insanların yoluna çıkarak silah zoruyla can ve/veya mallarını alan kişi.
devamını gör...

sabah 6 otuz şarkıları vardı adamın
kapalı ve sıcak bir pazar sabahıydı bak
buzdolabında yarım kalıp ezine peynirli
ve ocağında kaçak siverek'li çayı olan
kadının yüzüne bakıp kalktı masadan
ilk kavgalarıydı belliydi çarptığı kapıdan
bir vazo uçtu sonra aynı kapıya kondu
adam gülümsedi gitti, çok da umuruydu
yalancıydı adam paradoksal olarak
çünkü yarı giritli yarı da urlalı manyak
döndü sonra, elinde hazır bahanesi
kadın onu karşıladı hızla kaçarak
öyle de kaldı tuhaf bir hikayeydi bu
kadın dönerse yarım kalamayacak
devamını gör...

saçlarının çocukken kıvırcık olması sebebiyle almıştır bu lakabı.

mekanı cennet, ruhu şad olsun.
devamını gör...

kaytsz ukdesi

konuşurken bir konudan diğerine atlayan ya da hararetli bir şekilde anlatırken o duygu yoğunluğundan ne diyeceğini unutan kişi dramı.

sonrasında bir süre konuyu hatırlamaya çalışmakla geçer,eğer başarırsa ne âlâ yoksa geçmiş olsun.sakince konu değiştirilir.
devamını gör...

(bkz: kendim)
devamını gör...

gözlerini kimse unutturamıyor.
devamını gör...

tek derdimin sınıftaki en güzel el yazısına sahip kişi olmaya çalışmam olması.
devamını gör...

23 ekim doğumlu ve türünün son gün temsilcisi olarak ;

öncelikle çok çaktırmasak da aslında çok basit adamlarız. lakin siz kadınlar her zaman içerik yerime ambalaja tav olduğunuz için, gayet zoruz. alın size paradoks, çözün ulen beni.

sonrasında, her şeyimiz çok şeffaftır ve gerçektir. yapmacıklık yakışmaz bize. evet yalan söyleriz götümüz sıkışınca o ayrı dava ama samimiyetsiz, riyakar asla olmayız. üzüntümüz de gerçektir, flörtümüz de, aşkımız da, sevgimiz de, öfkemiz de, tribimiz de.

içimizde aslında 7 yaşında şebek bir çocuk vardır ama o çocuğu asla herkese göstermeyiz. çünkü gösterirsek o çocuğu bol bol ağlatacağınızı biliriz. o yüzden iyi bir kadın olursanız, belki bir gün o çocuğu görebilirsiniz ehehe.

çok güzel ikna eder, manipüle ederiz ve ruhunuzun en hassas zerresi bile farkında olmaz. ağzımız güzel laf yapar, daima kendimizi "derin" bir insan olarak yetiştirme konusunda dörtnala koşarız. hatta bunu kendimize dert ediniriz ve bunun derdiyle ayrı bir dertleniriz. asla entelektüel olmayacağımız gerçeğiyle..

en sert öz eleştirileri kendi kendimize yaparız. hatta öyle ayarsız yaparız ki, kendi kendimizi mahvederiz.

estetik, sanatsal zevklerimize güvenebilirsiniz. zira bunlara hem kafa yorarız, hem kafa patlatırız, eh biraz kadınları etkilemek için de yaptığımız oluyor ana genellikle biz de mutlaka sanatın birkaç koluyla hobi olarak ilgili oluyoruz.

ilgi ve sevgi manyağıyız. bize verildikçe, biz büyütüp karşıya tatlı bir ikram yaparız. tabağı asla boş götürmeyiz ama bizim tabaklar "ciddi bir süre" boş gelirse, başka kadınlarla flört etmeyi severiz. güzel de flört ederiz. mutlaka o kadından bir şey ya da bir şeyler almış oluruz, her anlamda.

çok küçük şeylerle gerçekte mutlu olabiliriz ve kesinlikle objektif, adiliz. tamam arada dengesiz oluyoruz ama kendi halimize azıcık bırakırsınız, fabrika ayarlarımıza zaten döneriz.

inatçı, bazen geri kafalı, bazen haddinden fazla hırslı, eğer bizi cidden üzerseniz bazen inanılmaz sadist ama mutlaka başarılı olan dominant ama dominantliğini gayet nazik bir şekilde yapan adamlarız. siz yönetiyorum zannederken yönetildiğiniz farkında bile olmazsınız.

ara ara varoluşsal kaygılarla dertlere gark oluruz. bazıları ben gibi depresyon atlatır hatta.

eğer gerçekten şarteri atarsa da, geri vitesi yoktur. bam bam gider. eğer bir adam seveceksiniz, bir adamla dost olacaksanız, hatta bir adamla düşman bile olacaksınız. terazi olsun. en azından delikanlı olur, hem tavırlarında, hem duygularında, hem de davranışlarında.

eh bu hayatta düşmanın bile delikanlısı makbul.

ama siz yine de bizi sevin. çok güzel aile kurarız len biz. yeter ki bizi sevgisiz, sevişmesiz, şefkatsiz, merhametsiz ve ilgisiz bırakmayın. zor görünümlü, bazen gerçekten zor, bazen de gerçekten şifresi "1234" kredi kartı gibi basit adamlarız.

sevgi adamıyız biz. ne sevmeye, ne sevilmeye, ne de sevişmeye doyarız. laf aramızda, çok temiz ve güzel sevişiriz. neticede yetişkiniz hepimiz, sansüre gerek yok.

romantizmin dibi biz de. siz farkında değilken uyuyuşunuzu seyreder, siz uyurken sizi sayısız kez öperiz. kendi içimizde bazen dengesiz olsak da, biz düzen, rutin ve denge adamıyız. bize istediğimizi veren kadını öyle bir severiz ki, diğer kadınların onunu gibi sevilmediği için heriflere çatır çatır trip atar.

samimiyiz len işte. sevin bizi.
devamını gör...

çok duygusal olan insanların başına geliyordur bence. nerede bi yağmur nerede bi gözyaşı biz oradayız.
devamını gör...

kıyması bol cevizli yaparım.
şeklini de güzel veririm. yapıp buzluğa atıyorum.
canım istedikçe çıkartıp yerim.
devamını gör...

cevabı maalesef uzayıp gidecek sorudur. ancak temelde ihtiyacımız olanlar din ve devlet işlerinin ayrılması ve siyasilerin din sözlerini ağzından düşürmesi, gerçekten halkına hizmet etme bilinciyle görevde olan ve makamları bilene teslim edecek bir lider, düzgün ve uzun vadeli uygulanabilir -gerekirse yurtdışından örnek alarak- kalkınma planları, katma değeri yüksek ürünlerin üretiminin teşviği gibi konulardır.
devamını gör...

az önce (bkz: kadir şeker) başlığında denk geldiğim nicki damarlarına işlemiş kendini bilmezin tanımıyla karşılaştım.
arkadaş böyleleri kim olabiliyor. kendi kuşağımdan umudum yokken halen z kuşağından umudu olanlar adına üzülüyorum..
edit: üslubu ile ilgili mesajıma ''sevgilisi misin?'' diyerek yanıt vermiş .hey allahım..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hayvanlıktır.
devamını gör...

yaşamayı seven insandır..toplumsal değer yargılarına takılmayan,aman toplum ne der olayını iplemeyen kafasına takmayan insandır.severim böyle insanları çok kafa olurlar kadınıda erkeğide...
devamını gör...

opuntia ailesinden bodur, bir bitkidir. görünümünden dolayı daha çok "tavşan kulağı" adı ile bilinir.

sarı ve beyaz minik dikenleri olan bir türdür. dikenlerinin batmaması için eldiven kullanılmalıdır.
aydınlık, güneşli yeri sever. toprağın nem durumuna bakılıp, yazın haftada bir,
kışın ise 10-15 günde bir su verilebilir.
soğuğa dayanıklıdır.

üretim için, tohumdan ya da en bilinen yöntemi ile zarar vermeden kulaklarını koparmaktır. dikkat edilmesi gereken , koparılan yaprakların kurutulması gerekir
- ki köklenme aşaması daha iyi olsun.

sevimli ve güzel görünümüyle isteğe göre, terraryum düzenlemelerinde de kullanılır.

çiçek severlere hediye olarak verilecek mükemmel bir bitkidir.

seramızdan tavşan kulaklı kaktüs
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

şahsi fikrim herkesin benmerkezci olması ve kendi çıkarları için ortalarda patlamaya hazır bomba gibi gezmesi. haliyle totalde oluşan muazzam negatif elektrik hepimizi yoruyor. farkına bile varmadan birbirimizi yavaş yavaş öldürüyoruz.
devamını gör...

otizm spektrum bozukluğu bulunan ya da kısa adıyla osbli bir bireyin hayat boyu mücadelesi, yaşadıkları, aşkları, sosyalleşme çabası, arkadaşlık ve aile ilişkilerini konu alan bir netflix dizisi.

ilk sezon 2017 yılında yayımlanmış dram, komedi, gençlik dizisi. +13 denmiş fakat bizim toplum yapısı ve aile içi özellikle çocuklar için tercih edilen izleme listelerine bakıldığında +16 dizisi gibi.

osb, bir çocuğun ya da bireyin beynindeki sosyal hayat algısını doğrudan etkileyen bir durumdur. bu nedenlerle insanlarla etkileşimi ve iletişimi doğrudan etkiler.
bu bireyler belli kalıplar ve sınırlar içerisinde devam ederler hayatlarına. yaşamları hep bir döngüdür. ne yapacakları? nasıl yapacakları önceden bellidir? bu olmadığında ya da hayatlarında ufacık dahi bir değişim olduğunda hayatları başlarına yıkılmış gibi davranırlar, büyük stres yaşar ve çevrelerindeki insanlarla iletişime tam kapanma yaşarlar.

bu bağlamda bu dizi osbli bir bireyin ve ailesinin nelerle başa çıktığını, çıkmaya çalıştığını, çıkamadığını gözler önüne serer. çevredeki insanların çomak sokma çabaları da cabası. işte bu dizi tam manasıyla bunların bir çoğuna değinmiş.

2021 dünyasında hastalığın yaşattığı zorluklar dışında çevresel faktörlerin hayatlarını bu kadar zora sokmaları, kolaylaştırmak yerine hem resmi mecraların hem insanların osbli birey ve ailelerinin yaşamlarını zorlamaları gerçekten gerçekten akıl alır gibi değil. tabi bunun detaylarına bu başlıkta devam etmek pek doğru olmayacak biz şimdi biraz diziye yoğunlaşalım.

sam gardner (keir gilchrist) kız kardeşi casey gardner (brigette lundy) annesi elsa (jennifer jason) ve babası doug (michael rapaport) birlikte küçük sayılabilecek bir şehirde yaşarlar.

elsa, aşırı korumacı bir anne. bunun aksine doug, sam'ın durumunu kabul etmeyen, bunu bilinçsiz bir şekilde umursamayan, yok saydığında yok olacağını düşünen, kötü niyetli olmayan fakat sorumluluklarının tam bilincine varamayan bir baba. elsa bu yalnızlığı yıllarca içinde yaşamış bir kadın. hatta doug, ilk teşhis konulduğunda onları terk etmeyi ve kaçmayı seçmiş. zorluklarla kimisi kalıp savaşırken kimisi kaçmayı tercih eder. kaçtıklarında ya da görmezden geldiklerinde sorunların ortadan kalkacağını düşünürler. işte doug bu yolu seçer. hayat boyu sam'ı ve sam'ın hatta elsa'nın bile yaşadıklarını görmezden gelir.

doug'ı elsa'nın başka bir adamla yaşadığı ilişki gerçekleri görmeye iter. sancılı bir süreç tabi. bu durumu öğrenmeden önce elsa'yı biraz olsun anlamaya çalışır. onları nasıl yalnız bıraktığını fark eder. sonra aldatılmanın sancılı yüzüyle karşılaşır ve elsa aileden aforoz edilir. o hep aforoz değil midir zaten? casey'in annesine sürekli nefretle yaklaşması, sam'ın her geçen gün artan sorunları, anlaşılmaz olması ve annesiyle olan iletişimini büyüdükçe sınırlandırması, doug'un sürekli yanındaymış gibi olup aslında ruhen çok uzak olması. dışarıdan aileymiş gibi görünüp aslında bir ailenin yapıtaşı olamayışı. kendisini olmayan bir aileye dahil etme çabası. çok mu dramatize ettim? işte dizinin draması sadece sam'in yaşadıkların da değildi. doug'un, casey'in ve elsa'nın da yaşadıklarındaydı. özel bir çocuğun ailesi olmak. onu kabul edebilmek, onu korumak, onu desteklemek, onu anlamanın yanında kendi hayatını yaşamakta ya da yaşayamamakta...

casey, koşuda dereceleri olan güzel bir eğitim hayatı bulunan genç bir kız. ailesinin kendisini 2. plana attığını düşünen, dışarıdan güçlü içeriden asi, küçük bir kız çocuğu. annesinden ilgi bekleyen ama aradığı ilgiyi sadece özel çocuk olan abisine verildiğinde daha çok agresifleşen ve içinde biriktirdiği ilgi açlığını annesine düşmanca davranışlarıyla belli eden bir kız çocuğu hepsi bu. anlamsız tavırları, şımarıklığı, asi kız ayakları hep bundan hep.

sam, yaşadığı zorlukları bir kenara bırakırsak meraklı, kendini zorlayan, değişim için çabalayan özellikle çevresinin desteğini aldığında başaramayacağı hiçbir hedefi olmayan biri. zorlanıyor fakat hırpalansada vazgeçmiyor. en yakın arkadaşı zahid ve kız arkadaşı paigeyle zor olsada güzel bir iletişim kurmayı başarıyor. üniversiteye gidiyor. orada bir çok arkadaş ediniyor ve hatta antartika'ya bile gitmeye çalışıyor. bunun için hedefler belirleyip adımlar atıyor.

bizlere göre hayatı daha düz görüyor sam. duyguları yönetmekte ve yeni duygularla baş etmekte biraz zorlansa da zamanla öğreniyor. empati duygusundan biraz mahrum ama bunu bile zamanla öğreniyor. sam'ın hayatı aslında bir başarı hikayesi. istendiğinde başarılamayacak hedef yoktur. yeterki iste.

gerek sam'in gerekse tüm yan karakterlerin yaşamı, bu yaşamı anlayış şekilleri, yaptıkları hataları, hayattan aldıkları dersleri bizlere kendimizi sorgulamamıza ön ayak oluyor bir yerde.

dizideki karakterler ve oyunculuk çok iyi. tüm karakterler çok gerçekçi. özellikle sam. oyuncular rollerinin hakkını veriyor.

yeni bir sezon gelir mi bilemem. aslında gelmeli. netflix için çok fazla kaliteli bir dizi. yani ben bu platforma biraz ön yargılıydım fakat bu dizi beni bu konuda şaşırttı. yeni bir sezon olması bu açıdan beni pek mutlu eder.

iyi seyirler efem...
devamını gör...

"zira, "yeter ki erdoğan gitsin, kürdistan kurulsa da olur" kıvamına geldiler." denmiş. utanma olmayınca oluyor böyle şeyler.

yerel seçimleri kazanmak için;
* apo mektubu okuyan zaten muhalefet idi,
* kırmızı bültenle aranan teröristi, devlet kanalına çıkaran muhalefetti zaten.

aynı iğrenç iftiraları ankara içinde atmışlardı. ankara da chp kazanırsa, teröristler sayaç okuyacak diye.
aynı rezil iftiraları istanbul içinde atmışlardı. istanbul da chp kazanırsa, ispark hdp'ye teslim edilecek diye.

niye ??. çünkü bu iki yeri kaybedeceklerini biliyorlardı. şimdi de türkiye'yi kaybedeceklerini anlamış ve yine aynı iftiraları saçıyorlar.

nafile çaba. istediğiniz kadar debelenin. (bkz: gidicisiniz).

ayrıca dursun çiçek tam bir ulusalcıdır. 1 senedir kılıçdar ve chp'ye, akp ağzı ile sataşmaktadır. zaten cnn türk denen akp kara propaganda kanalına çıkması, niyetini belli ediyor.
devamını gör...

ooo açları da muhalefete çaktı, geriye sadece muz ağaçlarını yönetmek kaldı! hülooğ!
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim