yegâne
farsça kökenli bir sözcüktür.
devamını gör...
çocuk cezaevleri kapatılsın girişimi
2014 yılında insan hakları derneğinin önderliğinde başlatılan girişimdir. 12-18 yaş arası çocukların devlet koruması altında olması gerekirken suça teşvik edilmeleri, istismara uğramaları, kimsesiz kalmaları ve toplumdan tecrit edilmeleri gibi sebepler sonucunda işlenen suçlardan dolayı mahkum edilmesi büyük hakkaniyetsizliktir. bu çocukların topluma kazandırılmaları şarttır. tüm bunların yanı sıra çocukların kötü cezaevi koşulları dolayısıyla yaşadıkları travmalar geri dönülemez bir hal almaktadır. bugün her ne kadar gündem olmasa da bir çok çocuk cezaevlerinde istismara uğramaktadır bu konuda yetkili kurumlar gerekli önlemleri almamaktadır. tüm bu karmaşık gündemler arasında bu memleketin kaybedecek daha fazla evladı kalmamıştır.
bu çocukların mahkum edilmeye değil terapiye ve devlet tarafından sahip çıkılmaya ihtiyacı var!
2020 yılı pandemi sürecinde dahil bu çocuklar gündem olmamış haklarında hiç bir yetkili merci tarafından açıklama yapılmamıştır.
dw'nin konu ile ilgili haberi
2018 tarihli sincan çocuk cezaevi istismar iddiası ile ilgili haber;
buradan okuyabilirsiniz
2017 tarihli diyarbakır çocuk cezaevi cinsel istismar ve şiddet iddiası;
!! geçersiz url !! 2 kez linki yeniledim urlyi eklemiyor şöyle bırakayım ;
www.gorulmustur.org/icerik/...
çocuk ceza evleri kapatılsın girişiminin konu ile ilgili açıklaması;
bizler, insan hakları ve çocuk hakları alanlarında çalışan ve aşağıda imzası bulunan sivil toplum kuruluşları olarak, bugün, ankara, izmir, diyarbakır, mersin, istanbul ceza infaz kurumları önünde “çocuk cezaevleri kapatılsın” demek ve çocuklarla görüşmemize izin verilmesini dile getirmek için toplandık.
yakın tarihte başta pozantı, şakran, kürkçüler, antalya ve en son olarak sincan çocuk ceza infaz kurumları’nda kalan çocukların işkence, kötü muamele ve diğer onur kırıcı muamelelere maruz kalmalarını insanlık adına utançla ve büyük bir kaygıyla takip ediyor ve çocuklara yapılan ihlallerin sona erdirilmesi için yetkilileri göreve çağırıyoruz.
türkiye cumhuriyeti devletinin, cezaevlerinde bulunan çocuklara karşı kamuoyuna yansıyan onur kırıcı muameleleri nedeniyle uluslararası sözleşmeleri ihlal ettiği açıktır.
insan hakları sözleşmesinin, “hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulamaz” şeklindeki 3. maddesi; çocuk haklarına dair sözleşmenin 37. maddesi’nde düzenlenen;
a. hiçbir çocuk, işkence veya diğer zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ve cezaya tâbi tutulmayacaktır.
b. hiçbir çocuk yasadışı ya da keyfi biçimde özgürlüğünden yoksun bırakılmayacaktır. bir çocuğun tutuklanması, alıkonulması veya hapsi yasa gereği olacak ve ancak en son başvurulacak bir önlem olarak düşünülüp, uygun olabilecek en kısa süre ile sınırlı tutulacaktır.
c. özgürlüğünden yoksun bırakılan her çocuğa insancıl biçimde ve insan kişiliğinin özünde bulunan saygınlık ve kendi yaşındaki kişilerin gereksinimleri göz önünde tutularak davranılacaktır. şeklindeki düzenlemeler bugünün türkiye’sinde devlet eliyle açıkça ihlal edilmektedir.
suça sürüklenen çocukların toplumsallaşmalarının alternatif tedbirlere gidilerek yine toplum içinde ve toplumla birlikte yapılması gerektiği uluslararası hukukun ve modern aklın gereğidir. ülkemiz cezaevlerinde bulunan çocuk sayısı göz önüne alındığında alternatif tedbirlerle çocuk cezaevlerini gereksiz kılacak bir yapılanma çocuklar yararına oluşturulabilir.
çocuk cezaevlerinin çocukların suça sürüklenmesinin önüne geçemediği, tahliye edildikleri süreçten sonra devletin bu çocuklara sahip çıkmadığı, devletin bu konuda herhangi bir politika ve uygulamasının söz konusu olmadığı dolayısıyla çocuk ceza adalet sisteminin amaçlarına kesinlikle ulaşılamadığı artık görülmeli ve kabul edilmelidir.
çocuklara açıkça zarar veren ve uluslararası sözleşmelerinin ihlali sonucu yaratan bu yapının kesinlikle ortadan kaldırılması ve çocuk cezaevlerinin kapatılması; alternatif olabilecek modellerin geliştirilmesi ve alt yapısının, kurum ve kuruluşlarının acilen oluşturulması zorunludur. çocuk tutukluluğuna son verilerek çocuk cezaevleri bütünüyle kapatılıncaya kadar, biz “çocuk cezaevleri kapatılsın girişimi” üyesi sivil toplum kuruluşlarına cezaevlerinin kapılarının açılmasını talep ediyoruz.
yine çocuk cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri konusunda toplumu daha duyarlı hale getirmek ve bu taleplerimizi, toplumun en geniş kapsamına yayarak öncelikle adalet bakanlığına, tbmm başkanlığına ve cumhurbaşkanlığına sunulmak üzere türkiye genelinde bir imza kampanyası başlattığımızı da buradan sizler aracılığı duyuruyoruz. imza kampanyası sürecinde kamuoyunu çocuk cezaevlerinde yaşananlar konusunda daha duyarlı hale getirmek ve bilgilendirmek için, çalıştay, konferans, kitap, broşür ve basılı eser hazırlanması, cezaevlerinde yaşananları raporlama, sinema tiyatro gösterimi, bilgilendirme masaları vs.. bir dizi etkinlik girişimimiz tarafından tüm türkiye kapsamında gerçekleştirilecektir.
bizler –şimdilik-18 ayrı sivil toplum kuruluşu olarak, çok güçlü ve ısrarlı bir biçimde bu çağrımızı yineliyoruz ve “çocuk cezaevleri kapatılsın!” diyerek çocukları görme, çocuk cezaevlerinin toplum gözetimi ve denetimine açılması talebimizi yineliyoruz. kamuoyuna saygılarımızla duyurulur!
çocuk cezaevleri kapatılsın girişimi
çocuk ceza evleri kapatılsın girişimini destekleyen dernekler;
insan hakları derneği,türkiye insan hakları vakfı, çağdaş hukukçular derneği, gündem çocuk derneği, tutuklu ve hükümlü aileleri hukuk dayanışma dernekleri federasyonu (tuhad-fed), özgürlüğünden yoksun gençlerle dayanışma derneği (öz-ge der),insan hakları ve mazlumlar için dayanışma derneği (mazlumder), ceza infaz sisteminde sivil toplum derneği (cisst), sosyal hizmet uzmanları derneği (shuder), türkiye çocuklara yeniden özgürlük vakfı,iştar kadın merkezi, uluslararası çocuk merkezi, çocuklar için adalet takipçileri, eğitim ve bilim emekçileri sendikası (eğitim sen), çakıl derneği, toplumsal dayanışma için psikologlar derneği (todap), sağlık ve sosyal hizmet emekçileri sendikası (ses), çocuk istismarını ve ihmalini önleme derneği
bu çocukların mahkum edilmeye değil terapiye ve devlet tarafından sahip çıkılmaya ihtiyacı var!
2020 yılı pandemi sürecinde dahil bu çocuklar gündem olmamış haklarında hiç bir yetkili merci tarafından açıklama yapılmamıştır.
dw'nin konu ile ilgili haberi
2018 tarihli sincan çocuk cezaevi istismar iddiası ile ilgili haber;
buradan okuyabilirsiniz
2017 tarihli diyarbakır çocuk cezaevi cinsel istismar ve şiddet iddiası;
!! geçersiz url !! 2 kez linki yeniledim urlyi eklemiyor şöyle bırakayım ;
www.gorulmustur.org/icerik/...
çocuk ceza evleri kapatılsın girişiminin konu ile ilgili açıklaması;
bizler, insan hakları ve çocuk hakları alanlarında çalışan ve aşağıda imzası bulunan sivil toplum kuruluşları olarak, bugün, ankara, izmir, diyarbakır, mersin, istanbul ceza infaz kurumları önünde “çocuk cezaevleri kapatılsın” demek ve çocuklarla görüşmemize izin verilmesini dile getirmek için toplandık.
yakın tarihte başta pozantı, şakran, kürkçüler, antalya ve en son olarak sincan çocuk ceza infaz kurumları’nda kalan çocukların işkence, kötü muamele ve diğer onur kırıcı muamelelere maruz kalmalarını insanlık adına utançla ve büyük bir kaygıyla takip ediyor ve çocuklara yapılan ihlallerin sona erdirilmesi için yetkilileri göreve çağırıyoruz.
türkiye cumhuriyeti devletinin, cezaevlerinde bulunan çocuklara karşı kamuoyuna yansıyan onur kırıcı muameleleri nedeniyle uluslararası sözleşmeleri ihlal ettiği açıktır.
insan hakları sözleşmesinin, “hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulamaz” şeklindeki 3. maddesi; çocuk haklarına dair sözleşmenin 37. maddesi’nde düzenlenen;
a. hiçbir çocuk, işkence veya diğer zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ve cezaya tâbi tutulmayacaktır.
b. hiçbir çocuk yasadışı ya da keyfi biçimde özgürlüğünden yoksun bırakılmayacaktır. bir çocuğun tutuklanması, alıkonulması veya hapsi yasa gereği olacak ve ancak en son başvurulacak bir önlem olarak düşünülüp, uygun olabilecek en kısa süre ile sınırlı tutulacaktır.
c. özgürlüğünden yoksun bırakılan her çocuğa insancıl biçimde ve insan kişiliğinin özünde bulunan saygınlık ve kendi yaşındaki kişilerin gereksinimleri göz önünde tutularak davranılacaktır. şeklindeki düzenlemeler bugünün türkiye’sinde devlet eliyle açıkça ihlal edilmektedir.
suça sürüklenen çocukların toplumsallaşmalarının alternatif tedbirlere gidilerek yine toplum içinde ve toplumla birlikte yapılması gerektiği uluslararası hukukun ve modern aklın gereğidir. ülkemiz cezaevlerinde bulunan çocuk sayısı göz önüne alındığında alternatif tedbirlerle çocuk cezaevlerini gereksiz kılacak bir yapılanma çocuklar yararına oluşturulabilir.
çocuk cezaevlerinin çocukların suça sürüklenmesinin önüne geçemediği, tahliye edildikleri süreçten sonra devletin bu çocuklara sahip çıkmadığı, devletin bu konuda herhangi bir politika ve uygulamasının söz konusu olmadığı dolayısıyla çocuk ceza adalet sisteminin amaçlarına kesinlikle ulaşılamadığı artık görülmeli ve kabul edilmelidir.
çocuklara açıkça zarar veren ve uluslararası sözleşmelerinin ihlali sonucu yaratan bu yapının kesinlikle ortadan kaldırılması ve çocuk cezaevlerinin kapatılması; alternatif olabilecek modellerin geliştirilmesi ve alt yapısının, kurum ve kuruluşlarının acilen oluşturulması zorunludur. çocuk tutukluluğuna son verilerek çocuk cezaevleri bütünüyle kapatılıncaya kadar, biz “çocuk cezaevleri kapatılsın girişimi” üyesi sivil toplum kuruluşlarına cezaevlerinin kapılarının açılmasını talep ediyoruz.
yine çocuk cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri konusunda toplumu daha duyarlı hale getirmek ve bu taleplerimizi, toplumun en geniş kapsamına yayarak öncelikle adalet bakanlığına, tbmm başkanlığına ve cumhurbaşkanlığına sunulmak üzere türkiye genelinde bir imza kampanyası başlattığımızı da buradan sizler aracılığı duyuruyoruz. imza kampanyası sürecinde kamuoyunu çocuk cezaevlerinde yaşananlar konusunda daha duyarlı hale getirmek ve bilgilendirmek için, çalıştay, konferans, kitap, broşür ve basılı eser hazırlanması, cezaevlerinde yaşananları raporlama, sinema tiyatro gösterimi, bilgilendirme masaları vs.. bir dizi etkinlik girişimimiz tarafından tüm türkiye kapsamında gerçekleştirilecektir.
bizler –şimdilik-18 ayrı sivil toplum kuruluşu olarak, çok güçlü ve ısrarlı bir biçimde bu çağrımızı yineliyoruz ve “çocuk cezaevleri kapatılsın!” diyerek çocukları görme, çocuk cezaevlerinin toplum gözetimi ve denetimine açılması talebimizi yineliyoruz. kamuoyuna saygılarımızla duyurulur!
çocuk cezaevleri kapatılsın girişimi
çocuk ceza evleri kapatılsın girişimini destekleyen dernekler;
insan hakları derneği,türkiye insan hakları vakfı, çağdaş hukukçular derneği, gündem çocuk derneği, tutuklu ve hükümlü aileleri hukuk dayanışma dernekleri federasyonu (tuhad-fed), özgürlüğünden yoksun gençlerle dayanışma derneği (öz-ge der),insan hakları ve mazlumlar için dayanışma derneği (mazlumder), ceza infaz sisteminde sivil toplum derneği (cisst), sosyal hizmet uzmanları derneği (shuder), türkiye çocuklara yeniden özgürlük vakfı,iştar kadın merkezi, uluslararası çocuk merkezi, çocuklar için adalet takipçileri, eğitim ve bilim emekçileri sendikası (eğitim sen), çakıl derneği, toplumsal dayanışma için psikologlar derneği (todap), sağlık ve sosyal hizmet emekçileri sendikası (ses), çocuk istismarını ve ihmalini önleme derneği
devamını gör...
güne bir şiir bırak
adam yaşama sevinci içinde
masaya anahtarlarını koydu
bakır kâseye çiçekleri koydu
sütünü yumurtasını koydu
pencereden gelen ışığı koydu
bisiklet sesini çıkrık sesini
ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
adam masaya
aklında olup bitenleri koydu
ne yapmak istiyordu hayatta
işte onu koydu
kimi seviyordu kimi sevmiyordu
adam masaya onları da koydu
üç kere üç dokuz ederdi
adam koydu masaya dokuzu
pencere yanındaydı gökyüzü yanında
uzandı masaya sonsuzu koydu
bir bira içmek istiyordu kaç gündür
masaya biranın dökülüşünü koydu
uykusunu koydu uyanıklığını koydu
tokluğunu açlığını koydu.
masa da masaymış ha
bana mısın demedi bu kadar yüke
bir iki sallandı durdu
adam ha babam koyuyordu.
(bkz: edip cansever)
devamını gör...
esaret
kölelik, tutsaklık, esirlik demek sözlük anlamında.
ama şu an insanları esaret altına alan endişe, günlük siyaset, para, taraftarlık, günlük siyaset, bağımlılıklar, rutinler, tüketim çılgınlığı, alışkanlıklar. biz mi hayatımızı yönetiyoruz, alışkanlıklarımızın esiri mi olmuşuz belli değil.
yeni dünyanın cesur insanları-sinan canan-tedx
ama şu an insanları esaret altına alan endişe, günlük siyaset, para, taraftarlık, günlük siyaset, bağımlılıklar, rutinler, tüketim çılgınlığı, alışkanlıklar. biz mi hayatımızı yönetiyoruz, alışkanlıklarımızın esiri mi olmuşuz belli değil.
yeni dünyanın cesur insanları-sinan canan-tedx
devamını gör...
normal sözlük için öneriler
- arama çubuğunun düzeltilmesi. dört ay önce yazmışım, yineleyim.
örneğin:
günaydın sözlük başlığını gunaydın sozluk yazdığımda da bulayım. bazen benim başlığımı başka biri tek fark harfiyle açabiliyor ya da ben başkasının, bu sebepten gerekli olan özelliktir.
- bildirimleri sonsuza kadar scrollayabilelim. 46 bildirim gelmişse tümünü gör demeden 46’sına scroll yaparak bakabilelim, arkada açık olan başlıktan çıkmak zorunda kalmadan.
örneğin:
günaydın sözlük başlığını gunaydın sozluk yazdığımda da bulayım. bazen benim başlığımı başka biri tek fark harfiyle açabiliyor ya da ben başkasının, bu sebepten gerekli olan özelliktir.
- bildirimleri sonsuza kadar scrollayabilelim. 46 bildirim gelmişse tümünü gör demeden 46’sına scroll yaparak bakabilelim, arkada açık olan başlıktan çıkmak zorunda kalmadan.
devamını gör...
erkek arkadaşı tarafından boğazı kesilerek öldürülen kadın
ya ne takıntılı insanlarsınız, kişi orada tipinde serseri havası olan insanlarda böyle olaylar, vakalar daha çok oluyor diye fikrini dile getirmiş, yok salaklığı mı kalmış gerizekalılığı mı kalmış. ana tema burda kızın boğazını kesecek kadar canileşen bir mahluk. riski sıfıra indiremezsiniz ama azaltabilirsiniz, biraz olsun insanları tanımaya çalışın, karakterinizi ayaklar altına almayın.
devamını gör...
anlatamadığın şeylerle yaşamak
bir tür sınav.
içinde her türlü ayrıntısını bilirsin ama diline düşmez o.
belki de anlatmamak daha iyidir, zaten anlatsanda durum değişmiyor.
içinde her türlü ayrıntısını bilirsin ama diline düşmez o.
belki de anlatmamak daha iyidir, zaten anlatsanda durum değişmiyor.
devamını gör...
19 mayıs atatürk'ü anma gençlik ve spor bayramı
19 mayıs atatürk’ü anma gençlik ve spor bayramımız kutlu olsun !
bir genç olarak ruhumda ne zaman umutsuzluk tutuşsa tüm samimiyetimle söylüyorum atamın sayısız gençlere seslenişlerini sözlerini açar okurum çünkü atatürk yaptıkları bugün tek tek yıkılsa bıraktıkları karalansa da bu vatan için mücadele ruhuyla dolu bir lider. samsun'a çıkalı 1 ay olmadan istanbul'a geri çağrıldı! 2 ay dolmadan görevden alındı! 1 yıl sonra vahdettin tarafından hakkında ölüm fermanı çıkarıldı! ama o asla vazgeçmedi. bugün atatürk'ün doğum günüm dediği gün bugün gençlere armağan ettiği ve kurtuluş mücadelesinin o genç yaşında doğduğu gün. 19 mayıs 1919 ülken yorgun düşmüşken sen uzun bir yola çıktın. ve millet, kalan son takatiyle yanında yürüdü.
"ey yükselen yeni nesil! istikbal sizsiniz. cumhuriyeti biz kurduk, onu ila ve idame edecek sizsiniz."
"her şeye rağmen muhakkak bir nura doğru yürümekteyiz. bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletim hakkındaki payansız muhabbetim değil; bugünün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ziya serpmeğe ve aramaya çalışan bir gençlik gördüğümdendir."
"sizler, yani yeni nesil türkiye'nin genç evlatları, yorulsanız dahi beni takip edecekseniz. ben bu akşam buraya yalnız bunu size anlatmak için gelmiş bulunuyorum. dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir."
"gençler, cesaretimizi takviye ve idâme eden sizsiniz. siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık meziyetlerinin, vatan muhabbetinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsâli olacaksınız."
bir genç olarak ruhumda ne zaman umutsuzluk tutuşsa tüm samimiyetimle söylüyorum atamın sayısız gençlere seslenişlerini sözlerini açar okurum çünkü atatürk yaptıkları bugün tek tek yıkılsa bıraktıkları karalansa da bu vatan için mücadele ruhuyla dolu bir lider. samsun'a çıkalı 1 ay olmadan istanbul'a geri çağrıldı! 2 ay dolmadan görevden alındı! 1 yıl sonra vahdettin tarafından hakkında ölüm fermanı çıkarıldı! ama o asla vazgeçmedi. bugün atatürk'ün doğum günüm dediği gün bugün gençlere armağan ettiği ve kurtuluş mücadelesinin o genç yaşında doğduğu gün. 19 mayıs 1919 ülken yorgun düşmüşken sen uzun bir yola çıktın. ve millet, kalan son takatiyle yanında yürüdü.
"ey yükselen yeni nesil! istikbal sizsiniz. cumhuriyeti biz kurduk, onu ila ve idame edecek sizsiniz."
"her şeye rağmen muhakkak bir nura doğru yürümekteyiz. bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletim hakkındaki payansız muhabbetim değil; bugünün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ziya serpmeğe ve aramaya çalışan bir gençlik gördüğümdendir."
"sizler, yani yeni nesil türkiye'nin genç evlatları, yorulsanız dahi beni takip edecekseniz. ben bu akşam buraya yalnız bunu size anlatmak için gelmiş bulunuyorum. dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir."
"gençler, cesaretimizi takviye ve idâme eden sizsiniz. siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık meziyetlerinin, vatan muhabbetinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsâli olacaksınız."
devamını gör...
sözlüğün saygısız moderatörleri
aynı konu hakkında kaç tane başlık açmayı planlıyorsunuz ? yetişkin insanlarsınız , bütün moderatörlerle özel olarak iletişim kurma şansına sahipsiniz bence oturup gayet kendi aranızda halledebilirsiniz. halledemiyorsanız da bu konu hakkında bir sürü başlık zaten var . kimsenin avukatlığını yaptığımdan değil ama bir problemim olduğunda bana geri dönüş sağlayan hiçbir moderatör saygı çerçevesi dışına çıkmadı aksine gayet kibar ve anlayışlı bir yaklaşım sergiledi. problemi biraz kendinizi ifade etme biçiminizde aramaya ne dersiniz ? ayrıca karşınızdakiler insan , biraz bunun bilincinde hareket etmek daha sağlıklı adımlar atmanızı sağlar.
devamını gör...
musicbuddy
devamını gör...
sigmund freud
freud, bilinçaltına giden görkemli yol dediği rüyaları araştırmak için serbest çağrışım adında bir yöntem geliştirmişti; sansürlemeden ve baskılamadan aklına gelen her şeyi düşünmek. her akşam, hastalarını tedavi ettiği kanepesinde kendi rüyalarının serbest çağrışımını yapıyordu. aslında freud'un yolculuk fobisi gibi incelenmeye muhtaç birçok sorunu vardı. seyahat etmeyi çok istediği roma'nın 75 km kadar yakınına gitmiş; ama sonra geri dönmüştü. ayrıca, arkadaşlarının yanındayken bayılmak gibi bir sıkıntısı ve puroya karşı büyük bir bağımlılığı vardı.
kendini analiz ettiği bir yılın sonunda işler kötüye gitmeye başlamıştı; çünkü pislik yığını dediği bilinçaltına itilen kaygı ve utanç verici duygularını tüm çıplaklığıyla görüyordu; nefret, ensest, cinayet fantezileri ve baskılanmış diğer hisler. henüz bir çocukken babasının ölmesini istemesi ve annesini arzulaması, çocukların da cinsel duygulara sahip olduğu ve bu hisleri ebeveynlerine karşı beslediği gibi düşünceler çok radikaldi. henüz bir çocuk olarak anneyi arzulamak ve babadan nefret etmek, düşünün; bir insanın kendinde bu tür hisleri ortaya çıkarması, üstelik 1896 yılında. o tüm bunlara bilim insanı gözüyle baktı. ahlaki ölçütlerle değerlendirmedi ve birtakım radikal fikirler öne sürdü. ya bütün çocuklar anne ve babalarına karşı nefret ve aşk gibi hisler besliyorsa? ya bu duygular insanın gelişme sürecinde önemli bir role sahipse?
kendini analiz ettiği bir yılın sonunda işler kötüye gitmeye başlamıştı; çünkü pislik yığını dediği bilinçaltına itilen kaygı ve utanç verici duygularını tüm çıplaklığıyla görüyordu; nefret, ensest, cinayet fantezileri ve baskılanmış diğer hisler. henüz bir çocukken babasının ölmesini istemesi ve annesini arzulaması, çocukların da cinsel duygulara sahip olduğu ve bu hisleri ebeveynlerine karşı beslediği gibi düşünceler çok radikaldi. henüz bir çocuk olarak anneyi arzulamak ve babadan nefret etmek, düşünün; bir insanın kendinde bu tür hisleri ortaya çıkarması, üstelik 1896 yılında. o tüm bunlara bilim insanı gözüyle baktı. ahlaki ölçütlerle değerlendirmedi ve birtakım radikal fikirler öne sürdü. ya bütün çocuklar anne ve babalarına karşı nefret ve aşk gibi hisler besliyorsa? ya bu duygular insanın gelişme sürecinde önemli bir role sahipse?
devamını gör...
meçhul öğrenci anıtı
bir ece ayhan şiiridir.
mor külhani şairin bu muhteşem şiirini başlık sahibi olan ve okumaktan büyük keyif aldığım ıvanmılınskı paylaşmış zaten. o yüzden ben bambaşka bir şey anlatacağım bu şiirle ilgili.
öğretmenliğe ilk başladığım yıllarda öğrencilerimle bir anlaşma yapmıştık. sonra da bu anlaşma uzun süre devam etti. ben her dersi bir şiir okuyarak açacaktım ve eğer içlerinden gelirse bazı günler dersler onların okuduğu şiirle başlayacaktı.
ilk zamanlar bir ingilizce öğretmeninin derse şiirle başlaması komik geldi çocuklara, ben şiir okurken kıkırdayanlar çok oldu. sonra alıştılar ve ben şiir okumadan başlamaya kalkınca beni uyaran onlar oldu.
günlerden bir gün ben derse meçhul öğrenci anıtı ile başladım. okudum şiiri, ben çok duygulandım, öğrencilerim de. ama mr.and miss. brown’ı bekletemezdik. hemen derse geçtik ve bir önceki cümledeki aristokrat çifti hayırlısıyla pikniğe yolladık
aradan tam 12 yıl geçtikten sonra bir gün bir kafede otururken karşıdan esmer bir gencin koşarak bana doğru geldiğini gördüm. aramızda sadece üç yaş vardı bu genç ile. o ilk yıl şiir okuduğum sınıftan bir öğrencim.
hasret giderdikten sonra neler yaptığını sorunca türkçe öğretmeni olduğunu ama bir ilçede milli eğitim müdürlüğü yaptığını öğrendim. sonra bana yüksek lisansa kabul edilme hikayesini anlattı:
yüksek lisans için mülakata girdiğinde bir tek soru sorarlar öğrencime: maveraünnehir nereye dökülür? ve benim canım öğrencim cevap verir: solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine.
bana dedi ki: hocam siz o gün o şiiri okuduğunuzda beni çok etkilemişti, hemen ezberledim ve bu şiir böyle çıktı karşıma. öğretmenlik güzel meslek. bizi pek beğenmiyor insanlar ama aldırma 128.
mor külhani şairin bu muhteşem şiirini başlık sahibi olan ve okumaktan büyük keyif aldığım ıvanmılınskı paylaşmış zaten. o yüzden ben bambaşka bir şey anlatacağım bu şiirle ilgili.
öğretmenliğe ilk başladığım yıllarda öğrencilerimle bir anlaşma yapmıştık. sonra da bu anlaşma uzun süre devam etti. ben her dersi bir şiir okuyarak açacaktım ve eğer içlerinden gelirse bazı günler dersler onların okuduğu şiirle başlayacaktı.
ilk zamanlar bir ingilizce öğretmeninin derse şiirle başlaması komik geldi çocuklara, ben şiir okurken kıkırdayanlar çok oldu. sonra alıştılar ve ben şiir okumadan başlamaya kalkınca beni uyaran onlar oldu.
günlerden bir gün ben derse meçhul öğrenci anıtı ile başladım. okudum şiiri, ben çok duygulandım, öğrencilerim de. ama mr.and miss. brown’ı bekletemezdik. hemen derse geçtik ve bir önceki cümledeki aristokrat çifti hayırlısıyla pikniğe yolladık
aradan tam 12 yıl geçtikten sonra bir gün bir kafede otururken karşıdan esmer bir gencin koşarak bana doğru geldiğini gördüm. aramızda sadece üç yaş vardı bu genç ile. o ilk yıl şiir okuduğum sınıftan bir öğrencim.
hasret giderdikten sonra neler yaptığını sorunca türkçe öğretmeni olduğunu ama bir ilçede milli eğitim müdürlüğü yaptığını öğrendim. sonra bana yüksek lisansa kabul edilme hikayesini anlattı:
yüksek lisans için mülakata girdiğinde bir tek soru sorarlar öğrencime: maveraünnehir nereye dökülür? ve benim canım öğrencim cevap verir: solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine.
bana dedi ki: hocam siz o gün o şiiri okuduğunuzda beni çok etkilemişti, hemen ezberledim ve bu şiir böyle çıktı karşıma. öğretmenlik güzel meslek. bizi pek beğenmiyor insanlar ama aldırma 128.
devamını gör...
turgut uyar
"sen nereye, ben oraya, adım adım.
insan sevdikçe iyileşiyor artık anladım."
"bana bir şey söyle ilkbahar gibi...
çiçek aç mesela, veya yağ rahmet olarak içime. veya gökkuşağı ol, sar ruhumu...
bir şey söyle,
sözü aşsın, öze değsin...
bir şey söyle yanındayım mesela?"
"bir tamir ettirmedin gitti derler şu saati.
ettirmek istiyor musun demezler.
bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur."
ikinci yeninin öncü şairlerindendir. ayrılık, kavuşma, özlem gibi birçok konuyu en çok da insanı anlatan şiirler yazmıştır. bu sözler de sevdiklerimdendir.
insan sevdikçe iyileşiyor artık anladım."
"bana bir şey söyle ilkbahar gibi...
çiçek aç mesela, veya yağ rahmet olarak içime. veya gökkuşağı ol, sar ruhumu...
bir şey söyle,
sözü aşsın, öze değsin...
bir şey söyle yanındayım mesela?"
"bir tamir ettirmedin gitti derler şu saati.
ettirmek istiyor musun demezler.
bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur."
ikinci yeninin öncü şairlerindendir. ayrılık, kavuşma, özlem gibi birçok konuyu en çok da insanı anlatan şiirler yazmıştır. bu sözler de sevdiklerimdendir.
devamını gör...
mabel matiz
dinlemekten zevk aldığım bir sanatçı. güzel bulduğum bir şarkısını şuraya iliştireyim.
devamını gör...
türkülerdeki varoluşsal sancılar
ben adem'den evvel çok geldim gittim.
yağmur olup yağdım, ot olup bittim.
bülbül oldum firdevs bağında öttüm.
bir zaman gül için har'a düş oldum.
on dört bin yıl gezdim pervanelikte.
sıdkı ismim buldum divanelikte.
sundular aşk meyin mestanlikte.
kırkların ceminde dâr'a düş oldum.
* har: ateş
* dâr: sorgu
yağmur olup yağdım, ot olup bittim.
bülbül oldum firdevs bağında öttüm.
bir zaman gül için har'a düş oldum.
on dört bin yıl gezdim pervanelikte.
sıdkı ismim buldum divanelikte.
sundular aşk meyin mestanlikte.
kırkların ceminde dâr'a düş oldum.
* har: ateş
* dâr: sorgu
devamını gör...
kitap satın alma hastalığı
bu hastalığa sahip olan içinizdeki yazarlardan biri olarak, açıkçası sahip olmak hoşuma gidiyor hatta gurur duyuyorum kendimle. çünkü paramı gereksiz şeylere harcayacağıma kitap satın alıyorum ve sonu gelmeyecek olan cehaletten kurtulma yolunda adım adım ilerliyorum, yeni şeyler öğreniyorum ve bu beni çok mutlu ediyor. çoğu zaman kitaplarda geçen konulardan, hikayelerden, öykülerden, olaylardan bir ders çıkartmaya çalışırım ve bu dersler gündelik hayatımda benim için adeta navigasyon cihazı görevini üstlenir. gündelik hayatımda o derslerden yola çıkarak karar veririm ve adımlarımı bunlara göre atarım. zaman zaman, okuduğum kitaplardaki karakterler yerine kendimi koyup "ben olsaydım böyle yapardım, ben olsaydım böyle derdim ve ben olsaydım şöyle böyle olurdu." diye düşünmekten kendimi alamıyorum, almayı da istemiyorum açıkçası. son olarak belirtmeliyim ki; kendimi geliştirme yolunda, cehaletle baş etme yolunda gerçekten vazgeçilmez bir araç olduğunu düşündüğüm kitaplar benim vazgeçilmez dostlarımdır.
aramızda bu hastalığa henüz yakalanmamış olan varsa eğer; lütfen hastalığı bulaşıcı bir virüsü yayar gibi, * virüsü yayar gibi yayalım. herkesi hastası yapalım, herkes alsın herkes okusun. *
aramızda bu hastalığa henüz yakalanmamış olan varsa eğer; lütfen hastalığı bulaşıcı bir virüsü yayar gibi, * virüsü yayar gibi yayalım. herkesi hastası yapalım, herkes alsın herkes okusun. *
devamını gör...
hoşlanılan kişinin de ve da bağlaçlarını ayırmaması
başta hayal kırıklığı yaratır fakat sevgi emektir. gerekirse siz ayırın.
unutulmamalıdır ki ferhat da şirin için da'ları ayırmıştı.
unutulmamalıdır ki ferhat da şirin için da'ları ayırmıştı.
devamını gör...
güçlü insanların ortak özellikleri
bir felaket karşısında bile sakinliklerini koruyup çıkış yolu bulmaya çalışmaları. bu kişi annem. ben çok düşünen, stres yapan ve endişelenen biriyim fakat annem önce durup etraflıca düşünür ve böyle zamanlarda önce bana güven vermeye çalışır. güçlü bir kadın profili yanı başımda olduğu için çok şanslı hissediyorum çünkü ben de güç buluyorum bu sayede.
devamını gör...
arada sırada radyo yayını
her şey meme kardeşim
-lucifer
-lucifer
devamını gör...