pedofili
yakalanınca"çocuk görünce dayanamıyorum"şeklinde kendini savunan sapığın hissiyatı(!) sözün bittiği yerdir.
devamını gör...
sınav kağıdına devamı arkada yazan öğrenci
ilk sınavda boyumun ölçüsünü aldığım için ikinci sınavda her detaya değinip açıkladım. ders hocasına göre değişir.
devamını gör...
antalya'da bir kadının cinsel saldırıya uğraması
küfür, burada yasak olduğu için içimden, dolu dolu küfrettiğim haber. acılar içinde kıvranmalarını diliyorum. kolay bir ölüm kurtuluş olur bu yaratıklar için. adalet var ülkemizde!!! tabi canım yersen.
devamını gör...
arabalar 3
ilk filmle başlayan mcqueen efsanesi, 2. film ile birlikte tamamen çocuk filmine, daha doğrusu yeni karakterler, yarışlardan alakasız olaylar çıkarılarak piyasaya oynadı. daha fazla oyuncak satışı için çocukların ilgisini çekecek, mcqueen'den tamamıyla alakasız olmasa da yarış olayıyla bağlantısız bir konu çıkmıştı.
3. film teaser ile birlikte duyurulduğu zaman herkesi çok heyecanlandırdı. yıllar sonra yaşlanmış bir mcqueen'i herkesin gerisinde kaldıktan sonra kaza yapışını görüyorduk. filmde karanlık bir tema var gibi duruyordu ve bizim gibi hala çocuk kalan yetişkinleri çok heyecanlandırdı.
film gayet güzel başladı. mcqueen'in artık genç olmadığını ve bu seri yeni çıktığında sinemada izleyen bizlerin de artık çocuk olmadığını bize çok güzel hissettirdi film. daha sonra mcqueen kaza yaptı ve bir anda 4 ay sonrasında gittik. ilk olarak filmin bu 4 aylık süreci atlaması hikaye için çok büyük bir kayıp. böylesine büyük potansiyeli olan bir hikaye zamanını atlamak, hem mcqueen'e hem de biz yetişkin seyircilere bir ayıp oldu diye düşünüyorum. mcqueen, duygusal konularda kendini geliştirmiş ancak böylesine bir durumla daha önce karşılaşmamıştı. o 4 aylık dönemde yaşadığı, düşündüğü şeyleri görebilmek çok isterdim kendi adıma.
daha sonra yeni elektrikli arabaların eğitildiği yerde eğitim görmeye gitti. burada kahramanımız, eğitim merkezindeki çaylaklardan bile daha beceriksizdi. çünkü bizim mcqueen eski kafalıydı. simülasyon haricinde bir yarış deneyimi bulunmayan eğitmen cruz, mcqueen'i eğitmek üzere eğitimlere başlayacaktı ancak tam tersi oldu. hudson hornet'in efsanesini taşıyan mcqueen, yeni elektrikli yarış arabalarının arasında ezilip gidiyordu testlerde. bu bizi üzdü ancak sonunda yarışa çıktığında bir mucize yapacağını biliyorduk. özellikle hudson hornet'in eski arkadaşları, zamanında onun da mcqueen gibi yaşadığı bırakma sürecindeyken; bir çaylakla yarışırken yaptığı hareketi anlattıklarından sonra.
bu film, mcqueen efsanesinin hikayesi; günümüzde popüler kültür ögesi olan "cinsiyetçilik" kurbanına gitti. özellikle cruz ve mcqueen arasındaki ilişki asla ilk filmdeki hud ve mcqueen gibi verilemedi. cruz üzerine kurulan hikayede, ona yapılan cinsiyetçilik, "kadından yarışçı olmaz" algısı yansıtıldı. bu algıyı bozmak isteyen film, bunu yapmaya çalışırken aslında cinsiyetçilik yaptı. cruz'un yarışçı potansiyelini gösterirken bile onun kadın olmasına odaklandı hep.
son yarış başladı, mcqueen beklendiği gibi geride kaldı. hepimiz son bir veda hamlesi bekliyorduk şimşek'ten. işte bütün efsaneyi bitiren olay burada oldu. mcqueen her ne kadar kendisini olgunlaştırmış olsa da kazanma hırsı onu hep ileriye taşıyan şeydi. böylesine bir karakter, bu kadar karakter gelişimi yapıldıktan sonra yarışı yarıda bırakıp yerini cruz'a bıraktı. her ne olursa olsun şimşek, birinci olamasa bile o yarışı bitirebilmeli ve sonunda hudson hornet'in hareketini, jackson storm'a yaparak yarışı tamamlamalıydı. bunun yerine ise daha önce hiç yarış deneyimi bulunmayan cruz, şimşek'in yerine geçti ve hud'ın efsane hareketini storm'a yaparak yarışı kazandı.
bunun sebebi popüler kültüre oynamak. cinsiyetçilik kavramını ortadan kaldırmaya çalışırken, pozitif ayrımcılık yaparak işin içine daha da cinsiyetçilik katmaktır. bu filme karşı zamanında duygusal bağ kuran herkes, mcqueen'in yerine cruz'un o hareketi yapmasını kendine yediremedi. belki mcqueen'in yarışları bırakmasına, takım koçu olmasına hazırdık ama asla ve asla yarışı yarıda bırakmasına değildik.
motor sporları, bütün sporlar arasında en fazla fiziki güç isteyen sporlar arasındadır. eşit arabalarda ve eşit şartlarda, bir yarışçının diğerinden neden daha hızlı olduğu hala tam olarak bilimsel bir şekilde bilinmemektedir. onlarca tur bir pistin etrafında dönerek birbirini geçmeye çalışmak "erkeklerin birbirleriyle sidik yarıştırma" durumuna benzese de buna kadınların katılmaması için hiçbir sebep yok. her turda ortalama 3g kuvveti yiyen formula 1 pilotları, sadece erkek oldukları için bunu yapıyor diye bir şey yok. hali hazırda 1.60'lı boylarda, vücut tipi incecik olan çaylak f1 pilotu yuki tsunoda, o cüssesine rağmen geleceğin umut vaat eden yarışçılarından.
özet olarak bence bu film cinsiyetçilik konusunu, kadınların da yarışçı olabileceği konusunu çok daha iyi bir şekilde işleyebilirdi. ancak bunu mcqueen efsanesinin emeklilik hikayesinde yapmasına hiç gerek yoktu. bu film hem mcqueen'e hem de biz vefalı cars serisi hayranlarına yapılmış bir ayıptır.
konuyla alakalı olarak neden kadın yarış pilotu yok sorusuna cevabını yiğit tezcan adlı youtuber'ın yaptığı bu videoda bulabilirsiniz.
neden kadın yarış pilotu yok?
edit: ayrıca mater'ı seslendiren osman gidişoğlu'nun bu filmde olmaması biz türk izleyiciler için de çok üzücüydü. huzur içinde yatsın.
3. film teaser ile birlikte duyurulduğu zaman herkesi çok heyecanlandırdı. yıllar sonra yaşlanmış bir mcqueen'i herkesin gerisinde kaldıktan sonra kaza yapışını görüyorduk. filmde karanlık bir tema var gibi duruyordu ve bizim gibi hala çocuk kalan yetişkinleri çok heyecanlandırdı.
film gayet güzel başladı. mcqueen'in artık genç olmadığını ve bu seri yeni çıktığında sinemada izleyen bizlerin de artık çocuk olmadığını bize çok güzel hissettirdi film. daha sonra mcqueen kaza yaptı ve bir anda 4 ay sonrasında gittik. ilk olarak filmin bu 4 aylık süreci atlaması hikaye için çok büyük bir kayıp. böylesine büyük potansiyeli olan bir hikaye zamanını atlamak, hem mcqueen'e hem de biz yetişkin seyircilere bir ayıp oldu diye düşünüyorum. mcqueen, duygusal konularda kendini geliştirmiş ancak böylesine bir durumla daha önce karşılaşmamıştı. o 4 aylık dönemde yaşadığı, düşündüğü şeyleri görebilmek çok isterdim kendi adıma.
daha sonra yeni elektrikli arabaların eğitildiği yerde eğitim görmeye gitti. burada kahramanımız, eğitim merkezindeki çaylaklardan bile daha beceriksizdi. çünkü bizim mcqueen eski kafalıydı. simülasyon haricinde bir yarış deneyimi bulunmayan eğitmen cruz, mcqueen'i eğitmek üzere eğitimlere başlayacaktı ancak tam tersi oldu. hudson hornet'in efsanesini taşıyan mcqueen, yeni elektrikli yarış arabalarının arasında ezilip gidiyordu testlerde. bu bizi üzdü ancak sonunda yarışa çıktığında bir mucize yapacağını biliyorduk. özellikle hudson hornet'in eski arkadaşları, zamanında onun da mcqueen gibi yaşadığı bırakma sürecindeyken; bir çaylakla yarışırken yaptığı hareketi anlattıklarından sonra.
bu film, mcqueen efsanesinin hikayesi; günümüzde popüler kültür ögesi olan "cinsiyetçilik" kurbanına gitti. özellikle cruz ve mcqueen arasındaki ilişki asla ilk filmdeki hud ve mcqueen gibi verilemedi. cruz üzerine kurulan hikayede, ona yapılan cinsiyetçilik, "kadından yarışçı olmaz" algısı yansıtıldı. bu algıyı bozmak isteyen film, bunu yapmaya çalışırken aslında cinsiyetçilik yaptı. cruz'un yarışçı potansiyelini gösterirken bile onun kadın olmasına odaklandı hep.
son yarış başladı, mcqueen beklendiği gibi geride kaldı. hepimiz son bir veda hamlesi bekliyorduk şimşek'ten. işte bütün efsaneyi bitiren olay burada oldu. mcqueen her ne kadar kendisini olgunlaştırmış olsa da kazanma hırsı onu hep ileriye taşıyan şeydi. böylesine bir karakter, bu kadar karakter gelişimi yapıldıktan sonra yarışı yarıda bırakıp yerini cruz'a bıraktı. her ne olursa olsun şimşek, birinci olamasa bile o yarışı bitirebilmeli ve sonunda hudson hornet'in hareketini, jackson storm'a yaparak yarışı tamamlamalıydı. bunun yerine ise daha önce hiç yarış deneyimi bulunmayan cruz, şimşek'in yerine geçti ve hud'ın efsane hareketini storm'a yaparak yarışı kazandı.
bunun sebebi popüler kültüre oynamak. cinsiyetçilik kavramını ortadan kaldırmaya çalışırken, pozitif ayrımcılık yaparak işin içine daha da cinsiyetçilik katmaktır. bu filme karşı zamanında duygusal bağ kuran herkes, mcqueen'in yerine cruz'un o hareketi yapmasını kendine yediremedi. belki mcqueen'in yarışları bırakmasına, takım koçu olmasına hazırdık ama asla ve asla yarışı yarıda bırakmasına değildik.
motor sporları, bütün sporlar arasında en fazla fiziki güç isteyen sporlar arasındadır. eşit arabalarda ve eşit şartlarda, bir yarışçının diğerinden neden daha hızlı olduğu hala tam olarak bilimsel bir şekilde bilinmemektedir. onlarca tur bir pistin etrafında dönerek birbirini geçmeye çalışmak "erkeklerin birbirleriyle sidik yarıştırma" durumuna benzese de buna kadınların katılmaması için hiçbir sebep yok. her turda ortalama 3g kuvveti yiyen formula 1 pilotları, sadece erkek oldukları için bunu yapıyor diye bir şey yok. hali hazırda 1.60'lı boylarda, vücut tipi incecik olan çaylak f1 pilotu yuki tsunoda, o cüssesine rağmen geleceğin umut vaat eden yarışçılarından.
özet olarak bence bu film cinsiyetçilik konusunu, kadınların da yarışçı olabileceği konusunu çok daha iyi bir şekilde işleyebilirdi. ancak bunu mcqueen efsanesinin emeklilik hikayesinde yapmasına hiç gerek yoktu. bu film hem mcqueen'e hem de biz vefalı cars serisi hayranlarına yapılmış bir ayıptır.
konuyla alakalı olarak neden kadın yarış pilotu yok sorusuna cevabını yiğit tezcan adlı youtuber'ın yaptığı bu videoda bulabilirsiniz.
neden kadın yarış pilotu yok?
edit: ayrıca mater'ı seslendiren osman gidişoğlu'nun bu filmde olmaması biz türk izleyiciler için de çok üzücüydü. huzur içinde yatsın.
devamını gör...
yoksunluk sendromu
en acı çektiren halini sigarayı bırakırken yaşadığım sendrom..
bir üstteki yazar gibi, efexor isimli ilacı bırakırken bende problem yaşadım ama 1 hafta kadar sürmüştü.
en sıkıntılı hali nikotin yoksunluğu. nerden baksan 3 ay bitmiyor ızdırabı çilesi.
bir üstteki yazar gibi, efexor isimli ilacı bırakırken bende problem yaşadım ama 1 hafta kadar sürmüştü.
en sıkıntılı hali nikotin yoksunluğu. nerden baksan 3 ay bitmiyor ızdırabı çilesi.
devamını gör...
a capella
merak edenlere bir örnek olarak, sevdiğim bitanesini paylaşıyorum. buradan
devamını gör...
akraba ile yılan arasındaki fark
yılan kendine zarar verilmedikçe karşıdakine zarar vermez ama
hiçbir şey yapmadan da akrabanın gözüne batabilirsin.
hiçbir şey yapmadan da akrabanın gözüne batabilirsin.
devamını gör...
etidokain
en lipofilik lokal anesteziktir.
nöromuskuler blokajı çok güçlü yapar.
nöromuskuler blokajı çok güçlü yapar.
devamını gör...
turistlere kısıtlama olmaması
çünkü burası yabancıya dost, kendi vatandaşına düşman bir muz cumhuriyetidir.
devamını gör...
orucu tok tutan dinler
yani orucu aç tutan dinlemez.
devamını gör...
gece gece canının tatlı istemesi
canınıza söyleyin gece gece huysuzluk yapmayı bıraksın. sabaha kadar dayanıversin.
onun yaptığı huysuzluğun bedelini biz ödüyoruz sonra.
onun yaptığı huysuzluğun bedelini biz ödüyoruz sonra.
devamını gör...
yokumsama
bireyin dışında, bireyden bağımsız olarak bulunan, ama bireyin kendini savunduğu kimi istek ve düşüncelerin üzerine yansıtıldığı gerçek olguların yoksanmasıdır.en yalın haliyle var olan şeyi yok olarak kabul etmek,inkar etmektir.
devamını gör...
chandler bing
devamını gör...
stranger
bimilui soop adıyla da bilinen kore dizisi. dizi savcı ve polisin işlenen bir cinayeti araştırmasını anlatırken aynı zamanda kore kurumlarındaki yolsuzlukları anlatıyor. savcı hwang shi-mok'un aşırı duygusuzluğu yer yer insanı sinir etsede beğendiğim bir dizi oldu. polis ve savcılık arasındaki soruşturma yetkisi tartışmaları da ayrıca güzeldi. bir dizide bu konu hakkında bir tartışma beklemiyordum. ayrıca dizinin müzikleri de güzel.soundtrack
not: 1. sezonun 16. bölümünde çalan "kamelyalı kadın" şarkısının linkini bilen varsa çok mutlu olurum.
not: 1. sezonun 16. bölümünde çalan "kamelyalı kadın" şarkısının linkini bilen varsa çok mutlu olurum.
devamını gör...
david lynch
yazılmamış olmasına şaşırdığım imgelerin deli yönetmeni. kült film denilince ilk akla gelenlerden
hem ressam, hem müzisyen olan bu yönetmen anlaşılacağı üzere yetenek kumkuması, on parmağında on marifet bir insandır. filmlerinde kullandığı enteresan yaratıklar rüya alemine bir yolculuğa işaret eder. ilk uzun metraj filmi 1977 yılında çektiği eraserhead' dir. mulholland drive ve lost highway en bilindik, en önemli filmleridir. bilinçaltına feci yatırım yaptığı filmlerini çözümlemeye çalışmak bazen kaybolmuşluk hissi yaratır; zaten kendi de bir süre sonra ne anlatacağını unutup filme devam ettiğini itiraf etmiştir. özetle filmleri izlenesi ama müzisyen kimliğinin de yabana atılmaması gereken sanatçıdır.
hem ressam, hem müzisyen olan bu yönetmen anlaşılacağı üzere yetenek kumkuması, on parmağında on marifet bir insandır. filmlerinde kullandığı enteresan yaratıklar rüya alemine bir yolculuğa işaret eder. ilk uzun metraj filmi 1977 yılında çektiği eraserhead' dir. mulholland drive ve lost highway en bilindik, en önemli filmleridir. bilinçaltına feci yatırım yaptığı filmlerini çözümlemeye çalışmak bazen kaybolmuşluk hissi yaratır; zaten kendi de bir süre sonra ne anlatacağını unutup filme devam ettiğini itiraf etmiştir. özetle filmleri izlenesi ama müzisyen kimliğinin de yabana atılmaması gereken sanatçıdır.
devamını gör...
antonio vivaldi
barok dönemde yaşamış, barok müziğine önemli katkıda bulunmuş bir italyan bestecidir. kemana karşı ayrı bir zaafı vardır. johann sebastian bach tarafından birçok eserine aranjmanlar ve uyarlamalar da yapılmıştır.
ufak bilgi: günümüzde bu kadar popüler olmasının sebebi ise 1930lu yıllarda italya'nın faşist olup eski sanatçıları günyüzüne çıkarmasıdır.
four seasons falan yalan, en sevdiğim eseri la minör çello sonatıdır.
link
ufak bilgi: günümüzde bu kadar popüler olmasının sebebi ise 1930lu yıllarda italya'nın faşist olup eski sanatçıları günyüzüne çıkarmasıdır.
four seasons falan yalan, en sevdiğim eseri la minör çello sonatıdır.
link
devamını gör...
ekşi sözlük
az önce kafa sözlük başlığını gördüğüm yer. evet şimdi burdayım. kimse bilsin istemiyorum beni burda açıkçası. kaçıp saklanma alanım ve içimi özgürce döktüğüm yer olsun.
devamını gör...
güneş (yazar)
ben yazar olan güneş'ten bahsetmek istiyorum biraz.sözlüğe adeta güneş gibi doğdu.samimi ve doğru tespitleriyle içleri ısıttı. güzel enerjin ve yazmaların daim olsun sevgili yazar.
devamını gör...