(bkz: omurgasızlar)
devamını gör...

bir dönem enes batur denen insan artığının sayfasında sıkça oynadığı bir oyundu. istemsiz bir şekilde aklıma geldi kahretsin bir insan anca bu kadar itici olabilir.
devamını gör...

ayakkabılarım..
canım ayakkabılarım (kalpler)
yemin ediyorum var öyle bir bağ, biliyorum ama ispatlayamam, özellikle loefer larımla aşkım bambaşka..
şu an yeni iş kurduğum için birçoğunu satışa çıkardım, topuklu olanlarıyla pek samimi değiliz ama bir tane baba loefer ım var, satılacağı için bir kere bile giymedim, ondan ayrılmak, düşündürüyor beni :(
ayakkabı dışında da anlam yüklediğim, sakladığım birçok şeyi attım aslında yakın zamanda, bu konuda kendimi eğitmeye çalışıyorum, sadece gerekli olanlara indirmeye çalışıyorum, yinede azalmıyor..
7 yıldır çalışmıyorum, neredeyse, ihtiyaç dışı hiç yeni alışveriş yapmadım, çuvallarca attım, bir yandan satıyorum, öyle çok ultra geliri olan biride değildim (outletçiyim) ama yinede bitmiyor..
velhasıl, kurtulunması gereken nesnelerdir, iyi yada kötü geçmişle, yaşanmışlıkla, nesnelerle, her ne ile olursa olsun, her tür "bağ"ın insanın hızını kestiğini, aşağı çektiğini, özgürleşmesine engel olduğunu düşünüyorum, yaşadığımız evde, odada, sadece yaşamsal gereçlerin olması yeterli aslında, tek yada eşinle, bavulunu toplayıp gidebilmelisin istediğin zaman, önceliğimiz deneyim olmalı, yaşadığımız duyguya, deneyime odaklanmamızı engelleyen uyaranlardır bu bağlar diye düşünüyorum..
bağları kopardıkça, gereksiz eşyalardan kurtuldukça, o kadar hafifliyorki insan, bunlar insana mental anlamda yük de oluyor, yük hafifleyince enerjiniz ve algınızda da yer açılıyor inanın..
gönül bağınızın olduğu birisi varsa, onun dışında hiçbirşeyle bağ kurmak gerekmiyor bence..
devamını gör...

öyle şarkılar vardır ki melodisi çok hoşumuza gider ama adını sanını bilmeyiz, hatırlamayız. işte bu durumda yaptığımız arama eylemidir. örneğin ben katy perry'nin dark horse isimli şarkısını 'haha ha ha ha ha ha' şeklinde aramıştım.
devamını gör...

medyanın insanlara yalan yanlış bilgiler vermesi sonucu insanlarda oluşan saçma sapan düşünce.

yargıtay'ın sansasyon yaratan kararını okuyanınız var mı bilmiyorum ama karar langadanak "kadın ne derse doğru sayarım" demiyor.

hukukumuzda bir soruşturmanın kovuşturma aşamasına geçmesi için kuvvetli suç şüphesi aranır. çocuğun cinsel istismarı ve cinsel saldırı suçları genelde kapalı kapılar ardında işlendiğinden kovuşturma aşamasına geçecek kuvvetli suç şüphesi bulmak zordur. ayrıca hukukumuzda kağıt üstünde tüm deliller soruşturma aşamasında toplanmalı dense de tanıkların genellikle kovuşturma aşamasında dinlendiği, psikolojik raporların kovuşturma aşamasında alındığı ve daha nice delillerin kovuşturma aşamasında dosyaya konduğu, savcıların iddianameleri objektif olmaktan uzak kısıtlı delillerle yazdığı da bir gerçektir.

tam da bu noktada yargıtay, işin kovuşturma aşamasına geçmesi için kuvvetli suç şüphesine gerek olsa da çocuğun cinsel istismarı ve cinsel saldırı suçlarında delil elde etmenin zorluğu, kişilerin delilleri kendi kendilerine toplamalarının neredeyse imkansız olması hususlarını göz önüne almış ve herkesin diline pelesenk olmuş o meşhur kararda şöyle demiştir.
"bir kadın ya da çocuk kendi şerefini ve namusunu da ortaya koyarak, kendisine cinsel istismarda bulunulduğuna dair bir iddiada bulunmaz. o nedenle somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapılır."

söz konusu kararı aramama rağmen bulamadım ama bahsi geçen kararda kadının değil mağdurun beyanı esas alınmalı ifadesi yer alıyordu ve burada mağdurun beyanını esas alarak mahkumiyet hükmü verilmesine dair hiçbir ifadeye de ver verilmiyordu. sadece mağdurun beyanını esas alarak delillerin toplanması ve yargılamanın buna göre yürütülmesi noktasında görüşler vardı.

inanmayan, herhangi ceza mahkemesine gidip de ben cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlara ilişkin dosyaları incelemek istiyorum desin. hiçbir ekstra delil olmaksızın yalnızca kadının beyanına dayanarak verilen mahkumiyet hükmü bulamayacaktır. kadının beyanı sadece soruşturmanın yapılıp delillerin toplanması ve kovuşturmanın başlatılması noktasında yeterli sayılır.

ha bu noktada gelip masumiyet karinesi falan tartışmak isterseniz onları tartışırım. ama kadının beyanını esas alıp ceza veriyorlar gibi bir saçmalığa inanan insanlara akıl fikir diliyorum.
devamını gör...

john steinbeck
devamını gör...

gezerken gördüğüm, sloganı da “bir tost sağa bir tost bağa” şeklinde olan tost-bağa ismindeki fastfood yeme yeridir. gördüğümde gerçekten ilginç gelmişti.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

paulo coelho’nun 1998 yılında yayımlanan kitabıdır. çok zaman oldu bu kitabı okuyalı ama aklımda kaldı ziyadesiyle çünkü o dönem çok tuhaf bir şey oldu. üniversite hayatımın ilk senesini tamamen kendime ayırmaya karar vererek gittim okula. ve o sene bolca kitap ve kitaptan daha çok filmle geçti. filmden kastım sinemaya giderek film izlemektir. o dönem türkiye’de sinemalarda gösterime giren bütün filmleri izledim. veronika’yı okuyup bitirdiğim gün yine bir sinemada film izlemek için çıktım kafeden ve ne zaman görsem sinema değilmiş de içeride başka karanlık işler dönüyormuş hissi uyandırdığı için daha önce hiç girmediğim bir sinemanın önünde bir afiş gördüm: “ wilbur ölmek istiyor”. daha önce adını bile duymamıştım filmin. hemen cesaretimi toplayıp girdim ve beni çok etkileyen bir film izledim. üç nedenden etkilendim filmden: 1. güzel bir filmdi. 2. veronika yeni bitmişti. 3. o sinemada dönen karanlık işler meğer sanat filmleri, festival filmleri göstermekmiş.

veronika ile böyle bir hikayemiz var bizim. veronika ölmek isteyip başaramayan ve bunu haber alan tanrı tarafından işi kolaylaştırılan bir kadının hikayesi. eduar ise tamamen bir son dilek hakkı veronika için.

okunası bir kitaptır.
devamını gör...

küpe. yüzüne çok uyumlu, ışığını arttıran bir çift küpe. diyeceklerim bu kadar
devamını gör...

1 saattir tanımlarını takip ediyorum; noktasından virgülüne, kullanılan kelimeden kullanılmayacak kelimesine kadar kullandığı dile özenle dikkat ettiğini düşünüyorum. girdiği tanımlar ise ancak bir seri katil tarafından girilebilirdi diyerek hem severek okuyup hem ürktüğüm yazardır.
devamını gör...

allah vergisidir. kimi sevdiriyor kimi seviyor.
devamını gör...

çektiğim fotoğrafları sıkılana dek burada paylaşmak istiyorum sözlük.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

benimde katıldığım akım. 3 yıl önceki fotoğrafimi paylaştım ama olsun. sevdiğim güzel bir fotoğrafti sefam olsun. sözlük ahalisi sosyal medyada dünyayı kurtarmakla meşgul olduğu için bakmasınlar.
devamını gör...

sanırım çağın bağımlılığı diğerlerinden daha vahim bir halde. tlf ,internet gibi bağımlılıkların teknolojiden yararlanma adı altında bireyi her geçen gün beyin olarak tüketen en tehlikeli bağımlılık haline geldi. bilemiyorum yaniii.
devamını gör...

kuran'da geçen nisa 34'dür.

yüzyıllarca osmanlı'da bile tefsirlerde "vurmak" olarak geçmiş, kimse dini tahrip etmemiştir.

ama baktılar birileri kadın hakları diyor, insan hakları diyor, hümanizm diyor.
hemen bazı "yenilikçi" din adamları çıktı.

dediler ki yok bu kelime "darabedir durabedir" kökü şudur budur, 78 tane anlama gelir. bu da "yatak ayırmak" anlamına gelir. he kardeşim he çocuk kandırıyorsunuz. aptalız biz.

bırakın. çocuk muyuz. din işte. neyse o.

şekillendirip durmayı kesin artık.
devamını gör...

genellikle genç kadınlarda görülen, yemek yememe, çok az uyuma ve buna rağmen oldukça aktif olmakla karakterize psikolojik bir bozukluktur.

bu hastalar, ince kalma konusunda oldukça takıntılılardır. yemek yemeyi reddederler, çok az uyurlar ve çok aktiflerdir. anoreksiya nervozada kişi, şişman olduğunu düşünürek çok düşük kalorili oldukça sıkı diyetler uygular.

kilo almaktan aşırı korkarlar ve zayıf olmalarına rağmen sıkı diyetler uygularlar. asla ince olduklarına inanmazlar ve sürekli tartılma davranışı gösterirler.

anoreksiya nervoza hastaları da aynı bulimia nervoza hastaları gibi yediklerini kusarak çıkarma davranışı gösterebilirler. ayrıca diyet hapları ve müshil de kullanabilirler.

bu hastalığın kendine özgü bir nedeni yoktur. birkaç faktörün bir araya gelmesi ile ortaya çıktığı düşünülmektedir. hastaların mükemmelliyetçi olması, bebeklik dönemindeki yanlış beslenme davranışları, genetik yatkınlık ve çevresel faktörler etkili olabilir. özellikle moda dünyasındaki zayıf olmanın güzellikle bağdaştırılması ergenlik döneminde olumsuz bir etki yaratabilir.

anoreksiya nervoza tanısı, kişinin normal kilosunu kabul etmemesi, kilo almaktan duyulan aşırı korkusunun değerlendirilmesi ile koyulur.
devamını gör...

evi kiraladığında evde ampul yoktu ise gayet normal davranan kiracıdır.
devamını gör...

insanlar o kadar kaba, o kadar kendini bilmez, işinizi zorlaştırmaya çalışan, yeri gelince kıskanç ve bencil ki... ve bu huylarıyla öyle güzel övünüyorlar ki...
bu doktor ölmeyi düşünmedi, düşündürüldü. buna intihar demek güç, bu bir cinayet. hem de birden fazla katili olan bir cinayet.
6 sayfa ya, gitmeden önce içindekileri ve düşüncelerini dökebilmek için 6 sayfa harcamış. son yazısını 6 sayfalık yazmış. 1 sayfa değil, 2 değil, 3, 4, 5 değil. 6 sayfa! kalbi ne kadar kırıldıysa tam 6 sayfada bunu açıklamaya çalışmış.

bir intihar olunca 'bunalımdaymış' deyip geçiliyor. insan hiçbir şey yokken kolay kolay bunalır mı? biri intihar ediyor, 'zaten depresyondaymış' oluyor. kimse o kişiye neler yaşatıldığının peşine düşmüyor. çünkü biliyorlar, eğer düşerlerse bu intihar değil, cinayet olacak. katili de bir iki kişi değil, onlarcası çıkacak. hatta bir sır vereyim mi? yapılan her türlü baskıya göz yumdukları için yüzlercesi suçlu sayılacak.

eh, biz de aptal değiliz neticesinde. yüzlerce suçlusu olan bir cinayeti açığa çıkarmak istemeyip ismine ''intihar'' diyoruz. o kadar da aptal değiliz, o kadar da değil...
devamını gör...

senelerdir kitap okuyorum bu pozlardan sonra kitap okumayı bırakıyorum dediğim başlıktır.
midem bulandı yemin ederim.
devamını gör...

anlamadığım başlıktır.
çok fazla boş var neyi nereye koyacağımı çıkaramadım.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim