ses yalıtımı
oturulacak evde kesinlikle olması gereken bir özellik. komşuların hayatına ortak olmak istemiyorsanız bu konuyu kesinlikle ev sahibine sormalısınız.
devamını gör...
libidosu yüksek olduğu düşünülen ünlüler
(bkz: irem derici)
devamını gör...
suç olmadığı halde yaparken öyle hissettiren durumlar
başka marketin poşetiyle başka bir markete girmek ya da bir kafeye oturduğum da içtiğim şey bittiyse, masa boş kaldıysa geriliyorum hemen bir şeyler söylüyorum. gereksiz utandırıyor bunlar beni.
devamını gör...
sabah ereksiyonu
vücut uyku boyunca yatay düzlemde olduğu için, kanın karın bölgesinde yoğunlaşması neticesinde meydana geldiği söylenen olaydır. zenci kardeşlerimizin nasıl baş ettiğini merak ettiğim bir durumdur. sabah uyanıyorsun koynunda bir yılan!
devamını gör...
kırgınlık ve kızgınlık arasındaki fark
kırgınlık, içe dönük tepkidir.
kızgınlık, dışa dönük tepkidir.
kızgınlık, dışa dönük tepkidir.
devamını gör...
tahammül edilemeyen insan özellikleri
1. dinlemeyenler
2. dinlese de anlamayanlar.
3. kabul edemeyenler.
4. hep haklı olanlar.
2. dinlese de anlamayanlar.
3. kabul edemeyenler.
4. hep haklı olanlar.
devamını gör...
kanser hastası çocuklara yardım etkinliği
harika bir etkinlik, elinize sağlık.
devamını gör...
normal sözlük 30 yaş üstü yazarlarına açık çağrı
bir sözlük yakarışı.
gerektiği yerde trollük bile yaparım ama babaanne sözünü kabul etmiyorum bayım. o senin dediğin eskidendi öyle 30'u 40'ı geçince çökmek falan... biz burada o squatları, chloe ting videolarını falan boşuna mı zorluyoruz?
cıx cıx cıx...
gerektiği yerde trollük bile yaparım ama babaanne sözünü kabul etmiyorum bayım. o senin dediğin eskidendi öyle 30'u 40'ı geçince çökmek falan... biz burada o squatları, chloe ting videolarını falan boşuna mı zorluyoruz?
cıx cıx cıx...
devamını gör...
iyiliği yaymak için basit ipuçları
biri size herhangi bi şey anlatıyorken dinlediğinizi belli ettiğinizde , birine sebep gerekmeden gülümsediğinizde , günaydın iyi geceler demek gibi insanları mutlu eden küçük davranışlarda bulunduğunuzda mutlaka ortamdan bir iki kişinin bile gülümsemesine sebep olabilirsiniz ve küçük de olsa o kişilerin günlerine güzel bi katkınız olmuş olur .
devamını gör...
vajinismus
vajinayı çevreleyen halk arasında aşk kası olarak da bilinen bulbocavernosus kasının kasılı kalması sonucu, kadının istediği halde vajinanın içine yabancı bir cisim alamamasıdır. bunu illa penis olarak düşünmeyin. fitil, tampon, menstrüal kap ve jinekolojik muayene dahil herhangi bir şeyin alınamamasıdır. genelde vajinada bir problem yoktur, çoğu psikolojik nedenlidir. psikolojik derken pek çok sebepten cinsel birleşmeden korkmayı kast ediyorum, bunu kadının kendi isteğiyle yaptığını düşünmeyin. dediğim gibi kadın istemesine rağmen oradaki kaslar kasılı kalır.
fiziksel ya da psikolojik kaynaklı ağrı beklentisi ile kaslar kendini korumak amacıyla istemsiz kasılır. kaslar kasıldığı ve açılmadığı için cinsel birleşme ağrı, acı verir. yaşanan ağrı sebebiyle kaslar daha çok kasılır, daha çok kasıldıkça da daha çok acır. buna ağrı döngüsü denir. sebebi psikolojik olsa bile bedenen bir tepki vardır ve bu kadının elinde değildir. bu yüzden vajinismus psikosomatik bir hastalıktır. yani duygu ve düşünceler bedende bir karşılık bulur. bundan ötürü en doğru tedavi için jinekologlar, psikiyatr ve gerekirse fizyoterapistle iş birliği içerisindedir. ülkemizde en son 2006'da yapılan bir araştırmaya göre de her 10 kadından birinde en azından hayatının bir döneminde görülmektedir.
fiziksel ya da psikolojik kaynaklı ağrı beklentisi ile kaslar kendini korumak amacıyla istemsiz kasılır. kaslar kasıldığı ve açılmadığı için cinsel birleşme ağrı, acı verir. yaşanan ağrı sebebiyle kaslar daha çok kasılır, daha çok kasıldıkça da daha çok acır. buna ağrı döngüsü denir. sebebi psikolojik olsa bile bedenen bir tepki vardır ve bu kadının elinde değildir. bu yüzden vajinismus psikosomatik bir hastalıktır. yani duygu ve düşünceler bedende bir karşılık bulur. bundan ötürü en doğru tedavi için jinekologlar, psikiyatr ve gerekirse fizyoterapistle iş birliği içerisindedir. ülkemizde en son 2006'da yapılan bir araştırmaya göre de her 10 kadından birinde en azından hayatının bir döneminde görülmektedir.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
devamını gör...
yazarların yazmayı tercih ettiği başlıklar
(bkz: ermolettin) (bkz: abdulseyidbincabbar) bunlar açmadıysa eğer yazıyorum başlığa. bunların başlığı görürsem yazmamaya gayret ediyorum. ama çok tahrik olursam yapacak birşey yok.
devamını gör...
kitap kazanmak için kendini kasmayan yazar
o 800 tanımı kalitesiz entry girerek doldurmak istemediğim için kasmıyorum.
devamını gör...
otobüsteyken kazaya bakmama elitizmi
yarım saat boyunca buna güldüm. ben meraklı gibi bakarım hiç o elitizme sahip değilim.. ayy çok güldüm.*
devamını gör...
santa sangre
sürreal sinemanın allahı alejandro jodorowsky'nin 1989 yapımı sinema filmi. benim kişisel olarak jodorowsky sineması dendiğinde aklıma gelen ikinci film. ve evet ilki el topo da değil, la montana sagrada da. ilki tartışmasız fando y lis. sadece jodorowski sineması değil, sinema dendiğinde aklıma gelen ilk filmlerden biri fando ve lis'in "hikayesi" benim için.
santra sangre yönetmenin tıpkı diğer filmleri gibi sembolik anlatımın, düzen eleştirisinin alegorik sunumunun, "bir dakika, dur, geriye almam lazım" dedirtecek kadar çok ve detaylı alt metnin doruklarında gezen bir anlatı. yönetmenin gerçek yaşam öyküsünü araştırıp bu filmi izlediğinizdeyse fark ediyorsunuz ki aslında kendi filmografisi içinde kendisini en çok anlattığı filmi de bu aynı zamanda. jodorowski sirklerde büyümüş. metafizikle ve hatta tinsellikle yakından ilgili bir insan. bir ayrık ot ve aile içinde bile çokça ötekileştirmeye maruz kalmış. sinema yapmaya başlar başlamaz topa tuttuğu erk'le bu filmde de kanının son damlasına kadar dövüşüyor. oğlu axel jodorowski'nin canlandırdığı fenix ve onun üzerinden kişileştirdiği toplumsal sorunların tümünü (evet sorunları kişileştiriyor, hatta organlaştırıyor) bu perspektiften izlediğinizde taşların nasıl da yerine oturduğunu fark etmek oldukça şaşırtıcı bir deneyim. açıkçası benim için jodorowski'nin en net filmi bu. filmle ilgili çok bir detay vermedim farkındayım ama zaten genel olarak böyle bir sinema yazım alışkanlığımın da olmadığını okuyanlarınız bilirler. sanıyorum şunu söylemem yeterli olacaktır; bu film fenix ve annesi üzerinden önce ataerkilliğe, sonra toplumun norm olarak kabul ettiği hemen her şeye ki bunun içinde aile ilişkilerini de dahil edebiliriz, son kertede de bireyselleşme eğilimine yani en temel insani dürtülere savaş açmanın, katılır katılmazsınız bunun haklılığının beyaz perdede sunumu. ben bu filmi çok sevmem. ama tavsiye listemde üst sıralardadır. 8/10
santra sangre yönetmenin tıpkı diğer filmleri gibi sembolik anlatımın, düzen eleştirisinin alegorik sunumunun, "bir dakika, dur, geriye almam lazım" dedirtecek kadar çok ve detaylı alt metnin doruklarında gezen bir anlatı. yönetmenin gerçek yaşam öyküsünü araştırıp bu filmi izlediğinizdeyse fark ediyorsunuz ki aslında kendi filmografisi içinde kendisini en çok anlattığı filmi de bu aynı zamanda. jodorowski sirklerde büyümüş. metafizikle ve hatta tinsellikle yakından ilgili bir insan. bir ayrık ot ve aile içinde bile çokça ötekileştirmeye maruz kalmış. sinema yapmaya başlar başlamaz topa tuttuğu erk'le bu filmde de kanının son damlasına kadar dövüşüyor. oğlu axel jodorowski'nin canlandırdığı fenix ve onun üzerinden kişileştirdiği toplumsal sorunların tümünü (evet sorunları kişileştiriyor, hatta organlaştırıyor) bu perspektiften izlediğinizde taşların nasıl da yerine oturduğunu fark etmek oldukça şaşırtıcı bir deneyim. açıkçası benim için jodorowski'nin en net filmi bu. filmle ilgili çok bir detay vermedim farkındayım ama zaten genel olarak böyle bir sinema yazım alışkanlığımın da olmadığını okuyanlarınız bilirler. sanıyorum şunu söylemem yeterli olacaktır; bu film fenix ve annesi üzerinden önce ataerkilliğe, sonra toplumun norm olarak kabul ettiği hemen her şeye ki bunun içinde aile ilişkilerini de dahil edebiliriz, son kertede de bireyselleşme eğilimine yani en temel insani dürtülere savaş açmanın, katılır katılmazsınız bunun haklılığının beyaz perdede sunumu. ben bu filmi çok sevmem. ama tavsiye listemde üst sıralardadır. 8/10
devamını gör...
araplara çöl faresi demek
sözlük leş oldu. ayılar cirit atıyor; adı barış olan herif bir ırka çöl faresi diyor.
en kötüsü de hiçkimse sesini çıkartmıyor bunlara karşı.
edit:
edilen hakaretlerle benim dediklerim tekrar tekrar haklı çıktı. teşekkürler.
bu arada cahilliğinizden bilmiyorsunuzdur belki ama almanyadaki bazı fen lisesi hocaları bile türkiyenin bir cumhuriyet olduğunu bilmiyor.
almanyaya gidince aynı ırkçılığı almanlardan görürseniz şaşırmayın.
en kötüsü de hiçkimse sesini çıkartmıyor bunlara karşı.
edit:
edilen hakaretlerle benim dediklerim tekrar tekrar haklı çıktı. teşekkürler.
bu arada cahilliğinizden bilmiyorsunuzdur belki ama almanyadaki bazı fen lisesi hocaları bile türkiyenin bir cumhuriyet olduğunu bilmiyor.
almanyaya gidince aynı ırkçılığı almanlardan görürseniz şaşırmayın.
devamını gör...