doğduğumdan beri içinde olduğum batak.
(bkz: batak kelimesinin cuk diye oturduğu yerler)

saçlarımın boyu yalnızca iki yıl omzumdan aşağıdaydı. onun haricinde yıllardır omuz yahut boyun üstü. liseye kadar kulağımda keserdi mesela annem. zamanla gürleşti, zaten kıvırcık olan kafa iyice bonusa döndü ama olsun. seviyorum, sevmeye devam edeceğim!

yaşasın kısa saç seven kadınlar! *
devamını gör...

ihsan oktay anarın 2005 yılında yayımlanan kitabıdır. yazarın benim için en iyi 3 kitabından birisidir.
17.yüzyılda geçen bir hikayeyi okuruz istanbuldan hareket eden bir geminin adıdır amat.
kitap son derece zor ve felsefi ibareler bulunduran bir kitaptır. ama bir sınır vardır o zorluğu aşarsanız eğer kitaptan alacağınız keyif yazıyla tarif edilemeyecek kadar büyüktür.
iddia ediyorum bu kitabı yabancı bir yazar yazsaydı bütün dünya konuşuyor olurdu evet coğrafya aynen anladınız demi.
peki neden bu kitap kusursuza yakın diye soracak olursanız sebeplerini saymaya çalışayım elimden geldiğince.
ilk olarak ihsan oktay anar mükemmel bir şekilde zaman döngüsünü aktarmıştır okurken şaşırır kalırsınız.
ikincisi ise dini göndermeler kuranı kerimden incile kadar göndermeler bulunur.
üçüncü olarak ihsan hoca insan ve şeytan tanrı arasındaki önemli noktaları çok ama çok güzel anlatmıştır.
dördüncü olarak kurmaca kısmına girelim istiyorum ihsan oktay anar ilk sayfadan itibaren sizi denizin derinliklerine bırakıveriyor ve keyifle kapılıp gidiyorsunuz.
beşinci olarak hayali unsurlar çok fazla ve çok keyifli ihsan hocanın poposundan uydurduğu ama gerçeğe yakın kaynaklar o kadar keyifli ki anlatamam.
daha saymakla bitmeyecek kadar sebep var lakin benim kapasitem bu kadar.
adettendir deyip sevdiğim alıntılara notlara geçelim.
--- alıntı ---

ilk kez öldürdüğünde bir değil sanki bin kişiyi öldürmüş gibi olursun. yeni doğmuş ve annesi tarafından emzirilen o bebeği öldürmüşsündür. babasının başını okşadığı o çocuğu da, bir genç kıza aşkını ilan eden o delikanlıyı da zavallı bir kadının kocasını da, savaş giderken ailesi tarafından uğurlanan o masumu da... bütün bu kişileri öldürmüş olursun. ikinci kez birini öldürdüğünde alt tarafı bir tek kişiyi öldürmüşsündür. üçüncü kez ise kimseyi öldürmüş sayılmazsın.

--- alıntı ---

--- alıntı ---

ganimet alırsak nasip, ölürsek de kısmet deriz .

--- alıntı ---

--- alıntı ---

siz siz olun, sakın ola ki intikam peşinde koşan bir reisin gemisine yazılmayın. çünkü böyle biri, ele geçirmek değil, gemiyi batırmak ister. kendi şahsi öfkesi uğruna ganimetin canına okur. denizcinin ekmeğiyle oynar.

--- alıntı ---
devamını gör...

yerinin asla doldurulamadigi yesilcamin mihenk tasi.
devamını gör...

kitap ve film arasında bariz farklılıklar var. iyi ki de var. zira kitap ciddi anlamda durağan bir kitap. melankolinin dibine vuruyor. kurgu bir eser beklerken, yalnızlık güzellemeleri ve tek başına dünyadan ayrılma korkusu üzerinde sürekli kendisini tekrar ediyor. artı vampirlerde kitap gibi durağan. orada burada kendi hallerinde takılıyorlar. robert'a bir uğrayalım halini hatırını soralım falan gibi bir düşünce tarzları yok. e hal böyle olunca da adam şişenin dibini görmekten önünü göremiyor. yani özetle aksiyondan uzak, konuyu ele alış biçimi zayıf olan bir kitap. sarımsak ve haç ikilisi ile takılmaya devam ediyoruz özetle. kitabın hali ahvali bu olunca film her halükârda kitabın önüne geçiyor. kitabı okumuşsanız ve filmi sonradan izlemişseniz maçın sonucu belli. film zaten maça 1-0 önde başlıyor.

filme gelirsek, filmde en azından aksiyon var diyebiliriz. tamam yalnızız abi, tek başınayız, kafayı kırmak üzereyiz, huniyi de takmışız ama vampirler hareketli. atraksiyon sağlıyorlar. ayrıca vampirlerin et falan yemesine takılmayın. o tarz vampir türleri çeşitli mitolojilerde var. misal türk mitolojisindeki oburlar, meçkeyler, yalmavuzlar falan hep bu fraksiyondan gelen vampirler. yani vampir sadece kan içmez, ette yer. en güzelini de bizim kültürün vampirleri yer. yani zombi değil o deyyuslar özetle.

bu filmin kuşkusuz başrol oyuncusu sam! will simith sadece ona eşlik etmiş. sam'in geyiğin peşinden apartmana girdiği sahne gibi gerilimli sahneyi çok az filmde bulabilirsiniz. muazzam bir sahne bana göre. zaten ben efsaneyim diyen sahne de orası. ipucu olmasın, o kısımlara pek girmeyeceğim ama cidden her ayrıntısı hatırladığım sahnelerden birisidir ve arada açar izlerim. buna rağmen her izleyişim de yine de heyecanlanırım. yani sam' in oyunculuğuna oscar vermemek de ne bileyim halt yemenin abartılmış versiyonu oluyor. şu oscar tarihinde bir kerede bir köpek oscar kazansın ne olacak yani? akademi şu ayrımcı kafadan bir türlü kurtulamadı gitti. kendilerini esefle kınıyorum. kın! o sahnede çekim hataları da var lakin sam' in oyunculuğu hepsini kapatıyor. sam ile ilgili daha fazla şey yazıp çizerim ama efkarlanıyorum. ve o durumda sizi ipucu manyağı ederim, bu sebeple sam güzellemelerime burada son veriyorum.

tabi filmi çekilir kılan detaylardan birisi de bob marley abimiz. sam'in olmadığı noktalar da ona sarılıyorsunuz. bu sebeple kendisi de filmin yardımcı erkek oyuncusu diyebiliriz. hani diyor ya abimiz; ''insanların hayatına müzik ve sevgi aşılarsan, onları tedavi edebilirsin.'' hah diyorsun bulacak tedaviyi az kaldı. bu deyyuslar bob abimizi dinleyerek kendine gelecek, iş nihayete erecek. tabi öyle olmuyor. rastalı vampirler hayalimiz yok olup gidiyor.

ez cümle fena film değildir. will simith'de yanında sam varken iyi oyunculuk çıkarmıştır. * onun haricinde biraz vasat kalmıştır. ha bu arada sam'den sonra en iyi yardımcı kadın oyuncu da samantha'dır onu da unutmayalım. yoksa ayıp etmiş oluruz. robert bu ikisi olmasa arada kaynar giderdi. golf oynayıp, ses kaydı alıp, sağa sola bön bön bakan bir karakter olarak takılır dururdu. bu iki muazzam oyuncuya ne kadar teşekkür etse az.

öyle işte, sırf sam ve sam'in içinde bulunduğu sahneler için bile izlenir bu film.
devamını gör...

dört yönün üzerine beton gibi semboloji dökülmüş vaziyetidir.

kuzey toprağı temsil eder, esaslı feminen elementtir. bereketlidir yani. rengi yeşil ve/veya kahverengidir.

doğu havayı temsil eder, ruha ve yaşam nefesine bağlantılı görülür. sarı ve beyaz renklerine karşılık gelir.

güney ateşi temsil eder, güçlü iradeyle bağlantılıdır. turuncu ve kırmızı renklerine karşılık gelir.

batı suyu temsil eder, arınma ve iyileşmeyle bağlantılıdır. rengi mavidir.

bir de beşinci element vardı, o da geleneğe bağlı olaraktan insan ruhunu veya zihnini temsil eder. (bkz: pentacle)

bunları nereden biliyorsun diye sormayın, bir kere öğrendin mi insanın aklına yapışıp kalıyor bu tür şeyler...
devamını gör...

çengel bulmaca çözenlerin çok iyi bildiği eski mısır tanrısı.
devamını gör...

her türlüsünü okumaktan hoşlandığım şu an bile gözlerimin aradığı tanım
devamını gör...

çaya, kahveye şeker atan kişilerin, kafalarında bir takım kurgu yaparak yaftaladığı kimseler.
devamını gör...

elitlik bu değil arkadaşlar, elitlik chivas regal ultis'in yanına after eight den kıtırt diye bir bukle ısırıp, viski- nane ikilisini kombine ederek çivi çiviyi söker demektir.
devamını gör...

selda bağcan'ın arkasından şöyle bir ağıt yaktığı güzel ve cesur adam. nur içinde yatsın.

devamını gör...

netflixte mükemmel ötesi olan dizi versiyonunu izledikten sonra büyük bir heyecanla kitaplarını da okumaya başlayan ben, bu evrenle büyük bir aşk yaşıyorum. o kadar huzurlu ki o kadar güzel ki.
orada yaşayıp annenin arkadaşı olup,okula giderken süt şişemi yan tarafta akan derenin soğuk serin sularına koymak isterdim be sözlük.
devamını gör...

ucu bir başka yola bağlanmayan sokak.

ya da farklı yöntemler denemenize rağmen sizi aynı çaresizlikte bırakan durum.
devamını gör...

yani mantıken öyle, domuz gribi bitti mi? hayır. hala birileri her sene domuz gribi oluyor. ama haber değeri yok, salgın yok. kontrol edilebilmiş eski bir salgın. covid de aynı kaderi yaşayacak. her sene yapılan aşıların içinde risk grubuna vurulucak sadece. yani yeni bir şey değil ki bu, ebola da bitmedi kuş gribi de. arada patlak veriyor lokal olarak. hatta tanım o kadar genel ki corona vürus evvelden beri var ve hep olucak.
devamını gör...

çocuksu bir sevinç işte...
işin kötüsü çoğunlukla sonradan görüyorum. zaten nickaltim mahlasımı değişince orada kaldı. bir de yazılanlar benden çok gerçek elma kurduyla ilgili. *
bazılarına bakıyorum sayfa sayfa nickalti bende yok. belli ki çevre edinmeyi geçtim, çok az kişinin beğendiği şeyleri yazıyorum. bu da doğal olarak boş bir nickaltı olarak geri dönüyor.
hak etmediğim için gücüme de gitmiyor. sözlük'te bilgi şelalesi yazarlar var. ben mesleğime ilgili bilgi girmek istemiyorum. böyle olunca sözlük yazarlığım, dar bir çerçevede zaman öldüren, kendi kendine takılan biri olarak sürüyor.
yine de yazan yazmayan ,burada tanım girip bildiklerini cömertce ortaya döken emek veren herkese çok teşekkür ederim.
devamını gör...

ağlasam sesimi duyar mısınız,
mısralarımda;
dokunabilir misiniz,
göz yaşlarıma, ellerinizle?
(bkz: orhan veli)
devamını gör...

deli deli olma filminde mişka'nın piyano eşliğinde söylediği rus manisini anımsatan başlıktır.

bir sarmaşık olsaydım,
sıkıca tutunsaydım bir yere.
sökülüp atılmasaydım,
köklerimi salsaydım derinlere.

bir sarmaşık olsaydım,
dolasaydım gövdemi döne döne.
günlerce aynı yerde kalsaydım,
hareketsizlikten uyusaydım.

bense ayrık otuyum,
her çıktığı yerden sökülen.
sarmaşık olmak isteyip de;
basit bir ot bilinen.

bir ayrık otuyum,
kökü olmayan, sevilmeyen.
sarmaşık olmaya özenen
.
devamını gör...

çok var.. hangi birinizi yazayım şimdi..
devamını gör...

ölmeyi beklemek dostlar. hepimizin yaptığı şey. ancak virüs ile beraber bunu duvara bakarak yapıyoruz. hapishane örneği gibi. hepimiz meçhul bir sebepten dolayı ölüme mahkumuz. ancak kimimiz bunu duvarlar arasında yapıyor kimimiz ülkeler arasında. ancak hepimiz mahkumuz ve hepimiz ölümü bekliyoruz. bu beni delirtecek! sahi ya.. delirmedim mi zaten.
devamını gör...

matematik zekası desen var...
devamını gör...

atardamarın görevini yapmaması sonucu oluşan durumdur.
atardamar yetersiz hale gelir ve kangren olursunuz.
tabi bildiklerim bu kadar daha bilgili arkadaşlar mutlaka anlatacaklardır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim