benim çocukluğumda mavi önlük giyiyorduk beyaz yaka vardı. klasörle okula giderdik simit ayran 250.000 liraydı. mazot 1 lira olcak diyen bir adam vardı. zeki mureni canlı izlerdik tvde. yılbaşlarında tombala oynanırdı. kadınlar kapı eşiklerinde örgü örer dedikodu yapardı. meyhanelerde rakı içilirdi. büyüdük sonra aniden..
devamını gör...

dimi?

don mesela şimdi kadın donu mu erkek donu mu?
devamını gör...

hani şu ayrı yazılan ama arada unutulan, üvey evlat gibi de rol oynayan de.

örneğin : bir de şunu söylemek istiyorum.
devamını gör...

patinaj yapan ülke.
devamını gör...

sokağa çık. bir keko grubu bul. onlara bira ısmarla. ömürleri boyunca seni koruyacaklardır.
devamını gör...

diyecek fazla bir şeyim yok maalesef.

insanlık suçu, katliam, soykırım, cinayet, tecavüz, ne dersem diyeyim bir şeyler eksik kalacak.
inanç olarak eksi değerlerde biriyim, pek dilim dönmez kafam basmaz bu tür cümleler kurmaya, kusura bakmayın.

geride kalanlara güzel bir yaşam, hayatını kaybedenlere ise rahmet diliyorum..

iyi yayınlar, acılar ortaktır.
devamını gör...

bi zamanlar dışlanan, hor görülen şimdi ise kutsanan, muhtaç olduğumuz, asil koku. ve bazen içecek. içenler var. ama ben değilim.
devamını gör...

ispanyol-amerikan edebiyatı'nın kelimelere ruh üfleyen şairi octavio paz tarafından kaleme alınmış şiir. asıl ismi olvido olan şiir, ülkü tamer tarafından dilimize unutuş olarak çevrilmiştir. karanlığa bir balçık gibi bulanmaktan gelmez bu şiirin özü, sıcak ve bir parça müstehcen bir unutuştur paz'ın dizelerinde geçen unutmak. cümleler eti dağlayan ateşten ziyade insanın teninin üzerinden akıp giden bir nefesin sıcaklığı gibidir. unutmakta bir büyü olduğunu düşünüyordu paz; yeniden doğmanın ve yenilenmenin bir parçasıydı unutmak ve bunu da dizelerine oldukça güzel yedirmiş.

ülkü tamer çevirisi ile:

cierra los ojos y a oscuras piérdete
bajo el follaje rojo de tus párpados.

(yum gözlerini, yitir kendini karanlıkta
gözkapaklarının kırmızı yaprakları altında.)

húndete en esas espirales
del sonido que zumba y cae
y suena allí, remoto,
hacia el sitio del tímpano,
como una catarata ensordecida.

(gömül vızıldayan sesin
düşen sesin halkalarına
ve uzaklarda yankılan
dilsiz bir çağlayan gibi,
davulların çalındığı yerde.)

hunde tu ser a oscuras,
anégate la piel,
y más, en tus entrañas;
que te deslumbre y ciegue
el hueso, lívida centella,
y entre simas y golfos de tiniebla
abra su azul penacho al fuego fatuo.

(bırak kendini karanlığa,
kendi etine gömül,
kendi yüreğine;
kemik, o mor şimşek,
kamaştırsın gözlerini, kör etsin,
mavi göğsünü göstersin akşam ışığı
körfezler ve gölgeli koyaklar arasında.)

en esa sombra líquida del sueño
moja tu desnudez;
abandona tu forma, espuma
que no sabe quien dejó en la orilla;
piérdete en ti, infinita,
en tu infinito ser,
ser que se pierde en otro mar:
olvídate y olvídame.

(o sıvı karanlığında uykunun
ıslat çıplaklığını;
kıyıya kimbilir kimin bıraktığı
gövdeni, o köpük dantelayı unut.
sonsuz kadın, yitir kendini
kendi benliğinin sonsuzluğunda,
bir başka denizle buluşan bir deniz gibi
unut kendini, beni unut.)

en ese olvido sin edad ni fondo,
labios, besos, amor, todo renace:
las estrellas son hijas de la noche.

(dudaklar, öpüşler, aşk, her şey yeniden doğar
o ölümsüz, o yalın unutuşta:
gecenin kızlarıdır yıldızlar.)
devamını gör...

tavuk nugget. babam akşam yemek yapmak için buzluğa bakar ve nugget olduğunu görür. tarihini kontrol eder ama tarihi geçmiştir. yenisini almak üzere markete giderken bozuk nuggeti bilinmeyen sebeplerle buzlukta bırakır. yeni nugget ile eve geldikten sonra yeni nuggeti ve aldığı birkaç şeyi daha buzluğa koyar. akşam yemeği zamanı geldiğinde buzluktan bozuk nuggetleri çıkartır ve pişirir, yeni olanları da görüp bunlar bozuktu diye çöpe atar.
gece boyunca birbirimizden habersiz kalkıp kalkıp kusarız, sabah tuvaletin önünde karşılaşınca babam çöpe bakıp yaptığı hatayı anlar ve gün acilde serumlarla biter.
devamını gör...

osmanlıca bir kelimedir. ayrılık, ayrılık üzüntüsü mânasına gelir.

resimag.com/p1/5bd1d8713d6b.jpeg
devamını gör...

'her şeyden biraz kalır'
diyor birileri, çoğulluk haklılıktır
kavanozda biraz kahve
kutuda biraz ekmek
insanda biraz acı

turgut uyar
devamını gör...

formata aykırı ne yaptığını ben de çok merak ettim. genel itibariyle mantığa uyan tanımlara ve kalp kırmayan bir dile sahipti.

umarım yeniden yazar olur ve önceki hatasını* yinelemez. çaylaklığa düşmesi hoşumuza* gitmez açıkçası.
sevgilerr.
devamını gör...

aldatan bir insanı affederek ikinci bir şans vermenin ona bir kere daha aldatması için fırsat vermek olduğunu düşündüğümden dolayı "hayır" cevabını vereceğim başlıktır.
devamını gör...

özbekistan’ın şehri olup, aynı zamanda amin maalouf’un eserinin adıdır.

"o gece birbirimizi aynı kitabın içine gömülerek sevdik..."
devamını gör...

nerede aptal olacağını biliyorsan yeterince zekisindir.
devamını gör...

neye sebep olduğunu bilseydin , yine de gelir miydin?
bizden aldıkların neden bizden fazla?
devamını gör...

histrionik kişilik bozukluğunun kelime olarak kökeni latincedeki histrio kelimesine dayanıyor. histrio latincede oyuncu, sahne sanatçısı gibi anlamlara geliyor.
histrionik kişilik bozukluğundaki temel unsur, baştan çıkarıcılıktan öte kişi ilgi odağı olmak istediği için (ilgi açlığı çektiği için) hem fiziksel* olarak hem de karakter olarak bir oyuncu gibi abartılı davranıp ilgiyi üzerine çekme çabasıdır. buna halk arasında drama queen dediğimiz kişileri de dahil edebiliriz sanırım. normal denilebilecek olayları büyütüp abartılı tepkiler vermeleri de buna bir örnektir.
devamını gör...

aylar sonra sözlüğe girmek. özlemişim okumayı, buralar çok değişmiş ama olsun kemik tayfa taş gibi.
devamını gör...

büyük konuşmamak lazım "her insan iddiasından vurulur" derler ama bir türlü aklım havsalam bunu kabullenemiyor! gerçekten ya aşırı yüce gönüllülük, komplekslerden sıyrılmak ve evren ile yarışan bir genişlik lazım ya da aşırı saf olmak gerekir hele ki sevgililik gibi dönemlerde.
devamını gör...

orta kulakta bulunan kemikçik zincirinde bulunan kemiklerin kulak zarından* iç kulağa kadar ki sırasıyla adlarıdır. yalnız tıpta kullanılan şekli malleus, incus ve stapes şeklindedir.

bu kemikçik zincirinin halk ağzıyla kullanılan şekliyle "kireçlenmesi" sonucunda iletim tip bir işitme kaybı oluşur ve testlerdeki sonuçların yanı sıra en belirgin semptomlarından biri kişinin kısık sesli konuşmasıdır. kemikçiklerde meydana gelen fiksasyon ile orta kulakta oklüzyon etkisi oluşur ve kişi kendi sesini daha yüksek şiddette duyar. bu nedenle daha kısık konuşurlar. hadi yine iyisiniz bu bilgi pek yazmaz.*
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim