aynı evde yaşıyormuş gibi entryler
mutfakta sigara içmeyin demedim mi?
çabuk balkona!
çabuk balkona!
devamını gör...
başlık altında laf sokmaya çalışan yazar
ben değilim.
çünkü ben çalışmam
sokarım.
çünkü ben çalışmam
sokarım.
devamını gör...
evde tost yapıp iş yerine getiren kişi
ekşi sözlük'te açılan başlığın aynısı. fit yemek youtube kanalı bile ekmeğini yedi bu başlığın sıra kafa sözlük'te.
devamını gör...
disfori
kendini iyi ya da mutlu hissedememe. yaşamdan zevk alamama anlamına gelir. birey kendini tamamen soyutlayabilir. kendini bir bitki gibi hissettiğini, hayatın tadı tuzu olmadığını ifade edebilir.
-mademoiselle'nin uktesidir efenim.
-mademoiselle'nin uktesidir efenim.
devamını gör...
embriyo
bebeğin ilk gelişim evresi.
gebe kalma döneminden sekizinci haftanın sonuna kadar olan bir basamak işte. dokuzuncu haftadan itibaren ise ana rahmindeki canlı fetüs olarak adlandırılır. çoğunlukla anne vücudunun özel organ ya da yumurta zarlarında meydana gelir embriyonik gelişim sonra aktif hareket kabiliyeti ve kendi kendine beslenme ile son bulur.
insan embriyosundan bahsedelim, rahim içi yani doğum öncesi insan gelişimi yaklaşık 38 hafta sürer. rahim içi gelişimi iki döneme ayırırlar, biri embriyonik dönem diğeri ise fetal dönem'dir. embriyonik dönem, döllenmeden 56 günlük gelişime yani 8'ci haftaya kadar sürer. bu dönemde gelişen insan vücuduna embriyo deriz. gelişimin 9'cu haftasından doğuma kadar geçen süre ise tıbbi terminolojide fetal olarak adlandırılmıştır. ve ayrıca intrauterin gelişen organizma fetüs terimi ile ifade edilir.
gelişim sırasında, insan embriyosunun boyutu da artmaktadır. gelişimin ilk haftasında embriyo küresel bir şekle sahiptir. çapı 0,12 mm ya da daha azdır. gelişimin 9. haftasına geldiğimizde, ki bu dönem embriyonik dönemin sonudur, artık zarsız ve plasentasız embriyo yaklaşık 5 cm uzunluğa sahiptir.
ilk hafta bitene kadar embriyo, döllenmiş bir yumurta(zigot), çok hücreli olma(bölünme) ve ilk dokuların(blastokist) oluşumu aşamalarından geçer. ilk haftada embriyo, rahim sıvısında çözünmüş maddelerle beslenir, fakat daha sonraki gelişim sürecinde embriyo, annenin vücuduyla daha da yakın bir bağlantı kurarak besinleri doğrudan annenin kan dolaşımından alır.
anne vücuduyla embriyo arasındaki temas özel organ ve dokularda gerçekleşir. bu teması sağlamak için embriyo rahim duvarına yapıştırılır(ki biz buna embriyo implantasyonu deriz). implantasyon gelişimin 2'ci haftasında başlar. implantasyonu gerçekleştirmek için embriyo özel doku geliştirir(ki biz buna trofoblast deriz) uterusun mukoza zarını kısmen çözen(endometriyum), gelişmekte olan embriyoyu uterus duvarına sokar. trofoblast, gelişmekte olan embriyonun dış tabakasıdır, embriyoyu her taraftan çevreler, bu sayede embriyo ve uterusun etkileşimi gerçekleşir.
gelişimin 3'cü haftasında, insan embriyosu embriyonik zarları geliştirmeye başlar - koryon ve amniyon.... koryon, trofoblasttan oluşur, rahim dokularında annenin kan damarlarıyla etkileşime giren dış kabuktur. embriyonik dönemin sonunda, uterusun koryon ve amniyon içindedir. böylece gelişimin 3'cü haftasında insan embriyosu 1, 2 cm gibi çapta küresel bir oluşumdur, obstetrik uygulamada böyle bir oluşuma genelde ovum denir. ovumun içinde embriyonik disk ve ona bitişik yolk kesesi gelişir.
gelecekteki kişinin vücudu, embriyonun embriyonik disk olarak adlandırılan kısmından gelişir, embriyonun geri kalanı yardımcı bir işlev görmektedir. yani bunlar geçici oluşumlardır. mesela yolk kesesi embriyonik bağırsağa çekilir ve kaybolur falan gibi yani öyle şeyler. bunlar geçici organlardır. hem resmen hem esas olarak geçici organlar embriyonun bir parçası olsalar da, genelde ekstraembriyonik organlar olarak adlandırılırlar. embriyonun gelecekte fetüsü oluşturacak kısmına ve daha sonra bebeğin vücuduna genellikle gerçek embriyo denir.
kötü alışkanlıklara sahip olmak hamileliği olumsuz etkileyebilir. mesela annenin sigara içmesi zaman ve ağırlık açısından prematüre bebek doğurma riskini artırır. alkol tüketimi ise çocukların fiziksel ve zihinsel gelişiminde gecikme, yüz ve uzuv kusurlarının varlığı ve kalp kusurlarına neden olabilir....
ben biyolog değilim, bu konular hassas konulardır. bir doktor veya biyologdan bilgi alabilirsiniz.
gebe kalma döneminden sekizinci haftanın sonuna kadar olan bir basamak işte. dokuzuncu haftadan itibaren ise ana rahmindeki canlı fetüs olarak adlandırılır. çoğunlukla anne vücudunun özel organ ya da yumurta zarlarında meydana gelir embriyonik gelişim sonra aktif hareket kabiliyeti ve kendi kendine beslenme ile son bulur.
insan embriyosundan bahsedelim, rahim içi yani doğum öncesi insan gelişimi yaklaşık 38 hafta sürer. rahim içi gelişimi iki döneme ayırırlar, biri embriyonik dönem diğeri ise fetal dönem'dir. embriyonik dönem, döllenmeden 56 günlük gelişime yani 8'ci haftaya kadar sürer. bu dönemde gelişen insan vücuduna embriyo deriz. gelişimin 9'cu haftasından doğuma kadar geçen süre ise tıbbi terminolojide fetal olarak adlandırılmıştır. ve ayrıca intrauterin gelişen organizma fetüs terimi ile ifade edilir.
gelişim sırasında, insan embriyosunun boyutu da artmaktadır. gelişimin ilk haftasında embriyo küresel bir şekle sahiptir. çapı 0,12 mm ya da daha azdır. gelişimin 9. haftasına geldiğimizde, ki bu dönem embriyonik dönemin sonudur, artık zarsız ve plasentasız embriyo yaklaşık 5 cm uzunluğa sahiptir.
ilk hafta bitene kadar embriyo, döllenmiş bir yumurta(zigot), çok hücreli olma(bölünme) ve ilk dokuların(blastokist) oluşumu aşamalarından geçer. ilk haftada embriyo, rahim sıvısında çözünmüş maddelerle beslenir, fakat daha sonraki gelişim sürecinde embriyo, annenin vücuduyla daha da yakın bir bağlantı kurarak besinleri doğrudan annenin kan dolaşımından alır.
anne vücuduyla embriyo arasındaki temas özel organ ve dokularda gerçekleşir. bu teması sağlamak için embriyo rahim duvarına yapıştırılır(ki biz buna embriyo implantasyonu deriz). implantasyon gelişimin 2'ci haftasında başlar. implantasyonu gerçekleştirmek için embriyo özel doku geliştirir(ki biz buna trofoblast deriz) uterusun mukoza zarını kısmen çözen(endometriyum), gelişmekte olan embriyoyu uterus duvarına sokar. trofoblast, gelişmekte olan embriyonun dış tabakasıdır, embriyoyu her taraftan çevreler, bu sayede embriyo ve uterusun etkileşimi gerçekleşir.
gelişimin 3'cü haftasında, insan embriyosu embriyonik zarları geliştirmeye başlar - koryon ve amniyon.... koryon, trofoblasttan oluşur, rahim dokularında annenin kan damarlarıyla etkileşime giren dış kabuktur. embriyonik dönemin sonunda, uterusun koryon ve amniyon içindedir. böylece gelişimin 3'cü haftasında insan embriyosu 1, 2 cm gibi çapta küresel bir oluşumdur, obstetrik uygulamada böyle bir oluşuma genelde ovum denir. ovumun içinde embriyonik disk ve ona bitişik yolk kesesi gelişir.
gelecekteki kişinin vücudu, embriyonun embriyonik disk olarak adlandırılan kısmından gelişir, embriyonun geri kalanı yardımcı bir işlev görmektedir. yani bunlar geçici oluşumlardır. mesela yolk kesesi embriyonik bağırsağa çekilir ve kaybolur falan gibi yani öyle şeyler. bunlar geçici organlardır. hem resmen hem esas olarak geçici organlar embriyonun bir parçası olsalar da, genelde ekstraembriyonik organlar olarak adlandırılırlar. embriyonun gelecekte fetüsü oluşturacak kısmına ve daha sonra bebeğin vücuduna genellikle gerçek embriyo denir.
kötü alışkanlıklara sahip olmak hamileliği olumsuz etkileyebilir. mesela annenin sigara içmesi zaman ve ağırlık açısından prematüre bebek doğurma riskini artırır. alkol tüketimi ise çocukların fiziksel ve zihinsel gelişiminde gecikme, yüz ve uzuv kusurlarının varlığı ve kalp kusurlarına neden olabilir....
ben biyolog değilim, bu konular hassas konulardır. bir doktor veya biyologdan bilgi alabilirsiniz.

devamını gör...
yazarların en sevdiği enstrüman sesi
1.keman
2.kanun
3.ud
4.ney.
bu dört enstrüman sesi olmazsa olmazımdır. gerçekten özelikle keman sesine hastayım, keşke her hangi bir enstrüman kullana bilseydim, gençlere öğütüm enstrüman kullanmayı muhakkak öğrenin, yeri gelir dert ortağınız olur, yeri gelir sizin yerinize dert anlatır, neşenize ortak olur.
2.kanun
3.ud
4.ney.
bu dört enstrüman sesi olmazsa olmazımdır. gerçekten özelikle keman sesine hastayım, keşke her hangi bir enstrüman kullana bilseydim, gençlere öğütüm enstrüman kullanmayı muhakkak öğrenin, yeri gelir dert ortağınız olur, yeri gelir sizin yerinize dert anlatır, neşenize ortak olur.
devamını gör...
sözlüğün azalarak bitmesi
devamını gör...
tarikatların sapkınlık olması
siyasal islamcılar iç savaşa tutuşmuş. uzak durmakta fayda var. malum hafızalar taze (bkz: fetö)
devamını gör...
istanbul sözleşmesi istanbul'un yeniden işgal edilmesidir
vatandaşı olmasak komik ülke aslında...
devamını gör...
ideal bir cümlede olması gerekenler
lisede almanca hocam "kurduğunuz cümle sonrası karşınızdaki yeniden bir soru soruyorsa cümleniz eksik demektir" demişti. başta saçma gözükse de örnekler üstünden düşününce doğruluğu ortaya çıkıyor. mesela anneniz size "hayırdır?" dediğinde "dışarı çıkıyorum" derseniz bir sonraki soru "kimle?" olacaktır. "arkadaşlarla" dediğinizde "nereye gideceksin, ne zaman gelirsin?" gibi sorular gelmeye devam edecektir. oysa bunun yerine ilk soruya "arkadaşlarımla güvenparkta buluşup biraz gezip döneceğim. akşam yemeğine yetişirim, merak etme." gibi, durumunuzun bilgilerini veren bir cümle, iletişim halinde kurulabilecek ideal bir cümleye örnek olabilir.
cümle kurmaya erinmeyeceğimiz; "ben söylemeden beni anlasın" şeklinde düşünerek gereksiz vakit kaybı yaşamayacağımız, sağlıklı iletişimler içinde olacağımız günlere.
cümle kurmaya erinmeyeceğimiz; "ben söylemeden beni anlasın" şeklinde düşünerek gereksiz vakit kaybı yaşamayacağımız, sağlıklı iletişimler içinde olacağımız günlere.
devamını gör...
dua ile büyü arasındaki fark
dua rica ise, büyü emrivakidir.
devamını gör...
trollere kızıp sözlüğü bırakmak
sözlükteki her şeyi gereğinden fazla ciddiye almalarından kaynaklanır. twitter gazileri maalesef cirit atıyor bu sözlükte, bu kadar fazla bulunmalarının asıl sebebi de bu. "abi keşke biri de kadınlarla ilgili bir fikrini beyan etse de biraz linçlesem, beğeni alırım böylece ha?" diye içlerinden geçirmeden edemiyorlar. troller de onların bu hassasiyetlerini kullanıp, onları kızdırarak ekrandan kahkaha atıyorlar. olay tam olarak bu şekilde işliyor. bu çarkın dışında kalan twitter gazileri ise, istediği ilgiyi göremeyince kaçıyor doğal olarak. bir de bizim gibi etliye sütlüye karışmayan tayfa var, poku çıkartılmadığı sürece her türlü üslubu kucaklıyoruz efenim.
devamını gör...
ankara barosu'nun gece müzik yasağı iptali için dava açması
bildiğiniz üzere gece 24.00'dan sonra "kusura bakmayın kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok" denilerek müzik yasağı gelmişti. buna ankara barosu'ndan tepki gelmiş. bu tepkinin ankara'dan gelmesi güldürdü. bildiğimiz üzere pavyonlarıyla ünlü bir şehir ve gece hayatı 00'dan sonra başlıyor zaten. ankara'yı bitirirdi bu yasak. haklı bir tepki. #kusurabakıyoruz
ankara barosu şöööyle bir açıklama yapmış efenim:
sanatın ve sanatçının korunması anayasamızın 64. maddesi uyarınca devletin yükümlülüğündedir. genelgeler ile anayasa'ya aykırı düzenleme yapılamayacağı gibi anılan düzenlemenin halk sağlığını korumak ile ilişkilendirilmesi de mümkün değildir. müziği, sahneyi, konseri, sanatı yasaklayarak yaşam tarzına müdahale içeren bir anlayışı ortaya koyan içişleri bakanlığı'nın saat 24:00'den sonra müzik yasağı getiren 27.06.2021 tarihli 'kademeli normalleşme tedbirleri genelgesi'nin ilgili maddelerinin anayasa'ya aykırı olması nedeniyle yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle danıştay'da dava açılmıştır
buradan
ankara barosu şöööyle bir açıklama yapmış efenim:
sanatın ve sanatçının korunması anayasamızın 64. maddesi uyarınca devletin yükümlülüğündedir. genelgeler ile anayasa'ya aykırı düzenleme yapılamayacağı gibi anılan düzenlemenin halk sağlığını korumak ile ilişkilendirilmesi de mümkün değildir. müziği, sahneyi, konseri, sanatı yasaklayarak yaşam tarzına müdahale içeren bir anlayışı ortaya koyan içişleri bakanlığı'nın saat 24:00'den sonra müzik yasağı getiren 27.06.2021 tarihli 'kademeli normalleşme tedbirleri genelgesi'nin ilgili maddelerinin anayasa'ya aykırı olması nedeniyle yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle danıştay'da dava açılmıştır
buradan
devamını gör...
maaday kara destanı
emine gürsoy naskali’nin çevirisiyle türkçeye kazandırılan altay türkleri destanıdır. söyleyişindeki kuvveti bakımından dikkat çekici tasvirleri bulunuyor. kendi anlatımım yeterli olmayacağından yapı kredi yayınlarının kitap hakkındaki bilgisini aşağıya alıntılıyorum.
maaday-kara, güney sibirya’da yaşayan altay türklerinin destanıdır. binlerce yıllık yaşam mücadelesinin iki nesli temsil eden yaşlı baba maaday kara ve yaşamı sürdürecek olan oğlu kögüdey mergen’in yaşamına sığdırılarak anlatıldığı destanda odak noktası, ölüm korkusu ve ölümsüzlük arayışıdır: destanın kahramanı -aynı zamanda bir “şaman” prototipi olan- kögüdey mergen, hayatın sırrını çözmek, annesiyle babasını ölüler diyarından yeryüzüne geri getirmek, sürülerini ve halkını ölümün pençesinden kurtarmak için yeraltı dünyasına iner. şamanist bir toplumun ürünü olan (ancak yer yer budizm ve lamaizm etkisi de görülen) destanda, bu dünyayı ve öbür dünyayı algılayış biçimi şamanist düşünce doğrultusundadır. olaylar üç farklı boyuta uzanır: yeryüzü, yeraltı ve gökyüzü. yeryüzü canlıların mekânıdır; yeraltı ruhların yani ölülerin âlemidir, bu âleme karanlık güçler hâkimdir; gökyüzü de yine insan ötesi bir boyuttur. ancak, bu üç boyutun kapıları birbirine kapalı değildir; birinden diğerine gitmek ve geri dönmek mümkündür. maaday-kara’nın -nerdeyse bütün destanlarda olduğu gibi-kozmogonik yönleri de vardır: destan, büyükayı ve orion takımyıldızları ile kutupyıldızı’nın nasıl ve niçin meydana geldiğini de anlatır. kitapta, maaday-kara destanının sazon saymoviç surazakov’un 1964’te aleksey grigoreviç kalkin’in anlatımından derlediği altay türkçesi metninin çevrimyazısı ile türkiye türkçesine çevirisi yanında, destanı çeviren prof. dr. emine gürsoy-naskali’nin aykıntılı “giriş” yazısı, metinde geçen altayca kelimeler ve özel isimler için birer dizin ve geniş bir bibliyografya yer alıyor.
maaday-kara, güney sibirya’da yaşayan altay türklerinin destanıdır. binlerce yıllık yaşam mücadelesinin iki nesli temsil eden yaşlı baba maaday kara ve yaşamı sürdürecek olan oğlu kögüdey mergen’in yaşamına sığdırılarak anlatıldığı destanda odak noktası, ölüm korkusu ve ölümsüzlük arayışıdır: destanın kahramanı -aynı zamanda bir “şaman” prototipi olan- kögüdey mergen, hayatın sırrını çözmek, annesiyle babasını ölüler diyarından yeryüzüne geri getirmek, sürülerini ve halkını ölümün pençesinden kurtarmak için yeraltı dünyasına iner. şamanist bir toplumun ürünü olan (ancak yer yer budizm ve lamaizm etkisi de görülen) destanda, bu dünyayı ve öbür dünyayı algılayış biçimi şamanist düşünce doğrultusundadır. olaylar üç farklı boyuta uzanır: yeryüzü, yeraltı ve gökyüzü. yeryüzü canlıların mekânıdır; yeraltı ruhların yani ölülerin âlemidir, bu âleme karanlık güçler hâkimdir; gökyüzü de yine insan ötesi bir boyuttur. ancak, bu üç boyutun kapıları birbirine kapalı değildir; birinden diğerine gitmek ve geri dönmek mümkündür. maaday-kara’nın -nerdeyse bütün destanlarda olduğu gibi-kozmogonik yönleri de vardır: destan, büyükayı ve orion takımyıldızları ile kutupyıldızı’nın nasıl ve niçin meydana geldiğini de anlatır. kitapta, maaday-kara destanının sazon saymoviç surazakov’un 1964’te aleksey grigoreviç kalkin’in anlatımından derlediği altay türkçesi metninin çevrimyazısı ile türkiye türkçesine çevirisi yanında, destanı çeviren prof. dr. emine gürsoy-naskali’nin aykıntılı “giriş” yazısı, metinde geçen altayca kelimeler ve özel isimler için birer dizin ve geniş bir bibliyografya yer alıyor.
devamını gör...
baba tarafı vs anne tarafı
anne tarafına bakıp bi mutlu oluyorsun,geldikleri zaman hediyeler vesaire, sanki allahın bir lutfu gibi.
bide baba tarafına bakıyosun içinden şu geçiyor; (bkz: geldi yine tipini sevmediğim)
bide baba tarafına bakıyosun içinden şu geçiyor; (bkz: geldi yine tipini sevmediğim)
devamını gör...
destansı besim tibuk alıntıları
türkiye'nin bir tek problemi ankara'dır, onu söyleyeyim. (bkz: ankara) allah'ın belası bir yerdir. türk halkının başına bela bir yer ankara'dır. ankara'yı bir yere satsak toptan, yollasak böyle... uzaya falan yollasak bir gün ankara'yı... tatile yollama projemiz var ama olmuyor.
devamını gör...
senin klavyenden çıkanı gözün görüyor mu
bir de senin klavyenden çıkanla monitörde gördüğünün aynı olmadığının farkında değil misin acaba? şekli vardır.
ismail abinin meşhur "senin ağzından çıkanla kulağının duyduğunun aynı olmadığının farkında değil misin acaba?" sözünün sözlükçesidir.
ismail abinin meşhur "senin ağzından çıkanla kulağının duyduğunun aynı olmadığının farkında değil misin acaba?" sözünün sözlükçesidir.
devamını gör...