türkiye'de akıllı insanın çok zeki insanın çok az olması
zekanın doğuştan gelen bir özellik olduğu söylenir. insan salak iken sonradan akıllı olabilir. ama sonradan da zeki olunmaz.
devamını gör...
psg
polisomnografi olarak kısaltmasını beklerken bir yazarımız fransız futbol kulübü demiş.
polisomnografi ise uyku çekimi olarak bilinmektedir. genel olarak nöroloji teknikerlerinin yaptığı çekimlerdir. huzursuz bacak sendromları ,uyku,apne,horlama ve uykusuzluk veya çok uyuma durumlarının tanısında büyük rol oynamaktadır.
polisomnografi ise uyku çekimi olarak bilinmektedir. genel olarak nöroloji teknikerlerinin yaptığı çekimlerdir. huzursuz bacak sendromları ,uyku,apne,horlama ve uykusuzluk veya çok uyuma durumlarının tanısında büyük rol oynamaktadır.
devamını gör...
sözlüğe 90'lardan bir şarkı bırak
"çalkala hadi adamım!"
devamını gör...
güne bir alıntı bırak
ışığı önünde ara, geçmişte kalan gölgendir...
devamını gör...
kendine pozitif oy verememek
yazarın kendisince girilen entrysini beğenmesine sözlüğün müsaade etmeme dürümüdür(soslu)
instagramda kendi attığım postu beğenebilirken, sözlükte kendi girdiğim entyleri beğenemiyorum.
en beğendiklerim de kendi girdiklerim aksi gibi.
acaba yanlış mı giriyoruz.
instagramda kendi attığım postu beğenebilirken, sözlükte kendi girdiğim entyleri beğenemiyorum.
en beğendiklerim de kendi girdiklerim aksi gibi.
acaba yanlış mı giriyoruz.
devamını gör...
neredesin
mustafa sandal'ın, 1994 yılında çıkan "suç bende" albümünde seslendirdiği, pek çoğumuz tarafından adı yanlış bilinen şarkısıdır.
yokluğunda çok kitap okudum.
aradım neredesin, nerede?
ara sıra resmine dokunup ağladım.
neredesin, nerede?
yokluğunda çok kitap okudum...
ah 90'lar...
yokluğunda çok kitap okudum.
aradım neredesin, nerede?
ara sıra resmine dokunup ağladım.
neredesin, nerede?
yokluğunda çok kitap okudum...
ah 90'lar...
devamını gör...
sözlüğün en zeki ve güzel kadını
ben değilim.
edit: erkeğim yeter la.
edit: erkeğim yeter la.
devamını gör...
dengbej
çoğunlukla müzik aileti kullanmadan, gırtlak gücüyle ezgilerini dile getiren kişilere verilen isim. ayrıca kürtçede "deng" kelimesi "ses" anlamına geldiği gibi bilinenin ötesinde bir de "haber" anlamına gelir. böylece dengbej kelimesi haber veren, haber eden kişi anlamına da gelmektedir.
üst tanımda bahsedilen dengbej evi, evet hala açık ve harika ezgiler söyleniyor. yolunuz diyarbakır'a düşerse mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.
üst tanımda bahsedilen dengbej evi, evet hala açık ve harika ezgiler söyleniyor. yolunuz diyarbakır'a düşerse mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.
devamını gör...
prenses sendromu
pembe bir oda, pembe ve sarı saçlı bebekler, pembe kıyafetler. kız çocukları için ne kadar da ilgi çekici değil mi? fakat onlardan daha heyecanlı birileri var; anne-baba.
bir çocuk dünyaya getirdiğiniz zaman o küçük canlıyı bir nevi yaratmışcasına bir tanrılık sergiliyorsunuz; evet kimi anne babaları bu tanıma koyarsam hiç de yanlış olmaz. üzerinde her türlü hakka sahip olduğunu düşünen ebeveyn sayısı ne yazık ki azımsanmayacak boyutlarda. bir çok hareketi yaparken aslında onların direkt olarak psikolojik gelişimlerine müdahale ettiklerinden de habersizler aslında. farkında olmadan cinsiyet ayrımı o "pembe" renk ile başlamış oluyor.
istenilen her şeye koşulsuz sahip olma hakkını tanınıyor; "benim kızım bir prenses!" diyenlerce. sonucunda da böylesi bir sendroma yakalanma riskleri yüksek kız çocukları.
en temel 3 unsuru var bu sendromun:
*yetki verme
*yüksek gurur ve öz- saygı
*hayattan ve insanlardan aşırı yüksek beklentiler
hal böyle olunca da haliyle insanlarla aralarında mesafeler olan bireylerin yetişmesi, iletişim sorunları, özel hayata yansıyan olumsuzluklar, tatminsiz kişilik.
daha çok çocukla zaman geçiren anneyi burada birinci derece sorumlu tutuyorum ben. kadınların akıl almaz güzellik anlayışlarını; bir çocuğun leopar desenli kıyafetinde görmekte neyin nesidir? ya da yüksek topuklu bir çocuk ayakkabısının satışına nasıl izin verilir, keza bunu bir anne-baba nasıl alır? kadın kendisi henüz tam olarak fayda-zarar ayrımı yapamazken çocuğuna ruj sürmeyi nasıl marifet sayar? ... gibi deli sorulara gark olmuş vaziyete geliyor bir anda insan.
erkek ya da kadın ayrımının dışına çıkarak çocuğuna bir birey ve sağlam bir kişilik temeli kazandırmak her ebeveynin birincil göreviyken, ne yazık ki beğenilme güdüsü her ana böyle sirayet ediyor ve çocukların gelişimine de olumsuz katkılar kaçınılmaz oluyor.
bir çocuk dünyaya getirdiğiniz zaman o küçük canlıyı bir nevi yaratmışcasına bir tanrılık sergiliyorsunuz; evet kimi anne babaları bu tanıma koyarsam hiç de yanlış olmaz. üzerinde her türlü hakka sahip olduğunu düşünen ebeveyn sayısı ne yazık ki azımsanmayacak boyutlarda. bir çok hareketi yaparken aslında onların direkt olarak psikolojik gelişimlerine müdahale ettiklerinden de habersizler aslında. farkında olmadan cinsiyet ayrımı o "pembe" renk ile başlamış oluyor.
istenilen her şeye koşulsuz sahip olma hakkını tanınıyor; "benim kızım bir prenses!" diyenlerce. sonucunda da böylesi bir sendroma yakalanma riskleri yüksek kız çocukları.
en temel 3 unsuru var bu sendromun:
*yetki verme
*yüksek gurur ve öz- saygı
*hayattan ve insanlardan aşırı yüksek beklentiler
hal böyle olunca da haliyle insanlarla aralarında mesafeler olan bireylerin yetişmesi, iletişim sorunları, özel hayata yansıyan olumsuzluklar, tatminsiz kişilik.
daha çok çocukla zaman geçiren anneyi burada birinci derece sorumlu tutuyorum ben. kadınların akıl almaz güzellik anlayışlarını; bir çocuğun leopar desenli kıyafetinde görmekte neyin nesidir? ya da yüksek topuklu bir çocuk ayakkabısının satışına nasıl izin verilir, keza bunu bir anne-baba nasıl alır? kadın kendisi henüz tam olarak fayda-zarar ayrımı yapamazken çocuğuna ruj sürmeyi nasıl marifet sayar? ... gibi deli sorulara gark olmuş vaziyete geliyor bir anda insan.
erkek ya da kadın ayrımının dışına çıkarak çocuğuna bir birey ve sağlam bir kişilik temeli kazandırmak her ebeveynin birincil göreviyken, ne yazık ki beğenilme güdüsü her ana böyle sirayet ediyor ve çocukların gelişimine de olumsuz katkılar kaçınılmaz oluyor.
devamını gör...
hiç aramıyorsun sormuyorsun hayırsız diyen insan tipi
elimin tersiyle agzinin ortasina vurmak isticegim tiptir
devamını gör...
mustafa kemal atatürk
türkiye cumhuriyeti'nin kurucusudur. liderlik özelliği doğuştan gelmekte. zeka ve çalışkanlığı birleştirip ülkenin küllerinden doğmasını sağlamıştır.
devamını gör...
iki ekmek aldım
değerli bir pepee türküsüdür kendisi. sözleri çok kısadır.
iki ekmek aldım,
eve gidiyorum,
biri büyük,biri küçük,
iki ekmek aldım.
çok güzel bir cover'ı bulunmaktadır ayrıca.
iki ekmek aldım,
eve gidiyorum,
biri büyük,biri küçük,
iki ekmek aldım.
çok güzel bir cover'ı bulunmaktadır ayrıca.
devamını gör...
lgbti birey
sizin veya benim gibi insandırlar. ne eksik ne fazla.
devamını gör...
1 yıl sonraki kendine not
"1 yıl önceki hâlini düşün ve ne kadar ilerlediğini gör. gör ve 1 sene sonrası için de çok çalış. yorulsan da vazgeçme. uyku her şey değil, hem alıştın da zaten uyuyamıyorsun pek. hayalindeki kütüphaneyi kur ve mümkün olduğundan daha fazla kitap oku. bıçak takımları için dert etme çünkü en iyi bıçak takımı sende. şu piyano olayını da halledersin knk artık"
*unutmadan! kedilerinin sana ne kadar iyi geldiğini düşün ve motive et kendini. kahkaha atmana gerek yok. tebessümlerin eksilmesin yeter ki...*
*unutmadan! kedilerinin sana ne kadar iyi geldiğini düşün ve motive et kendini. kahkaha atmana gerek yok. tebessümlerin eksilmesin yeter ki...*
devamını gör...
gravzant halkası
ısınan metallerin hacimce genleştiğini göstermek amacıyla icat edilmiş alet.
düzenek son derece basit; bir metal küre ve bunun, içerisinden geçebildiği bir delik var. ısınan küre genleştiği zaman delikten sığmamaya ve geçememeye başlıyor. soğuduktan sonra tekrar eski haline dönüyor. düzenek willem jacob's gravesande tarafından icat edilmiş.
düzenek son derece basit; bir metal küre ve bunun, içerisinden geçebildiği bir delik var. ısınan küre genleştiği zaman delikten sığmamaya ve geçememeye başlıyor. soğuduktan sonra tekrar eski haline dönüyor. düzenek willem jacob's gravesande tarafından icat edilmiş.

devamını gör...
kitap kulübü
kitap kulübü nedir?
normal sözlük yazarlarının her ay seçilen kitap hakkında kitap toplantılarına katıldığı, bünyesinde edebiyat, yazarlar, kitaplar hakkında sohbet edilen ve incelemelerde bulunulan, yani sizlerin keyifli vakit geçireceği normal sözlük kulüplerinden biridir.
ayrıca okuma arenası'na katılıp bulunulan ay içerisinde en çok kitap okuyan yazarlarımıza sözlükte istediği rozete sahip olma hakkı tanınmaktadır.
katılım şartları
kitap kulübüne katılmak için 500 karma puanı'na sahip olmalı ve kitap kategorisindeki başlıklarda en az 10 öne çıkan tanımlarınız bulunmalıdır.
kulübe katılmak için tüm soru ve sorunlarınızı kulüp başkanları @armysuzy ve @aziz varvara alekseyevna'ya iletebilirsiniz.
katılım linki:
discord.gg/vYRBKKPsMz
kitap kulübü hakkında yazarlarımızın yapmış olduğu tanımlar için (bkz: kitap kulübü hakkında her şey)
''tıp, hukuk, işletme, mühendislik... bunlar asil meşgalelerdir ve hayatı sürdürmek için gereklidir. ama şiir, güzellik, romantizm, aşk. bunlar hayatı uğruna sürdürdüğümüz şeylerdir.''
uğruna yaşamımızı sürdürdüğümüz uğraşlar edebiyat altında toplanmıştır belki de. günlük hayatta kolaylıkla fark edemediğimiz ince ama fark edilmeye değer detayları kitaplarda ahenk içinde görürüz. bu ahengi sürdürmek için normal sözlük bünyesindeki kitap kulübümüze sizleri de bekliyoruz.
normal sözlük yazarlarının her ay seçilen kitap hakkında kitap toplantılarına katıldığı, bünyesinde edebiyat, yazarlar, kitaplar hakkında sohbet edilen ve incelemelerde bulunulan, yani sizlerin keyifli vakit geçireceği normal sözlük kulüplerinden biridir.
ayrıca okuma arenası'na katılıp bulunulan ay içerisinde en çok kitap okuyan yazarlarımıza sözlükte istediği rozete sahip olma hakkı tanınmaktadır.
katılım şartları
kitap kulübüne katılmak için 500 karma puanı'na sahip olmalı ve kitap kategorisindeki başlıklarda en az 10 öne çıkan tanımlarınız bulunmalıdır.
kulübe katılmak için tüm soru ve sorunlarınızı kulüp başkanları @armysuzy ve @aziz varvara alekseyevna'ya iletebilirsiniz.
katılım linki:
discord.gg/vYRBKKPsMz
kitap kulübü hakkında yazarlarımızın yapmış olduğu tanımlar için (bkz: kitap kulübü hakkında her şey)
''tıp, hukuk, işletme, mühendislik... bunlar asil meşgalelerdir ve hayatı sürdürmek için gereklidir. ama şiir, güzellik, romantizm, aşk. bunlar hayatı uğruna sürdürdüğümüz şeylerdir.''
uğruna yaşamımızı sürdürdüğümüz uğraşlar edebiyat altında toplanmıştır belki de. günlük hayatta kolaylıkla fark edemediğimiz ince ama fark edilmeye değer detayları kitaplarda ahenk içinde görürüz. bu ahengi sürdürmek için normal sözlük bünyesindeki kitap kulübümüze sizleri de bekliyoruz.
devamını gör...
merhaba poğaçacı (yazar)
çok hoş bir mahlasa sahip yazar. bir insana merhaba demek zaten başlı başına iç ısıtan eylem iken bir de sonuna poğaça gibi dehşet-ül vahşet lezzette bir şey ekliyoruz. her seferinde de aklıma karaköy poğaçası geliyor. böyle yuvarlak, tabanı; sıcak tabla içinde durmaktan hafif kıtırlaşmış, içi dolu dolu, üzeri de çörek otlu pambık gibi bir poğaça...
merhaba poğaçacı...*
merhaba poğaçacı...*
devamını gör...