halk sadece karnını doyurmak yani günü kurtarmak istiyor. hayata dair 0 beklenti ile yaşıyorlar, ilginç
devamını gör...

ön koşul olarak ölmeyi gerektiren eylemdir.

ben ilk öldüğümde dirileceğime inanmıyordum. aslında her seferinde içimde yeniden dirilmeyeceğime dair bir şüphe var. ama ölümler ve dirilmeler artıkça artık ne yaşamanın ne ölmenin ne de dirilmenin eski heyecanı kaldı.

ilk seferinde biraz korktuğumu da itiraf edeyim. çünkü insan bilmediği şeyden korkar. ben de ölünce ne olacağını bilmediğim için korktum. ama asıl korkum dirileceğimi anladığım an oldu. ne olarak dirileceğimi düşündüm önce, sonra da insan olarak dirileceksem eğer kim olacaktım. eğer aranızda bunu merak eden ölüler varsa diye söylüyorum; kendiniz olarak dirileceksiniz, hem de her seferinde.

ama ölüp dirildiğinizi fark etmek için otuz dokuz yaşına kadar beklemeniz gerekecek. o zaman kadar cahil bir sisyphos olarak yaşayacaksınız hayatınızı. aynı hataları yapacak, aynı acıları çekecek, aynı şeylere gülecek, aynı yerlerde takılıp düşeceksiniz. otuz dokuz yaşına geldiğinizde aynı insana dönüşeceksiniz.

sonra ölüp dirildiğinizi anlayacak ve o yaştan sonra yeni hatalar yapmamaya, yaptıklarınızı telafi etmeye ve daha mutlu olmaya başlayacaksınız. ölene kadar bu mutluluk sürecek. ya da siz öyle sanacaksınız, yani mutlu olduğunuzu ya da mutlu olmaya başladığınızı.

defalarca ölüp dirilince anlıyor insan mutluluk diye bir şey olmadığını. çünkü mutluluk hiç ölmemiş ya da ölüp de dirilmeyi becerememiş şairlerin uydurması.

mutlu olduğunuzu sandığınız her an, mutlu olacağınıza inandığınız her saniye, mutlulukla devam ettiğini sandığınız her gün aslında buğulu bir yanılsama.

çünkü lazarus her an sizi hayal kırıklığına uğratmak üzere beklemekte. hınç dolu, onun özel biri olarak kalmasını istemeyen dirilenlere karşı. her an kırık bir ses duyup mutluluğun o kadar yakın olmadığını anlayabilirsiniz.

ölüm allah’ın emri, dirilmek olmasaydı!
devamını gör...

bir yazısından dolayı sürgün gittiği bodrum'u dünyaya tanıtan kişi olmuştur. anadolu uygarlığının batı ve yunan uygarlığına ilham olduğu tüm kitaplarında anlatmış.
devamını gör...

akışta olmuş olmasına alıştığımız hatun kişisi.

bugün yoktu neden olmasındı dedim. dur bakalım ne kadar kalacak akışta dedim. geldim.

hatun gibi hatun. cesur, dobra bir yazar. az öz nokta atışı yapıp kenara çekiliyor. lafı uzatmıyor gediğine oturtuyor.

kimsenin değinmek istemeyeceği konularda bile fikir beyan ediyor. takdir edilesi. az önce bir arkadaşımla dedikodusunu yaptık vicdan şey etmeye geldimdi. *

seviyoruz kendisini pek. diyeceklerim bu kadar. keyifli sözlükler canım. kalbine hüzün değmesin emi.
devamını gör...

ingiliz maşası yunan’ın megali idea hayalleriyle anadolu’dan türkleri atmak için 15 mayıs 1919’da işgal ettiği ve ardından kadın çocuk demeden türlü cinayetlerle yakarak ve yıkarak yollarına devam ettiği anadolu’dan ve nihayet izmir’den 9 eylül 1922’de mustafa kemal önderliğindeki kuvayi milliye tarafından denize dökülerek rüyalarından uyandığı tarih.

yunan ordusu 1919’da pasaport’tan karaya çıkarken, izmir metropoliti hrisostomos, "evlatlarım, ne kadar türk kanı içerseniz, o kadar sevaba girersiniz" diyerek, yere kapanmış, ilk ayak basan yunan albayının çizmelerini öpüyordu. 9 eylül’de yüzmeyi öğrendiler.

işgal edildiği gün bir ulusun kurtuluş savaşını başlatan, işgali sona erdiği gün o ulusun kurtuluş savaşı sonlandıran, dünyada bu özelliğe sahip ilk ve tek şehirdir izmir. dağlarında çiçekler açar.

kutlu olsun!

devamını gör...

çok kötüyüm şu an. kendimi 85 yaşında akıllı telefonla yeni tanışan dedem gibi hissediyorum. nereye tıklasam bilemiyorum korkuyorum yanlış bi yere basıcam diye.
devamını gör...

iyi günler sevgili yazarlar. ben üçüncü sayfa haberleri müptelası coldboy.

yayın ortağım hukuk öğrencisi sevgili otçul ile beraber geçtiğimiz haftanın kayda değer haberlerini konuşacağız. aralarında neler yok ki; cinayetler, çatışmalar ve hatta yine jigolo olmak isterken dolandırılan erkekler*... yine arkada dark ambient müziği eşliğinde haberleri okuyup yorumlayacağız.

ancak bu haftanın bir farkı var, programımız artık canlı olacak! evet, yanlış duymadınız, canlı! böylece siz de okuduğumuz haberler hakkında yorum yapabilecek ve bizler de yorumlarınızı yayın esnasında okuyabileceğiz. saat 18.30'da görüşmek üzere!
devamını gör...

zaten türkiye standartlarında alınan maaşlar sebebiyle izin günlerinde dışarı çıkamıyorduk. çok da değişen bir şey olmamıştır.
devamını gör...

kaliteli çizimlerin olduğu başlık. ben sadece cin ali çiziyorum.
devamını gör...

“gül damlası” derdi babam. şiir gibi söylerdi her defasında. annem söyler, yüzüme kocaman bir gülümseme yerleşiyormuş her seslenişinde.
her telaffuzunda; o an sesini işiten, gözlerine bakan babama aşık olur sanırdım. çok güzel adamdı babam, annemi de çok güzel severdi.
devamını gör...

sabah sabah enayi olduğumu öğrendiğim başlık. canınız sağ olsun. ben sevgimi göstermeden yaşayabilen biri değilim. alıp sarılmam, öpmem, iltifat etmem lazım. ama bunu bıktıracak derecede yapmıyorum. ayarı var.. napayım ben de böyle bir çarım işte..
devamını gör...

bir grup insan.

almak istediğim herhangi bir şey olmadığından otomatikman birikiyor. olur da kategori ekleme olayı karma puanı ile yapılabilen bir şey haline falan gelirse, o zaman harcarım.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

1 kere girdiğim ve 1 kere daha gireceğim sınavdır.

yükseköğretim kurumları sınavı'nın (yks) ilk basamağıdır.

2 yıllık bölümler için tyt sınavına girmek yeterlidir.

bilgiden çok okuduğunu anlama becerisi isteyen bir sınavdır.

40 türkçe, 40 matematik, 20 sosyal bilimler ve 20 fen bilimleri sorusundan oluşur.
devamını gör...

istinye park’ta bulunan şubesi rezaletlerden rezaletlere koşmuştur bugün. ağız tadıyla bi dune izleyecek izleyicilerin hevesini kursağında bırakmaya yemin etmişler sanki. önce imax 3 boyutlu başlayan filmin 3 boyut ayarı tam olmadan başlattılar filmi. sonra filmin başlarında görüntü gitti… bir dakika boyunca sadece ses duyduk. insan bi görevli bırakır o makinenin başına. resmen terbiyesizlik ve iş bilmezlik. ama bununla da bitmedi evet. sonra çıkıp “3d sistemi bozuk, film 2d devam edecek” dediler. seyircilerin “biz imax parası verdik. ödediğimiz ücret nolacak?” şikayetlerini de utanmadan duymazdan geldiler. ve film 2 boyutlu devam etti. ne bi özür ne bi telafi. ama bununla da bitmedi tabi. filmin ikinci yarısı ne hikmetse bozuk 3d ile başladı. ve salona gözlüksüz giren herkes tekrar mağdur edildi. makinenin başında yine kimse yok tabi. rezillik oğlu rezillik…
neyse sinir oldum küfür etmemek için girdiyi kesiyorum. bu da benim için istinye park cinemaximum’un sonudur. daha da olsa gitmem.
devamını gör...

böyle tonton yanaklı, beyaz gömleğine pantolon tutacağı takmış, göbekli bir amca gibi hayal ederdim. bana göre çok babacan bir tiplemeydi. insanların sürekli onun hakkında konuşması ve ondan korkmaları bana garip gelirdi. yahu derdim, şu sevimli adamdan niye korkuyorlar? en fazla ne yapabilir ki? gelir sizin yanaklarınızdan sıkar, başınızı okşar gider. ama yok, herkeste bir korku. oysa sevseler belki daha rahat ederlerdi bilemiyorum. korku motivasyonu insanları her konuda tarumar ediyor. lakin o başka bir tartışma konusu.

neyse işte o zamanlar yalnız başıma kaldığımda kendisi ile konuşurdum. insanların onu korkulacak bir varlık olarak görmesine üzülmemesi gerektiğini anlatırdım. sen üzülme bak ben seni seviyorum derdim. korkuyorlar ama seni pek iyi tanımıyorlar herhalde falan diye moral vermeye çalışırdım. sağ olsun hiç kesmeden dinlemiştir beni. o dönemlerde can dostu bendim kanımca çünkü bana asla yeter artık, sus be velet demedi. güzel güzel dinledi.

birde insanların sürekli bak öyle yapma allah kızar, çarpılırsın vallahi falan deyişleri var ki beni benden almıştır. kızmaz, siz onu tanımıyorsunuz, tanısanız böyle yapmazsınız diye onlara çıkışırdım. çocukluk işte... oysa motivasyonları korku olan insanlarla asla ikili tartışmaya girmemek lazım. benim çocukluğumda tanrı çok şeker bir adamdı. büyüdük şekerimizi elimizden aldılar. canları sağ olsun...
devamını gör...

maaşla çalışmıyormuş da hayrına halkı bilgilendirme görevine soyunmuş gibi davranan hoca tipidir. gerçi, bir çoğu böyledir fakat böyle olmayanlar da vardır, onlar baldır şekerdir.
devamını gör...

bolivya'da yer alan bu yol 1995 yılında 'dünyanın en tehlikeli yolu' ilan edildi. yılda 300 turistin ölüm yolu'ndan aşağı kayarak can vermesi bu durumu kanıtlar nitelikte. sadece 3 metre genişliğinde olan yol oldukça tehlikeli... turistler ise arabaların geçtiği bu daracık yolda bisikletle gezmeyi tercih ediyor.
devamını gör...

bir tarikat müridinin saçma sapan hezeyanları. türkiye'de islam maskesi altında yapılan hırsızlığın ve vurgunun haddi de yok, hududu da yok.
devamını gör...

söylenmek, mırıldanmak, homurdanmak anlamına gelen kelime ege ve akdeniz bölgelerine ait şivenin ürünüdür.
"bıdırdanıp otma gari" = "söylenip durma artık"
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim