sahtediploma net
resmi belgede sahtecilikten iki yıldan beş yıla kadar hapis sebebi olabilecek site.
ayrıca bu sürede açıktan üniversite bitirme fırsatı olur, hayırlı olsun.
ayrıca bu sürede açıktan üniversite bitirme fırsatı olur, hayırlı olsun.
devamını gör...
en sevilen dizi çifti
ian & mickey
(bkz: shameless)
(bkz: shameless)
devamını gör...
albinizm
albinolu bireylerin genelde görme problemleri vardır. ışığa karşı hassasiyet problemleri de mevcuttur. aynı zamanda güneş kremi kullanmadan dışarı çıkmamaları gerekir.
devamını gör...
sahip olmak istenilen süper güç
uçmak. yorulana bıkana sıkılana kadar uçmak. her kaçmak istediğimde kendimi gökyüzüne bırakıp bulutların arasında kaybolmak. rüzgarla beraber dolaşmak dünyayı, en çok bunu isterdim*.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
miko* o nasıl bir ses miko*.
devamını gör...
boşanmayı güzellemek
kanaatimce çok yanlış bir eylemdir.ortada aşırı şiddet vs gibi durumlar yoksa bir uzmandan destek alınmalı,aile toparlanmalıdır.ailenin dağılması toplumun dağılmasını beraberinde getirebilir. güzelleme yapmak yerine yardımcı olunmalıdır.
devamını gör...
hz. ömer
hz. muhammed'in en yakın arkadaşlarından biri, sahabe. ayrıca ikinci halife. çok başarılı bir komutandır. öyle ki, ırak'ı tamamen fethetmiştir. bugün kendisine düşman olan iran'ın büyük bir kısmını fetheden kişi de hz. ömer'dir. daha nereleri fethetti, anlat-anlat bitmez...
devamını gör...
srebrenitsa katliamı
hümanist ab'nin görmezden geldiği katliamdır.
affet bizi srebrenitsa
affet bizi srebrenitsa
devamını gör...
anne babanın sürekli kavga etmesi
24 yaşına gelince içeri geçip ders çalışmaya ya da bomboş youtube videosu izlemeye başlarsınız.(benim şu an duygu özaslanın yeme bozukluğu videosunu izliediğim gibi). lise dönemimde yüksek ses müzik dinlerdim ama hollywood özentiliğine lüzum yokmuş :). aile kavramına inancınız tükeniyor ve bu sırada ebeveynleriniz sizin için ayrılmadıklarını söylüyorlar. ironik.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının nicklerinin hikayesi
ilhami algör’ün fakat müzeyyen bu derin bir tutku isimli kısa romanını kitaplıkta görmemle aklıma gelen nickname. yıllar önce okuduğum kitabın arka kapağında yazanlar oldukça etkileyicidir. "böyle olmasını istemezdim ama hep olurdu.dünyanın bütün kizilderilileri yenilir, spartakus kaybeder, gün batarken sararir, kuslar döner, sadri alisik denilen hergele, her filminde ağlardı. o agladikca ben de aglardim. nedenimi bilmez aglardim.ağladıkça sadri'ye kıl kapar gıcık olurdum. üçüncü şahıs olarak kalisina, hep gidici kadinlari sevişine, bu gidiciliklerin bir mecburiyet gibi durusuna, sadri'nin bu mecburiyetlere, giden kisinin ozgurlugu olarak bakip, ona ihanet etmemek icin kendine ihanet edisine."
devamını gör...
cüce ipek maymunu
güney amerika'nın ormanlarında yaşayan dünyanın en küçük maymunu. pigme türündeki maymun parmak maymun diye de bilinir, en küçüğü 15 santim kadar oluyor.
devamını gör...
ben herkesten farklıyım hissi
"kimseden daha iyi olmadığınızı anlayacak kadar mütevazi, herkesten farklı olduğunuzu kavrayacak kadar bilge olun."
ibn rüşd
ibn rüşd
devamını gör...
lokmasını saymak
sofrasında yemek yiyen kişinin ne kadar yediğine dikkat etmek, çok yiyeceğinden korkmak.
devamını gör...
anneliğin kutsallaştırılması
''annelik kutsal değildir'' denmez, ''annelik benim kutsalım değildir'' denir. önce neyin bilgi neyin inanç olduğunu bilmek gerek. ifadelerin gramatik ayrımını bilmeden 'kutsal budur' veya 'kutsal bu değildir' demek pek komik... insanların kutsalını kabul etmeyip, saygı göstermeyen insan ne diye saygı bekler, o daha da komik...
devamını gör...
guguk kuşu
başka kuşların yuvasına yumurtlayan kuş türüdür. zahmete hiç katlanamaz ve yumurtlama zamanı geldiğinde arsız, uğursuz hırsızlar misali etraftaki başka kuşların yuvalarını çaktırmadan gözetlemeye başlar. haftalarca sürecek bu dikizleme işinde o çok kıymetli yumurtası için yuva aramaktadır. sonunda o yuvayı gözüne kestirdiğinde, yuva sahibinin yumurtlaması için beklemeye koyulur. yuva sahibi yuvadan ayrıldığında kendi yumurtalarını güzelce yuvaya yerleştirir. yuvadaki diğer yumurtaları da aşağı atmak gibi çirkefliği yapar. yuva sahibi kuş da döndüğünde yumurtaların rengi aynı olduğundan guguk yumurtası olduğunu bilemez. kendi yavrusu gibi o yumurtadan çıkan yavruları doğurur ve yavru büyüyüp yuvadan uçana kadar besleme görevini üstlenir.
devamını gör...
maruz kalınmak istenmeyen sorular
birçok soru var böyle ama son zamanlarda, yani çalışmak durumunda kaldığım dönemin başından itibaren, çalıştığım her yeni iş yerinde ya da iş bünyesinde tanıştığım her insanla aramda geçen diyaloglar hep aynı. tahmin edileceği üzere karşı taraf bu söz konusu maruz kalınmak istenmeyen soruları soruyor:
birinci soru: "ee, madem meslek sahibisin, neden burada bu işi yapıyorsun?"
(cevap veririm)
ikinci soru: "anne baba neci, neredeler?"
(cevap veririm, detay vermesem de verdiğim genel cevaptan annemle babamın ayrı olduğu açığa çıkar)
üçüncü soru: "birbirlerine hayırları olmamış, sana da mı faydaları yok, yardım etmiyorlar da mı çalışıyorsun?"
(biraz sinirlenirim, yansıtmadan cevap veririm, diyalog soru cevap formatından çıkıp benim adıma "acıyan" ifadeler kullandıkları, benim de "yapacak bir şey yok, başımın çaresine bakıyorum" ana fikirli ifadeler kullandığım bir şekle bürünür, sonra da biter.)
yaklaşık on kez bu konuşmayı yapmışımdır, daha doğrusu kendimi bu konuşmanın içinde bulmuşumdur. bunların birçoğu meraklı ve işgüzar insanlardı, ama bir iki tanesi gerçekten beni merak ederek ve anlamaya çalışarak yaklaştı. geçenlerde müşterinin biri erken geldi, yanımdakilerle sohbet ederken dikkatini çektim, yine o klasik diyalog yaşandı. anlattım, benzer cümleler duydum ama adam halime yazıklanmak yerine benim ne kadar sorumluluk sahibi ve güçlü birisi olduğuma odaklandı. işletme sahibine beni övdü bir süre, biraz çekindim. lafını yarıda kesip bana döndü ve "sizi utandıracak bir şey söylemiyorum umarım?" dedi kibar bir şekilde. bilakis memnun olduğumu, çalışmaktan da utanmadığımı söyledim. hala her geldiğinde selam verip hal hatır sorar misal. ama herkes böyle değil işte. çoğunlukla sizin hikayenizdeki zayıflığınızı görüp, yarın öbür gün bunu size karşı kullanabilmek için bilmek isterler. böyle insanların sorduğu düz bir "nasılsın?" a bile maruz kalmak istemiyorum artık.
birinci soru: "ee, madem meslek sahibisin, neden burada bu işi yapıyorsun?"
(cevap veririm)
ikinci soru: "anne baba neci, neredeler?"
(cevap veririm, detay vermesem de verdiğim genel cevaptan annemle babamın ayrı olduğu açığa çıkar)
üçüncü soru: "birbirlerine hayırları olmamış, sana da mı faydaları yok, yardım etmiyorlar da mı çalışıyorsun?"
(biraz sinirlenirim, yansıtmadan cevap veririm, diyalog soru cevap formatından çıkıp benim adıma "acıyan" ifadeler kullandıkları, benim de "yapacak bir şey yok, başımın çaresine bakıyorum" ana fikirli ifadeler kullandığım bir şekle bürünür, sonra da biter.)
yaklaşık on kez bu konuşmayı yapmışımdır, daha doğrusu kendimi bu konuşmanın içinde bulmuşumdur. bunların birçoğu meraklı ve işgüzar insanlardı, ama bir iki tanesi gerçekten beni merak ederek ve anlamaya çalışarak yaklaştı. geçenlerde müşterinin biri erken geldi, yanımdakilerle sohbet ederken dikkatini çektim, yine o klasik diyalog yaşandı. anlattım, benzer cümleler duydum ama adam halime yazıklanmak yerine benim ne kadar sorumluluk sahibi ve güçlü birisi olduğuma odaklandı. işletme sahibine beni övdü bir süre, biraz çekindim. lafını yarıda kesip bana döndü ve "sizi utandıracak bir şey söylemiyorum umarım?" dedi kibar bir şekilde. bilakis memnun olduğumu, çalışmaktan da utanmadığımı söyledim. hala her geldiğinde selam verip hal hatır sorar misal. ama herkes böyle değil işte. çoğunlukla sizin hikayenizdeki zayıflığınızı görüp, yarın öbür gün bunu size karşı kullanabilmek için bilmek isterler. böyle insanların sorduğu düz bir "nasılsın?" a bile maruz kalmak istemiyorum artık.
devamını gör...
hotaru no haka
savaşın insan üzerinde bıraktığı kötü ve kalıcı etkileri gözler önüne seren duygusal bir film.
devamını gör...
kedinizi gömmek
yaşanmış bir hikaye şöyle geçiyor:
istanbul'da terminalden bodrum'a gidecek olan otobüse binen kadın, bagaja koyması için muavine bir kutu teslim ediyor. otobüs dinlenme tesisine varınca kutuyu açıp bakan muavin içinde ölmüş bir kedi görüyor. kedinin havasızlıktan öldüğünü düşünen muavin paniğe kapılıp , acilen mola yerinde ölen kedinin aynısını bulup kutuya yerleştiriyor. otobüs bodrum'a vardığında kutuyu teslim alan kadın içinde kıpırdayan ve canlı bir kedi görünce tepki veriyor :
hayır, bu benim kedim olamaz. çünkü benim kedim ölmüştü ve ben onu bodrum'a toprağa vermek için getirmiştim.
istanbul'da terminalden bodrum'a gidecek olan otobüse binen kadın, bagaja koyması için muavine bir kutu teslim ediyor. otobüs dinlenme tesisine varınca kutuyu açıp bakan muavin içinde ölmüş bir kedi görüyor. kedinin havasızlıktan öldüğünü düşünen muavin paniğe kapılıp , acilen mola yerinde ölen kedinin aynısını bulup kutuya yerleştiriyor. otobüs bodrum'a vardığında kutuyu teslim alan kadın içinde kıpırdayan ve canlı bir kedi görünce tepki veriyor :
hayır, bu benim kedim olamaz. çünkü benim kedim ölmüştü ve ben onu bodrum'a toprağa vermek için getirmiştim.
devamını gör...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
kızımın 4 yaşında iken evin en küçüğü olduğu için mutsuz olduğu bir anda onunla yaptığımız diyalog.
kızım
-ben niye küçüğüm senden
ben
-üzülme lütfen büyüyeceksin sende
kızım
-ne zaman
ben
-yemeklerini yiyip, uykunu uyuyup vakti gelince büyüyeceksin,
benden daha güzel olacaksın,
benden daha akıllı olacaksın,
benden daha başarılı olacaksın.
beni geçeceksin, bende seni seyredip mutlu olacağım.
ardından kızım bağıra bağıra ağlamaya başladı.
kızım
-sen şimdi benden daha mı güzelsin? diye.
kızım
-ben niye küçüğüm senden
ben
-üzülme lütfen büyüyeceksin sende
kızım
-ne zaman
ben
-yemeklerini yiyip, uykunu uyuyup vakti gelince büyüyeceksin,
benden daha güzel olacaksın,
benden daha akıllı olacaksın,
benden daha başarılı olacaksın.
beni geçeceksin, bende seni seyredip mutlu olacağım.
ardından kızım bağıra bağıra ağlamaya başladı.
kızım
-sen şimdi benden daha mı güzelsin? diye.
devamını gör...
kadınların hala kapalı açık olarak ayrıştırılmasının nedeni
çünkü insan sınıflandıramadığı şeyden korkar. dışarıdan en kolay sınıflandırabileceği şey ise kafasındaki türbanıdır. oysa nice insanlar var kafası kapalı zihni açık, düşünmekten zevk alıyor; nice insanlar ise açık olduğu için sözde modern ama kapalı görüşlü, bir şeylere körü körüne bağlanmaya eğimli.
bir neden de ülkedeki siyasi otorite. türbanlılara ayrıcalık göstererek aslında onları biraz kötü bir duruma düşürdüler, insanlar dışarıdan baktığında bu kapalı kesin yandaş ya da bu da kesin bir şeylere körü körüne bağlıdır gibi düşünüyorlar.
önemli olan dış görünüşün değil kafanın, düşünme mekanizmasının kapalı olmaması bence. birini dini, düşüncesi ya da başka bir şeyi yüzünden bir kalıba sokup tamamen ön yargı ile yaklaşmak en büyük kapalılık değil midir?
bir neden de ülkedeki siyasi otorite. türbanlılara ayrıcalık göstererek aslında onları biraz kötü bir duruma düşürdüler, insanlar dışarıdan baktığında bu kapalı kesin yandaş ya da bu da kesin bir şeylere körü körüne bağlıdır gibi düşünüyorlar.
önemli olan dış görünüşün değil kafanın, düşünme mekanizmasının kapalı olmaması bence. birini dini, düşüncesi ya da başka bir şeyi yüzünden bir kalıba sokup tamamen ön yargı ile yaklaşmak en büyük kapalılık değil midir?
devamını gör...