tarantino rodriguez evreni
quentin tarantino ve robert rodriguez filmlerinin senaryosunun bizim gerçekliğimizde geçmediği pek çok defa dile getirilmiş bir gerçek. normalde bulunmayan sigara, içecek vs. markalarının (big kahuna burger, red apple cigarettes, go juice vs.) tarantino'nun pek çok filminde görünmesinden ve ayrı filmlerdeki bazı karakterlerin akrabalık ilişkileri ortaya çıktıktan sonra neredeyse kesinleşen bu düşünceyi 2014 yılında tarantino onaylamıştır* ve evren hakkında ufak detaylar vermiştir. peki nedir bu ayrı evrenler? aslında temelde 4 evren ve evrenden bağımsız filmlerden oluşuyor demek yanlış olmayacaktır. tarantino-rodriguez evrenine kısa bir giriş yapmak gerekirse temel bilgilerden başlayalım.
bu dört evren kısaca; realer than real*, movie movie*, shaft ve elmore leonard universe olarak adlandırılabilir ama shaft ve elmore leonard evrenini kenara bırakırsak eğer asıl ilginç olan kısım realer than real ve movie movie evrenidir.
realer than real: realer than real evreni aslında bizim gerçekliğimiz ve tarantino gerçekliği arasında ilerleyen bir evren. yani temelde şu an bulunduğumuz gerçeklik ile bağlantısı var ama realer than real evreni tarantino'nun filmlerinde gerçekten yaşanmış tarihi olayları kendi alternatif sonları ile* bitirmesinden dolayı bir kırılma yaşanıyor ve evren bizim gerçekliğimiz yerine alternatif bir gerçeklik üzerinden ilerlemeye başlıyor. kronolojik olarak bakarsak evren 1858 yılında django unchained filmi ile başlıyor ama önceden realer than real sayılan film daha sonra movie movie olarak açıklandığı için esas kırılma inglourious basterds filmi ile yaşanıyor. peki neden?
inglourious basterds filminin genelinden ziyade sonu önemli aslında. bundan sonrası ufak bir spoiler içeriyor. hitler'in intihar edip ölmesinden ziyade tarantino gerçekliğinde hitler epey vahşi bir biçimde öldürüldü ve bu durum savaşı bitiren harekettti. bu durum mevcut gerçeklikte koca bir kırılmaya sebep oldu çünkü bu durum açıkça şiddet her şeyi çözer düşüncesini besledi. bu da tarantino evreninde şiddeti bir noktaya kadar insanların kabullenmesini ve hatta daha sık başvurmasını sağladı. realer than real universe'de insanlar şiddeti sorun değil çözüm olarak görüyorlar, bundan ötürü bizim gerçekliğimizden daha vahşi bir ortam hakim. gerçi bence tarantino evreni dünya sahnesine kıyasla şirin bile kalıyor ama konumuz bu değil.
realer than real evreninde geçen filmlere ufak bir göz atarsak eğer bunların sadece tarantino imzalı filmler olmadığını görüyoruz. bunun temel sebebi bu filmlerden bazılarını yönetmese bile senaryosunu kendisi yazması aslında.
realer than real evreninde geçen filmler: the hateful eight, once upon a time in hollywood, pulp fiction, reservoir dogs ve senaryosunu tarantino'nun yazdığı true romance.
movie in movie veya movie movie evrenine göz attıktan sonra filmler içerisindeki göndermeleri de ekleyeceğim.
movie movie: realer than real evreninden bir karakteri ele alalım; reservoir dogs filminden mr. blonde veya gerçek ismiyle victor "vic" vega* realer than real evreninden bir karakter ve kendi evreninde sinemaya gidip bir film izlemek istediğinde bilet alabileceği filmlerden biri kill bill. aslında mesele tam olarak bu. movie movie evrenine dahil olan filmler tamamen realer than real evrenindeki gerçek karakterlerin sinemada izleyebileceği filmlerden oluşuyor yani gerçek değiller, o evrende bir geçerlilikleri yok çünkü onlar yalnızca film. iyi de nasıl anlaşılıyor hangisinin realer than real hangisinin movie movie evreninde olduğu diyenler olacaktır şüphesiz. cevap oldukça basit aslında. movie movie evreninin temel özelliklerini kavramak yeterli.
movie movie filmlerindeki herhangi bir karakter asla realer than real evreninde var olamaz çünkü gerçek değil kurgudan ibaretlerdir ama realer than real evrenindeki herhangi bir karakteri rahatlıkla movie movie evreninde görebiliriz. ek olarak zaten tarantino'nun filmlerindeki şiddet unsuru malum, her zaman daha şiddetli ve bir parça gerçek dışı olan filmler yüksek ihtimal movie movie evreninde geçiyordur. en önemli detay ise karakter görünümleri ve referansları. bu iki evren kendi içinde karakterleri veya o karakterler ile akraba ilişkisi olan başka karakterleri barındırıyor. movie movie filmlerini ekledikten sonra bu karakter referansları nedir ufak bir göz atmak gerek.
movie movie evreninde geçen filmler: django unchained, from dusk till down - remake ( from dusk till down 2014) ve spin-off olan curdled, death proof, planet terror, kill bill, kill bill vol. 2, machete, spy kids serisi, el mariachi, desperado, once upon a time mexico.
buradan sonrası ağır spoiler içermekle beraber çok fazla karakter referansı içereceğinden kafa karıştırıcı ve yorucu olacak.
ilk olarak belki de en bilinen pulp fiction-kill bill referansı ile başlayalım. bunun uzun zamandır planlı bir evren olduğunun en temel kanıtıdır aslında bu referans. pulp fiction karakteri yani realer than real evreninden bir karakter olan mia wallace bir sahnede vincent vega'ya kill bill serisinde gördüğümüz 5* kadın karakterin ana hatlarını çizerek anlatıyor. daha sonra ilerleyen yıllarda zaten mia wallece karakterini oynayan uma thurman'ın kill bill serisinde bride karakterini canlandırdığını göreceğiz ki o zamanlar bundan pek haberimiz olduğu söylenemez. bu pulp fiction'da bulunan ilk bağlantı değil. bir diğer bağlantı az önce bahsettiğim reservoir dogs filmindeki mr.blonde yani victor vega karakteri. soyisimlerinden de anlaşılacağı üzere pulp fiction'ın efsanevi karakteri vincent vega ile aile bağları var ve hatta kardeşler. yine bir pulp fiction-reservoir dogs referansı daha var. reservoir dogs filmindeki mr. white karakterinin gerçek ismi larry dimmick, pulp fiction'da tarantino tarafından canlandırılan jimmy dimmick karakteri ile yüksek ihtimal kardeşler.
bir diğer güzel detay true romance filminde ortaya çıkıyor. hatta iki detay demek daha doğru olacaktır. reservoir dogs filmindeki mr.white karakterinin alabama diye bir kadınla çalıştığını biliyorduk. true romance'in ana karakterlerinden biri olan alabama whitman -ki soyismi açık bir mesaj çünkü tarantino şaka yapmaz arkadaşlar*- aslında reservoir dogs filminde ismi geçen alabama karakterinin kendisi. bir diğer bağlantı inglourious basterds filminden geliyor ki pek beklenmedik sayılmaz. true romance filminde gördüğümüz lee donowitz karakteri ing.basterds filminin the bear jew'i donny donowitz'in oğlu. büyük bir referans sayılmasa bile evrenin iç içe geçmiş olduğunun ufak bir kanıtı daha var. seymour scagnetti, reservoir dogs'da bay blonde'un şartlı tahliye memuru olarak tanıtılmıştı ve daha sonra true romance filminde jack scagnetti karakteri ile tanışıyoruz. ya tarantino soyisim bulamıyor ya da gerçekten akraba hatta muhtemelen kardeşler. burayı biraz daha eşelersek yine çıkan çok fazla detay var.
seymour scagnetti'nin reservoir dogs'daki orijinal adı craig koons'du. pulp fiction'da, christopher walken'in eski pow'u kaptan koon olarak adlandırılıyor. django unchained'de smitty bascall çetesinin bir parçası olan crazy craig koons walken'in büyük-büyük-büyükbabası muhtemelen. smitty bascall çetesinin bir diğer üyesi, natural born killers'da ortaya çıkan bir isim olan gerald nash. mr. blonde tarafından reservoir dogs'da işkence gören adamın adı marvin nash bu arada. ya tarantino soyadı bulamıyor ya da ben delirdim muhtemelen.
yine django filmine dönelim, waltz'ın canlandırdığı dr. king schultz karakteri tanıdık geldi mi? hani karısının adı paula olan... evet. peki o zaman kill bill vol.2 filminde bride karakterini gömdükleri 1823-1853 paula schultz mezarını hatırlayan var mı? jackpot! şimdi burada şu sorun ortaya çıkıyor. ya django movie movie ama olamaz çünkü realer than real evreni ile karakter bağlantısı var ya da tarantino ve rodriguez bizimle dalga geçiyor. burada django bir noktada muğlak bir film olarak kalıyor çünkü realer than real evrenindeki gerçek bir kişiye aslında movie movie evreninde referans verilebilir tıpkı bizim tarihte gerçekten yaşamış olan karakterlere filmlerde yer verebildiğimiz gibi ama yine de django'yu muğlakta bırakmak daha akıllıca olacaktır çünkü tarantino bu. yine muhtemelen sadece kendisinin güldüğü bir şaka yapıyor ama biz hiç anlamıyoruz. django unchained'e geri dönersek orada maynard olduğunu öne süren bir karakter var, bu muhtemelen pulp fiction'daki maynard'ın soyuna bir gönderme.
yine de movie movie karakterleri filmler arasında hareket edebiliyorlar ve bunu akraba bağlantıları ile yapmıyorlar. şerif earl mcgraw ve oğlu edgar mcgrav karakteri filmler arasında kendi karakterleri olarak tekrar görünüyor ve movie movie evreni de bir noktada kendi gerçekliğini yaratıyor yani tarantino çıkıp film içinde film içinde film isimli bir evren yaratabilir eğer isterse. bazen acaba biz de tarantino evrenindeyiz ve haberimiz mi yok diye düşünüyorum...
the hateful eight filmindeki tim roth'un canlandırdığı oswaldo mobray yani diğer adıyla pete hicox karakteri yine kan bağı ile inglorious basterds filminde michael fassbender'ın canlandırdığı archie hicox karakteri ile bağlanıyor.
ve gelelim diğer iki evrene, shaft ve elmore leonard.
shaft evreni: ilk önce gordon parks daha sonra ise john guillermin, john singleton, tim story tarafından yönetilen shaft serisi tarantino-rodriguez evreni ile bağlantılı hatta evrenin bir parçası ama en büyük bağlantı django unchained filminden geliyor. ana karakter olan john shaft (serinin ilk filmindeki), django ve broomhilda von shaft'ın soyundan geliyor.
elmore leonard evreni: elmore leonard tarafından yazılmış romanlardan uyarlama filmleri ifade eden evren. jackie brown filmi buna en net örnek olabilir. filmler yine diğer evrenlerde olduğu gibi yalnızca kendi içinde bağlantılı.
tarantino-rodriguez evreninin bağımsız filmleri: roadracers, four room, the faculyt, the adventures of sharkboy and lavagirl, sin city, sin city: a dame to kill for.
unuttuğum detaylar olursa sonra ekleyeceğim.
bu dört evren kısaca; realer than real*, movie movie*, shaft ve elmore leonard universe olarak adlandırılabilir ama shaft ve elmore leonard evrenini kenara bırakırsak eğer asıl ilginç olan kısım realer than real ve movie movie evrenidir.
realer than real: realer than real evreni aslında bizim gerçekliğimiz ve tarantino gerçekliği arasında ilerleyen bir evren. yani temelde şu an bulunduğumuz gerçeklik ile bağlantısı var ama realer than real evreni tarantino'nun filmlerinde gerçekten yaşanmış tarihi olayları kendi alternatif sonları ile* bitirmesinden dolayı bir kırılma yaşanıyor ve evren bizim gerçekliğimiz yerine alternatif bir gerçeklik üzerinden ilerlemeye başlıyor. kronolojik olarak bakarsak evren 1858 yılında django unchained filmi ile başlıyor ama önceden realer than real sayılan film daha sonra movie movie olarak açıklandığı için esas kırılma inglourious basterds filmi ile yaşanıyor. peki neden?
inglourious basterds filminin genelinden ziyade sonu önemli aslında. bundan sonrası ufak bir spoiler içeriyor. hitler'in intihar edip ölmesinden ziyade tarantino gerçekliğinde hitler epey vahşi bir biçimde öldürüldü ve bu durum savaşı bitiren harekettti. bu durum mevcut gerçeklikte koca bir kırılmaya sebep oldu çünkü bu durum açıkça şiddet her şeyi çözer düşüncesini besledi. bu da tarantino evreninde şiddeti bir noktaya kadar insanların kabullenmesini ve hatta daha sık başvurmasını sağladı. realer than real universe'de insanlar şiddeti sorun değil çözüm olarak görüyorlar, bundan ötürü bizim gerçekliğimizden daha vahşi bir ortam hakim. gerçi bence tarantino evreni dünya sahnesine kıyasla şirin bile kalıyor ama konumuz bu değil.
realer than real evreninde geçen filmlere ufak bir göz atarsak eğer bunların sadece tarantino imzalı filmler olmadığını görüyoruz. bunun temel sebebi bu filmlerden bazılarını yönetmese bile senaryosunu kendisi yazması aslında.
realer than real evreninde geçen filmler: the hateful eight, once upon a time in hollywood, pulp fiction, reservoir dogs ve senaryosunu tarantino'nun yazdığı true romance.
movie in movie veya movie movie evrenine göz attıktan sonra filmler içerisindeki göndermeleri de ekleyeceğim.
movie movie: realer than real evreninden bir karakteri ele alalım; reservoir dogs filminden mr. blonde veya gerçek ismiyle victor "vic" vega* realer than real evreninden bir karakter ve kendi evreninde sinemaya gidip bir film izlemek istediğinde bilet alabileceği filmlerden biri kill bill. aslında mesele tam olarak bu. movie movie evrenine dahil olan filmler tamamen realer than real evrenindeki gerçek karakterlerin sinemada izleyebileceği filmlerden oluşuyor yani gerçek değiller, o evrende bir geçerlilikleri yok çünkü onlar yalnızca film. iyi de nasıl anlaşılıyor hangisinin realer than real hangisinin movie movie evreninde olduğu diyenler olacaktır şüphesiz. cevap oldukça basit aslında. movie movie evreninin temel özelliklerini kavramak yeterli.
movie movie filmlerindeki herhangi bir karakter asla realer than real evreninde var olamaz çünkü gerçek değil kurgudan ibaretlerdir ama realer than real evrenindeki herhangi bir karakteri rahatlıkla movie movie evreninde görebiliriz. ek olarak zaten tarantino'nun filmlerindeki şiddet unsuru malum, her zaman daha şiddetli ve bir parça gerçek dışı olan filmler yüksek ihtimal movie movie evreninde geçiyordur. en önemli detay ise karakter görünümleri ve referansları. bu iki evren kendi içinde karakterleri veya o karakterler ile akraba ilişkisi olan başka karakterleri barındırıyor. movie movie filmlerini ekledikten sonra bu karakter referansları nedir ufak bir göz atmak gerek.
movie movie evreninde geçen filmler: django unchained, from dusk till down - remake ( from dusk till down 2014) ve spin-off olan curdled, death proof, planet terror, kill bill, kill bill vol. 2, machete, spy kids serisi, el mariachi, desperado, once upon a time mexico.
buradan sonrası ağır spoiler içermekle beraber çok fazla karakter referansı içereceğinden kafa karıştırıcı ve yorucu olacak.
ilk olarak belki de en bilinen pulp fiction-kill bill referansı ile başlayalım. bunun uzun zamandır planlı bir evren olduğunun en temel kanıtıdır aslında bu referans. pulp fiction karakteri yani realer than real evreninden bir karakter olan mia wallace bir sahnede vincent vega'ya kill bill serisinde gördüğümüz 5* kadın karakterin ana hatlarını çizerek anlatıyor. daha sonra ilerleyen yıllarda zaten mia wallece karakterini oynayan uma thurman'ın kill bill serisinde bride karakterini canlandırdığını göreceğiz ki o zamanlar bundan pek haberimiz olduğu söylenemez. bu pulp fiction'da bulunan ilk bağlantı değil. bir diğer bağlantı az önce bahsettiğim reservoir dogs filmindeki mr.blonde yani victor vega karakteri. soyisimlerinden de anlaşılacağı üzere pulp fiction'ın efsanevi karakteri vincent vega ile aile bağları var ve hatta kardeşler. yine bir pulp fiction-reservoir dogs referansı daha var. reservoir dogs filmindeki mr. white karakterinin gerçek ismi larry dimmick, pulp fiction'da tarantino tarafından canlandırılan jimmy dimmick karakteri ile yüksek ihtimal kardeşler.
bir diğer güzel detay true romance filminde ortaya çıkıyor. hatta iki detay demek daha doğru olacaktır. reservoir dogs filmindeki mr.white karakterinin alabama diye bir kadınla çalıştığını biliyorduk. true romance'in ana karakterlerinden biri olan alabama whitman -ki soyismi açık bir mesaj çünkü tarantino şaka yapmaz arkadaşlar*- aslında reservoir dogs filminde ismi geçen alabama karakterinin kendisi. bir diğer bağlantı inglourious basterds filminden geliyor ki pek beklenmedik sayılmaz. true romance filminde gördüğümüz lee donowitz karakteri ing.basterds filminin the bear jew'i donny donowitz'in oğlu. büyük bir referans sayılmasa bile evrenin iç içe geçmiş olduğunun ufak bir kanıtı daha var. seymour scagnetti, reservoir dogs'da bay blonde'un şartlı tahliye memuru olarak tanıtılmıştı ve daha sonra true romance filminde jack scagnetti karakteri ile tanışıyoruz. ya tarantino soyisim bulamıyor ya da gerçekten akraba hatta muhtemelen kardeşler. burayı biraz daha eşelersek yine çıkan çok fazla detay var.
seymour scagnetti'nin reservoir dogs'daki orijinal adı craig koons'du. pulp fiction'da, christopher walken'in eski pow'u kaptan koon olarak adlandırılıyor. django unchained'de smitty bascall çetesinin bir parçası olan crazy craig koons walken'in büyük-büyük-büyükbabası muhtemelen. smitty bascall çetesinin bir diğer üyesi, natural born killers'da ortaya çıkan bir isim olan gerald nash. mr. blonde tarafından reservoir dogs'da işkence gören adamın adı marvin nash bu arada. ya tarantino soyadı bulamıyor ya da ben delirdim muhtemelen.
yine django filmine dönelim, waltz'ın canlandırdığı dr. king schultz karakteri tanıdık geldi mi? hani karısının adı paula olan... evet. peki o zaman kill bill vol.2 filminde bride karakterini gömdükleri 1823-1853 paula schultz mezarını hatırlayan var mı? jackpot! şimdi burada şu sorun ortaya çıkıyor. ya django movie movie ama olamaz çünkü realer than real evreni ile karakter bağlantısı var ya da tarantino ve rodriguez bizimle dalga geçiyor. burada django bir noktada muğlak bir film olarak kalıyor çünkü realer than real evrenindeki gerçek bir kişiye aslında movie movie evreninde referans verilebilir tıpkı bizim tarihte gerçekten yaşamış olan karakterlere filmlerde yer verebildiğimiz gibi ama yine de django'yu muğlakta bırakmak daha akıllıca olacaktır çünkü tarantino bu. yine muhtemelen sadece kendisinin güldüğü bir şaka yapıyor ama biz hiç anlamıyoruz. django unchained'e geri dönersek orada maynard olduğunu öne süren bir karakter var, bu muhtemelen pulp fiction'daki maynard'ın soyuna bir gönderme.
yine de movie movie karakterleri filmler arasında hareket edebiliyorlar ve bunu akraba bağlantıları ile yapmıyorlar. şerif earl mcgraw ve oğlu edgar mcgrav karakteri filmler arasında kendi karakterleri olarak tekrar görünüyor ve movie movie evreni de bir noktada kendi gerçekliğini yaratıyor yani tarantino çıkıp film içinde film içinde film isimli bir evren yaratabilir eğer isterse. bazen acaba biz de tarantino evrenindeyiz ve haberimiz mi yok diye düşünüyorum...
the hateful eight filmindeki tim roth'un canlandırdığı oswaldo mobray yani diğer adıyla pete hicox karakteri yine kan bağı ile inglorious basterds filminde michael fassbender'ın canlandırdığı archie hicox karakteri ile bağlanıyor.
ve gelelim diğer iki evrene, shaft ve elmore leonard.
shaft evreni: ilk önce gordon parks daha sonra ise john guillermin, john singleton, tim story tarafından yönetilen shaft serisi tarantino-rodriguez evreni ile bağlantılı hatta evrenin bir parçası ama en büyük bağlantı django unchained filminden geliyor. ana karakter olan john shaft (serinin ilk filmindeki), django ve broomhilda von shaft'ın soyundan geliyor.
elmore leonard evreni: elmore leonard tarafından yazılmış romanlardan uyarlama filmleri ifade eden evren. jackie brown filmi buna en net örnek olabilir. filmler yine diğer evrenlerde olduğu gibi yalnızca kendi içinde bağlantılı.
tarantino-rodriguez evreninin bağımsız filmleri: roadracers, four room, the faculyt, the adventures of sharkboy and lavagirl, sin city, sin city: a dame to kill for.
unuttuğum detaylar olursa sonra ekleyeceğim.
devamını gör...
örnek vatandaş (yazar)
sözlüğün örnek yazarlarındandır, kalemine nazar değmesin.
devamını gör...
karşı cinsi çekici kılan detaylar
yüze sürülen rezalet boyalardan arınmış, sadece hafif renklendirilmiş yüz ve bir yere gitmek için hazırlanmışlığın yapaylığı olmadan, üstünde başındaki o ev hali dağınıklığı.
tam karpuz kabuğundan gemiler yapmak filminden çıktım, öyle hisliyim, o filmdeki nihalden bahsediyorum, aratın, anlayacaksınız. ben bu işi özledim abi, ben kadınlarda bu hali özledim. köylülüğü özledim, bugüne kadar hiçbir kadınla sosyal medyadan tanışmadım, uzun zamandır da kullanmıyorum zaten ama fotoğraf beğenmekle bu iş olmuyor yav. lanet olsun, mahalle arasında görmek vardı, ne bileyim anneler tanışıyor olmalıydı, belki alt sokakta oturmalıydı, onu görmek için yalandan o sokaktan geçerken görmeliydik onu, terliklerini sürüye sürüye yürüdüğü o boktan ev haliyle.
romantikliği hiç sevmedim ben. ciddi bir adam olup çıktım. uzun zaman sonra, bu dönemlerde ilk defa sevmenin güzelliğini fark ettim yeniden. günümüz ilişkilerinden, bakış açısından tiksiniyorum amına koyim. o eski heyecanı özlüyorum. telefonların tuşlu olduğu dönemdeki, sevdiğimiz kadının sokağından belki karşılaşırız diye geçişimizi özlüyorum.
bu bir iç dökme entrysi, daha uzun, detaylısını da yazacağım başka bir başlıkta da bu başlığı görünce, o şalvarlı köylü kızının yüzündeki güzellikte buldum bazı anıları, özlemleri. sevmeden geçen yıllarıma üzüldüm, çok üzüldüm bu akşam. bir nihal daha sevebilirdim be, yazık olmuş.
tam karpuz kabuğundan gemiler yapmak filminden çıktım, öyle hisliyim, o filmdeki nihalden bahsediyorum, aratın, anlayacaksınız. ben bu işi özledim abi, ben kadınlarda bu hali özledim. köylülüğü özledim, bugüne kadar hiçbir kadınla sosyal medyadan tanışmadım, uzun zamandır da kullanmıyorum zaten ama fotoğraf beğenmekle bu iş olmuyor yav. lanet olsun, mahalle arasında görmek vardı, ne bileyim anneler tanışıyor olmalıydı, belki alt sokakta oturmalıydı, onu görmek için yalandan o sokaktan geçerken görmeliydik onu, terliklerini sürüye sürüye yürüdüğü o boktan ev haliyle.
romantikliği hiç sevmedim ben. ciddi bir adam olup çıktım. uzun zaman sonra, bu dönemlerde ilk defa sevmenin güzelliğini fark ettim yeniden. günümüz ilişkilerinden, bakış açısından tiksiniyorum amına koyim. o eski heyecanı özlüyorum. telefonların tuşlu olduğu dönemdeki, sevdiğimiz kadının sokağından belki karşılaşırız diye geçişimizi özlüyorum.
bu bir iç dökme entrysi, daha uzun, detaylısını da yazacağım başka bir başlıkta da bu başlığı görünce, o şalvarlı köylü kızının yüzündeki güzellikte buldum bazı anıları, özlemleri. sevmeden geçen yıllarıma üzüldüm, çok üzüldüm bu akşam. bir nihal daha sevebilirdim be, yazık olmuş.
devamını gör...
kitap okuma aşkını kazandıran kitabın ismi
sarah jio- gündüz sefası
devamını gör...
sürekli dert anlatan tipler
"sürekli kızgın veya şikayetçi isen, insanların sana ayıracak vakti olmayacak."
stephen hawking.
sürekli dert anlatırsanız da aynı şey geçerli. kimsenin o kadar hayat enerjisi yok, mütemadiyen sizi dinleyip teselli veremez. sizin de karşınızdaki kişiye bir kaç çiçek sunmanız, onun hayatında olumlu olarak yer almanız lazım. aksi halde yalnız kalabilirsiniz. sürekli şikayet etmek, dert anlatmak kolay, biraz da "seni de yormayayım, zaten bu ara dalgınsın" demek, karşıdakinin de ruh halini fark etmek lazım.
stephen hawking.
sürekli dert anlatırsanız da aynı şey geçerli. kimsenin o kadar hayat enerjisi yok, mütemadiyen sizi dinleyip teselli veremez. sizin de karşınızdaki kişiye bir kaç çiçek sunmanız, onun hayatında olumlu olarak yer almanız lazım. aksi halde yalnız kalabilirsiniz. sürekli şikayet etmek, dert anlatmak kolay, biraz da "seni de yormayayım, zaten bu ara dalgınsın" demek, karşıdakinin de ruh halini fark etmek lazım.
devamını gör...
bir ömer hayyam rubaisi bırak
yıkık bir saray bu dünya dedikleri
gece ve gündüz atların durak yeri
yüz cemşid den arta kalmış bir dünya bu
yüz behram kendinin sanmış bu gökleri
gece ve gündüz atların durak yeri
yüz cemşid den arta kalmış bir dünya bu
yüz behram kendinin sanmış bu gökleri
devamını gör...
ağlayarak uyanmak
birkaç dakika evvel yaşadığım hadise.
kimi zaman kötü bir rüya neticesinde, kimi zaman ise nedensiz bir şekilde yaşayabilirsiniz bu durumu. insana kendini gerçekten kötü hissettirir.
kimi zaman kötü bir rüya neticesinde, kimi zaman ise nedensiz bir şekilde yaşayabilirsiniz bu durumu. insana kendini gerçekten kötü hissettirir.
devamını gör...
memleketinin adını söylemeden anlat
patatesimiz meşhurdur .
devamını gör...
ginger
yaş olanını grip ve nezle gibi virüs kaynaklı hastalıklar geçirdiğinizde, biraz limon,nane ve elma ile kaynatıp içerseniz,mevcut durumunuzu daha çabuk atlatabilirsiniz. toz halinde olanı ise bal'a karıştırmanızı öneririm. öksürük için birebir.
devamını gör...
şiirlerde sorulan en zor sorular
kırılan hangi kanadımız?
bir sıçrayışta artık dimdik duramıyoruz?
philippe tancelin- adımlar- sf- 26
bir sıçrayışta artık dimdik duramıyoruz?
philippe tancelin- adımlar- sf- 26
devamını gör...
dolores o'riordan
2019'da the cranberries ile son albümünü yapıp londra'da otel odasında hayatını kaybeden kalbi kırık, kırıklığını şarkılarıyla dile getiren sesi güzel , sanatı güzel solist. çok ilginçtir 2019'da çıkardığı albümün "all over now" parçasında ölümüne istemeden selam çakmıştır:
"do you remember
remember the night
at a hotel in london"
edit: bugün ölüm yıldönümü kraliçenin. rahat uyu irlanda devi, sanatınla yaşamaya devam ediyorsun.
"do you remember
remember the night
at a hotel in london"
edit: bugün ölüm yıldönümü kraliçenin. rahat uyu irlanda devi, sanatınla yaşamaya devam ediyorsun.
devamını gör...
kutup ışıkları
dünya'nın manyetik alanı ile bir güneş fırtınası aracılığıyla güneş'ten gelen yüklü parçacıkların etkileşimi sonucu ortaya çıkan doğa olayı.

genel olarak aurora şeklinde adlandırılır ve kuzey yarım küreden gözlenen versiyonu aurora borealis, güney yarım küreden gözlenen ise aurora australis olarak anılır.
genellikle 60-70 derece enlemleri civarında gözlense de, güneş'in manyetik hareketliliğinin arttığı dönemlerde bu aralık genişleyebilir. genellikle iyonosferde meydana gelen bu hareketler, oksijen ya da nitrojen yani azot atomlarıyla ve girdikleri etkileşimlerle ilgili olarak farklı renklerde ortaya çıkarlar.
bu olay, sadece dünya'ya özgü değil. manyetik alanı olan tüm gezegenlerde gözleniyor.


genel olarak aurora şeklinde adlandırılır ve kuzey yarım küreden gözlenen versiyonu aurora borealis, güney yarım küreden gözlenen ise aurora australis olarak anılır.
genellikle 60-70 derece enlemleri civarında gözlense de, güneş'in manyetik hareketliliğinin arttığı dönemlerde bu aralık genişleyebilir. genellikle iyonosferde meydana gelen bu hareketler, oksijen ya da nitrojen yani azot atomlarıyla ve girdikleri etkileşimlerle ilgili olarak farklı renklerde ortaya çıkarlar.
bu olay, sadece dünya'ya özgü değil. manyetik alanı olan tüm gezegenlerde gözleniyor.
devamını gör...
ali lidar
"ben seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil
nükleer denemeler kyoto sözleşmesi küresel ısınma falan.
belki sen çok küçüksün belki benim ruhum ölü
biraz nietzsche biraz kant kafan karışmış belki
parlıamanet'i de bozdular tutunacak dalımız mı kaldı?
pavyonda tanıdığım bilge bir pezevenk vardı!
kötü kitaplar okumak kötü yaşamak gibidir derdi.
iyi kitaplar okudum bir boka yaramadı..
ben seni severim aslında da düzenim bozulur diye korkuyorum
durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar
sinemaya gitmeye ele ele tutuşmaya falan kalkarız
işin yoksa çiçek al,saç tara, parfüm sık.
küsmesi,barışması,ayılması,bayılması
hatta eninde sonunda kaçınılmaz ayrılması
meyhanede tanıdığım gerzek bir filozof vardı!
güzel kadınlar insanın ömrünü uzatır derdi.
bir sürü güzel kadın girdi hayatıma
hepsi ağzıma sıçtı..
ben seni severim belki de rabbim buna hazır değil.
her şeyin güzelini sever o ideal birliktelikler ister
seninle benim yan yana oturacağımız çekyata
ne ilahi adalet sığar ne de diyalektik..
içime çöreklenmiş sığ bir sığır var benim.
ben seni severim sevmesine de
iş çıkarmasana şimdi ne gerek var güzelim"
şeklinde alengirli şiirin sahibidir kendileri. severek takipteyiz.
nükleer denemeler kyoto sözleşmesi küresel ısınma falan.
belki sen çok küçüksün belki benim ruhum ölü
biraz nietzsche biraz kant kafan karışmış belki
parlıamanet'i de bozdular tutunacak dalımız mı kaldı?
pavyonda tanıdığım bilge bir pezevenk vardı!
kötü kitaplar okumak kötü yaşamak gibidir derdi.
iyi kitaplar okudum bir boka yaramadı..
ben seni severim aslında da düzenim bozulur diye korkuyorum
durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar
sinemaya gitmeye ele ele tutuşmaya falan kalkarız
işin yoksa çiçek al,saç tara, parfüm sık.
küsmesi,barışması,ayılması,bayılması
hatta eninde sonunda kaçınılmaz ayrılması
meyhanede tanıdığım gerzek bir filozof vardı!
güzel kadınlar insanın ömrünü uzatır derdi.
bir sürü güzel kadın girdi hayatıma
hepsi ağzıma sıçtı..
ben seni severim belki de rabbim buna hazır değil.
her şeyin güzelini sever o ideal birliktelikler ister
seninle benim yan yana oturacağımız çekyata
ne ilahi adalet sığar ne de diyalektik..
içime çöreklenmiş sığ bir sığır var benim.
ben seni severim sevmesine de
iş çıkarmasana şimdi ne gerek var güzelim"
şeklinde alengirli şiirin sahibidir kendileri. severek takipteyiz.
devamını gör...
çalıntı tanım girmek
yani ortada bir hata var elbette.
ama insanları hemen yerin dibine sokmaya çalışmak da hatadır.
bakıyorum hemen " vay ne biçim yazar " manasında yazılar yazılmış.
hangimiz hata yapmadık ki ?
hem de nerelerde yapmadık ki ?
insanlar yaptığı hatalardan ders çıkarabildiği derecede iyi insandır, kendine saygısı olan insandır.
hatalar insanlar içindir, yoksa robot olurduk.
bu konuyu da tatlıya bağlayıp yolumuza devam edelim derim ben.
ama insanları hemen yerin dibine sokmaya çalışmak da hatadır.
bakıyorum hemen " vay ne biçim yazar " manasında yazılar yazılmış.
hangimiz hata yapmadık ki ?
hem de nerelerde yapmadık ki ?
insanlar yaptığı hatalardan ders çıkarabildiği derecede iyi insandır, kendine saygısı olan insandır.
hatalar insanlar içindir, yoksa robot olurduk.
bu konuyu da tatlıya bağlayıp yolumuza devam edelim derim ben.
devamını gör...
heimlich manevrası
anne cocuk sagligi ve ilk yardim final sinavimda cikan 20 puanlik sorudur. en onemli bilgilerden biridir. ortalama bir hayatta sizi akrep sokmaz veya yilan isirmaz ama yerken bogazina lokma kacmasi cok olasi.
devamını gör...
usiv
anlamadığımız dilde şiirler paylaşmaya başlamış yazar, türkçesini de atsa bari anlarız belki.
not: faşistlik yapmıyorum, almanca yazsaydı yine aynı tepkiyi verirdim.
not: faşistlik yapmıyorum, almanca yazsaydı yine aynı tepkiyi verirdim.
devamını gör...
sonunu bile bile süper kahraman filmlerini izleme nedeni
birçok şeyde olduğu gibi;
sonuçtan ziyade gidilen yolun güzelliği.
sonuçtan ziyade gidilen yolun güzelliği.
devamını gör...


