(tematik)

geçen haftaya kadar içinde bulunduğum insan grubudur.

artık spora başladım. hedef tabii kilo vermek ve sağlıklı bir vücuda sahip olmak.
devamını gör...

gizlenen, gösterilmeyen, hissettirilmeyen sevginin zerre değeri, kıymeti yok gözümde.
bu duvar da beni çok seviyor olabilir, bilemem.
turgut uyar
devamını gör...

parmağımı derin kestiğimde veya yaktığımda yemeğin devamını yine kendim getirmek zorunda kaldığım andır.
devamını gör...

salıya yakışır bir günaydın
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hissettiriyosun ama diyeceğim tiptir
devamını gör...

şuan canını ne kadar yakarsa yaksın zamanla geçmeyecek acı yoktur.
devamını gör...

az evvel ne zaman yaptığımı hatırlamadığım bir tanımı okuyup ne güzel demiş diyip beğenmeye çalıştım ve neden olmuyor derken tanımda kendi mahlasımı farkettim tam olarak.
devamını gör...

yunanca kökenli "xeno" ve "phobia" kelimelerinden türemiş olan bu kelimenin tam türkçe karşılığı olmamakla birlikte; yabancı yada kendinden farklı olan insanlara karşı beslenen düşmanlık, korku ve kaygı gibi duyguları ifade eder. adı üstünde, bir fobi türüdür. içinde birçok duyguyu barındırır. bir dönem üniversite tez konum olmuştur kendisi. ihtiyacı olana detaylı bilgi verebilirim. çalışması pek keyiflidir.
devamını gör...

leonardo da vinci aynı anda bir eliyle yazı yazıp diğer eliyle resim yapabiliyordu.
devamını gör...

gidip saçma başlıklara saçma yorumlar yapıyorum ben. hoş bi aktivite bence.
devamını gör...

özdemir asaf’a hak verdiğim güzel bir durum tespitidir. benim bu konuda tavrım şöyledir; kişiye özel alanlar olmalı. kimselere dokundurtmayacak kadar güzel ve değerli. saygısı olmalı önce insanın kendisine. kendi yarasına merhemi, başka omuzlarda aramamalı. elbette kapanmamalı içine. yeni uğraşlar edinmeli, seyahatler etmeli, görmek istedigi yerlere. ama dokundurtmamalı yalnızlığına! hüznüne değil keyfine bakmalı, keyfine de ortak etmemeli kimseyi yalnızlığında.

kimseye öneri olsun diye değil, kendi tercihim olan durumdur.
devamını gör...

aşk yeniden ve kadın gibi dizilerde başrol oynamış, buğra gülsoy ile olan uyumlarına bayıldığım güzel oyuncu.

not: soyadındaki hata benden kaynaklanmıyor. soyadı böyle.
devamını gör...

bana bu hatırlatır:

devamını gör...

profilinde her daim sanat olan yazar. mitoloji sevgisi ve sanat aşkıyla yazdikça yazıyor*
devamını gör...

sistemsizlik! hukuktan ekonomiye, siyasetten eğitime kadar her alanda sistemsizlik. ve oturmuş bir sistemin olmayışının sonucu olarak güçlü olanın borusunun ötmesi.
devamını gör...

yıldızlı gece-van gogh.
devamını gör...

- türkiye cumhuriyeti
devamını gör...

nick altı yazana, nick altı yazmayan yazarlara yapılan beyandır.
iadei ziyaret yapmamaktır.
yaptıysam affola, uyarın beni.
her ne kadar göstermesemde, yaşım 45 haliyle arada o yaşın zihin yapısına bürünebiliyorum. *
benim nick altı yazdığım ve bana nick altı yazmayan yazarlar için de aynı şey geçerli.
oturmaya mı geldiniz buraya,
oynatın parmakları bir iki.
cool olmayın canım o kadar.
devamını gör...

bir iki yıla olacak olaydır. sözlüğe giren her çaylağı, mahallenin abisi olarak sorgu suale çekicez
devamını gör...

efsanevi dedektif ''sherlock holmes'' karakterinin yaratılmasının müsebbibi olan mümtaz şahsiyet.

victoria dönemi manchester'ında varoşlarda doğdu. çocukluğu yer altı dünyasının ve dolandırıcı çetelerinin arasında geçirdi. ağabeyini, babasını ve ablasını ardı ardına kaybetti.

sıkıntılı ve kayıplarla dolu geçen çocukluk ve gençlik yılları sonrasında polis dedektifi olmaya karar verir. zaten hikaye de burada başlar. çocukluk ve gençlik yıllarında yaşamış olduğu muhit sayesinde, işlenen suçlara, suçlunun gözünden bakmayı başarabilmesi onu mesleğinde öne çıkarmıştır.

ciddi bir muhbir ağı kurar. bir akşam birahanede birasını yudumlarken bir adamla tanışır. tanıştığı adam aslında meslek hayatının dönüm noktasını oluşturacaktır. ona bir bira ısmarlar. sonra bir tane daha. sohbet koyulaşır. caminada adama kendi büyüdüğü ortamı anlatır. dinleyicisi eski bir suçludur ve genç dedektif anlattıklarıyla onun güvenini kazanmayı başarmıştır.

böylece aralarında bir dostluk başlar. caminada manchester'daki suç çeteleri ve suçlularla ilgili merak ettiği ne varsa ona sormakta ve ondan öğrenmektedir. mücevherini bulmuştur. zaten muhbirin lakabı da bundan mütevellit ''saklı mücevher'' olur. artık daha az dikkat çekmeleri gerekmektedir. bu yüzden iki kafadar caminada'nın bilgiye ihtiyacı olduğu durumlarda, romo katolik kilisesinin arka sıralarında buluşmaya başlarlar.

caminada kılık değiştirme ustasıydı. grand national at yarışındaki kılığı öylesine başarılıydı ki, o esnada orada bulunan kendi amiri bile onu tanıyamamıştı. bu başarılı kamuflajı sayesinde at yarışı meraklılarını gözüne kestirmiş olan yankesici çetesinin içine sızmış ve çeteyi çökerterek büyük bir başarı elde etmiştir. gün geçtikçe kılık değiştirme işinde ustalaşan caminada, liverpool ve leeds gibi şehirlere de gidip gelmeye başladı. bu şehirlerde çözülemeyen vakıalar için kendisi çağrılıyordu.

caminada'nın eşine az rastlanır cinsten bir vaka defteri tuttuğundan bahsediliyor. bunların arasında en çok dile getirilen vakası ''taksi gizemi'' adlı vakadır;

angela buckley'nin anlatımıyla olay şöyle gelişmiştir.

26 şubat 1889 akşamı, genç bir adamın eşlik ettiği bir iş insanı manchester katedrali'nin girişine bir atlı taksi çağırdı. yaklaşık bir saat sonra, yanındaki genç adam taksiden kaçtı ve 50 yaşındaki john fletcher takside baygın bir şekilde yığılıp kaldı. baygın yolcuyu manchester kraliyet kliniği'ne götüren taksi şoförü. fletcher'ın hastaneye geldiklerinde ölmüş olduğunu öğrendi. karındeşen jack'in londra'nın doğu yakası'nda işlediği tüyler ürperten cinayetler nedeniyle dehşete düşmüş olan halk, sabah uyandığında saygıdeğer bir tüccarın bir takside ölü bulunduğu haberiyle şoka uğradı.

baş komiser insanı allak bullak eden bu dosyayı, toplumsal bir histeriyi önlemek adına dedektif camida'ya verdi. o güne kadar ki en kafa karıştırıcı olaydı. zira bir suç işlendiğine dair tek bir kanıt dahi bulunamamıştı. maktulün vücudunda şiddete maruz kaldığına dair en ufak bir ipucu yoktu. otopsi yapan cerrahın ilk raporuna göre, cin bağımlısı olan maktul, uykusuzlukla mücadele etmek için kullanılan klorahidrat ile ölümcül düzeyde alkolü birlikte almış ve bu nedenle alkol zehirlenmesinden ölmüştü. öldüğü sırada cebinde hiç nakit parası yoktu ve kolundaki altın saat bulunamamıştı ki bunlar bir suç işlendiğinin kanıtıydı.

ilk sorgu aşamasında kayıplara karışan diğer adamın eşkali çıkarıldı. 20'li yaşlarının başında 1.60 uzunluğunda, sinekkaydı traşlıydı. üzerinde koyu kahverengi bir takım ve silindir şapka vardı. kloralhidrat'ın, ringlerdeki rakip dövüşçüleri etkisiz hale getirip, yasadışı dövüşlerde bahis hilesi yapmak amacıyla kullanıldığını bilen caminada, olayın yasadışı boks maçları ile ilişkili olduğu sonucunu çıkardı. o muhitteki suçluları sorguladıktan sonra olası bir şüpheliye ulaştı. bir otelcinin 18 yaşında oğlu charlie parton. bu genç müşterilere ilaç vermesi ile tanınıyordu. parton'un yaşadığı şehir olan liverpool'daki bir ecza deposundan bir şişe kloralhidrat çalındığına dair edindiği bilgi de içgüdülerini doğrulamış oldu. caminada aradığı adamın parton olduğuna emindi.

eczacı parton'u tanıdı. bunun üzerine caminada, 2 mart günü baş şüpheliyi tutukladı. kısa bir süre sonra parton'un ilaç verdiği iddia edilen iki kurban daha ortaya çıktı. sonuca gittikçe daha çok yaklaşan caminada'nın elinde bir koz daha vardı. beklenmedik bir gelişme daha yaşanmış ve maktulün öldüğü gece, parton'un bir birahanede onun birasına ilaç koyduğuna şahit olan bir görgü tanığı ortaya çıkmıştı.

bu kesin kanıt, parton'nın cinayetten hüküm giymesine ve ölüm cezasına çarptırılması neden olmuştur. taksi gizeminin çözülmesinin yarattığı sansasyon ulusal basında geniş yer buldu.''


bu olaydan sonra yaklaşık 10 yıl daha görev yaptıktan sonra caminada emekli olmuştur. bu süre zarfında hakkında yanlış bir hüküm verilmiş olan genç bir idam mahkumunu ulaştığı ipuçları ile tabiri caizse ipten almış olduğu bilgisini de atlamamak lazım. ölümünün üzerinden onca sene geçmiş olmasına rağmen caminada halen britanya tarihindeki başarılı dedektif olarak kabul edilir.

angela buckley bu durumla ilgili şöyle bir yorum getiriyor; '' özel dedektifliğe başladığı anda gerçekle kurgu dünyası tam anlamıyla birbirine karıştı. o, ülkenin en tehlikeli şehirlerinden birinin sokaklarında devriye gezen; kılık değiştirme, muhbir ağı, bilim, ince zekâ ve cesaretten meydana gelen bir karışımı kullanarak suçluların izini süren gerçek bir victoria dönemi hafiyesiydi. ister arthur conan doyle'un ''sherlock holmes öyküleri'' isterse de çok sayıda başka yazarın kurgu ve kurgu dışı eserleri aracılığıyla olsun, mirası ingiltere'de hiç unutulmayacak.''

aralarındaki diğer benzerliklere de kabaca göz atacak olursak şunları sıralayabiliriz;

- caminada'nın ezeli düşmanı robert horridge adında, gözü dönmüş bir suç çetesi lideriydi. 20 sene boyunca çekiştiler. ta ki aralarındaki son hesaplaşmaya kadar. holmes'deki karşılığı suçun napolyon'u olarak tarif edilen moriarty'dir. holmes'de en nihayetinde düşmanının hakkından gelir. tıpkı caminado gibi.

- caminadoya soruşturmaları esnasında yardımcısı peter wilson eşlik etmiştir. holmes'un dr. watson'ı vardır.

- ikisinin de göstermelik gönül ilişkileri vardı. caminada evliydi ancak güzel dolandırıcı alicia ormonde'ye aşıktı. holmes nişanlıydı ama ırene adler'e aşıktı.

liste uzayıp gidiyor... sonuç olarak caminada ''gerçek sherlock holmes'' lakabı ile anılan bir dedektif oldu.

daha fazla bilgi edinmek isteyen arkadaşlar; angela buckley'nin ''the real sherlock holmes'' adlı eserini okuyabilirler.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim