(bkz: sana giren çıkan ne tam olarak burada)
devamını gör...

dünyada psikanaliz kavramı yokken yazılarında ilk psikanaliz örneklerine yer veren, modern klasiklerin başında gelen stefan zweig tarafından “psikologların psikoloğu” olarak adlandırılan ve birçok toplumsal,bireysel tespitleri olan dünya klasiklerinin vazgeçinilmez rus yazarı.
devamını gör...

ekşi sözlük'ten bıkanların akın ettiğini düşündüğüm sözlük. kötü olansa ekşi sözlük'ten kafa sözlük'e gelenler kafa'yı ekşi'ye benzetiyorlar.

(bkz: 24 aralık 2020 keyfimin olmaması)
devamını gör...

birisi de çıkıp demiyor ki;
(bkz: hasan can kaya kim a**)
devamını gör...

güzellik göreceli ama bu başlığın saçmalığı net.
devamını gör...

karadeniz'de bulunan iki adadan biri olan giresun adası kıyıdan 1.6 km açıkta olup, 40.000 metrekare alana sahiptir. adada özellikle akdeniz defnesi ve yalancı akasya başta olmak üzere 71 tür doğal otsu ve odunsu bitki türü bulunmaktadır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tanrının insanlara lütfudur. kıymetleri bilinmez.
devamını gör...

mutluluk
ne ay ışığında
ne de güneşin doğuşunda
ne bir deniz kıyısında
ne de masmavi gökyüzünde
ne bir insanın kollarında
ne de herhangi bir maddede
hissedebildiğin kadar mutlusun
mutluluk zihninde.
devamını gör...

ilkokuldayken arkadaşım yoktu o yüzden hep tek başıma bir şeyler yapardım. bir gün tuvalete gitmiştim ve eteğimin arkası çorabımın içine girmiş. bütün gün hiç kimse bir şey söylememişti ta ki öğretmenim beni yanına çağırıp düzeltene kadar. hem üzülmüş hem de çok utanmıştım.
devamını gör...

görmeyeli çok değişmissin cümlesidir. iyi bir değişim mi kötü bir değişim mi belli değildir.
devamını gör...

erkeklerin zeki kadın sevmediği yalandır, erkekler sadece aptal olup kendisini zeki sanan ego delisi, kompleksli kadın sevmezler.
devamını gör...

quentin tarantino'nun yönetmenliğini yaptığı pulp fiction filmiyle tanınan pump it şarkısını hemen herkes dinlemiştir ya da melodisine kulak aşinalığı vardır sanıyorum. peki yabancı olarak bilinen bu şarkının zeki müren' le alakası neydi ve aslında kime aitti?

şarkı filmden sonra oldukça popüler olmuş ve hatta dinlenme rekoru bile kırmıştı. bestesi rock gitarist dick dale' e ait olduğu düşünülse de şarkı abd' den oldukça uzaktaydı. ama yine de bir süre bestecisinin dick dale olduğu söyleyerek mevzu kapatıldı. fakat bir kaç sene sonra, 2004 yılında düzenlenen atina olimpiyatları esnasında yunan sanatçı anna vicci' nin orijinal sözleriyle şarkıyı yeniden seslendirmesi sonucu kime ait olduğu konusu tekrar açıldı. şarkının esas adı pump it değil, osmanlı rumları' nın kullandığı ve mısırlı anlamına gelen "misirlou" idi ve şarkının sözleri mısırlı bir gencin yaşadıklarını anlatıyordu.

şimdi gelelim zeki müren' le olan alakasına. alanındaki uzmanlar şarkıyı tekrar araştırdıktan sonra türkiye' de de şarkının izlerine rastlamıştı. zeki müren, aynı besteyi farklı sözlerle dick dale' den yıllar yıllar evvel zaten seslendirmişti. fakat şarkının atina' ya oradan da amerika' ya gidişi rum ve yunan göçmenler sayesinde oldu. şuan şarkı yunanlara ait olarak bilinse de esas besteleyen kişinin kim olduğu bilinmediğinden bu anonim olarak kabul gördü.

dinlemek isterseniz üç versiyonun da linklerini sizler için bırakıyorum. buyurunuz,

buradan bu herkesin bildiği versiyon
buradan bu asıl olduğu söylenen, misirlou versiyonu
buradan ve bu da zeki müren'in yorumladığı versiyonu

iyi günler dilerim.
devamını gör...

ezginin günlüğü'nün mükemmel şarkılarından biridir.sözlerini de yazalım.

gece gündüz bana birdir ah güzelim, çünkü gözlerim hep kördü kanatsız kuş olmak zordur ah güzelim, denize varmayan ırmak

gör beni gör beni gör, gel gözüm ol gör beni sar beni sar beni sar gökyüzüm ol

uç beni uç beni uç, yavru kuş ol uç beni

geç beni geç beni geç, kanadım ol

bırak uyusun şu deniz kanatlarının altında

gel gezmelere gidelim biz bulutların asfaltında

hiç yaşamamışız gibi olacak sonunda ben kendi yoluma gideceğim güneş kendi yoluna

takıldım gittim peşinden ah güzelim, bir gemiydi benim sevdiğin yelkeninde bir beyaz gül ah güzelim, dumanında sevda sözleri...

cihan mürtezaoğlu'na da çok yakışmış.

buradan
devamını gör...

2014 yilinda michio kaku tarafindan kaleme alinmis ortalama 400 sayfalik nöroloji alaniyla ilgili bir kitap. yazarin kendisi aslinda bir sinirbilimci veya norolog degil, bir teorik fizikçidir. ama bu alana da merak salip yeterli duzeyde bilgi birikimini elde edince bu kitabi yazma geregi duymus. kitabin biraz iceriginden bahsedeyim; zihin, bilinc, beyin anatomisi, yapay zeka, telepati ve telekinezi, akil hastaliklari ve psikolojik rahatsizlar gibi alanlar hakkinda oldukca doyurucu ve aciklayici nitelikte bilgiler bulmak mumkun.

acikcasi kitaba ilk basladigim donemde kitap olabildigince sıkıcı gelmisti. ılk yuz kusur sayfasini zorlamasyon okudum diyebilirim. ama sonrasinda kitapta yer alan konular ve sayfalar ilerledikce zihnimde bazi konular oturdu, kitabin icerigine alistim daha da onemlisi anlamadigim icerik/ bilgi/ terimleri google'dan arastirdim. yuzeysel de olsa bilgi edinmem icerikleri daha kavramama neden oldu. kitabi anladikca da kitabi cok sevdim. baslangicta okuyan yazarlara olabildigince duragan bir kitap gibi gelebilir dogru. ama kitabin ortalarina dogru kitap cok daha akici, konular cok daha ilgi cekici gelecektir. norobilime, zihin, bilinc gibi konulara ilginiz varsa, mutlaka elinizden gecmesi gereken bir kitap diyebilirim.
devamını gör...

evet yine olayın iç yüzünü bilmeyen herkesin "oohhh iyi olmuş, öğretmenler aldıkları parayı hak etmiyor" dediği, olayın içinde olan, öğretmenleri azıcık bile olsa anlayanların ellerini vicdanlarına koyarak tanım yaptıkları bir başlık daha.

başlığı gündüz gördüm, akşam yemek yedikten sonra sakin sakin yazayım fikirlerimi dedim ve şimdi yazıyorum. bakalım ne kadar anlatabileceğim derdimi.
şimdi bilmeyenler için ek dersin ne olduğunu anlatalım: öğretmenlerin haftalık minimum girmesi gereken bir ders saati var, bu dersi tamamladıktan sonra girdiği her ders saati başına aldığı ücrete ek ders diyoruz. bu ek ders öğretmenler derse gelmezse, raporlu/sevkli olursa ya da bir şekilde ders işlenmezse kesiliyor.-haklı olarak-
öğrenci derse gelmediğinde ders işlenmediği için de öğretmen ek ders alamıyor.
normal şartlar altında bu doğru mu? öğrencilerin derse gelmemeyi tercih etmesi öğretmenin suçu mu, öğretmen öğrencilere derse gelmeyin mi diyor ? tüm bunlar tartışılır.
normal olmayan pandemi koşullarına gelelim.
çoğu kademe zaten uzaktan eğitim yapıyor. okul öncesi, 8. ve 12. sınıflar yüz yüze eğitime devam ediyor. kendi kademem için konuşmam gerekirse benim açımdan durum şu;
1-veliler çocuklarını pandemi nedeniyle okula göndermek istemiyorlar.
2-uzaktan eğitime geçildiği takdirde öğrenciyi derse sokacaklarını söylüyorlar.
3-ancak uzaktan eğitime geçmek öğretmenin elinde değil.
4-yüz yüze eğitim devam ettiği için okula gitmek zorunda olan öğretmenin uzaktan eğitim yapması yasak.
peki ne oluyor?
öğretmen okula gidiyor, öğrenci gelsin gelmesin sınıfında duruyor. öğrencinin geldiği günler ek ders alıyor öğrencinin gelmediği günler boşa gidip oturup dönüyor.
idare tarafından deniyor ki "hocam öğrenciyi okula çağır ama olur da okulda bir bulaş olur sorumluluk sana ait çocuğu çağırdığın için" ee öğretmen ne yapsın? zaten öğrenciyi okula getirmek için elinden geleni yapmış bir de sırf ek ders almak için sık boğaz mı etsin? sık boğaz ettikten sonra öğrenci okula gelince kaptığı hastalıktan mesul mu tutulsun?
gerçekten işin içinde olmayıp atıp tutan insanlara karşı o kadar doluyum ki, keşke azıcık da olsa kendinizi bizim yerimize koyabilseniz. keşke "yahu bu insan da emek vermiş, öğretmen olmuş, işini yapmaya çalışıyor, buna rağmen itibarsızlaştırılıyor" diyebilseniz. keşke azıcık saygı duyabilseniz, keşke azıcık sesimizi duyurabilsek biz de.
tüm bunları buraya yazmakla suya yazmak arasında bir fark yok ancak içimi dökmek istedim.
ps: işbu yazı kimse hedef alınarak yazılmamış olup, günlük hayatta ve meslek hayatım boyunca -özellikle pandemi döneminde- karşılaştığım bu gibi durumlar göz önüne alınarak yazılmıştır.
devamını gör...

bu bir yaşam stili. gönüllü muhtarlık. bu teyzelerden/dayılardan* kaçabilirsiniz ama saklanamazsınız.
devamını gör...

yalan, inşaat boşluklarına müdavim bir adamın cebindeki bir avuç şekerdir.

yalan, bir genç kızın sutyenine doldurduğu bir avuç pamuktur.

yalan, soluklar iyice hızlanıp bir anda durduğunda çarşaf beyazlığına dökülen bir avuç kandır.

yalan, gideceği bilinen kişinin hızını artırmak ve acıyı azaltmak için savrulan bir avuç küfürdür.

yalan, gözlerinden dalgalar geçen kızın gözlerinde konaklayan bir avuç siyah buluttur.

yalan, intihar eden balinaların üzerine serpilen bir avuç deniz suyudur.

yalan, bir avuçtur, iki el arasında küçük bir boşlukla oluşturulan.
yalan bir avuçtur.
devamını gör...

anlamak bence. ama karşılıklı anlamak. istediğin gibi anlamak değil tabi. karşıdakinin istediği gibi anlamak. yoksa olmaz.
devamını gör...


we loved with a love that was more than love.

-edgar allan poe
devamını gör...

filozof, şair ve ressam halil cibran, (1883-1931) lübnan'da dünyaya geldi. çok kültürlü bir hayatın içinde yetişen cibran’ın eserleri ilk günden itibaren büyük yankı uyandırdı.
eserlerinden bazı alıntılar…
. ağaçlar yerin gök üstüne yazdığı şiirlerdir. biz onları devirir, kağıda çeviririz, üstüne kofluğumuzu kaydedebilelim diye.
. bana kulak ver ki, sana ses verebileyim.
• baskıya başkaldırmayan kişi kendine karşı adaletsizdir.
• bir elmanın yüreğinde gizlenen tohum görülmez bir elma bahçesidir. ama bu tohum bir kayaya rastgelirse ondan hiçbir şey çıkmaz.
• bir gün, güzellik ve çirkinlik bir deniz kıyısında karşılaştılar ve dediler, 'haydi denize girelim.' giysilerini çıkartıp suda yüzdüler. bir süre sonra, çirkinlik kıyıya dönüp, güzelliğin giysilerine büründü ve yoluna gitti. güzellik de denizden çıktı, kendi giysilerini bulamadı; ama çıplak olmak utandırıyordu onu, çaresiz çirkinliğin giysilerine büründü ve yoluna devam etti güzellik. o gün bugündür, erkekler ve kadınlar onları birbirine karıştırır. ancak içlerinden güzelliğin yüzünü önceden görmüş kimileri vardır ki, giysilerine bakmaksızın tanırlar onu. ve yine çirkinliğin yüzünü bilen kimileri vardır ki, gözlerinden tanırlar çirkinliği.
. bir insanı ancak onun hakkında bildiklerinle yargılayabilirsin. ama onun hakkında neyi, ne kadar bilebilirsin ki!
• bir kişinin kalbini ve aklını anlamak için, başarmış olduğu işlere bakma, ancak arzu ettiklerine bak.
• doğa, hoşgeldin diyen kollarıyla uzanır bize ve onun kadınsı güzelliğinden haz almaya çağırır bizi; ama biz onun sükunetinden ürker, kalabalık kentlere akın ederiz ve orada tıpkı vahşi bir kurdun önünden kaçışan koyunlar gibi birbirimizi sıkıştırarak yaşarız.
• dünya kuruldu kurulalı bilinir: aşk, derinliğinin farkına, ancak ayrılık saati gelip çattığında varır.
• gözleri geceyle sınırlanmış ve gündüzleri kör bakan baykuş, aydınlığın gizeminden peçeyi kaldıramaz.
• hayatın bütün esrarını çözdüğün vakit ölümü arzularsın. çünkü o da hayatın sırlarından biridir.
• her kışın yüreğinde titreyen bir bahar vardır. her gecenin peçesinin ardında tebessümle bekleyen bir şafak vardır.
• insanın hakikati, sana gösterdiğinde değil gösteremediğindedir. bundan ötürü onu tanımak istersen dediklerine değil demediklerine kulak ver.
• ne gariptir ki toplum olarak aklı yavaş olana değil de ayağı yavaş olana; yüreği kör olana değil de gözü kör olana acırız.
• sırtını güneşe çevirirsen gölgenden gayrı bir şey göremezsin.
• suskunluğu gevezeden, hoşgörüyü hoşgörüsüzden ve kibarlığı kaba olandan öğrendim. ne garip ki, tüm bu öğretmenlerime karşı oldukça nankörüm.
• toprağın neresini kazarsan kaz bir define bulacaksın. ancak bir çiftçinin inancıyla kazmalısın.
• yanlışlarımızı doğrularımızdan daha büyük bir coşkuyla savunmamız ne gariptir!

dilimize çevrilmiş eserleri: bir damla yaş ve bir gülümseyiş (1997), sözler (1999), kendimle konuşmalar (2000), asi ruhlar (2001), dünya tanrıları (2002), insanoğlu isa (2004), dost mektupları (2004), lazarus ve sevgilisi (2004), haberci (2004), ermiş ve gezgin (2008), nebi (2009), kırık kanatlar (2010), kalbin sırları ilham veren yazılar (2010), sevgili ermiş (2010), kabuklar ve özler (2011), öncü (2012), gönlün sırları (2012), deli (2012), fırtınalar (2012), gözyaşları ve kahkahalar (2012), gece ile sabah arasında (2012), mezarların çığlığı (2012), yeryüzü tanrıları (2012), aşk mektupları (2012), vadinin perileri (2013), cibran neden evine gidemedi (2013), efendinin sesi (2013), başkaldıran ruhlar (2013), mezarlar ne söyler (2013), bir gözyaşı bir tebessüm (2013), aforizmalar (2013), rüzgâr gülü (2013), halil cibran - bütün eserleri 1 (2013), halil cibran - bütün eserleri 2 (2014), bilgelik kitabı (2014), meczup (2014), ermiş (2014), bilgelik ve erdem (2014), umutsuz aşık (2014), kum ve köpük (2014), mey'e mektuplar (2014), insanlık yalnızlığında oturur (2014), kum ve köpük (2014), gezgin (2015), çıkılamayan yolculukların dönüşü (2016), ermişin bahçesi (2016), bir ozanın ölümü onun yaşamıdır (2017), usta'nın sesi (2017), halil cibran sırlar ajandası (2017).
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim