bu kadar üzüldüğümü bilse aşkıma saygı duyar ve ceketi bana karşılıksız verirdi belki de. yeşil ceketle arama giren herkese bu isyanım. işte anlıyorum şimdi nazım hikmet'in piraye'yi nasıl sevdiğini. bak bana yeşil ceket , sende ben imkansızlığı seviyorum fakat asla ümitsizliği değil... görsellere ceketi alıp alıp iptal edildiğini ekleyeceğim ancak yalnızca 4 tanesini ekleyebiliyorum 3 defa daha denemiştim fakat onları aldığım hesabımı kapattım. iyi geceler sözlük. bu kalbim ikinci el satıcılarını affetmeyecek... 


edit: pull and bear konuşmalarını da ekliyorum. delirdiğimi düşünenler olabilir. delirdim*.




edit: pull and bear konuşmalarını da ekliyorum. delirdiğimi düşünenler olabilir. delirdim*.


devamını gör...
adile naşit
"uykudan önce" saatinde;
acaba benim ismimi de söyler mi ? * diye her akşam siyah beyaz itt schaub-lorenz tv nin karşısında bekleştiğim tonton teyzemiz.
acaba benim ismimi de söyler mi ? * diye her akşam siyah beyaz itt schaub-lorenz tv nin karşısında bekleştiğim tonton teyzemiz.
devamını gör...
20 mart 2021 türkiye'nin istanbul sözleşmesi'nden ayrılması
hukuki açıklama yapmaya gelmiştim. sağolsun bazı yazarlar kısaca açıklamış, ben tekrar etmiyorum. sonuç olarak, dün gece yarısı meclisi yok sayan bir usulle halkın çok büyük çoğunluğunu yok sayan bir işlem yapılmıştır.
kör göze parmak misali yapılan bu işlemin asıl amacı konusunda birçok değerlendirme ve tahmin yapılabilir ancak emin olun bunların aklına gelenin onda birini biz hayal bile edemeyiz.
şuan da tek söyleyebileceğim, ağzını her açtığında hukuk, demokrasi, insan hakları, kadınların özgürleşmesi diyenlerin bir hamleyle bunların hepsini bir daha düzeltilemeyecek şekilde yerle bir ettiğidir.
allah sonumuzu hayretsin.
kör göze parmak misali yapılan bu işlemin asıl amacı konusunda birçok değerlendirme ve tahmin yapılabilir ancak emin olun bunların aklına gelenin onda birini biz hayal bile edemeyiz.
şuan da tek söyleyebileceğim, ağzını her açtığında hukuk, demokrasi, insan hakları, kadınların özgürleşmesi diyenlerin bir hamleyle bunların hepsini bir daha düzeltilemeyecek şekilde yerle bir ettiğidir.
allah sonumuzu hayretsin.
devamını gör...
cyrano de bergerac
başkasının cümleleri ile başkasının aşkını yaşayan christian mı veya gözünün önünde duran böyle incelikli bir sevgiyi göremeyecek kadar kör olan roxane mı yoksa korkularından ötürü sevgisini cümlelere hapsetmiş olan cyrano mu daha bahtsız? kelimelerin ne denli etkili olduğunu bilsem bile bana bazen korkulardan arınmış bir dokunuşun umutsuzca sarfedilen kelimelerden daha etkili olduğunu düşündüren edmond rostand oyunu. oyunu yalnızca bu aşk üzerinden değerlendirmek oldukça yanlış olurdu şüphesiz. cyrano riyakarlıktan uzak, kendince hak ve adalet arayışında ve 100 kişi ile düşünmeden mücadele edecek kadar iyi bir düellocu. üstün bir düellocu cyrano ama kalemi bana kalırsa kılıcından daha keskin olmuştur bundan ötürü kendini boş yere başkasının dış görünüşüne zincirlediği bu aşk bana hep talihsiz gelmiştir zaten. o meşhur "yoksa eldivenim ne çıkar! bir tanecik kalmıştı babamızdan yadigar, yanımda bulunsaydı yine kullanacaktım; ne çare, bir asilzadenin suratında bıraktım." cümleleri de esasında bu oyunda geçmektedir. konuya gelecek olursak; cyrano roxane'a deliler gibi aşıktır fakat oldukça büyük olan burnundan ötürü çekinip açılamaz ona. şansa bak ki cyrano'nun sözde çirkinliği yanında güneş gibi parlayan christian da roxane'a karşı bir şeyler hissetmektedir ve bu karşılıksız da değildir fakat christian ve roxane'ın aşkı gölgede kalacak bir sevgi olur çünkü christian'ın fısıltıları cyrano'nun cümlelerinden başka bir şey değildir. kendi dizginlenemez aşkını christian üzerinden aktarır cyrano ve ölüm kapısını çalana kadar bu gerçekten habersiz kalacaktır roxane. hem onurlu hem de ne budalacadır aslında cyrano'nun yaptığı oysa bazı gönüller cümlelerle de fethedilebilirdi şüphesiz. victor hugo'ya mal edilen ama ona ait olmayan pek meşhur bir şiirde şöyle bir dize var; çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? bu daima havada asılı kalacak bir soru.
vicomte, hiddetten boğulur gibi.
tavrı küstah, sözü tok,
bir köy asilzadesi, eldiveni bile yok!
sırmasız, fiyongosuz, kurdelesiz bir herif!
(ces grands airs arrogants !
un hobereau qui… qui… n’a même pas de gants !
et qui sort sans rubans, sans bouffettes, sans ganses !)
cyrano
evet ama, çok şükür, maneviyatım zarif!
hayır, bir züppe gibi takıp takıştıramam,
elbisem gösterişsiz olunca süsüm tamam
olur. bilhassa ihmal etmediğim şey budur:
yıkanmamış hakaret, paçavra olmuş gurur,
uykudan vicdanımın gözleri çapak çapak,
ve kirli endişeler ile sokağa çıkmak ...
yürürken, sırmadan çok pırıldar her tarafım:
hürriyetirn, gururum, şahane itikafım,.
göğsüme sıralarım, büküp bıyıklarımı,
bir alay kordon değil, kahramanlıklarımı
çarpık, pörsük bir vücut değildir, bu her zaman
bir korse giymiş gibi ruhumdur dimdik duran!
her yerde bir erkekçe sayhadır her satırım,
hakikati bir rnahmuz gibi şakırdatırım.
(moi, c’est moralement que j’ai mes élégances.
je ne m’attife pas ainsi qu’un freluquet,
mais je suis plus soigné si je suis moins coquet ;
je ne sortirais pas avec, par négligence,
un affront pas très bien lavé, la conscience
jaune encor de sommeil dans le coin de son œil,
un honneur chiffonné, des scrupules en deuil.
mais je marche sans rien sur moi qui ne reluise,
empanaché d’indépendance et de franchise ;
ce n’est pas une taille avantageuse, c’est
mon âme que je cambre ainsi qu’en un corset,
et tout couvert d’exploits qu’en rubans je m’attache,
retroussant mon esprit ainsi qu’une moustache,
je fais, en traversant les groupes et les ronds,
sonner les vérités comme des éperons.)
vicomte
fakat mösyö, ben ...
(mais, monsieur…)
cyrano
yoksa eldivenim ne çıkar!
bir tanecik kalmıştı babamızdan yadigar,
yanımda bulunsaydı yine kullanacaktım;
ne çare, bir asilzadenin suratında bıraktım.
(je n’ai pas de gants ?… la belle affaire !
ıl m’en restait un seul… d’une très vieille paire !
– lequel m’était d’ailleurs encor fort importun.
je l’ai laissé dans la figure de quelqu’un.)
vicomte, hiddetten boğulur gibi.
tavrı küstah, sözü tok,
bir köy asilzadesi, eldiveni bile yok!
sırmasız, fiyongosuz, kurdelesiz bir herif!
(ces grands airs arrogants !
un hobereau qui… qui… n’a même pas de gants !
et qui sort sans rubans, sans bouffettes, sans ganses !)
cyrano
evet ama, çok şükür, maneviyatım zarif!
hayır, bir züppe gibi takıp takıştıramam,
elbisem gösterişsiz olunca süsüm tamam
olur. bilhassa ihmal etmediğim şey budur:
yıkanmamış hakaret, paçavra olmuş gurur,
uykudan vicdanımın gözleri çapak çapak,
ve kirli endişeler ile sokağa çıkmak ...
yürürken, sırmadan çok pırıldar her tarafım:
hürriyetirn, gururum, şahane itikafım,.
göğsüme sıralarım, büküp bıyıklarımı,
bir alay kordon değil, kahramanlıklarımı
çarpık, pörsük bir vücut değildir, bu her zaman
bir korse giymiş gibi ruhumdur dimdik duran!
her yerde bir erkekçe sayhadır her satırım,
hakikati bir rnahmuz gibi şakırdatırım.
(moi, c’est moralement que j’ai mes élégances.
je ne m’attife pas ainsi qu’un freluquet,
mais je suis plus soigné si je suis moins coquet ;
je ne sortirais pas avec, par négligence,
un affront pas très bien lavé, la conscience
jaune encor de sommeil dans le coin de son œil,
un honneur chiffonné, des scrupules en deuil.
mais je marche sans rien sur moi qui ne reluise,
empanaché d’indépendance et de franchise ;
ce n’est pas une taille avantageuse, c’est
mon âme que je cambre ainsi qu’en un corset,
et tout couvert d’exploits qu’en rubans je m’attache,
retroussant mon esprit ainsi qu’une moustache,
je fais, en traversant les groupes et les ronds,
sonner les vérités comme des éperons.)
vicomte
fakat mösyö, ben ...
(mais, monsieur…)
cyrano
yoksa eldivenim ne çıkar!
bir tanecik kalmıştı babamızdan yadigar,
yanımda bulunsaydı yine kullanacaktım;
ne çare, bir asilzadenin suratında bıraktım.
(je n’ai pas de gants ?… la belle affaire !
ıl m’en restait un seul… d’une très vieille paire !
– lequel m’était d’ailleurs encor fort importun.
je l’ai laissé dans la figure de quelqu’un.)
devamını gör...
osmanlı döneminde sözlük olsaydı alınabilecek nickler
vardarovasıvardarovası.
devamını gör...
geceye bir fotoğraf bırak
longoz ormanı'nda adına tabela olan kıymetli böcek kardeş.
kelime dağarcığım adını yazacak durumda değil.
kelime dağarcığım adını yazacak durumda değil.

devamını gör...
normal sözlük’e girince bildirim görmek
bende nedensiz bir heyecan, bir merak ve hemen bakma isteği uyandıran olay.
devamını gör...
moderasyonumu nasıl beğendiniz
moderasyonumu nasil buldunuz? ve moderasyonumu begendiniz mi? sorularinin heyecan ve dil surcmesi ile bir arada sorulmus hali.
devamını gör...