bir zamanların gitarla en çok çalınan ve söylenen, haluk levent'in seslendirdiği harika bir şarkıdır.
ne zaman arkadaş grupları toplansa gitarı olan eleman arkadaş bu şarkıyı tıngırdatırdı. söylemesi de ayrı keyifliydi...

devamını gör...

sözlük kadınları da denk geldiğinde bir hamlede ham yapar. animallah...
devamını gör...

kaçmayın bizden nolur! belki de "biz" diyebildigimiz icin boyleyiz.. siz/biz.. ötekilestirmeyin!!
devamını gör...

ülkemize has olaylar bütünüdür.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

okullarda öğrencilerle ilgili her türlü işleri - kayıt, kayıt yenileme, dosya oluşturma,
her türlü evrak işleri vsvs- yapan, takip eden kişilerin içinde bulunduğu odanın adıdır.

peki ama gerçekten 'öğrenci mi işleri?' diyebiliriz çoğu zaman.
genelleme doğru olmaya bilir ama kapısında öğrenci işleri yazan bir odaya girdiğinizde sizin işinizi halleden değilde sizi halleden birini illa bulursunuz.

asık surat, test bakış, her soruya terslenme...

aynısı personel işlerindede olur. hani tam insan kaynakları değilde personelin özlüğüyle, kartıyla cartıyla curtuyla ilgilenen personel vardır ya. heh işte onlardan bir ikisi kesin atarlı giderlidir. personel ya da personel adayı olmak için gelmiş kişiyi her türlü yerin dibine sokma hallerinde bulunur.

şimdi bu arkadaşlar bir takım komplekslerini kendinden zayıf gördükleri öğrenci ya da personel üzerinden atmaya çalışırlar. lakin anlamadıkları şudur o kişiler olmasa sen bir hiçsindir.* sen onların üstü değil direk onlar için çalışan bir görevlisindir. anlamamaları gerçekten ilginç. bu durumu kavrayamamışlıkları komik.

yani çok şirin ve ilgili insanlar da var tabi ama buralara konu olacak kadar vasat, görev bilincinden uzak, depresif tiplerde mevcut.
devamını gör...

yarım kalan ruhların birbirlerini bulmasıdır zannımca. ama bence aşkı aşk yapan şey aşkı bulana dek geçilen yollardır. yaşanılan yıllar, tanınmayan birine özlem duyulan zamanlar, okunan şiirler, dinlenen şarkılar... yani bahar gelince, çiçekler açınca hissedilen şey neyse odur aşk. uzayan yollar, geçmeyen zamanlar... ama bence aşk hüzünlü şarkılar dinletmez insana. onun yerine insanın gözlerini açar hayatı görebilmesi, uyuduğu yerden kalkabilmesi için. önemli olan ise insanın başkası için değil kendisi için tüm bunları yapabilmesi. aşk sizi uyandırır, sonra da yalnız bırakır ki kendiniz için uyanık kalasınız. ve unutmayın onu bulduysanız eğer gerçekten çok şanslısınız.
devamını gör...

okumayandan kasıt ne acaba?..
roman?
gazete?
hikaye?
tarih?..
sosyoloji?
dergi?
bilim?
dinsel yahut mitsel ögeler?..
tam olarak nedir? ne okumalı ne okumuyor bizim insanımız?.. önce bu konuda bi karara varalım, sonra yorumuna geçelim..

yine de her halükarda bir yorum yapmak icab edecekse şuraya görüşümü iliştirivereyim:

okumayan bir ülke değil de, okuduğunun farkında olmayan bir ülkeyiz. zira sıradan bir vatandaş, sabah uyandığı andan itibaren, okuduğu her metni saysa, günlük en aşağı 100 sayfaya ulaşır. evet, ülkede gazete, dergi ve kitap satışları yeterli değil, lakin halkın her kesimi, mutlaka internet gazeteciliği ve internet dergilerini, keza haber sitelerini ziyaret ediyor.. belki elinde olmayan sebeplerle para verip erişemiyor ancak hiçbiri, bir haberi yahut meseleyi sonuna kadar erişmeden, geçiştirmiyor. konu hakkında girip, araştırma yapmaları da cabası. sanıldığının aksine insanların hayatları, salt pornografi ve tiktografi üzerine kurulu değil. istisnalar hariç hiç kimse 24 saatini, uçkur ve/veya mizah üzerine kurgulayamaz. araya illaki bir okuma mevzuu girecektir. sadece hesaplama yapmayı bilmiyoruz o kadar...
devamını gör...

şaşırdığım başlıktır.
açarken biraz hassas davranmak lazım.
anlıyorum insan bazen zor zamanlar geçirir.
ama çaresiz bir duruma gelirse bunu başlık açarak dile getirmez.
hayatında zorluk yaşayan insanlar etkilenebilirler.
bazen ruhun kaldırabildiği acıları beden kaldıramaz.
anlıyorum ama kabullenmiyorum.
devamını gör...

abd'de olusturulmus, acilimi "amerika dis iliskiler komitesi" olan orgutlenmedir. iclerindeki uyeleri oldukca secilmis ve elit aileler olarak nitelendirilen kesimden olustugu bilinmektedir. orgutun egitim, teknoloji, finans, ticaret gibi bircok alanda globallesmis sorunlarla yakindan ilgilendigi soylenebilir (yersen). oldukca masumane bir olusum gibi gorunse de orgut hakkinda spekilasyonlar, gosterilenin tam tersi niteliginde. olusumun mevzu bahis abd cikarlarini koruyup kollamasinin arkasinda dunyayi tek bir merkezden yonetme gayesi guttugu iddia ediliyor. hatta yuvarlak masa teorisindeki gibi siyonist bir harekat olduklari yine dillendirilmis iddialar arasinda.

ortugun tarihcesi 1921 yilina dayaniyor. o zamandan bu zamana kadar yonetiminin icerisinde oldukca taninmis, yuksek kesimden olusmus insanlar tarafindan yonetilmis, finanse edilmistir. su an itibariyla 4 binin ustunde uyesi bulunmaktadir. dunyanin bircok ulkesinden ust duzey politikacilar, bankacilar, sirket sahipleri, akademisyenler, avukatlar hatta medya unluleri-aktorler bu orgutun birer uyesidir. cia ve fbi gibi istihbarat olusumlarinin da bu orgutle baglantisi oldugu bilinmektedir. orgute finansal en buyuk destek ust duzey aile olarak bilinen rockefeller ailesi'dir. ayrica bilderberg group ve society of skull and bones (kuru kafa ve kemikler cemiyeti) ile baglantili olduklari bilinmektedir...
devamını gör...

yürümek, yürümek, yürümek
bilmediğin ıssız yollarda
uzun uzun iç geçirmek
savaşmak kendinle
insanlığın kullandığı en ilkel araçlarla
düşünmek bu olan biteni
ne kadar düşünsen de anlam verememek
unutmaya çalışmak ama unutamamak
dört bir yana savurduğun anıları
yine belleğinin dipsiz dehlizlerinde bulmak
hep o kurtuluş anını ummak
ümidim, gün doğmadan bu cenazelerden kurtulmak
yürekten, safiyane bir dua ile uykuya dalmak
dalıp da çıkamamak
gidip de bulamamak
kaçıp da saklanamamak
uzun lafın kısası
ne olmak, ne de olamamak
arafta sallanan sandalyede
düş uykusuna yatmak
devamını gör...

selde bağcan
o günler
devamını gör...

açtım dinliyorum, ben açtığımda da cem karaca çalıyordu.

hayırlı olsun, programları bekliyoruz, radyomuz açık...
devamını gör...

yönetmenliğini ve senaryosunu ali atay’ın yazdığı kara mizah tadında bir türk filmidir. film hakkında söylenen söylemlere bakıyorum da ilginç derecede gömülmüş. komik bir filmdi bana göre, komikliği sonunda bitti sözde katilin sorgu esnasında.

filmin içeriği tam olarak şöyledir; cinayet masası ekibi günlük sağda solda ceset bulmaya başlarlar, buldukları cesetlerde süslenmiş bir biçimdedir. ve tabi hayret ederler bu duruma akabinde de katilini bulmaya çalışırlar. o esnada da başlarına türlü olaylar gelir.

sonra sözde katil ekibin kendisini bulması için türlü ipuçları bırakır. sözde katil de ressamdır. her neyse, ekip ipuçlarından yola çıkarak katili bulamaz lakin sonunda teslim olmaya karar verir. teslim olduktan sonra sorguya çekilir, kendisine sorular sorulur. cinayet masası amiri, yani uğur yücel katile, nasıl öldürdün sorusunu yöneltir, katil de ben öldürmedim diye çıkış yapar.

e tabi amir de ister istemez sinirlenir ve tekrar soru yöneltir kendisine, o kadar insanı niye öldürdün der… o da tekrar ben öldürmedim, katillerini de bilmiyorum der. akabinde de sorguya müdahale eden olur, müdahale eden de cengiz bozkurt’tur. amir müdahale edeni odadan atar. sonra katil, “ben o cesetleri sağdan soldan, çöplüklerden buldum, süsledim, kimsenin farkında olmayan insanları süsleyerek millete fark ettirdim” demesi üzerine suçsuz olduğu tespit edilip serbest bırakılır. ardından da cesetlerin katilleri bulunur. ekip de çöplüklere gidip ceset arayışına girer.

aslında filmin türü komedi ama sonunda o sözde katil, yani ressamın söylemleriyle film güldürdü sonradan da düşündürdü. güldürürken düşündüren filmlere cidden hasretiz. ben şahsen beğendim filmi, beğenmeyenler olabilir ama onların düşüncesi umrumda bile olmaz.
devamını gör...

önce bağırır, siz belki duymazsınız. vahşi bir aslana dönüşüp saldırganlaşabilir ve sonra eve gidip hunharca ağlar.
ertesi sabah yüzünü yıkar, saçını toplar ve hiç bir şey olmamış gibi hayatına devam eder.
ya ne sandınız!
devamını gör...

nasıl adam gibi adam olunur ilk sizden öğrensin..
devamını gör...

çok sevdiğim yazar dostlarımın okumaya çalışırken acı çekmesine daha fazla dayanamadığım mahlasımı (cjuufs) nevermore olarak değiştirmeme ön ayak olmuş yayındır*.

ben de sizi çok seviyorum <3
devamını gör...

değeri bilinmeyecek insandır. kitap hediye etmek ne kelime yeri geldiğinde şiir bile yazar bu saf romantikler lakin kadın kısmı bunları sadece uzaktan sever.
devamını gör...

ey ruhum..!

"gidelim istersen..
ırmağın sesine aldanarak.."
devamını gör...

(bkz: domestic hıyar) dan çok özür dileyerek söylüyorum ki, yorgunluktan mıdır nedir artık bilinmez "domates hıyar"ı domestic hıyar diye okudum.*
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim