bu sorumluluğu hissetmek için büyük bir kitlenin ya da tüm sözlüğün sizi sevmesine gerek yok. tıpkı normal yaşantımızdaki gibi. bir kişinin bile yazdıklarınızı dikkate aldığını, okuduğunu bilmek büyük etken. en azından benim için önemli. tarzımı ve düşüncelerimi ifade etmemi yönlendirecek boyutta değil elbette. sadece bazen "bu tanımı yazmaya gerek var mıydı sahiden?" diye düşünmeme ve tanımı silmeme sebep oluyor.
devamını gör...

lütuf değil gerekliliktir de bu zamanda artık lütuf sayılmaktadır. karşımızdaki kişiyi olduğu gibi sevip daha sonra onu değiştirmeye çalışıyoruz. ne büyük ahmaklık.
devamını gör...

öz saygısını yitirmek. kendi kendine bu kadar zarar verebilecek başka bir şey yok.
devamını gör...

kuzey meksika'daki chihuahua eyaletinde, laguna agate bölgesinden 40 mil uzaktaki bir yerleşkeden gelir. kırmızı, sarı, mavi, pembe gibi birçok rengi vardır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bahsettiğim bölgedeki çoğu su birikintisinde bulunabilir ve yaşının yaklaşık olarak 38 milyon olduğu sanılmakta. üstelik söylenene göre coyamito akik taşı yalnızca o bölgede bulunan egzotik bir değerli taş.
taşın gerginliği azalttığına, bağışıklığı güçlendirdiğine ve hafızayı geliştirdiğine inanılıyor.
devamını gör...

merhaba!
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kendi sarmalında
döndün, döndün, sanma ki daha dönmeyeceksin
kalsan da bir yer için, aslında hep gidiyorsun.
şimdi, acının ormanından geçiyorsun
her şey bir daha kanasa da
ne geçtiğin yola ne sana dokunabilirim ben
geç meleğim, senin de şarkıların olsun içindeki telleri titreten.


birhan keskin - iz.
devamını gör...


insan evriminde alet kullanımının önemini hepimiz biliyoruz fakat, acaba dilin gelişiminde de bir rolü olabilir miydi? bazı paleonörobiyologlar beynin el becerisinden sorumlu nöronları ve konuşmadan sorumlu nöronları aynı bölgede olduğu için alet kullanımının dilin geliştirilmesine pozitif etkisi olduğunu iddia eder. karşıt görüş ise el becerisi ve dilin çok farklı mekanizmalara sahip olduğu ve evrimsel yönden ortak bir motivasyona sahip olamayacaklarını söyler. o zaman elimizdeki bilgileri tekrar ortaya dökelim ve kararı sizlere bırakalım.

daha önce belirttiğimiz gibi beynin konuşma ve dilden sorumlu alanları broca ve wernicke alanlarıdır. bu bölge çevresinde ayna nöronları dediğimiz nöron grupları bulunur. peki ayna nöronları nedir? bilim insanları maymunlar üzerinde deney yaparken, çeşitli video izletilen maymunların hareketsiz bir şekilde izledikleri halde beyinlerinde bazı motor nöronların aktif olduğunu gözlemliyorlar. bunu çok şaşırtıcı buldukları için daha farklı deneyler yapmaya karar veriyorlar.

el becerisi isteyen herhangi bir alet kullanımıyla ilgili bir videoyu "mesela el matkabı kullanan bir insan videosu" izleyen maymunların nöronları aktif olurken, otomatik çalışan bir makineyle ilgili "mesela otomatik bir dokuma tezgahı" video izleyen maymunlarda bu nöronlar aktif olmuyor. bilim insanları bu nöron gruplarını ayna nöron olarak adlandırıyorlar ve gözleme dayalı taklit ederek öğrenmeden sorumlu olduklarına karar veriyorlar.

ayna nöronların insanlarda da varlığı çok kısa bir süre önce keşfedilmiştir ve bilim açısından çok önemli bir keşiftir çünkü, insanı insan yapan öğelere ışık tutmaktadır. ayna nöronları özellikle görsel ve işitsel duyulara duyarlı nöron gruplarıdır. yanınızda birisi esnediğinde sizin de esnemeniz, birisi bıçakla bir şey doğrarken elini kestiğinde sanki siz de kendi elinizi kesmişsiniz gibi tepki göstermeniz, hüzünlü bir film izlerken gözlerinizden yaşların süzülmesi, başkasının söylediği şarkının sizin de dilinize dolanması, bir işin nasıl yapılacağını yapan kişiyi izleyerek öğrenmeniz, sürü psikolojisi ile çoğunluğun yaptığı şeye ayak uydurmak "otobüse binerken ya da bedava baklava dağıtılırken oluşan izdiham", hatta birisini topluca linç ederken hissedilen rahatlık gibi pek çok şeyden ayna nöronları sorumludur.

ayna nöronları el becerisine dayalı aktivitelerin gözlemi sırasında rol sahibiyse işaret diliyle iletişim sırasında da bir rolleri olabilir mi? çok büyük ihtimalle evet. daha önce işaret diliyle iletişim kuran işitme engelliler üzerinde yapılan deneylerde beyinlerinin broca ve wernicke alanlarının aktif olduğunu söylemiştik. dudak okuma becerisinin kazanılmasında da ayna nöronların görevli olduğunun gözlemlendiğini söylersek, sanırım taşlar yavaş yavaş yerine oturmaya başlamıştır.

her şeyin temelinde ayna nöronları vardı. ilk insansılar el becerisi kazanmaya başladıkça, ayna nöronları sayesinde bir birlerinden taklit ederek alet yapımını ve kullanımını öğrendiler. ilk insansıların yaptığı "hand axe", el baltası dediğimiz bazı taştan aletler var. bunların bir çoğu pratik kullanım için uygun ve ergonomik değildir, hatta çoğunda herhangi bir kullanıma dair bir iz bile yoktur. yani, "kullanma da yanında yat" mantığıyla yapılmış. 2 milyon yıl önce sanatsal atılımlar için henüz çok erken olduğunu göz önünde bulundurursak, atalarımız niçin bu aletleri yapma ihtiyacı duymuş olabilirler ki?

"hanım koş, hele bana bir taş getir, komşunun oğlu değişik bir şey yapmış, bakalım ben de yapabilecek miyim" psikolojisiyle, ne amaçla yapıldığını umursamadan ve ne işe yarayacağını bilmeden içgüdüsel duygularla yapılmış olabilir mi? peki sizce? evrimsel süreçte atılan her adımın bir amacı ve bu adımın ortaya çıkardığı bir sonucu vardır. hiçbir şey boşuna yapılmaz. peki bu arada alet yapımını ve kullanımını neden erkeğin üzerine indirgenmiş bir eylem olarak lanse ediyoruz?

alet yapımı kadın atalarımız tarafından önemli bir cinsel seçilim kriteriydi. yani aslında kim daha becerikli ise o daha fazla tercih ediliyordu. daha güzel ve simetrik alet yapabilen daha becerikli ve zekiydi. daha zeki ve becerikli olan daha iyi avlanma stratejisi uygulayabiliyordu. daha iyi strateji geliştirebilen klanın diğer üyelerine daha çok liderlik ediyor olmalıydı. evet atalarımız karşı cinsle sevişebilmek için kullanmadıkları bu aletleri yapmış olmalılardı. nitekim cinsel seçilimde karşı tarafı manipüle etmek ucuz değildir ve bedeli vardır. cinsel seçilim için masaya lüks bir arabanın anahtarını koymak ucuz ve ilkel bir davranıştır ama bedeli pahalıdır.

alet kullanımı direkt konuşma dilinin gelişimini tetikleyen bir süreç olmasa da dolaylı yoldan etkileri olmuştur. elleri daha becerikli ve zeki bireyler seçildikçe, kullanılan işaret dilinin de daha karmaşık ve gelişmiş bir hal alması gibi. ya da ilerleyen süreçte farklı aletler yapıldıkça bunların proto-dil ve sesler seviyesinde isimlendirilmesi gibi. el becerisi, taklit, öğrenme, empati gibi olgulardan sorumlu olan, dilin de gelişiminde önemli bir payı olan ayna nöronlara evrimsel gelişimimizde çok şey borçluyuz.

devam edecek...
devamını gör...

brunch kültürü bence asıl israf kahvaltıdır. serpme kahvaltı en azından kişi sayısısına göre daraltılabiliniyor. bir kahvaltı sever olarak serpme kahvaltı olan masadaki her şeyi tüketebiliyorum. *
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


t: sosyal olmadığını kabullenmeyen yazar.
devamını gör...

barış akarsu'dan dinlenip de eşlik etmeme olasılığının olmadığı müthiş enerjili şarkıdır.
devamını gör...

ağdası, pedi, sütyeni.... ve nedense en çok zam gelen ürünlerden bunlar..
ağda yapmasak kıllı diye yaftalanıyoruz, sütyen giymesek, or***u oluyoruz, ahlak bozucu oluyoruz. ki eskiden ucuz fiyatlara sütyen bir şekilde bulunabiliyordu, pazar gibi yerlerden, ama şuan pazarlardakiler bile çok pahalı, rahatsız, kötü, kalitesiz olanları bile....
pede karşı olan insanlar da var, özellikle dindar kesimin ahlakı süt gibi en ufak bir şeyde bozulduğu için, marketlerde ped, tampon, vs görmeye katlanamıyorlar. acaba neyin kafasını yaşıyorsunuz bilmiyorum ama hepinizden iğreniyorum. ve hala ülkemizde ped veya tampona ulaşamayan kadınlar var, fiyatlarından ötürü, onların sağlıklarını tehdit edecek şekilde bu dönemi atlatmaya çalışıyorlar. %50'si kadın olan bir ülkede bunların bu kadar pahalı olması korkunç...
ve daha niceleri, bunlar en zaruri ihtiyaçlardan bir kaçı sadece.
devamını gör...

sağlıklı bir ilişki için olması gerekendir. eskiden kendinden tamamen farklı biriyle olmanın birbirinin tamamlayıcısı olduğunu düşünürdüm. (bkz: dikotomi) fakat benzer ideolojiye sahip olmadan aynı yol üzerinde ilerlemenin zor olduğunun farkına vardım. neticede o yolda birliktesiniz ve aynı pencereden bak(a)madığınızdan karşınıza en ufak bir engel çıktığında bile ortak bir noktada buluşamayıp düşüp kalmanız olası.
devamını gör...

bedri rahmi eyüboğlu türk yazar, şair ve ressamdır. 18 e yakın resmi ve 11 e yakın şiir kitabı bulunur. kendisinin en sevdiğim ve çok anlam ifade eden üç dil şiirinden bir alıntı:
....en azından üç dil bileceksin
en azından üç dilde
ana avrat dümdüz gideceksin
en azından üç dil
çünkü sen ne tarih ne coğrafya
ne şu ne busun
oğlum mernus
sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.
devamını gör...

nil karaibrahimgil'in tatlı bir şarkısıdır.

gitme yoksa katlederim bizim yan komşuları
sonra polise derim öldürmüş masumları.

devamını gör...

kadın haklarını, lgbt bireylerini, çocukları koruyan sözleşme. "türk aile yapısını bozuyor" diye kaldırdılar. türk aile yapınıza tüküreyim sizin.
devamını gör...

muhalefetin en büyük yanılgılarından biri budur. özellikle kılıçdaroğlu savunucularının temel argümanı bu. oysa ki iktidar zaten chp'ye oy veren seçmenin oyuyla değil, kararsız olan seçmenin oyuyla belirlenecek. kararsız seçmen kitlesinin de kılıçdaroğlu veya başka bir güçsüz adayı erdoğan karşısında destekleyeceğini sanmıyorum. bölük pörçük tüm muhalif partilere yayılan oylar yeniden akp'nin seçimi kazanması demektir.
devamını gör...

--- alıntı ---

ceza hukukçusu prof. dr. izzet özgenç, ismini vermediği ve hukukçu olduğunu belirttiği bir milletvekilinin bir öğrenciye hukuk sınavında yardımcı olması için danışmanına talimat verdiğini öne sürdü. özgenç "ilgili milletvekilinin, bu görevinden istifa etmesi veya etmesinin sağlanması gerekir" dedi.akp'li cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan'a yakınlığıyla bilinen ceza hukukçusu prof. dr. izzet özgenç, bir üniversitenin hukuk fakültesinde yapılan sınavda bir öğrenciyle milletvekili talimatıyla torpil yapıldığını öne sürdü.

atılan twitte şu ifadeler yer aldı:"hukukçu olan "başörtülü" bir milletvekili, bugün saat 10.30'da çıkacağı uçak yolculuğu sırasında bir hukuk fakültesinde online yapılacak olan idare hukuku sınavı sorularının cevaplandırılmasında ismini verdiği bir öğrenciye "yardımcı" olması için danışmanına talimat verdi."

'başörtülü bir milletvekili' vurgusu yapmasına eleştiriler gelmesi üzerine özgenç, yeni bir açıklama daha yaptı:"bu hesap sahibi, malum "28 şubat süreci"nde basılıp yayımlanan "başörtüsü yasağının hukuki açıdan değerlendirilmesi" adlı kitapçığın yazarıdır.
yazar, bugünkü paylaşımıyla, başörtüsünden değil, başörtüsünün kirletilmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirmiştir."

prof. özgenç, son olarak da "dünkü sınav olayı ile ilgili temel sorun, öğrencinin bir milletvekiline ulaşarak, gireceği sınavla ilgili “yardım” talebinde bulunma cesareti göstermesidir. bu cesaretin kaynağı, gayrimeşruluğuna rağmen, vaki talebe milletvekilinin icabet etmesidir. bu nedenle, ilgili milletvekilinin, bu görevinden istifa etmesi veya etmesinin sağlanması gerekir" çağrısı yaptı.

--- alıntı --- buradan
devamını gör...

rasifbkr ukdesi.

samimiyeti olmayan ve karşısındaki kişiye kıymetimi bil anlamında söylenen söz.
ortada bir iyilik vardır veya ona göre yaptığı şey iyilik statüsündedir ve karşısındaki insandan bunun için minnet duymasını bekler.
‘bak senin için buralara kadar geldim, değerimi bil’. ‘ bak sen mesaj atmadan ben mesaj attım, değerimi bil’. bir insanın bu sözü kullanması için ya gerçekten kendini kabullendirmeye ihtiyacı vardır ya da size yaptığını lütuf olarak göstererek başka beklentiler içindedir. her durumda da samimiyetsizdir.
devamını gör...

dünya soğur, akşam serinlerken,
benim sensiz sevinecek bir şeyim yok.
kılı kırk yardım, altını üstüne getirdim,
ve işte en geniş cümlem:
içimi açtım sana.
içini açmak için.
* *

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ispanyolca ve portekizce'de "üç" anlamına gelen kelime olmakla beraber, aynı zamanda küba kökenli bir müzik aletine verilen isimdir. tres üç aşamalı bir akorofondur. bu enstrümanın en yaygın çeşidi, altı telli orijinal küba tres'idir. sesi küba son'unun * belirleyici bir özelliği haline gelmiştir ve genellikle çeşitli afro-küba türlerinde çalınmaktadır.
1930'larda bu enstrüman, dokuz telli ve cuatro'nunkine benzer bir gövdeye sahip porto riko tres'ine uyarlanmıştır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim