ilk buluşmaya traktörle gelen erkek
kabinli traktörle geldiyse eğer iyi şekil yapabilir. markada önemli bir etken tabi bu arada. ama kabinsiz masseyle falan geldiyse birde arkasında kültüvator falan varsa o erkekten hayır gelmez.
devamını gör...
yazarların hayatta yapmam deyip sonradan yaptığı bir şey
sigaraya başlamamdır.
küçükken annemin sigara içmesine çok kızar, eve gelmek isteyen arkadaşlarını bile sırf anneme sigara içermesinler diye eve sokmazdım. kokusuna bile tahammülüm yoktu. şimdi ise hey gidi hey tanımı yazarken bile ağzımda sigara*
ne demiş atalarımız büyük lokma ye büyük konuşacağın vakit tütün sar iç.
küçükken annemin sigara içmesine çok kızar, eve gelmek isteyen arkadaşlarını bile sırf anneme sigara içermesinler diye eve sokmazdım. kokusuna bile tahammülüm yoktu. şimdi ise hey gidi hey tanımı yazarken bile ağzımda sigara*
ne demiş atalarımız büyük lokma ye büyük konuşacağın vakit tütün sar iç.
devamını gör...
buz dağı
-genellikle, ortalamada, buzdağlarının sadece 10'da 1'i su yüzeyinde kalır.
-titanic'in çarptığı buzdağının suyun altında olduğu düşünülmektedir; dolayısıyla başlarına geleni görememişlerdir. böyle bir buzdağına tam süratle çarpan titanic, çok kısa sürede ve hızla batmıştır ve olay, 1500'den fazla kişinin ölümüyle sonuçlanmıştır.

evrimagaci.org/buzdagi-nedi...
-titanic'in çarptığı buzdağının suyun altında olduğu düşünülmektedir; dolayısıyla başlarına geleni görememişlerdir. böyle bir buzdağına tam süratle çarpan titanic, çok kısa sürede ve hızla batmıştır ve olay, 1500'den fazla kişinin ölümüyle sonuçlanmıştır.

evrimagaci.org/buzdagi-nedi...
devamını gör...
sabotaj
zarar verici, yıkıcı, baltalayıcı harekette bulunma işidir.
sabotaj kelimesi, sanayi devrimi sonrası işsiz kalan fransız işçilerin sabo denilen ayakkabılarını makinelere sokarak bozmasından dolayı doğmuştur.
sabotaj kelimesi, sanayi devrimi sonrası işsiz kalan fransız işçilerin sabo denilen ayakkabılarını makinelere sokarak bozmasından dolayı doğmuştur.
devamını gör...
little bighorn savaşı
a.b.d ordusunun kızılderililer karşısında aldığı ikinci büyük yenilgidir. montana'nın güney batısındaki little bighorn bölgesinde, 7. süvari alayının, general custer ile birlikte yok edildiği savaştır.
a.b.d ordusu, altın keşfedilen kızılderili topraklarını satmayı kabul etmeyen ve rezervasyonlara gelip teslim olmayan herkesi düşman kabul etmişti ama kızılderililer kendi ülkelerinde yaşadıkları için, niye teslim olalım ki dediler. a.b.d üç farklı orduyu kızılderilileri bulup yok etmesi için görevlendirdi.
25 haziran 1876 sabahı, general custer'ın crow (apsaroke) ve arikara izcileri oturan boğa'nın hunkpapa sioux kampını keşfettiler. general custer, yıllar önce 1868'de güneyli cheyenne ve arapaho'ların kampını şafak sökerken, insanlar uykudayken basıp, washita river katliamını yaptığı gibi, bu kampa da ertesi sabah saldırmaya karar verdi. ama aslında bu kızılderililer yalnız değildi, çünkü birçok kabile, dini törenleri güneş dansı için biraraya gelmişti. ama kızılderililer belli bir düzen ve mesafe ile kamp kurdukları için, izciler uzaktaki yada tepelerin ardındaki diğer kampları görmemişti.
general custer ertesi sabah, herkes uykudayken saldırmayı planlıyordu ama etrafı gözetlemeye çıkan bazı sioux gençleri a.b.d askerlerini gördü ve hızla kendi kamplarına doğru haber vermeye gittiler. custer artık ani, şok bir sabah baskını yapamayacağını anlayınca, ordusuyla üç koldan saldırıya geçti. kampın dışında yabani meyve, kök toplayan bazı kadınları, çocukları öldürdüler ve kampa girdiler ama oturan boğa ve savaşçılarıda karşılık vermeye başlamışlardı. birkaç savaşçı etraftaki kabilelere haber vermeye gönderildi, bazı kabilelerde silah seslerini duyup gelmişti zaten. oglala sioux'ların reisi çılgın at gelince savaşçıları belli bir düzen içinde askerlere saldırttı. custer kadın, çocuk birkaç yüz kişiyi öldürüp yine kahraman sayılacağını hayal etmişti ama etraftan hâla yüzlerce savaşçı atlarla yada koşarak geliyor, çevresindeki askerler teker teker vuruluyorlardı. sonunda general custer, iki erkek kardeşi, kızılderili izcileri ve birliğindeki tüm askerleri öldürüldü. kızılderililer 268 a.b.d askeri, 4 crow ve 2 arikara izciyi öldürmüşlerdi. diğer iki birliğin başındaki komutanlar hakim bir yere sığındılar, ve kayıplar verselerde tamamen yok olmaktan kurtuldular.
a.b.d ordusu, altın keşfedilen kızılderili topraklarını satmayı kabul etmeyen ve rezervasyonlara gelip teslim olmayan herkesi düşman kabul etmişti ama kızılderililer kendi ülkelerinde yaşadıkları için, niye teslim olalım ki dediler. a.b.d üç farklı orduyu kızılderilileri bulup yok etmesi için görevlendirdi.
25 haziran 1876 sabahı, general custer'ın crow (apsaroke) ve arikara izcileri oturan boğa'nın hunkpapa sioux kampını keşfettiler. general custer, yıllar önce 1868'de güneyli cheyenne ve arapaho'ların kampını şafak sökerken, insanlar uykudayken basıp, washita river katliamını yaptığı gibi, bu kampa da ertesi sabah saldırmaya karar verdi. ama aslında bu kızılderililer yalnız değildi, çünkü birçok kabile, dini törenleri güneş dansı için biraraya gelmişti. ama kızılderililer belli bir düzen ve mesafe ile kamp kurdukları için, izciler uzaktaki yada tepelerin ardındaki diğer kampları görmemişti.
general custer ertesi sabah, herkes uykudayken saldırmayı planlıyordu ama etrafı gözetlemeye çıkan bazı sioux gençleri a.b.d askerlerini gördü ve hızla kendi kamplarına doğru haber vermeye gittiler. custer artık ani, şok bir sabah baskını yapamayacağını anlayınca, ordusuyla üç koldan saldırıya geçti. kampın dışında yabani meyve, kök toplayan bazı kadınları, çocukları öldürdüler ve kampa girdiler ama oturan boğa ve savaşçılarıda karşılık vermeye başlamışlardı. birkaç savaşçı etraftaki kabilelere haber vermeye gönderildi, bazı kabilelerde silah seslerini duyup gelmişti zaten. oglala sioux'ların reisi çılgın at gelince savaşçıları belli bir düzen içinde askerlere saldırttı. custer kadın, çocuk birkaç yüz kişiyi öldürüp yine kahraman sayılacağını hayal etmişti ama etraftan hâla yüzlerce savaşçı atlarla yada koşarak geliyor, çevresindeki askerler teker teker vuruluyorlardı. sonunda general custer, iki erkek kardeşi, kızılderili izcileri ve birliğindeki tüm askerleri öldürüldü. kızılderililer 268 a.b.d askeri, 4 crow ve 2 arikara izciyi öldürmüşlerdi. diğer iki birliğin başındaki komutanlar hakim bir yere sığındılar, ve kayıplar verselerde tamamen yok olmaktan kurtuldular.
devamını gör...
birinden soğumak için nedenler
sürekli kendinden bahsetmesi. konuştuğunda lafı yine kendine getirmesi.
problemini anlatınca 2 cümleyle geçiştirmesi.
problemini anlatınca 2 cümleyle geçiştirmesi.
devamını gör...
uzun entrylerin okunmaması
durumu olan ve tanım okumak için vakit ayıranlar da olabilmektedir, demek istediğim başlıktır. isteyen kısa cümlelerle katkı yapar, isteyen uzun uzun yazar, önemli olan yazım hatası yapmadan ve birine saygısızlık yapmadan yazabilmektir diye düşünüyorum. ben fırsatım oldukça okuyorum yazılanları, bazen kısa cümleler kuruyorum şebnem ferah misali, bazen de uzun yazıyorum.
aklıma durduk yere hacı hüsrev baskınını getiren başlıktır ayrıca...
(bkz: okuyom ben ya)
aklıma durduk yere hacı hüsrev baskınını getiren başlıktır ayrıca...
(bkz: okuyom ben ya)
devamını gör...
sınıf grubu
ödevler hariç gereksiz sohbet grubudur.
devamını gör...
bir işe başlamak için saat başlarını beklemek
sigarayı bırakmak için 2021 i bekledim.saat başlarınıda beklediğim doğrudur.türk hastalığıda diyebiliriz
devamını gör...
grup vitamin
gökhan semiz'in kendi ifadesiyle 1988 yılında, aynı dönemin birçoğu farklı farklı branşta itü türk musikisi devlet konservatuarı öğrencilerinin* , okul kantininde kendilerine ait komik sözleri bir araya getirerek oluşturdukları şarkıları, 1990 yılında "bol vitamin" adıyla bir albüm yapmalarıyla oluşmuş müzik grubu.
ilk albüm yaklaşık 20 genç öğrenci arkadaşın neredeyse tamamen amatörce bir araya gelmesiyle oluştuğundan, grup ikinci albüm ve sonrasında aynı kadroyla devam edemedi. birkaç yıl sonra sertaç demirtaş'ın da gruptan ayrılmasıyla üç kişi ile yollarına devam ettiler, ta ki gökhan semiz'in vefatına kadar. ardından uzun yıllar kendilerince müzik çalışmalarına devam eden emrah anul ve selçuk aksoy geçmişte "takmayacaksın" reklam filmi müziğiyle guruba ödül kazandıran aranjör tolga sünter'in de katılmasıyla yeniden grup vitamin olarak çalışmalar yapmaya, yayınlamaya başladılar.
grup vitamin, ama özellikle sözleri yazan gökhan semiz çok kısa süren hayatında, özellikle 90'ların ortaokul - lise gençliğinin neşe ve espri kaynağı oldu şarkılarıyla. vitamin şarkılarındaki kelime oyunlarını, ince esprileri, eleştirileri, anlamak, arkadaş gruplarında paylaşmak, farklı olmaktı o yılların gençliği için.
kendisine ait sözünde; "birlikte eğlenemeyen insanlar, birlikte bir gelecek kuramazlar" diyordu gökhan semiz, istanbul güngören mezarlığındaki kabrinde, mezar taşında da ifade edildiği gibi.
çalgı - çengi filminden gökhan semiz anısına bir sahne .... [ (!) küfürlü ].
ilk albüm yaklaşık 20 genç öğrenci arkadaşın neredeyse tamamen amatörce bir araya gelmesiyle oluştuğundan, grup ikinci albüm ve sonrasında aynı kadroyla devam edemedi. birkaç yıl sonra sertaç demirtaş'ın da gruptan ayrılmasıyla üç kişi ile yollarına devam ettiler, ta ki gökhan semiz'in vefatına kadar. ardından uzun yıllar kendilerince müzik çalışmalarına devam eden emrah anul ve selçuk aksoy geçmişte "takmayacaksın" reklam filmi müziğiyle guruba ödül kazandıran aranjör tolga sünter'in de katılmasıyla yeniden grup vitamin olarak çalışmalar yapmaya, yayınlamaya başladılar.
grup vitamin, ama özellikle sözleri yazan gökhan semiz çok kısa süren hayatında, özellikle 90'ların ortaokul - lise gençliğinin neşe ve espri kaynağı oldu şarkılarıyla. vitamin şarkılarındaki kelime oyunlarını, ince esprileri, eleştirileri, anlamak, arkadaş gruplarında paylaşmak, farklı olmaktı o yılların gençliği için.
kendisine ait sözünde; "birlikte eğlenemeyen insanlar, birlikte bir gelecek kuramazlar" diyordu gökhan semiz, istanbul güngören mezarlığındaki kabrinde, mezar taşında da ifade edildiği gibi.
çalgı - çengi filminden gökhan semiz anısına bir sahne .... [ (!) küfürlü ].
devamını gör...
kill bill
nakış gibi işlenmiş bir tarantino harikasıdır.tek bir kare,diyalog yoktur gereksiz ya da fazla olan.
devamını gör...
normal sözlük’te tanımlarını sevdiğiniz yazarlar
üzen başlık.yok mu beni de seven*
devamını gör...
türk insanının beceremediği şeyler
sakin ama kararlı bir şekilde sınır çizmek, sınır çizene saygı göstermek.. ya aşırı derecede fedakar olup alttan alıyoruz, kendi benliğimizden taviz vermeyi erdemlilik sanıyoruz, ya da aşırı sabrın sonu selamet değil felaket oluyor, biriktirip biriktirip patlıyoruz, bu sefer de atara atar, gidere gider modunda her şeyi yakıp yıkıyoruz... halbuki, zamanında sakin ama kararlı bir şekilde sınır çizebilmek gerekir ki iki uçlarda gezinmeyelim...
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
devamını gör...
spotify sesli kitap özelliği
eğer gelirse gerçekten güzel bir özellik olacak olan spotify özelliğidir.
eminim ki fiyatlar değişecektir ya da isteyen kişilere ek bir ücretle bu sisteme giriş hakkı verilecek.
eminim ki fiyatlar değişecektir ya da isteyen kişilere ek bir ücretle bu sisteme giriş hakkı verilecek.
devamını gör...
aynada kendine 3 dakika bakan insanın kendine anlamsız gelmeye başlaması
belki de anlamsızızdır dediğim başlık.
devamını gör...
mutfakta sinir eden durumlar
mutfağın temiz ve düzenli olması için evdeki herkesin bunun bilincinde olması gerekir. bu bir kural olmalıdır. tezgahın üzerine her bir şeyi yığmak, çöpü dökmemek öylece bırakmak, etrafı kirletmek en hoşlanılmayan durumlardır.
devamını gör...
eniştesi tarafından tecavüze uğrayan adam
nutkum tutuldu.*
devamını gör...
martha argerich
agresif yapılı*, arjantinli ve halihazırda yaşayan en büyük piyanistlerden biri olduğu söylenen sanatçıdır. baba tarafı buenos aires'te yaşayan katalanlardan; anne tarafı rus imparatorluğu'ndan villa clara'ya göç eden yahudilerdendir.

çok tutkulu olduğunu düşünüyorum. öyle ki, dinlerken sizi kolayca hipnotize edebilir. ilginçtir, sahne korkusu olduğundan bahsedilir ve hatta bu sebeple solo çok az konser vermiştir. daha çok konçertolara odaklanmıştır. bir bakayım hakkında neler yazılmış dedim. baktım başlığı açılmamış. şaşırdım ve hemen yazmaya koyuldum.*
buyurunuz efenim.
rachmaninov
bach
scarlatti
ravel

çok tutkulu olduğunu düşünüyorum. öyle ki, dinlerken sizi kolayca hipnotize edebilir. ilginçtir, sahne korkusu olduğundan bahsedilir ve hatta bu sebeple solo çok az konser vermiştir. daha çok konçertolara odaklanmıştır. bir bakayım hakkında neler yazılmış dedim. baktım başlığı açılmamış. şaşırdım ve hemen yazmaya koyuldum.*
buyurunuz efenim.
rachmaninov
bach
scarlatti
ravel
devamını gör...
esrarengiz tesadüfler
carl gustav jung, rüyasında bir ırmak kenarında bulunduğunu görür. ansızın ırmaktan çıkan devasa bir balık kendisini yemeye çalışırken uyanır. bir gün sonra fakülteye gittiğinde ise odasındaki sınav kağıtlarına bakarak şaşırır. her sınav kağıdına, rüyasında gördüğü ırmaktan çıkarak kendisini yemeye çalışan “balığın” resmi çizilmiştir. bunun, öğrencilerin tertiplediği “1 nisan” şakası olduğunu anlaması zaman alır.
peki nasıl olmuştu da öğrenciler, jung’un rüyasında gördüğü ve kimseye anlatmadığı balığı çizmişlerdi sınav kağıtlarına? jung’un başından bu olaya benzerlik gösteren başka olaylar da geçince, dostlarından biri olan einstein ile istişare ederek “eşzamanlılık” adını taşıyacak kitabını kaleme almaya başlar. görünürde aralarında mantıkî bir ilişki bulunmayan olguların niçin birbirlerine benzediklerini araştırır. ispritizmadan matematiğe, matematikten fiziğe ve psikolojiye kadar pek çok disiplinden faydalanır bu çalışmayı tamamlarken.
peki nasıl olmuştu da öğrenciler, jung’un rüyasında gördüğü ve kimseye anlatmadığı balığı çizmişlerdi sınav kağıtlarına? jung’un başından bu olaya benzerlik gösteren başka olaylar da geçince, dostlarından biri olan einstein ile istişare ederek “eşzamanlılık” adını taşıyacak kitabını kaleme almaya başlar. görünürde aralarında mantıkî bir ilişki bulunmayan olguların niçin birbirlerine benzediklerini araştırır. ispritizmadan matematiğe, matematikten fiziğe ve psikolojiye kadar pek çok disiplinden faydalanır bu çalışmayı tamamlarken.
devamını gör...