"hanım hanım bunlar benim yavrularım" tabiki sid.
devamını gör...

olay başlı başına canımı sıkmış olsa da, asıl dikkatimi çeken "ancak kürtaj için hamilelikte yasal sürenin aşılması nedeniyle bebeği aldıramayan h.a." kısmı oldu. işin tıbbi boyutunu bilemiyorum ama bu kızcağızı o bebeği doğurmak zorunda bırakacaksa vay bu ülkenin adaletinin haline.

midem bulanıyor artık.
devamını gör...

trol derken sapık ve saldırgan olanlarından bahsedilmiştir. doğrudur bunları pek takmaya prim vermeye gerek yok. yoksa eğlenceli, mizah anlayışı tek tip olmayan, ters köşe yapan trollerimiz sözlüğün rengidir. hatta bu troller bir elin parmağını geçmeyecek kadardır daha fazla da olmalılar ki meydan diğerlerine kalmasın.
devamını gör...

üst edit:
#830133
görüldüğü üzere hakaret etmek dışında bir karşılık veremiyor söz konusu yazar arkadaşımız. bunun üzerine söylenecek pek bir şey de yok tabii. seviye ortada zira.

ayrıca "düşmanlık" tabirini kullanmamın nedeni, sadece cinsiyetlerinden ötürü belirli bir gruptaki insanların tümüne hakaret edilmiş olması.

#257159

kadınlara "salak" şeklinde hakaret ettiğinde kadın düşmanı olmadığını düşünen (buna düşünmek denebilirse tabii) ilginç bir yazar olur kendileri.

şunun tersini bir kadın yazsa ne feminaziliği kalır ne kezbanlığı. erkek olunca kadınlara her türlü hakareti etmek ve psikolojik şiddet uygulamak serbest oluyor da biz mi bilmiyoruz?
devamını gör...

birkaç yakın arkadşım var içlerinden bir tanesi benim tüm mallıklarıma rağmen ne kırılır ne de gücenir. bilir ne mal olduğumu, 'geçti mi öfken, canım benim daha da saçmalayacaksan bekleyebilirim, az daha saçmala tam rahatla.' der.
.....

keşke sen de tanıyabilseydin. ben öyle kötü biri değilim ya. sadece fevri çıkışlarım var. yanlış anladım seni, öfke anımda, eşşek saatim bir saat; o geçince hic alakam olmaz o agresif ahmakla.*
gel de özür dileyebileyim. af beklemiyorum, sadece seni kırmış olmak üzmek çok ağır geliyor.
devamını gör...

yahya kemal, dostlarından birine:

-"bu akşam, yemeği benimle yer misin?" diye sorunca, arkadaşı:
-"hay hay! çok memnun olurum, hiçbir mazeretim yok." der. yahya kemal ise gülümseyerek:
-"iyi öyleyse, bu akşam size geliyorum."
devamını gör...

hepsinin,uzun, dağınık beyazlamış saçlı olmaları, biraz bohem takılma lari , kafe , bar gibi ,ortamlarda çocukları yaşındaki kızlar ile takılmalari, galiba ben bunları kıskandım...
devamını gör...

(bkz: tanrıya inanmak)

fazla çocuk kalmadım, rabbime şükür.

kendime edit : sarcasm, paradoks, oksimoron combosu yaptım tek tanımda, maaşallah ben! aha, yine yaptım!
devamını gör...

psikolog george miller 1956 yılında, 7 rakamının zihinde bilgi tutarken ya da gazete okurken anahtar sayı olduğunu iddia etti. kimi zaman daha çok kimi zaman da daha az; fakat rakam her zaman 7 civarındaydı. miller bunun üzerine kısa süreli hafızada tutulabilecek sayının ‘sihirli’ 7 olduğu kuramını geliştirdi.

yakın dönemdeki çalışmalar insanların grup şeklinde bilgileri kısa süreli hafızada tutabildiklerini (normalden daha fazla bilgiyi içerebildiği halde) ve bunların da 7 rakamıyla ilişkili olduğunu buldular. belki de insanların kültürel inanç sistemlerinde 7’nin özellikle önemli olmasının nedeni budur!

benim içinde bu teori geçerli diyebilirim. ayın 7 sinde doğanları unutmam mesela.
(bkz: sihirli sayı)
devamını gör...

(bkz: o konuda ona ben de çok kırgınım)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

devamını gör...

kişilere o ortamda bulunma hissini yaşatan, bilgisayar kaynaklı üç boyutlu ortamlar için kullanılan isimdir.
devamını gör...

mitinge gidip kafaya fırlatılan çay pakedini almak.
devamını gör...

murat menteş diyor ya acıdan deliren insanların sadece deliliğini görürüz gibi bir şey diyordu sanırım . aynen öyledir delirmemek için yapmanız gerekenler bu dünyayı pek ciddiye almamaktır .
devamını gör...

avrupa yakası, sinan çetin'in yapımcılığını ve gülse birsel'in senaryosunu üstlendiği bir durum komedisidir. ilk bölümü 11 şubat 2004 tarihinde atv ekranlarında gösterime girmiştir.

burhan altıntop,şahika koçarslanlı,kubilay peynircioğlu,şehsuvar,selin yerebakan gibi tipik ve efsanevi karakterler barındırın,antidepresan etkisinde bir dizidir bana göre.
hatta uyarımı yapayım izlemeye yeni başlayacak olan varsa bağımlılık yapabilir. öyle ki bir noktadan sonra müzik gibi dinliyorsunuz arka planda çalıyor yemek yerken,buluşmaya hazırlanırken,evi toplarken.
bana göre sıcacık hisler ve huzur barındıran bir dizidir ve bir sitcom olmaktan da ötedir.
ne kadar şerefsiz olsan da seviyoruz seni tokatlı fıstık burhan.
devamını gör...

efendim bu vikingler ilginç insanlarmış. kendilerini taa küçükken, asteriks ve oburiks adlı çizgi filmle tanıdım. boynuzlu başlıkları ve bir türlü doymak bilmeyen oburiks ile pek de sevimli görünürlerdi gözüme.sonradan büyüdük, araştırdık ve vikingler dizisini izledik ki orada pek de sevimli olmadıklarını gördük.

bu kan kartalı olayı aslında vikinglere özgü bir idam yöntemi. bildiğim bu yöntemle ilgili yazılı bir kaynak var ama uzun zaman üzerinde tartışılmış. bir süre böyle bir yöntemin fiziksel olarak imkansız olduğu, bulunan yazıların da yanlış yorumlandığı belirtilmiş. ee bir de arkeolojik kanıt olmayınca olay efsaneye dönüşmüş. ama son araştırmalara göre fiziksel olarak böyle bir idamın mümkün olduğu söylenmektedir. bu yöntem ayrıca vikingler dizisinde yayımlanmış; izlemedim ama konuyu araştırırken diziden bu sahneye denk geldim.

şimdi gelelim bu idamın yöntemine: kurbanın önce sırtı açılıyor, sonra kaburgaları tek tek omurgadan ayrılıyor ve yanlara açılıyor ve en son akciğerler de çıkarılarak omuzlarına konuluyordu. görünüş olarak kartala benzediğinden, yani bir nevi kanat gibi göründüğünden bu isim verilmiş.

araştırmalar şunu göstermiştir ki kurbanın akciğerleri çıkarılırken zaten ölmüştü. efsanelerde, akciğerlerin çıkarıldığında dahi kurbanın canlı olduğu yönündeydi. ha bir de böyle ince bir işlem için gerekli aletlere sahip olup olmamaları konusunda yeterli bir veri olmadığından bu işkence yöntemine şüpheyle yaklaşıldı. ama uzmanlara göre 7.yy.dan kalma bir anıtta bu işlemi gerçekleştirebilecek bir alet tasvir edilmiş. yani sözün özü şu: böyle bir işkence yöntemi var mı yok mu bilinmez ama uzmanlara göre böyle bir yöntem anatomik olarak mümkün.

şunu da belirteyim; vikinglerin hannibal’a şapka çıkartacak işkence yöntemleri varmış. işkenceyi sever ve cesetleri değişik şekillerde sergilemeyi severlermiş. kesilen kafası koltuk altına yerleştirilmiş ve çene kemiği kayıp bir kadın cesedi de bunu doğruluyor.

bilinen şu ki, bu tür yöntemleri ancak onurlarını ve kendilerini küçük düşürdüklerini düşündükleri düşmanlarına ve gerçekten nefret ettikleri kişilere uygularlarmış. neyse ki…
devamını gör...

sözlükte gönlünce, dibine vura vura saçmalayabilmektir.

şurada dillendirdiğim konuları dışarıda arkadaşlarımla konuşsam çamaşır suyu falan mı içtin diye sorar bizim tayfa.

ama burada öyle mi? yaz çiz saçmala kafana göre format içinde kaldığın sürece ne içtin diye soran yok hatta al bir bardak çamaşır suyu da benden iç diyorlar*.
devamını gör...

acı çayı, ayazı ve yıkanan otobüsleri vazgeçilmezlerindendir. tesiste çalışanların oraya nasıl gidip geldikleri ise her yolcunun aklına gelen düşüncelerden biridir.
devamını gör...

islam bülbülleri de bu durumu desteklemektedir.
çıkmış islam bülbülleri öter allah deyu deyu.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim