dahiyane reklamlar
paradontax reklamını asla unutamam, adamlar çok iddialı.
devamını gör...
ücretsiz burun ameliyatı için nefes alamıyor taklidi yapmak
sevdiği kız burnunu beğeniyor diye nefes alamadığı halde ameliyata direnen beyler var bir de, iyi ki varlar efenim, burun önemli tabi. ..
devamını gör...
mesaj alımını kapatan yazar
mesaj alımı açık olan yazarları bi geriyor niyeyse. kapattık olm işte ne ergenliğimiz kaldı ne dikkat çekiciliğimiz. iki seçenekte geçersiz, sıradaki gelsin.
devamını gör...
canaşırılık
yarı yeşilevham ukdesi.
iki gün yoktum, taaa diplerdeki sandık lekeleri gitsin, bi hava alsın içim diye dolaşmaya çıktım yarımadamda, güzel de oldu. neyse;
döndüm, o iki günde ve daha öncesinde gözümden kaçanları okumaya başladım, yeşilevham'ın bir yazısında denk geldim bu kelimeye, o zaten her zaman olduğu gibi kelimeleri harika kullanıp içini yarı dökmüş, kazak türkçesinde şefkatlilik, merhamet anlamına geldiğini de yazısının en başına iliştirmiş, de?
yazısında bir şey yazmış, ben de katılıyorum buna, bu kelimenin ardında başka bir şey var, kelime anlamı yetmiyor, kelime anlamı tam karşılamıyor içini, içimi.
üfleseler sönüverecek gibi bir kelime bu, hani bir saniye bakmasan yok olacak, o merhamet ve şefkat sahipsiz kalacak, aniden bitecek.
ne zor kelime tanrım ve bazen içinde olan biteni yansıtıp kelimelere dökmek ne kadar zor?
bazen sadece kullanmak gerekiyor ama böyle kelimeleri, anlamını anlamlandırmaya çalışmadan, insanın içinde yansıttığı boşluk ve hoşluk kıvamına uydurarak öylece kullanmak.
mesela ben gidenim için şöyle derim gönül rahatlığı içinde, ne cümle içinde sırıtır ne de kendi içimde.
bir canaşırılık nefesim vardı, o da yokluğunla soldu.
evet, bazı kelimeler çok güzel ve çok zor ve teşekkürler tanrım!
iki gün yoktum, taaa diplerdeki sandık lekeleri gitsin, bi hava alsın içim diye dolaşmaya çıktım yarımadamda, güzel de oldu. neyse;
döndüm, o iki günde ve daha öncesinde gözümden kaçanları okumaya başladım, yeşilevham'ın bir yazısında denk geldim bu kelimeye, o zaten her zaman olduğu gibi kelimeleri harika kullanıp içini yarı dökmüş, kazak türkçesinde şefkatlilik, merhamet anlamına geldiğini de yazısının en başına iliştirmiş, de?
yazısında bir şey yazmış, ben de katılıyorum buna, bu kelimenin ardında başka bir şey var, kelime anlamı yetmiyor, kelime anlamı tam karşılamıyor içini, içimi.
üfleseler sönüverecek gibi bir kelime bu, hani bir saniye bakmasan yok olacak, o merhamet ve şefkat sahipsiz kalacak, aniden bitecek.
ne zor kelime tanrım ve bazen içinde olan biteni yansıtıp kelimelere dökmek ne kadar zor?
bazen sadece kullanmak gerekiyor ama böyle kelimeleri, anlamını anlamlandırmaya çalışmadan, insanın içinde yansıttığı boşluk ve hoşluk kıvamına uydurarak öylece kullanmak.
mesela ben gidenim için şöyle derim gönül rahatlığı içinde, ne cümle içinde sırıtır ne de kendi içimde.
bir canaşırılık nefesim vardı, o da yokluğunla soldu.
evet, bazı kelimeler çok güzel ve çok zor ve teşekkürler tanrım!
devamını gör...
kibar minibüs şöförü
(bkz: köşeli daire)
devamını gör...
henceforth dance radyo yayını
edit : 21:45'te warm-up yayın ile başlayacak olup; 22:15'te esas programa geçiş yapacak olan programdır.
devamını gör...
güne bir yeşilçam şarkısı bırak
nesrin sipahi’siz olur mu?
devamını gör...
uzay insanı
uzay araştırmalarına katılan ve uzaya giden insanlardır.
astronot: genellikle avrupa ve abd tarafından kullanılır. yıldızlararası uzay yolcusu anlamına da gelir
kozmonot: rusya ve rusya'ya bağlı yakın ülkelerde kullanılır. genel anlamda uzay insanı anlamındadır.
taykonot: çince uzay anlamına gelen tàikōng kelimesinden türemiştir ancak çin'de uzun süre kullanılmamıştır.
spasolog: fransızlar kendi uzay araştırmalarına katılan ve uzaya çıkan insanları için kullanır.
astronot: genellikle avrupa ve abd tarafından kullanılır. yıldızlararası uzay yolcusu anlamına da gelir
kozmonot: rusya ve rusya'ya bağlı yakın ülkelerde kullanılır. genel anlamda uzay insanı anlamındadır.
taykonot: çince uzay anlamına gelen tàikōng kelimesinden türemiştir ancak çin'de uzun süre kullanılmamıştır.
spasolog: fransızlar kendi uzay araştırmalarına katılan ve uzaya çıkan insanları için kullanır.
devamını gör...
normal sözlük kelimelik turnuvası
ilk başta kulağa çok harika gelen, vay arkadaş hadi bakalım dedirten fakat zamanla skor üreteceğim diye dar alanda kısa paslaşmalara dönen*, hayatta hiç kullanmayacağımız iki üç harfli kelimeleri biraraya getirmeye çalıştığımız, hecelerin matematiği diyebileceğimiz bir oyun, turnuva.
açıkçası 'kelime' kavramı benim için kutsal.
kusura bakmayın ama güzel kelimeleri kullanamayacaksam ne yapayım öyle oyunu.
hasılı ben yokum dostlar bu turnuvada!
fakat her şeye rağmen bu tarz hareketler güzel oluyor.
oyunun ve turnuvanın müdavimlerinin de ne kadar iyi kitapseverler ve okurlar olduğuna şüphem yok.
bu arada puan kaygısından ziyade sevdiği kelimeleri paylaşmak için oynamak isteyen olursa her zaman beklerim: 433oynatanaykut.
edit: durun durun bu böyle çok filtreli, çok ilkesel oldu. içinizden demeyin sonra bıktık şu aykut'un ilkelerinden diye. tek sebep bu değil.
maşallah bazı yazarlar tereyağından kıl çeker gibi benim arayıp da zar zor bulamadığım kelimeleri şıp diye buluyorlar.
bilinçaltımdaki ses de sen bunlarla kapışamayacaksın galiba diyor. sanırım şu aşamada durumu kotarabilecek sevide değilim. matematiksel zekam da yetmiyordur belki bilemiyorum.
ama ağırlıklı olarak bahsettiğim kelimelik oyununun yapısal problemleri bırakmamda etkili oldu.
tekrar ediyorum bu oyun kelime oyunu falan değil, tamamıyla matematik oyunu.
görsel ve matematiksel zekayı bir arada kullanabiliyorsanız biçilmiş kaftan.
not: ulan ne pis bi ego varmış bende de.
bu sözlük ağzıma tükürdü resmen. neyse!
tutarsızlığın dibindeyim editi: şimdi de random birileriyle oynuyorum. ne olacak bu işin sonu hey allah'ım.
açıkçası 'kelime' kavramı benim için kutsal.
kusura bakmayın ama güzel kelimeleri kullanamayacaksam ne yapayım öyle oyunu.
hasılı ben yokum dostlar bu turnuvada!
fakat her şeye rağmen bu tarz hareketler güzel oluyor.
oyunun ve turnuvanın müdavimlerinin de ne kadar iyi kitapseverler ve okurlar olduğuna şüphem yok.
bu arada puan kaygısından ziyade sevdiği kelimeleri paylaşmak için oynamak isteyen olursa her zaman beklerim: 433oynatanaykut.
edit: durun durun bu böyle çok filtreli, çok ilkesel oldu. içinizden demeyin sonra bıktık şu aykut'un ilkelerinden diye. tek sebep bu değil.
maşallah bazı yazarlar tereyağından kıl çeker gibi benim arayıp da zar zor bulamadığım kelimeleri şıp diye buluyorlar.
bilinçaltımdaki ses de sen bunlarla kapışamayacaksın galiba diyor. sanırım şu aşamada durumu kotarabilecek sevide değilim. matematiksel zekam da yetmiyordur belki bilemiyorum.
ama ağırlıklı olarak bahsettiğim kelimelik oyununun yapısal problemleri bırakmamda etkili oldu.
tekrar ediyorum bu oyun kelime oyunu falan değil, tamamıyla matematik oyunu.
görsel ve matematiksel zekayı bir arada kullanabiliyorsanız biçilmiş kaftan.
not: ulan ne pis bi ego varmış bende de.
bu sözlük ağzıma tükürdü resmen. neyse!
tutarsızlığın dibindeyim editi: şimdi de random birileriyle oynuyorum. ne olacak bu işin sonu hey allah'ım.
devamını gör...
islam ile hristiyanlık arasındaki en temel fark
iki din arasındaki en temel fark şüphesiz tanrı'nın algılanış biçimidir. islam inancı tanrı'yı insani tüm özelliklerden tümüyle ayırır. tevrat'ın tanrı'yı tasvir edişi ve hristiyanlıktaki üçlemeden farklı olarak islam, tevhid inancı ile birlikte antropomorfizm düşünceyi tümüyle reddeder. kur'an'daki tanrı tanımalarına bakıldığında "bir ve tek" anlamına gelen "vahd" kökünden türemiş birçok kavram görülebilir. yine tevrat'a göre musa, tanrı ile yüz yüze görüşmüştür. yakub, insan şekline bürünmüş olan tanrı ile güreşmiş ve üstelik yenmiştir de. hristiyan düşünceye göre de isa bu örneklere benzer bir konumdadır. bunların aksine kur'an'da "gözler onu göremez, o ise bütün gözleri görür" şeklinde bahsedilir. bu bağlamda iki din arasındaki farkın "cebrail" olduğu da söylenebilir. tamamen gözlemsel olarak bakıldığında hristiyan ve yahudilikte tanrı'ya ulaşım kolaydır, insani boyutta rastlanabilir düzeydedir. islam ise bunu bir aracı ile yapar, asla tanrıyla yüz yüze gelinemez. bu aracı da yine tanrı'nın kendi yarattığı, insanın bir payının olmadığı bir araçtır. kur'an'da muhammed dönemindeki putperestlerden bahsedilirken özellikle "müşrik" tanımlaması yapılır, ki bu konu için önemli bir noktadır bence.
aynı zamanda muhammed kendi döneminde resim, heykel, put gibi görsellerin yapımını yasaklamıştır. bu, hem coğrafyada hakim olan adetler yüzünden allah'a ulaşmak için bir araç yapılmasını hem de muhammed'in resmedilmesini (hoş o dönem halkın insan resmi çizmek gibi zevkleri de yoktu ama) imkansız hale getirmiştir.
sonuca gelirsem, bunu metnini bütününde olduğu gibi olumlu veya olumsuz bir anlam yükleyerek yapmıyorum, islam hayal edilemeyecek bir tanrı ortaya koymuştur: allah. yani, kuran'ın tanrısına inanmış bir kişi tanrıyı hayal ettiğinde boşluktan, sonsuzluktan başka bir şey bulamaz. onu herhangi bir kalıba, biçime sıkıştırmadığı için tanrı her şeydir, her yerdir, her yerdedir.
kişisel: yine tüm bu söylediklerim benim gibi teistlerin zaman zaman panteizm, omnizm gibi kavramlar arasında gidip gelmesine sebep olabilir.
aynı zamanda muhammed kendi döneminde resim, heykel, put gibi görsellerin yapımını yasaklamıştır. bu, hem coğrafyada hakim olan adetler yüzünden allah'a ulaşmak için bir araç yapılmasını hem de muhammed'in resmedilmesini (hoş o dönem halkın insan resmi çizmek gibi zevkleri de yoktu ama) imkansız hale getirmiştir.
sonuca gelirsem, bunu metnini bütününde olduğu gibi olumlu veya olumsuz bir anlam yükleyerek yapmıyorum, islam hayal edilemeyecek bir tanrı ortaya koymuştur: allah. yani, kuran'ın tanrısına inanmış bir kişi tanrıyı hayal ettiğinde boşluktan, sonsuzluktan başka bir şey bulamaz. onu herhangi bir kalıba, biçime sıkıştırmadığı için tanrı her şeydir, her yerdir, her yerdedir.
kişisel: yine tüm bu söylediklerim benim gibi teistlerin zaman zaman panteizm, omnizm gibi kavramlar arasında gidip gelmesine sebep olabilir.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
sevince . . .
devamını gör...
seçim paradoksu
insanların seçim özgürlüğünün arttığı oranda, seçimlerinden memnuniyet oranlarının da düştüğünü ortaya koyan bir araştırmadır.
yani insanların seçim yapacakları seçenekler arttıkça, seçmiş oldukları şeyden daha az memnun oluyorlar.
psikologlar mark lepper ve sheena ıyengar bu teoriyi bir süpermarkette denemişlerdir. reçel satacakları bir deneme standı kurarak insanlara bir seferinde 6, diğerinde 24 seçenek sunmuşlardır. deneyin sonunda 6 seçenek sunulan kişilerin yüzde 30'u reçel alırken, 24 seçenek sunulan kişilerin ise yüzde 3'ü reçel satın almıştır.
yani insanların seçim yapacakları seçenekler arttıkça, seçmiş oldukları şeyden daha az memnun oluyorlar.
psikologlar mark lepper ve sheena ıyengar bu teoriyi bir süpermarkette denemişlerdir. reçel satacakları bir deneme standı kurarak insanlara bir seferinde 6, diğerinde 24 seçenek sunmuşlardır. deneyin sonunda 6 seçenek sunulan kişilerin yüzde 30'u reçel alırken, 24 seçenek sunulan kişilerin ise yüzde 3'ü reçel satın almıştır.
devamını gör...
snowpiercer
ilk birkaç bölümden sonra olayların çok hızlı cereyan edişiyle ekrana kilitleyen ve kendini izleten dizilerdendir. yer yer bazı mantık hataları bulunsa da, aynı temada çok daha güzel dizi ve filmler olsa da şans verilebilecek bir dizi olduğunu düşünüyorum. birinci sezonun bitişiyle yeni sezonu merak ettirdi.
devamını gör...
demir baybars
aynı zamanda bir yazar.
gece beyi.
gece beyi.
devamını gör...
görünmez el teorisi
adam smith tarafından ortaya atılan; herhangi bir müdahale olmaksızın, piyasanın kendi kendine dengeye gelmesi teorisine dayanır. bir bakıma devlet müdahalesine karşı çıkmaktadır.
devamını gör...
siber saldırı
bilgisayarlara, bu teknolojiyle çalışan sistemlere ve ağlara kasıtlı olarak yapılan yasa dışı müdahale.
devamını gör...
sevilen kitabın en vurucu cümlesi
kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım. - tutunamayanlar
devamını gör...


