ben hep önemserim. benim asıl problemim de bu.
devamını gör...

oh orama da zam ooh burama da zam ooh zama da zam, dediğim başlık.
devamını gör...

kafayı arap faik'ten alıyorduk.
devamını gör...

sorumluluklarımı yerine getirdikten sonra oluşan o hafiflik hissi...
devamını gör...

kanka boşver yaaa.
devamını gör...

bir kac gundur acilan basliklar yuzunden sozluge yazma hevesim tumuyle kacmis durumda. sistematik yurutulen ve organize oldugunu dusunmeye basladigim bir durum var ortada. her iki tarafin da sagduyulu olmasini ve nefret dili kullanmadan kendilerini ifade edebilmelerini temenni ediyorum.
devamını gör...

o ne neşeli bir şarkıdır o.
bir dedin
iki dedin mahvettin
sen bu aşkı bize zehir ettin
objektif ol sevgilim
subjektif olma sevgilim.

90'lı yıllar, lise yıllarım.
devamını gör...

cumhuriyet tarihinin ilk sanayicisi, bomba ve mühimmat fabrikasının kurucusu.
devamını gör...

kedigillerden vahşi bir hayvan. karizmatik, mesafeli, oturmasını kalkmasını bilen bir dostumuz.
devamını gör...

bir çağın en ünlü insanlarından biri. "gözlerimin rengini bilmiyorum" ve "dayak yemeyi severim" sözleriyle hepimizin kalbine kazınmış kendi küçük yüreği büyük usta.
devamını gör...

düşünmelerini ve değişmelerini gerektirecek herşey,
maalesef etrafımda gözlem yapabileceğim çok insan var ve bence cahillik bir tercih, bir yaşam biçimi,

bir kere hep ezberledikleri şeyleri yapıyorlar, kendilerine bir resim çizmişler, sarıldıkları belli başlı item ler var, onları ölümüne koruyorlar, din gibi aile gibi, fakat bunların da kolay olan gereklerini yapıyorlar,

mesela din, sürekli ezberledikleri duaları okuyup, ezberledikleri ibadetleri yapıyorlar, çünkü kolay olan işlerine geliyor, bir kitap açıp müslümanlığı öğrenmek, ben nasıl bir müslümanım demek yok, anca aynı duaları oku dur, anlamını da bilmiyorlar zaten okudukları şeylerin,

aile konusunda da mesela, hep bir koşulsuz konfor istiyorlar evlatlarından, koşulsuz ve haksız, mesela anneye öf bile denmez, kızılmaz filan, tamam da evlat oldu diye ne olursa olsun, susmasını istemek, itaat istemektir, bu nasıl bir mertebedir, hiç çocuğa verilecek bir hak bir değer yok ağızlarında, çocuğa karşı kendi sorumlulukları, yapmaları gereken hiçbir görevleri yok, hep alacakları şeyleri sayıklıyorlar sürekli,

birde kendileri gibi düşünen insanlarla etkileşim halindeler hep, birbirlerinden güç alıyorlar, bütün etkinliklerini topluca yapıyorlar, tek tek bakıldığında, kişisel olarak ilgilendikleri uğraştıkları hiçbirşey yok, okumak, düşünmek filan kesinlikle yok, hasbelkader ne görmüşlerse, ne öğrenmişlerse, onları hergün her fırsatta söylenip söylenip, yine aynı minvaldeki yayınları akşama kadar izleyerek günlerini geçirirler, bin yıl yaşasalar, bin yılı böyle geçer bu insanların, sıkılmazlarda, yeterki değişmesinler, düşünmek zorunda kalmasınlar, yeni birşeyle karşılaşmasınlar, o kadar bağlılarki bu sabitliğe,
sanırım o topluluklarından dışlanmak korkusu, yani kendisini tek başına algılayamayan, o şekilde hayatta kalacağına inanmayan cahil kişisi, neyi ne için yaptığını sorgulamaktan da korkuyor, çünkü o grubun dışına çıkmak ihanet gibi birşey, ve biraz farklı düşünse yalnız kalacak, yalnız kalmak? = ölüm, işte en kilit nokta burası, bu insanlarda "kendi" olmak kavramı yok, bu insanlar tek başına bir değer, bir "karakter" , ayrı bir renk olduğunun farkında değil, tek başına bir hayatı yokki göze alsın, orada o grubun içinde kendisini +1 şey zannediyor, camide, düğünde vs. o yüzden sürekli bu nerden çıktığı, ne için yapıldığı belli olmayan etkinlikleri yapıyorlar, ve bunlara aşırı değer veriyorlar, evine geldiğinde de o biraraya geldikleri etkinlikleri konuşuyorlar zaten genelde, birbirleriyle sohbetleri de hep bu toplu yaptıkları şeyler, o anları düşünüp mutlu oluyorlar, çünkü o anlar dışında varlığını hissetmiyor cahil kişisi,

bu sebeplerden de, kendine güvenen, tek başına da varlığının anlamını bilen, haklarını bilen, özgürce kendine ait herşeyi keşfetmek, yaşamak isteyen, bunu saklamayan, savunan insanları anlamıyorlar, anlamadıkları için de öfkeliler, çünkü tek başına bir adım atmaya bile cesareti olmayan bu insanlar, kendi yapamadıkları şeyleri yapanlara öfkeliler...
devamını gör...

ortadoğu ülkelerindeki iç savaş ve kaos ortamı , uyuşturucu maddelerin kaçakçılığını da kolay hale getiriyor. buna örnek olarak da metamfetamin uyuşturucu maddesinin kaçakçılığı ve istismarında da tehlike alarmları çalıyor. metamfetamin , nörotoksik bir zehir barındırdığı için beyinde bulunan dopamin ve serotonin nöronlarına zarar veriyor. çabuk bağımlılık yaptığı için ruhsal hastalıklar ve intiharlara götürebiliyor.

meth veya kristal isimleriyle de anılan uyuşturucu madde, son dönemlerde diğer uyuşturucu türlerini de kullanım olarak geçti. türkiye son dönemde hem köprü hem de pazar olma özelliği taşıyor. uyarıcı ve halüsinasyon özellikleri bulunan bu sentetik uyuşturucu, son dönem yayınlanan breaking bad dizisiyle de ünlenmiş oldu. türkiye'ye bu uyuşturucu madde ilk, 2009 yılında iran asıllı bir kişide ele geçirildi. o zamandan bu zamana ele geçen metamfetamin miktarı 4 bin kiloya kadar ulaştı.

uyuşturucunun imalatı da genel olarak iran ve afganistan'da yapılıyor. artık 81 vilayette de hemen hemen bu uyuşturucu madde ele geçirildi. en çok rastladığı yerler de istanbul ile iran hududundaki şehirler oldu. "2021 türkiye uyuşturucu raporu" verilerine göre geçen sene polis 159 bin vakaya müdahalede bulundu, 231 bin zanlı hakkında da adli işlem başlattı.
devamını gör...

teoride gerçekleşebilen pratikte ise imkansız olan istek. koskocaman bir yanılgı hatta kendini kandırmakla eş değerdir. istediğin yere git ne fark edecek ? yine o kafanın içindekilerle baş başasın. aslında kendimizden ziyade çevremizden kurtulmak çabasıdır bu !
devamını gör...

tüm yozlasmıslıga ve hayal kırıklıklarına inat hala icinde yasadıgımız topluma dair umutlanmama vesile olmus etkinliktir. insanlıgın pisligine ve dünyanın kötülüklerine karsılık inatla direnen güzel cocuklarımızın yüzünün gülmesine vesile olan her yazara ayrı ayrı iyi dilekler biriktiriyorum. ekonomik olarak oldukca sıkıntı yasadıgım bu ögrencilik hayatımda sigarasız, kitapsız ya da bes kurus parasız kalmak beni asla kolay kolay incitmiyor fakat bu tür güzelliklerde payımın olmaması kötü hissettiriyor. dilerim ki imkanı el verenler kendilerinden cok uzakta yasayan o güzel cocukların yüzlerini güldürmek icin ellerinden geleni yaparlar.
devamını gör...

özellikle yabancı kitabını çok sevdiğim yazar.
meursault gibi uyumsuz bir kahramanı çok güzel ve etkili anlatmış.
devamını gör...

tek başıma da yaptığım için fazlaca özgüvenli olduğumu öğrendiğim eylem. bir insanın tek başına sinemaya gidebilmesi için tabi ki özgüven sahibi olması gerekir başka ne olacaktı?
oysa ki 'sinemada izlenmesi gereken filmler' katagorime giren (bkz: tenet) için sinemaya gittiğimden, hele ki şu covid döneminde, aslında biraz saf olduğum kanısına varmıştım ama yoo baya özgüvenliymişim işte.
devamını gör...

kafa dengi 2 -3 insanla, deniz kenarı bir küçük yerleşim yerinde, plajda ayaklar denizde olacak şekilde sandalyeleri yerleştirip, sabaha kadar muhabbet etmek istiyorum. *
devamını gör...

jorge semprun'un batılı sosyalistlerin geçirdiği dönüşümü, beş genç adamın * yaşamından kesitler sunarak aktardığı muazzam eserinin adıdır. kitap hesaplaşma adıyla da yayınlanmıştır. her ne kadar ''hesaplaşma'' adı kitap için uygun bir ad gibi gözükse de kitabın ana karakterlerinden birisi olan ''neçayev'' kod adlı roman karakterinin okurda bıraktığı iz, romana kattığı gizem ve sürükleyicilik sebebi ile ''neçayev dönüyor'' adı bana hem daha doğru hem daha çekici gelir.

romanın başlangıcında şöyle bir ifade yer alır; ''bir sabah, elie silberberg'in telefonu çalar. eski silah arkadaşı zapata'dır arayan, ''neçayev'le ilgili...'' der.

bu cümleyi okuduğunuz andan itibaren, kitap sizi içine alıyor. ondan sonra kendinizi kaptırıp gidiyorsunuz.

bahsedilen 5 genç ''proleter öncü'' adıyla bir örgüt kurarlar. şiir, felsefe ve politik yakınlıklarıdır onları bir araya getiren. içerisinden geçtikleri karşı devrimci sürecin önünde durmak için militan bir tutum izlerler. ancak bu süreç çok sancılı ve güven kaybına yol açan bir şekilde son bulur. örgütü fesih etme kararı alırlar. neçayev kod adlı roman kahramanımız ise buna karşı çıkar.

aslında arkadaşlarının fesih kararının arkasında yatan temel gerçek korkudur. başlarına gelecek olanlardan çekinmektedirler. beyinlerinde idealize ettikleri mücadelelerini, kalplerinde oluşan korkuya kurban vermişlerdir. ve bu korkuyu kutsallaştırmak için de sisteme bir adak adamaları gerektiğinin farkındadırlar. ve kurban bulunur. örgüt'ün feshine karşı çıkan ''neçayev'' hain ilan edilir. vicdanlarını rahatlatmak için ona bir seçenek sunarlar. derler ki; ''ya ülkeyi ve mücadeleyi terk edeceksin. ya da ihanetin cezalandırılacak.''

bu olaydan sonra ise neçayev'in intihar haberi duyulur ve diğer karakterler kendi yaşamlarında bu habere göre vaziyet alırlar. zira neçayev'in ölümü ve örgütün feshi hepsini rahatlatmıştır. bir dostu ve yoldaşı feda etmenin ağırlığını yaşamadan yollarına devam ederler. tabii burada elie'ye haksızlık yapmamak lazım. o korkularının esiri olmuş olsa da, vicdanının sesini bir türlü susturamamıştır.

diğer üç kafadar ise karşı çıktıkları her şeyin kölesi olurlar. kapitalizme entegrasyon süreçleri gayet başarılıdır. öyle ki; piramidin en üst seviyelerine kadar tırmanmışlardır. güç, para ve şöhret...

hepsine sahiptirler. çünkü düşmanlarını ona karşı mücadele ettikleri dönemden çok iyi tanıyorlardır. eski düşmanlarının tüm inceliğini bildikleri içinde, doğru kartları oynayarak sistem içerisinde başarılı olurlar.

işte tüm bu yaşananların ışığında zapata'nın elie'ye açtığı telefonu değerlendirdiğinizde içinizi kaplayan merak romana öyle bir tutunmanıza sebep oluyor ki, kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. işlenen ilk cinayet de cabası...

neçayev'in intikamı mı ? yoksa kafadarların kendi içlerindeki ahlaki hesaplaşması mı ön plana çıkacak ?

ne olacağını ziyadesiyle merak ediyorsunuz. yazarın olayları anlatımı, karakterleri analizi ve kendi içerisinde gizemi tutarlı bir şekilde koruyabilmesi de romana keyif katıyor. asıl önemlisi kendinizi bu arkadaşların arasındaymış gibi hissetmeniz. söz hakkı sahibi olmak, bir şeyler söyleyebilmek, duruma müdahale etmeye çalışmak istiyorsunuz. hele ki, felsefi ve edebi tartışmaların/sorgulamaların içine katılabilme isteği duymak yok mu? işte o muazzam bir his. semprun'un bu hisleri okuyucuya aktarıyor olabilmesi ve kitabın derinliklerine dalıyor olabilmek, bir okur için dünyanın en keyifli şeyi.

elbette kitabı överken kendi penceremden gördüklerimi dile getiriyorum. siz pencereyi kapatıp, arkanızı dönüp çekip gidebilirsiniz. netice olarak herkesin farklı bir penceresi var.

benim içinse gerçekleşen; kitabı ne zaman okusam veya kitap ne zaman aklıma gelse, pencerenin önünde kalıp, uzun uzun düşünmek oluyor.

şu ayrıntıyı da vermek lazım; neçayev karakteri rastgele seçilmiş bir karakter değil. sergey neçayev'e bir gönderme var.

şöyle der ''devrimcinin anahtar kitabı''nda sergey neçayev;

devrimci adanmış bir insandır. kişisel çıkarları, işleri, duyguları, bağlılıkları, kişisel eşyaları, hatta kendi adı bile yoktur. ondaki herşey, biricik tek bir çıkar, tek bir düşünce, tek bir tutku devrim tarafından özümlenmiştir.”

karakterimiz de mi öyle ? bilemeyeceğim. * belki, yazar sadece adını ona olan saygısına binaen kullanmıştır. okur görürsünüz.

unutmadan şunu da söyleyeyim; kitapla ilgili elimde sağlam bir kamuoyu yoklaması var. yıllar önce kitabı önerdiğim 4 arkadaşımdan ikisi kitaba bayıldılar. diğer ikisi ise kitabı yarıda bıraktı. yani bu kitabı ya çok seveceksiniz, ya da hiç sevmeyeceksiniz. ortası yok...
devamını gör...

sözlükte "dağlarla ya da tepelerle sınırlanmış, suları aynı denize, göle ya da ırmağa akan bölge." anlamına gelen coğrafya terimidir.
devamını gör...

+bir şey demeyecek misin?
-ne gibi bir şey ?
+yani ne bileyim işte geri dön gibi bir şey
-eylül. ben bu saatten sonra defansa yardıma gelmeyen forvete geri dön derim. iyi geceler.
(bkz: leyla ile mecnun)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim