tuhaf takıntılar
herhangi bir soru çözerken veya ciddi şekilde birini dinlerken ellerim sabit durmuyor. ya elimde kağıt kalem benzeri bir şey olacak onunla oynayacağım ya da parmaklarımla oynacağım. başka türlû yapamıyorum.
devamını gör...
süleyman soylu'nun yalnızlaşması
keşke her şey kelin kadar parlak olsa dedirtmiştir.
devamını gör...
carl gustav jung
"kendi kalbine bakamayanın yaşamı bulanıktır; kendi yüreğine bakabilme cesareti gösterenler gönlünün muradını keşfedenlerdir. dışarıya bakan rüya görür, hayal dünyasında kaybolur; içeriye bakan uyanır, kendini keşfeder." *
devamını gör...
aylar sonra merhaba yazan sevgili ya da arkadaş
canı istedikçe kapıyı çalandır. ve bu hakkı en başında ona tanıdığınızı bildiği için özgürce dolaşır.
ayrıca hemen işi düşmüştür diye ön yargılı olmayalım lütfen. *sadece bencil bir pisliktir. ve siz arkadaşınızı seçerken ve severken onu böyle kabul ettiğiniz için başkaları anlamasa da siz kollarınızı kocaman açarsınız. *
ayrıca hemen işi düşmüştür diye ön yargılı olmayalım lütfen. *sadece bencil bir pisliktir. ve siz arkadaşınızı seçerken ve severken onu böyle kabul ettiğiniz için başkaları anlamasa da siz kollarınızı kocaman açarsınız. *
devamını gör...
arabaşı
kış günlerinin vazgeçilmezidir.her yörede bilinmesede iç anadolu bölgesinde bilinir ve çokça tüketilir.hele ki yanında hamur varsa ve arabaşı çorbası serbest gezmiş hindilerin et suyundan yapılmışsa tadına doyum olmaz.peki neden kış mevsimleri tercih edilir onu şu şekilde açıklayalım;yaz mevsiminde hindi eti lastik gibi olur pek tadı olmaz,ama kışın bu güzel hayvanlar poyraza karşı kabarmayı çok severler buda etlerinin yağ tutmasını sağlar sonuçta çorbasıda çok güzel olur.
devamını gör...
the cranberries
zombie parçasını warrington bombalamasında hayatını kaybeden 2 irlandalı çocuk (3 yaşındaki jonathan ball ve 12 yaşındaki tim parry)
için yazmış olan irlandalı rock grubu (başlıkta bin kere adı geçmesine rağmen kimse hakkında doğru dürüst bir şey yazmadığı için ben yazmak istedim).
zombie bir protest şarkı. patlama 1993 yılında ira tarafından çöp kutusuna gizlenen bombanın ateşlenmesi sonucu gerçekleşmiş, 3 yaşındaki ball olay yerinde, 12 yaşındaki parry ise kaldırıldığı hastanede, babasının kollarında patlamadan 5 gün sonra hayatını kaybetmiş. grubun solisti dolores o'riordan zombie ile ilgili şöyle demiş: "there were a lot of bombs going off in london and i remember this one time a child was killed when a bomb was put in a rubbish bin – that's why there's that line in the song, 'a child is slowly taken. [ ... ] we were on a tour bus and i was near the location where it happened, so it really struck me hard – i was quite young, but i remember being devastated about the innocent children being pulled into that kind of thing. so i suppose that's why i was saying, 'it's not me' – that even though i'm irish it wasn't me, i didn't do it. because being irish, it was quite hard, especially in the uk when there was so much tension."
türkçe meali "londra'da patlayan çok sayıda bomba vardı ve bir kez çöp kutusuna bir bomba konulduğunda bir çocuğun öldürüldüğünü hatırlıyorum - bu yüzden şarkıda 'bir çocuk yavaşça alınır.' [...] tur otobüsündeydik ve olayın meydana geldiği yerin yakınındaydım, bu yüzden gerçekten beni çok etkiledi - oldukça gençtim, ama masum çocukların bu tür şeylere çekilmesinden yıkıldığımı hatırlıyorum. sanırım bu yüzden 'ben değilim' diyordum - irlandalı olsam bile ben değildim, yapmadım. çünkü irlandalı olmak, özellikle ingiltere'de bu kadar gerginliğin olduğu zamanlarda oldukça zordu."
bu şarkı bir ağıt ve bütün bunları öğrendikten sonra ortalıkta zooombiieeğğ zooombiiieeeğğ diye bağırmayı bıraktım.
için yazmış olan irlandalı rock grubu (başlıkta bin kere adı geçmesine rağmen kimse hakkında doğru dürüst bir şey yazmadığı için ben yazmak istedim).
zombie bir protest şarkı. patlama 1993 yılında ira tarafından çöp kutusuna gizlenen bombanın ateşlenmesi sonucu gerçekleşmiş, 3 yaşındaki ball olay yerinde, 12 yaşındaki parry ise kaldırıldığı hastanede, babasının kollarında patlamadan 5 gün sonra hayatını kaybetmiş. grubun solisti dolores o'riordan zombie ile ilgili şöyle demiş: "there were a lot of bombs going off in london and i remember this one time a child was killed when a bomb was put in a rubbish bin – that's why there's that line in the song, 'a child is slowly taken. [ ... ] we were on a tour bus and i was near the location where it happened, so it really struck me hard – i was quite young, but i remember being devastated about the innocent children being pulled into that kind of thing. so i suppose that's why i was saying, 'it's not me' – that even though i'm irish it wasn't me, i didn't do it. because being irish, it was quite hard, especially in the uk when there was so much tension."
türkçe meali "londra'da patlayan çok sayıda bomba vardı ve bir kez çöp kutusuna bir bomba konulduğunda bir çocuğun öldürüldüğünü hatırlıyorum - bu yüzden şarkıda 'bir çocuk yavaşça alınır.' [...] tur otobüsündeydik ve olayın meydana geldiği yerin yakınındaydım, bu yüzden gerçekten beni çok etkiledi - oldukça gençtim, ama masum çocukların bu tür şeylere çekilmesinden yıkıldığımı hatırlıyorum. sanırım bu yüzden 'ben değilim' diyordum - irlandalı olsam bile ben değildim, yapmadım. çünkü irlandalı olmak, özellikle ingiltere'de bu kadar gerginliğin olduğu zamanlarda oldukça zordu."
bu şarkı bir ağıt ve bütün bunları öğrendikten sonra ortalıkta zooombiieeğğ zooombiiieeeğğ diye bağırmayı bıraktım.
devamını gör...
sarı saçlım mavi gözlüm
aşık mahzuni şerif'in sözü müziği kendisine ait, gazi mareşal mustafa kemal atatürk'ümüze ithafen yazılmış muhteşem eser..
devamını gör...
sağcı solcu ayrımı
normalde olması gereken sağ kapitali (parayı), sol laboru (emeği) temsil eder. ancak ülkemizde dindar ve dinsiz olarak konumlandırıldığı için sağ ve sol olayına hiç girmiyorum.
devamını gör...
deadly friend
1986 yapımı, yönetmeni wes craven, senaristi bruce joel rubik olan, bilimkurgu korku türündeki amerikan filmidir. diana henstell’in “friend” isimli romanından uyarlanmıştır.
wes craven, filmi ilk olarak bilimkurgu gerilim olarak açık katliam sahneleri olmadan, iki karakterin aşkının daha karanlık bir versiyonunu işleyerek çekmişti. ancak warner bros. filmi bir test grubuna izleterek görüşlerini aldı. grup filmin kan, vahşet, açık katliam gibi unsurlarının eksik olmasını ağır bir şekilde eleştirince stüdyo, wes craven’dan senaryoyu revize etmesini, bazı sahneleri yeniden çekmesini talep etti. craven, filmi elm sokağı’nda kabus’taki gibi açık katliam, kan, vahşet sahnelerini arttırarak, kabus sekansları ekleyerek yeniden ele aldı. post prodüksiyon sırasında film ana hikayeden uzaklaşmış, katliam, ölüm, kan revan sahneleri eklenirken karakterlerin aşkının anlatıldığı bazı sahneler çıkarılmıştı. bu hali de test grubu tarafından çok fazla vahşet içeriyor diye eleştirilmiştir.
işte wes craven da olsan insanlara hiçbir şeyi beğendirmiyorsun.
(bkz: wes craven)
(bkz: warner bros)
(bkz: friend (diana henstell’in romanı))
(bkz: elm sokağında kabus)
wes craven, filmi ilk olarak bilimkurgu gerilim olarak açık katliam sahneleri olmadan, iki karakterin aşkının daha karanlık bir versiyonunu işleyerek çekmişti. ancak warner bros. filmi bir test grubuna izleterek görüşlerini aldı. grup filmin kan, vahşet, açık katliam gibi unsurlarının eksik olmasını ağır bir şekilde eleştirince stüdyo, wes craven’dan senaryoyu revize etmesini, bazı sahneleri yeniden çekmesini talep etti. craven, filmi elm sokağı’nda kabus’taki gibi açık katliam, kan, vahşet sahnelerini arttırarak, kabus sekansları ekleyerek yeniden ele aldı. post prodüksiyon sırasında film ana hikayeden uzaklaşmış, katliam, ölüm, kan revan sahneleri eklenirken karakterlerin aşkının anlatıldığı bazı sahneler çıkarılmıştı. bu hali de test grubu tarafından çok fazla vahşet içeriyor diye eleştirilmiştir.
işte wes craven da olsan insanlara hiçbir şeyi beğendirmiyorsun.
(bkz: wes craven)
(bkz: warner bros)
(bkz: friend (diana henstell’in romanı))
(bkz: elm sokağında kabus)
devamını gör...
fikret kızılok
devamını gör...
merdumlar baskında radyo yayını
sonunda cave* ismini verdikleri yerlerden çıkan merdumlerin; genç yetenekleri kendi emelleri için nasıl kullandıklarını ve de etkili konuşmalarıyla onların beyinlerine nasıl nüfuz ettiklerini göreceğiz. hazırız, kemerler bağlandı, uçuş modu açıldı.
iknaya meyilli bünyemi ele geçirmenize izin veriyorum. *
bol kahkahalı, eğlenceli bir yayın olması dileğiyle. *
iknaya meyilli bünyemi ele geçirmenize izin veriyorum. *
bol kahkahalı, eğlenceli bir yayın olması dileğiyle. *
devamını gör...
mescid-i aksa
lokasyon olarak filistin’de bulunan(kimine göre israil), müslümanların ilk kıblesi ve kutsal sayılan üç mescidden biridir. kur’an-ı kerim’de el-mescidül aksa adıyla anılır. aksa arapça’da uzak anlamındadır. mekke’ye olan uzaklığından dolayı bu isim olduğu rivayet edilir. çevresinin mübarek kılındığı belirtilir. museviliğe göre burası dünya yaratılmadan önce vardır. tüm dinlere ev sahipliği yapmış, buram buram tarih kokan mübarek bir beldedir.
eskiden gittiğim ve gittikten sonra içimde burukluk yaşamama sebep olan yerdir. mescide namaz kılmaya gitmek istediğinizde, israil askerlerinin kontrolünde geçmek zorundasınızdır. gerekirse çantanızı ve üzerinizi ararlar. itiraz ettiğinizde sizi direkt gözaltına alarak deport ederler. maalesef şu an içler acısı bir durumdadır.
eskiden gittiğim ve gittikten sonra içimde burukluk yaşamama sebep olan yerdir. mescide namaz kılmaya gitmek istediğinizde, israil askerlerinin kontrolünde geçmek zorundasınızdır. gerekirse çantanızı ve üzerinizi ararlar. itiraz ettiğinizde sizi direkt gözaltına alarak deport ederler. maalesef şu an içler acısı bir durumdadır.
devamını gör...
an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı sorusu
odamda uzanıyorum.
arkada bir şeyler çalıyor.
başlık başlık bakınıyorum. tanım okuyor, ilgimi çekerse tanım yazıyorum.
birazdan karikatür okumaya başlarım. zaten çok geçmedende uyurum. beynimi boşaltıyor ve uykuya rahat geçişimi sağlıyor bu aktivite.
karikatür olmasa hayat çok sıkıcı olabilirdi. müzikte öyle.
bip
arkada bir şeyler çalıyor.
başlık başlık bakınıyorum. tanım okuyor, ilgimi çekerse tanım yazıyorum.
birazdan karikatür okumaya başlarım. zaten çok geçmedende uyurum. beynimi boşaltıyor ve uykuya rahat geçişimi sağlıyor bu aktivite.
karikatür olmasa hayat çok sıkıcı olabilirdi. müzikte öyle.
bip

devamını gör...
çaya şeker atmadan içen kişi
eşim olur kendileri. ben ise çayı şekerli içerim ve ziyadesiyle dalgınımdır. bu da beni mutfakta kendisi için ölümcül bir yaratık hâline dönüştürüyor.
en olmadık anlarda onun çayına şeker atarak ağzından püskürtmesine sebep oluyorum.
sağolsun her seferinde gülümseyerek tepki veriyor. tabi içinde kopan fırtınaları kimse bilemez.
hem bu konuda kendimi bayağı geliştirdim. şu aralar taş çatlasın bu olay haftada iki üç kere yaşanıyor. gayet iyi durumdayız bence.
en olmadık anlarda onun çayına şeker atarak ağzından püskürtmesine sebep oluyorum.
sağolsun her seferinde gülümseyerek tepki veriyor. tabi içinde kopan fırtınaları kimse bilemez.
hem bu konuda kendimi bayağı geliştirdim. şu aralar taş çatlasın bu olay haftada iki üç kere yaşanıyor. gayet iyi durumdayız bence.
devamını gör...