“sana dün bir tepeden baktım aziz istanbul!
görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
nice revnaklı şehirler görülür dünyada,
lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yada
sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.”

yahya kemal beyatlı şiiri.
devamını gör...

yazarların uykuya daldığı en ilginç yerlerdir.

üniversitede okuduğum dönem, akşama doğru başlayan bir ders için girdiğim sınıfta uyuya kalmamdı.

oldukça yorgun olduğum bir gündü ve bu yüzden yanlış sınıfa girmiştim ve saat 21 civarı okulun güvenlikleri uyandırmıştı.
devamını gör...

durumum aynen böyle
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

babasıyla iletişim kurabilen insanlar da mı varmış?
(bkz: daddy issues)
devamını gör...

e ben uçuyorum ama fiziksel olarak olmasada...
devamını gör...

kendisini "tarabya'da bizim uşaklar etiler'de yumuşaklar" sözüyle hatırladığım bir döneme damgasını vurmuş türkücüdür. tabi bu sözünden sonra epey tepki görmüş, yamulmuyorsam onun da topuğuna vurmuşlardı.
devamını gör...

gencecik bir kıza bu kadar yüklenilmesini doğru bulmuyorum. bu da şiddetin başka bir türüdür. bazı alışkanlıklar zamanla oluşur. bugün eleştiriye belki doğru üslup ile cevap vermemiştir bir yıl sonra teşekkür edecek olgunluğa erişir. insanız, kimse kusursuz değil. hoşgörü hayatı daha yaşanır kılar.

gözleri ayrı güzel, yüzü ayrı.
devamını gör...

çeşitli ülkeler hakkında girdiğimiz değişik bilgileri içeren başlık.

bunlardan biride afganistan'da yaşanmış ve belki hala daha yaşanmakta olan olaylar. afganistan'da akut gastroenterit hastalığına halk arasında türk hastalığı denmektedir.

özellikle ülkeye yeni ayak basmış her türkün ilk yakalandığı hastalıktır bu. hele ki yanılıp yazılıp dışarıda yemek yediyseniz. bakın dışarıda yani bayağı bayağı sokakta.
sokak satıcıları vardı. patates kızartıyor, adını bilmediğimiz bir takım yemekler yapıp satıyorlardı. eller ah o eller, sağa sola sürelen eller, oralarına buralarına sürülen eller, kirden rengi değişmiş eller...

kasaplarda dolap yok oralarda. etler yolların kenarlarında asılı. yani umarım hala öyle değildir ama. benim orada bulunduğum senelerde hijyen konusu bayağı sıkıntılıydı. sokaklardaki kokular, etlerin üzerlerilerinde uçuşan sinekler, pis akan sular, koyunlar çöplerde otluyordu daha neler neler...

biz tabi çok dikkat ediyorduk. yemeye içmeye. okulda bize özel aşçılar olmasına ve her şey bizim hijyen şartlarımıza uygun olmasına rağmen biz yinede yemekhane yemeklerini yemiyorduk. kendi mutfağımızda kendimiz hazırlıyorduk.

bir gün bir veli ziyaretinde mecburi ikram edilen yiyeceklerden yedik. sonraki bir iki gün benim için işkenceydi. elimi kaldıramıyor, önümdeki suyu içemiyordum. koko alıp hastaneye götürdü. kan testi, muayne vs derken eve dönerken sordum kokoya 'hijyen nist hemşire türko hastalik' deyip sırıttı. sizin bünyeler çok zayıf derdi hep.

kusur bizdeydi onlara göre biz zayıftık o şartlara uygun değildik. üç sene kaldım o ülkede iki kez yakalandım bu hastalığa. ikisindede koko hep dalga geçti benimle. bazı öğretmenlerin bünyeleri okadar zayıf oluyordu ki rapor alıp tayin istiyorlardı.

bakın 'bu ülke bu kişinin yaşam şartlarına uygun değil' raporu gördü bu gözler. hey gidi hey daha neler neler yaşandı. aklama geldikçe yazar sizlerle de paylaşırım.

not: yaklaşık on yıl öncesine ait anılar, bilgiler bunlar. değişim olmuşsa ne ala hala aynıysa vah vah...
devamını gör...

almanya'nın bizi kıskandığına dair en somut delil. bay kemal bilmez tabi.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

(bkz: dimash kudaibergen)
edit: ve nikola tesla
devamını gör...

makarna sosu.
devamını gör...

beni bu yaratıkla yalnız bıraktılar sonunda, ama hayır, yalnız bırakmakla kalmadılar, bir hücreye de tıktılar, her şeyden çok korktuğum bu yaratıkla, kendi kendimle. biliyor musun nasıldır insanın kendi eline bırakılması,kendiyle başbaşa kendi insafına terk edilmesi. ille de korkunçtur diyemem ama bu dünyada yaşadığımız en akıl almaz serüvenlerden biridir: insanın kendisiyle yüz yüze gelmesi.
wolfgang borchert-ama fareler uyur geceleyin
devamını gör...

az önce, cupcake ile kahvaltı yaparken.
bir kavanoz nutella gömenler var. bu ne ki!
ama öyle kapkek diyemezsin, kapkeyyk demen lazım!*
devamını gör...

yıldız teknik üniversitesi'de (ytü) türk dili ve edebiyatı dersinde profil resminde 'istanbul sözleşmesi yaşatır' görseli olan öğrenci dersten atıldı.
sistemsel bir hata olduğunu düşünerek derse tekrar giren öğrenci, akademisyen nurullah arvas'ın "bu şekilde dersime giremezsin, sen yaşatır dersin başkası yaşatmaz der" sözlerinin ardından tekrar dersten atıldı. bunun zamanında türbanı sorun eden zihniyetten ne farkı var?
aklımıza mukayyet olmalıyız.
ya sabır
devamını gör...

küfür yok siyaset yok seks yok ülkü ocakları mı burası kardeşim ?
devamını gör...

balık ürünleri dışında her yemeğin yanında güzel.
devamını gör...

alfred adler'in genelde kız çocuklarının baştan beri erkek rolünü yaşamak istemesine verdiği ad.
bu durum genelde erkeğin daha özgür olan toplumlarda ve ailelerde görülür. maskülen protesto yaşayan kadın ileride evlenmez evlense bile kadınlık rolünü oynamayabilir.

alfred adler yaşamın anlamı.
sadece kadın üzerinden örnek verdim ancak ters durumda mevcut.
devamını gör...

aklıma gelen ilk şey hep rize oluyor. havasından mı suyundan mı bilinmez ama rizeliler karadenizi daha iyi simgeliyor gibi sanki.

anaforları ile meşhur o dalgalı deniz geliyor ayrıca. girip yüzmek bile büyük mesele.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim