üstteki yazarın ismini tahmin et
nisa diyesim geldi öyle bi hype aldım
düzeltme: ilk entry'e istinaden
düzeltme: ilk entry'e istinaden
devamını gör...
banıçiçek
herkesin bildiği dede korkut hikayelerindeki bamsı beyrek'in beşik kertmesidir. oğuz boylarında kadının yerini, önemini ve gücünü anlatan, örnekleyen ve kadınların eşit haklara sahip olduğunu gösteren en önemli karakterdir.
banı/banu kelimesi fars kökenlidir ve "hanım" anlamına gelmektedir yani bir çeşit unvandır. ismin diğer bir yarısını oluşturan "çeçek" kelimesinin ise türk-moğol kültüründe önemli bir yeri vardır. orhun ve yenisey yazıtlarında geçen bu kelime güzellik, alımlılık anlamı taşır; bir de banı/banu yanına eklenince "güzel hanım" ya da "kral hanımı" anlamlarını oluşturur. çiçeğe bandırılmış anlamına da gelir.
banı/banu kelimesi fars kökenlidir ve "hanım" anlamına gelmektedir yani bir çeşit unvandır. ismin diğer bir yarısını oluşturan "çeçek" kelimesinin ise türk-moğol kültüründe önemli bir yeri vardır. orhun ve yenisey yazıtlarında geçen bu kelime güzellik, alımlılık anlamı taşır; bir de banı/banu yanına eklenince "güzel hanım" ya da "kral hanımı" anlamlarını oluşturur. çiçeğe bandırılmış anlamına da gelir.
devamını gör...
klavye dinsizi
klavye isimli eşyaya sahip olan ateist kimsedir. başlığı açan değerli yazarın tanımına bakarak mabadını yerden kaldırmayı sevmediğini ve aşırı çapsız olduğunu söyleyebilmemiz mümkün.
devamını gör...
türkiye'yi gizlice avrupa birliğine sokmak
viyana kapılarına dayanmak bu olsa gerek.
devamını gör...
güne normal sözlük’ten gelen artı oy bildirimi ile başlamak
günün başlangıcında büyük motivasyon veren bildirimdir.
devamını gör...
yengeçlerin denizde yaşayıp yüzememesi
albert camus: kendimi yengeç gibi hissediyorum simone.
simone beauvoir: sebebi nedir?
albert camus: yengeçler denizde yaşar ama yüzemez. bende nefes alabiliyorum ama dünyaya bir türlü ayak uyduramadım sanırım.
bir yengeç hüzünü çöker üstüne...
simone beauvoir: sebebi nedir?
albert camus: yengeçler denizde yaşar ama yüzemez. bende nefes alabiliyorum ama dünyaya bir türlü ayak uyduramadım sanırım.
bir yengeç hüzünü çöker üstüne...
devamını gör...
gerceklucifer
hocam bu nasıl bir nick seçimi ya? sısısıs
hakiki ulusoy gibi, hakiki mersin tantunicisi gibi, çok gülüyorum her gördüğümde.
hakiki ulusoy gibi, hakiki mersin tantunicisi gibi, çok gülüyorum her gördüğümde.
devamını gör...
alport sendromu
tıp 4 kollajenin alfa3-4-5 zincir defekti ile karakterize bir hastalıktır.
hematüri,katarakt, sağırlık gibi sorunlara yol açar.
x'e bağlı geçen bir hastalıktır.bu hastalıkta bazal membranda elektron mikroskopik yöntemle basket filesi görünümü saptanır ve tipiktir.
hematüri,katarakt, sağırlık gibi sorunlara yol açar.
x'e bağlı geçen bir hastalıktır.bu hastalıkta bazal membranda elektron mikroskopik yöntemle basket filesi görünümü saptanır ve tipiktir.
devamını gör...
1844 yılına ait dünya zooloji haritası
1844 yılında (bkz: william spooner)'ın hazırlayıp çizdiği dünyanın pek çok bölgesinde yaşayan hayvanların dağılışını gösterdiği haritadır.
1- dünya haritası

2- avrupa ve asya bölümü

3- afrika, arabistan, hindistan ve avustralya bölümü
1- dünya haritası

2- avrupa ve asya bölümü

3- afrika, arabistan, hindistan ve avustralya bölümü

devamını gör...
kül
aslında cem adrian ile mark eliyahu'nun şarkısı ile ilgili tanım girecektim ancak daha önceden girildiği için aynı isim ve güzellikteki feridun düzağaç şarkısını bırakıyorum.
buradan
aşk canını yaktı demek
bense sevda küllerini
her dolunay gecesinde
gökyüzünden topluyorum
onulmaz dert gibi değil, bulunmaz deva gibi
kaybetmekten korkarak başucumda saklıyorum
özlemekten uyandığım sabahlar bitecek diye
yitirmekten korkarak başucumda saklıyorum
bir tek sesim kalsa
onu da rüzgâr alsa
yârin yanağına değmeden olmaz
ah bu sevda tekmiş
koca ömrüme yetmiş
göklerde aranır yerde bulunmazmış
buluta yükü sorulmazmış
şurada olmayan ev var ya
işte bizim evimizdi
önünden her geçişinde hep aynı çocuğun sesi
büyük olur derler ya hep büyük düşlerin kırıkları
saklaması zor olurmuş izlerini
buradan
aşk canını yaktı demek
bense sevda küllerini
her dolunay gecesinde
gökyüzünden topluyorum
onulmaz dert gibi değil, bulunmaz deva gibi
kaybetmekten korkarak başucumda saklıyorum
özlemekten uyandığım sabahlar bitecek diye
yitirmekten korkarak başucumda saklıyorum
bir tek sesim kalsa
onu da rüzgâr alsa
yârin yanağına değmeden olmaz
ah bu sevda tekmiş
koca ömrüme yetmiş
göklerde aranır yerde bulunmazmış
buluta yükü sorulmazmış
şurada olmayan ev var ya
işte bizim evimizdi
önünden her geçişinde hep aynı çocuğun sesi
büyük olur derler ya hep büyük düşlerin kırıkları
saklaması zor olurmuş izlerini
devamını gör...
sözlüğün en sevilen yazarı
benim için sohbet etme fırsatı bulduğum, güzel bir enerji yakaladığımı düşündüğüm tüm yazarlardır. genel olarak da tüm sözlük ahalisini severim. hepiniz benim bebeklerimsiniz..
sürekli iştahımı açan pastirmalicorekim, nükleer kraliçem umurumda bile olmaz nükleer denemelerim, sesiyle büyüleyen quinnim, avrupalı soydaşım kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası cancağızım, kedi anası elma kurdum, hepimizin üye olduğunu var saydığım yaprak sarma fan kılapcığım, naif sürpriziyle kalbimi ısıtan rujum olmadan asla arkadaşım, benim gibi ekşi olan kuzguncuktaki vişnem, merdumgiriz_ dostum bunlardan bir kaçı..
unuttuğum vardır elbet şimdiden affola.. ilk etapta akla gelenleri sıralamak istedim. bazen insan duymak, okumak ister..
sürekli iştahımı açan pastirmalicorekim, nükleer kraliçem umurumda bile olmaz nükleer denemelerim, sesiyle büyüleyen quinnim, avrupalı soydaşım kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası cancağızım, kedi anası elma kurdum, hepimizin üye olduğunu var saydığım yaprak sarma fan kılapcığım, naif sürpriziyle kalbimi ısıtan rujum olmadan asla arkadaşım, benim gibi ekşi olan kuzguncuktaki vişnem, merdumgiriz_ dostum bunlardan bir kaçı..
unuttuğum vardır elbet şimdiden affola.. ilk etapta akla gelenleri sıralamak istedim. bazen insan duymak, okumak ister..
devamını gör...
masumiyet müzesi
(bkz: orhan pamuk) kitabı. 2008 yılında yayımlanmıştır. müthiş bir aşk kitabıdır. pamuk bu kitabı kızına ithaf etmiştir. baştan söyleyeyim orhan pamuk'un kalemini, anlatımını çok severim. bütün kitaplarını (son kitabı: veba geceleri dahil) okudum. içlerinde en sevdiğim kitabı masumiyet müzesi. kitabın benim için önemli bir özelliği de lisansta 3. sınıfta çevre psikolojisi dersinde bir dönem boyunca ders kitabı gibi işlemiş olmamız. tabi ki eşyaların, çevrenin insan davranışları arasındaki ilişki kapsamında işledik ve orhan pamuk bunu hem kitabıyla hem de daha sonrasında müzesiyle çok çok iyi başarmış bir yazar. tanımda şunu da yazmalıyım nobel ödüllü yazarın muhteşem kitabı.
bu hikaye füsun ve kemal'in aşk hikayesi. orhan pamuk nasıl kurguladın bunu, nasıl yazdın bu aşk hikayesini. ne yaşadın be sen adam.
orhan pamuk bu aşk hikayesini öyle yaşamış öyle hissetmiş ki sonunda istanbul beyoğlu çukurcuma'da bir ev alıp bu ölümsüz hikayeyi gerçekten ölümsüzleştirmiş. bir müze haline getirmiş. müzeyi gezdiğinizde her şey o kadar iyi düşünülmüş ki sanki hikayeyei bir kez daha yaşıyorsunuz. sanki hikaye değilmiş de gerçekten yaşanmış hissi geçiyor. ben çok etkilenmiştim. sanki kemal orada yaşamış, füsun'un ölümüne oralarda ağlamış gibi. siz de orada birlikte ağlıyorsunuz.
kitapta her eşyaya bir bölüm ayrılmış, müzede de bunu hissediyorsunuz. önce kitabı okuyun (eğer biraz bilginiz varsa çevre psikolojisi kapmasında değerlendirmeye çalışın) sonra da müzeyi ziyaret edin. hayatınızda yaşayacağınız en iyi deneyimlerden biri olabilir.
bu hikaye füsun ve kemal'in aşk hikayesi. orhan pamuk nasıl kurguladın bunu, nasıl yazdın bu aşk hikayesini. ne yaşadın be sen adam.
orhan pamuk bu aşk hikayesini öyle yaşamış öyle hissetmiş ki sonunda istanbul beyoğlu çukurcuma'da bir ev alıp bu ölümsüz hikayeyi gerçekten ölümsüzleştirmiş. bir müze haline getirmiş. müzeyi gezdiğinizde her şey o kadar iyi düşünülmüş ki sanki hikayeyei bir kez daha yaşıyorsunuz. sanki hikaye değilmiş de gerçekten yaşanmış hissi geçiyor. ben çok etkilenmiştim. sanki kemal orada yaşamış, füsun'un ölümüne oralarda ağlamış gibi. siz de orada birlikte ağlıyorsunuz.
kitapta her eşyaya bir bölüm ayrılmış, müzede de bunu hissediyorsunuz. önce kitabı okuyun (eğer biraz bilginiz varsa çevre psikolojisi kapmasında değerlendirmeye çalışın) sonra da müzeyi ziyaret edin. hayatınızda yaşayacağınız en iyi deneyimlerden biri olabilir.
devamını gör...
hüseyin nihal atsız 116 yaşında
ırkçı ve anti-islamcı bir yazarın 116 yaşında olduğunu bildiren başlık.
devamını gör...
olgunluk belirtileri
her şeyi anlayışla karşılamaya başladığında o yoldasınız demektir.
devamını gör...
türkiye'de doğurganlık oranının düşmesi
son derece normal olan şeydir. insanlar kendi geleceğini göremiyorken bir de dünyaya yeni bireyler mi getirecekler?
devamını gör...
köyde hiç yaşamayanların bilemeyeceği şey
geceleri yıldızlar, sanki kadife örtü üzerine dökülmüş bir kase şeker gibidir.
devamını gör...
bilgi kategorisinin gereksiz olması
bizim millet her işin b...kunu çıkarmakta son derece usta.
moderasyon, büyük bir iyiniyetle, sözlükteki başıboş akışa bir nebze de olsa ket vurmak için, güzel bir uygulama başlattı.
bilgi kategorisi adı altında bir bölümü hayata geçirdi. bundan önce de, kitap, edebiyat gibi yapılanmalar olduğu bilinmekte.
moderasyon yine iyiniyetle kişileri boş işler yerine, ilimle bilimle ilgilenilsin düşüncesiyle, bu içerikli tanımlara ek puan vereceğini açıkladı ki, bunu açıklar açıklamaz sözlük adeta bilim insanlarıyla doldu taştı.
ne bilimmiş arkadaş, 2 gün evvel ortalık saçma sapan bomboş başlıklarla doluyken, şimdi bir anda her yerden bir hekim, bir bilim adamı fışkırıyor adeta.
ömrü hayatımda duymadığım hastalıklar, bunların latince tanımları adeta birbirini kovalar hale geldi.
bilim deyince, kimsenin bilmediği şeklinde algılanıyor sanırım bu durum, millet ek puan alacam diye, googleden copy pastlerle adeta boğdular bilim bölümünü.
ne demeli bilmiyorum.
başlarken söylemiştim, bizim milletin ayarı yok, her işin b..kunu çıkarmaktan hiiç imtina etmiyor, bu konuda yarıştan hiç geri kalmıyor.
yönetim size ne yapsın, ne versin daha ? siz almayı, verileni kullanmayı beceremedikten sonra , dediğim durum...
moderasyon, büyük bir iyiniyetle, sözlükteki başıboş akışa bir nebze de olsa ket vurmak için, güzel bir uygulama başlattı.
bilgi kategorisi adı altında bir bölümü hayata geçirdi. bundan önce de, kitap, edebiyat gibi yapılanmalar olduğu bilinmekte.
moderasyon yine iyiniyetle kişileri boş işler yerine, ilimle bilimle ilgilenilsin düşüncesiyle, bu içerikli tanımlara ek puan vereceğini açıkladı ki, bunu açıklar açıklamaz sözlük adeta bilim insanlarıyla doldu taştı.
ne bilimmiş arkadaş, 2 gün evvel ortalık saçma sapan bomboş başlıklarla doluyken, şimdi bir anda her yerden bir hekim, bir bilim adamı fışkırıyor adeta.
ömrü hayatımda duymadığım hastalıklar, bunların latince tanımları adeta birbirini kovalar hale geldi.
bilim deyince, kimsenin bilmediği şeklinde algılanıyor sanırım bu durum, millet ek puan alacam diye, googleden copy pastlerle adeta boğdular bilim bölümünü.
ne demeli bilmiyorum.
başlarken söylemiştim, bizim milletin ayarı yok, her işin b..kunu çıkarmaktan hiiç imtina etmiyor, bu konuda yarıştan hiç geri kalmıyor.
yönetim size ne yapsın, ne versin daha ? siz almayı, verileni kullanmayı beceremedikten sonra , dediğim durum...
devamını gör...
türkiye'de ve dünyada islam'a yönelişin iyice hız kazanmasının nedeni
sayın sözlük yazarları lütfen bu başlığı ve emre_1974tr adlı şahısı dikkate almayın. kendisi beni ve diğer tüm inançsızları mason olarak nitelendiriyor. troll değil teyit ettim. temmennim bu gibilerine geçit vermeyin.
islam yükselişte falan değil çakılıştır o.
islam yükselişte falan değil çakılıştır o.
devamını gör...