6 kelimelik hikayeler
sen kimsin dedim kendime, baktı tanıyamadı.
devamını gör...
normal sözlük'ün 35 yaş istilasına uğramış olması
yaşlıyız diye yeni mecralara yelken açmıyalım mı. bişi yapmıyoruz ki biraz eskiler biraz yeniler hem biz y lere acımalosınız bu teknolojik, kültürel ve sosyolojik değişimler biz yaşarken oldu ve olmaya devam ediyor. biz 90 larda kalmayı isterdik inanın, güzeldi herşey.
devamını gör...
içi boşaltılmış kavramlar
"psikolojim bozuldu". çocuğa iki laf söylüyosun anne-baba akşam ariyo çocuğun psikolojisi bozuluyormuş.
devamını gör...
spideryoldaş
iyi iyi. beğendim ben. güzel çalışma eline sağlık.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
öyle satırlarca yazasım yok inan ki.
bir anda aklıma geldin, bir anda gözyaşlarım seni hatırladı.
neden diye sormaktan tükendim belki de.
ama ben senin adını bile bilmeden sevdim biliyor musun ?
ben seni sevdim, gördüğümü sevdim, gözlerine hapsolmayı sevdim.
adının bile önemi yoktu gerçekten.
bir anda aklıma geldin, bir anda gözyaşlarım seni hatırladı.
neden diye sormaktan tükendim belki de.
ama ben senin adını bile bilmeden sevdim biliyor musun ?
ben seni sevdim, gördüğümü sevdim, gözlerine hapsolmayı sevdim.
adının bile önemi yoktu gerçekten.
devamını gör...
bal porsuğu (yazar)
tanımlarını okumayı çok sevdiğim, bilgi fışkıran bir yazarımız. kendisini burada görmeye devam ederiz umarım. *
devamını gör...
birey olmak
diğer insanlardan bağımsız olarak karar verebilmek, verdiği kararların sorumluluğunu üstlenebilme ve bunların sonucunda toplum içerisinde konumunu belirleyerek toplumdaki insanlardan bağımsız bir şekilde ayakta kalabilme olgunluğuna erişebilme olarak tanımlayabiliriz.
devamını gör...
beğeni almayıp sürekli yazan yazar
fikirlerini ve düşüncelerini beğeniye göre şekillendirmeyen takdir edilesi yazardır.
devamını gör...
zort yazsa 30 beğeni alacak yazarlar
xx kromozomlu yazarlardır.
devamını gör...
hidano
çok hoş sohbeti olan, tanımlarıyla da içimizi ısıtan değerli bir yazar.
devamını gör...
tanrının acımasız olma ihtimali
insanların yüzbinlerce yıldır çözmeye çalıştıkları çetrefilli sorulardan birisidir bu, eski mısır'dan antik yunan'a roma 3 büyük dinden rönesans sonrası oluşan felsefi akımlara kadar herkesin sorduğu ve cevap aradığı büyük soru ..
soruyu köklerine ayırarak irdelemeye çalışalım ve yine türk dil kurumu sözlüğünü baz alalım:
tanrı: kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık
acımasız: sıfat: acıma duygusu olmayan, katı yürekli, merhametsiz
tdk sözlük
önce islam dini yaklaşımı üzerinden konuyu yorumlayamaya çalışalım. islam inancına göre allah'ın 99 ismi bulunmaktadır ve bunları islami inancı kuvvetli insanlar ezbere bilirler.
(bkz: esma'ül hüsna)
allahın adları
bu isimler bolluk bereket, merhamet eden, bağışlayan, ölüyü dirilten ve hatta cezalandırıcı gibi anlamlar içerir.
fakat burada acımasızlık gibi bir tanım bulunmaz. çünkü acımasızlık bir haldir ve sıfattır, allah ise yaratıcı olarak herhangi bir yaratılmışın sıfatı olamaz, olması dahi düşünülemez..
konuya ruhsal perspektiften bakarsak yaratıcı 3 boyutlu evrenin ilahi irade yasaları ile oluşmasından sonra madde üzerinde deneyim yaşayan ruh varlıklarına özgür irade yasası gereği tekamül hedefi (bu husus çok önemli) doğrultusunda özgür irade verilmiştir. varlıklar vicdan seviyelerinin gelişkinlik seviyesine göre tekamül ederken nefsani yaklaşımlar insanların tekamül hedeflerine doğru tekrar toparlayabilmesi için bir takım uyarılar verilmesine sebep olur (bu uyarılar her daim o hayatın içinde olmak zorunda değildir ve tekamül sonsuza doğru uzanan bir olgudur)..
bu bakış açısı ile bizim dünyamıza ait realitelerden olan acı, mutluluk, nefret, sevgi gibi kavramlar üst realiteler için bir anlam ifade etmiyor olabilir. yaratıcı düzeyinden bakarsak, ruh varlığının kendisi de dahil olmak üzere spatyomda bulunan astral bedenimizde dahil (bkz: spatyom) olacak şekilde bizim madde ile olan temaslarımızda yaşadığımız deneyimlerin anlık getirdiği etkilerden ziyade yaşanılan deneyimden elde edilen tecrübe ve ruh varlığının öğrendikleri mühimdir. o sebeple de yaratıcıya böyle sıfatlar yakıştırmak tamamen insani bir yaklaşım olup ilahi yasalarda bir karşılığı bulunmamaktadır..
soruyu köklerine ayırarak irdelemeye çalışalım ve yine türk dil kurumu sözlüğünü baz alalım:
tanrı: kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık
acımasız: sıfat: acıma duygusu olmayan, katı yürekli, merhametsiz
tdk sözlük
önce islam dini yaklaşımı üzerinden konuyu yorumlayamaya çalışalım. islam inancına göre allah'ın 99 ismi bulunmaktadır ve bunları islami inancı kuvvetli insanlar ezbere bilirler.
(bkz: esma'ül hüsna)
allahın adları
bu isimler bolluk bereket, merhamet eden, bağışlayan, ölüyü dirilten ve hatta cezalandırıcı gibi anlamlar içerir.
fakat burada acımasızlık gibi bir tanım bulunmaz. çünkü acımasızlık bir haldir ve sıfattır, allah ise yaratıcı olarak herhangi bir yaratılmışın sıfatı olamaz, olması dahi düşünülemez..
konuya ruhsal perspektiften bakarsak yaratıcı 3 boyutlu evrenin ilahi irade yasaları ile oluşmasından sonra madde üzerinde deneyim yaşayan ruh varlıklarına özgür irade yasası gereği tekamül hedefi (bu husus çok önemli) doğrultusunda özgür irade verilmiştir. varlıklar vicdan seviyelerinin gelişkinlik seviyesine göre tekamül ederken nefsani yaklaşımlar insanların tekamül hedeflerine doğru tekrar toparlayabilmesi için bir takım uyarılar verilmesine sebep olur (bu uyarılar her daim o hayatın içinde olmak zorunda değildir ve tekamül sonsuza doğru uzanan bir olgudur)..
bu bakış açısı ile bizim dünyamıza ait realitelerden olan acı, mutluluk, nefret, sevgi gibi kavramlar üst realiteler için bir anlam ifade etmiyor olabilir. yaratıcı düzeyinden bakarsak, ruh varlığının kendisi de dahil olmak üzere spatyomda bulunan astral bedenimizde dahil (bkz: spatyom) olacak şekilde bizim madde ile olan temaslarımızda yaşadığımız deneyimlerin anlık getirdiği etkilerden ziyade yaşanılan deneyimden elde edilen tecrübe ve ruh varlığının öğrendikleri mühimdir. o sebeple de yaratıcıya böyle sıfatlar yakıştırmak tamamen insani bir yaklaşım olup ilahi yasalarda bir karşılığı bulunmamaktadır..
devamını gör...
erkekler cinsel obje değildir
erkekler de kadınlar da cinsel obje değildir. iki cinsiyet de insandır yani ruhu olan varlıklardır. ruhu olan bir varlığın obje olması da mümkün değildir.
devamını gör...
yazarların hayalleri
yaşlandığım zaman geriye baktığımda "istediğim hayatı yaşadım" diyebilmek istiyorum. hayallerimi gerçekleştirmiş, kendimi bulmuş ve onunla mutlu olmuş olmak istiyorum.
devamını gör...
elli kere şikayet ettik
anneler ne zaman errrrkkkkek oğlum yerine insan yetiştirir ise , o zaman bu cinayetler azalır, evde eğitim yok, okulda yok , sokakta yok, bütün tv dizileri, kadını cinsel obje olarak gösterirse, siyasetçilerin tümü kadın üstünden siyaset yaparsa ,bu ülkede daha çok kadınlar için ağlarız.
devamını gör...
ölmemek yaşamak değildir
doğruluk sebebini az sonra açıklayacağım realitedir.
insan gezmek ister, tatil ister, gidip 2 kadeh rakı içmek ister, ev ister, araba ister isterde ister yani.
bunlar lüks değildir, ihtiyaçtır.
bir çok insan böyle şeylerden uzak yaşıyor, öldüler mi? hayır. peki yaşıyolar mı? e o da hayır. mecburi bekleme odasında vaktin dolmasını bekliyorlar halbuki onlar zaten hiç yaşamıyor ki.
insan gezmek ister, tatil ister, gidip 2 kadeh rakı içmek ister, ev ister, araba ister isterde ister yani.
bunlar lüks değildir, ihtiyaçtır.
bir çok insan böyle şeylerden uzak yaşıyor, öldüler mi? hayır. peki yaşıyolar mı? e o da hayır. mecburi bekleme odasında vaktin dolmasını bekliyorlar halbuki onlar zaten hiç yaşamıyor ki.
devamını gör...
belden kavrayarak sarılmak
bi de bunun belden kavrayarak kendine cekip sarilma versiyonu var...
devamını gör...
güne bir söz bırak
“ istediğin zaman ateşe atma cesaretini gösteremeyeceksen,
ruha neden ihtiyacın var ? ”
n.andreyev
ruha neden ihtiyacın var ? ”
n.andreyev
devamını gör...
siyah bez örtülü küp şeklinde binaya tapmak
inanmıyor olabilirsin, farklı bir dine de inanıyor olabilirsin fakat, büyük bir kitlenin inancını bu şekilde aşağılama hakkını kendinde nasıl görebiliyorsun?hadsizlikten başka bir şey değil
devamını gör...