annelerin garip huyları
sakın babama söyleme dediğim şeyleri tamam dedikten sonra ilk fırsatta babama söylemesi.
devamını gör...
artıkparlamayanyıldız
bugün doğum günü olan yazar, doğum günü kutlu olsun, bu arada 13 temmuz da benim doğum günüm.
(bkz: konuşurken konuyu sürekli kendisine getiren insan)
(bkz: konuşurken konuyu sürekli kendisine getiren insan)
devamını gör...
pandemiden önceki son gün
kordon'da yürüyüş yapmış, kütüphaneye uğramış, ara güler sergisini gezmiştim. galerinin sokagindaki kucuk kahvecide mola vermiştim. kıbrıs şehitleri'nden takı almış, izban'da ayfer tunç evvelotel kitabını okuyup, kıvırcık saçlı küçük çocuğa cebimdeki şekeri hediye ederek eve geri dönmüştüm.
devamını gör...
kuyucaklı yusuf
o dönem anadolu da yaşanan zihniyeti gerçekçi bir dille anlatan, akıcı ve bir solukta okuyup bitireceğiniz sabahattin ali romanlarından biri.
sabahattin ali aşkı öyle derin yazıyor ki bu kitapta da tıpkı kürk mantolu madonna’da da olduğu gibi özenmemek elde değil.
kahramanları;
yusuf; ailesi eşkiyalar tarafından öldürülen yetim.
selahattin; yusuf’u evlatlık alan kaymakam.
muazzez; kaymakamın kızı.
şahinde; kaymakamın kötü kalpli karısı.
hilmi bey; kasabanın zenginlerinden.
şakir, hilmi’nin oğlu, kumarbaz, kötülüğün vücut bulmuş hali.
etem; şakir’in yancısı.
ali; bakkalın oğlu, yusuf’un arkadaşı.
kübra; hilmi ile şakir’in tecavüzüne uğramış genç bir kız.
okumadan bile kahramanlardan yola çıkarak konuyu tahmin edebilirsiniz.
sabahattin ali aşkı öyle derin yazıyor ki bu kitapta da tıpkı kürk mantolu madonna’da da olduğu gibi özenmemek elde değil.
kahramanları;
yusuf; ailesi eşkiyalar tarafından öldürülen yetim.
selahattin; yusuf’u evlatlık alan kaymakam.
muazzez; kaymakamın kızı.
şahinde; kaymakamın kötü kalpli karısı.
hilmi bey; kasabanın zenginlerinden.
şakir, hilmi’nin oğlu, kumarbaz, kötülüğün vücut bulmuş hali.
etem; şakir’in yancısı.
ali; bakkalın oğlu, yusuf’un arkadaşı.
kübra; hilmi ile şakir’in tecavüzüne uğramış genç bir kız.
okumadan bile kahramanlardan yola çıkarak konuyu tahmin edebilirsiniz.
devamını gör...
uykusuzkahve
çokkk ince düşünceli, nazik, naif yardımsever, hoşshobet, pamuk gibi, harika bir insan... keşke böyle insanlarla daha çok karşılaşsak.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarından aforizmalar
üretelim. boş durmayalım. mutluluk üretelim. bilgi üretelim. sevgi üretelim.
devamını gör...
regl oldum demenin alternatif yolları
''regl oldum'' diyemeyecek kadar özgüvensiz kimselerin aradığı alternatifler ve onların yolları. regl olunmaz ayrıca ''reglim'' diyip geçersin.
ha ama latince ismi menstrual siklus, siz isterseniz bu şekilde ifade edip ''o da ne?'' diye soranlara oturup açıklamasını yapar, karşınızdaki insanlara bir yeni bilgi eklemiş olursunuz. bunlar hep sevap points.
ha ama latince ismi menstrual siklus, siz isterseniz bu şekilde ifade edip ''o da ne?'' diye soranlara oturup açıklamasını yapar, karşınızdaki insanlara bir yeni bilgi eklemiş olursunuz. bunlar hep sevap points.
devamını gör...
nazire
'nazire yapmak' gibi bir deyimde de gelen sözcüktür.
devamını gör...
ebu cehil
gerçek adı amr bin hişam'dır. kureyş kabilesi'nde bilge kişiliğinden dolayı 'ebu'l hakem' (bilgeliğin babası) olarak tanınırdı.
mekke'nin yönetici sınıfına mensuptu ve kervanları vardı. gelenekçiydi, atalarının dinine inanıyordu. bu nedenle islam peygamberi muhammed'e karşıydı. medine'ye kaçan islamcılar mekkeli kervanlara saldırınca, kervanları korumak için mekke'den çıkan general amr bin hişam bu muharebede yenildi ve kafası kesilerek idam edildi. (bkz: bedir savaşı)(13 mart 624). cesedini bedir kuyularından birine attılar. oğlu da öldürülme korkusuyla atalarının dininden islama döndü. bu yüzden islamcı teröristlere göre kafa kesmek sünnettir.
mekke'de amr bin hişam yönetiminde siyasi baskıya maruz kalan islamcılar 622 yılında muhammed'in liderliğinde medineye hicret ettiler. muhammed'in sahabesi çoğunlukla kölelerden oluşuyordu. kölelere 'kurtarılmayı bekleyen aciz insanlar' olarak bakan muhammed kendi varoluş amacının köleliği kaldrımak olduğuna kendisini ve çevresini inandırdı. islam siyasetinde kölelik karşıtlığı bir politika güdülse dahi cinsiyet eşitliği gibi bir kavram yoktu. yine çok eşlilik vardı, yine cariyelik vardı, yine kadına baskı vardı. ama bir noktada müslüman kadınlar ile diğer kadınlar ayrılıyordu.günümüzdeki 'türban' polemiği o zamanlarda da yaşanmıştı. müslüman kadınlar kendi statülerini çevresine göstermek için beyaz çarşaf giyiyordu. bugün gericiliğin (bkz: irtica) sembolü olan çarşaf o dönemde arap yarımadasındaki bütün toplumlarda kadının ve erkeğin günlük giysisiydi. günümüzde hala bazı müslüman toplumların erkeklerinin türban giydiği görülmektedir ve müslüman kadınların beyaz çarşaf örtünmesinin dini gereklilik olduğuna inanan küçük topluluklar bulunmaktadır.
not1: bu dönemde dünya'da dikiş iğnesi daha keşfedilmediğinden dolayı dikiş teknikleri ve moda diye birşey yok. ancak kumaş renkleri, kıymetli madenler ve bindiğin vasıta üzerinden çevrene "ben buyum" diyebiliyorsun. "beni kafasözlükte derekuşu olarak bilirler" diye kendini tanıtıyorsun. kumaşı boyamak için gereken boya bitkileri ve boyar maddeler ipek yolu'ndaki kervanlarla geliyor.
not2: beyaz çarşaf aslında yeni müslüman toplumda bir ihtiyaçtan ortaya çıkmıştır. müslüman kadınlar müslüman erkeklerle evlenmelidir ama polikültürel bir toplumda bir bakışta kadının müslüman olup olmadığını anlamak gerekiyordu. polikültürel bir toplum olmasının sebebi de ticaret şehri olmalarından dolayıdır. tıpkı bizim levanten liman şehirlerimiz olan izmir, mersin, istanbul gibi. yahudi kadınlar ısiyah çarşaf giyiyorları, müslüman kadınları beyaz çarşaf giymeye başladılar.
630 yılında mekke islamcılar tarafından fetih oldu. muhammed (60), mekke'nin fethine kadar siyasi emelleri için günümüz ılımlı islam politikalarına benzer şekilde 'senin dinin sana benim dinim bana' sloganıyla hareket ediyordu. oysa islamcılar mekke'yi feth ettiklerinde muhammed ve imam ali kabedeki putları kırdılar/deviridler. yani günümüz türkçesiyle darbe yaptılar. artık islam hoşgörü dini değildi.
peygamber olduğunu iddia eden muhammed' 570 veya 571 yılında doğmuştur ve tam adı ebû’l-kâsım muhammed bin ʿabd allâh bin ʿabd’ûl-muttâlib el hâşimî olarak geçer. bu isim türkçeye, kureyşli ʿabd’ûl-menâf oğlu hâşim oğlu ʿabd’ûl-muttâlib oğlu ʿabd allâh oğlu kâsım’ın babası muhammed olarak tercüme edilebilir. yani dedesi "abdulmuttalb" babası "abdullah" ve oğlu da "kasım" olan birisidir. tıpkı yahudiler gibi kureyşliler de birbirlerine sıfatlarla, lakaplarla hitap ederlerdi. bu yüzden islam peygamberi'in mekke'deki ismi "el-emin" yani dürüst kişidir.
muhammed'in soyu ibrahim peygamberin oğlu ismail peygamberin soyundan adnaniler kavminden kureyş kabilesinin haşimoğulları sülalesinden gelir. 'muhammed' ismi de özel isim değildir. h-m-d kökünden geliyor. artık ona o zamanlar ahmed mi diyorlar, hamid mi diyorlar, mahmud mu diyorlar belli değil.
muhammed'in soyu hakkında tabi ki kesin konuşamayız. ancak şu bir gerçektir; hakimiyet yetkisinin soydan geldiğini meşrulaştırmak için batılı hanedanların tarih kayıtlarında soylarını romulus ve remus'a dayandırdğı gibi, arap yarımadasında da soyunu peygamber ilan etmek monarşik gücü meşrulaştırıyordu.
to be continued canlarım....
references:
(bkz: diamond tema)ebu cehil kimdir?
prof dr ekrem bugra ekinci
mekke'nin yönetici sınıfına mensuptu ve kervanları vardı. gelenekçiydi, atalarının dinine inanıyordu. bu nedenle islam peygamberi muhammed'e karşıydı. medine'ye kaçan islamcılar mekkeli kervanlara saldırınca, kervanları korumak için mekke'den çıkan general amr bin hişam bu muharebede yenildi ve kafası kesilerek idam edildi. (bkz: bedir savaşı)(13 mart 624). cesedini bedir kuyularından birine attılar. oğlu da öldürülme korkusuyla atalarının dininden islama döndü. bu yüzden islamcı teröristlere göre kafa kesmek sünnettir.
mekke'de amr bin hişam yönetiminde siyasi baskıya maruz kalan islamcılar 622 yılında muhammed'in liderliğinde medineye hicret ettiler. muhammed'in sahabesi çoğunlukla kölelerden oluşuyordu. kölelere 'kurtarılmayı bekleyen aciz insanlar' olarak bakan muhammed kendi varoluş amacının köleliği kaldrımak olduğuna kendisini ve çevresini inandırdı. islam siyasetinde kölelik karşıtlığı bir politika güdülse dahi cinsiyet eşitliği gibi bir kavram yoktu. yine çok eşlilik vardı, yine cariyelik vardı, yine kadına baskı vardı. ama bir noktada müslüman kadınlar ile diğer kadınlar ayrılıyordu.günümüzdeki 'türban' polemiği o zamanlarda da yaşanmıştı. müslüman kadınlar kendi statülerini çevresine göstermek için beyaz çarşaf giyiyordu. bugün gericiliğin (bkz: irtica) sembolü olan çarşaf o dönemde arap yarımadasındaki bütün toplumlarda kadının ve erkeğin günlük giysisiydi. günümüzde hala bazı müslüman toplumların erkeklerinin türban giydiği görülmektedir ve müslüman kadınların beyaz çarşaf örtünmesinin dini gereklilik olduğuna inanan küçük topluluklar bulunmaktadır.
not1: bu dönemde dünya'da dikiş iğnesi daha keşfedilmediğinden dolayı dikiş teknikleri ve moda diye birşey yok. ancak kumaş renkleri, kıymetli madenler ve bindiğin vasıta üzerinden çevrene "ben buyum" diyebiliyorsun. "beni kafasözlükte derekuşu olarak bilirler" diye kendini tanıtıyorsun. kumaşı boyamak için gereken boya bitkileri ve boyar maddeler ipek yolu'ndaki kervanlarla geliyor.
not2: beyaz çarşaf aslında yeni müslüman toplumda bir ihtiyaçtan ortaya çıkmıştır. müslüman kadınlar müslüman erkeklerle evlenmelidir ama polikültürel bir toplumda bir bakışta kadının müslüman olup olmadığını anlamak gerekiyordu. polikültürel bir toplum olmasının sebebi de ticaret şehri olmalarından dolayıdır. tıpkı bizim levanten liman şehirlerimiz olan izmir, mersin, istanbul gibi. yahudi kadınlar ısiyah çarşaf giyiyorları, müslüman kadınları beyaz çarşaf giymeye başladılar.
630 yılında mekke islamcılar tarafından fetih oldu. muhammed (60), mekke'nin fethine kadar siyasi emelleri için günümüz ılımlı islam politikalarına benzer şekilde 'senin dinin sana benim dinim bana' sloganıyla hareket ediyordu. oysa islamcılar mekke'yi feth ettiklerinde muhammed ve imam ali kabedeki putları kırdılar/deviridler. yani günümüz türkçesiyle darbe yaptılar. artık islam hoşgörü dini değildi.
peygamber olduğunu iddia eden muhammed' 570 veya 571 yılında doğmuştur ve tam adı ebû’l-kâsım muhammed bin ʿabd allâh bin ʿabd’ûl-muttâlib el hâşimî olarak geçer. bu isim türkçeye, kureyşli ʿabd’ûl-menâf oğlu hâşim oğlu ʿabd’ûl-muttâlib oğlu ʿabd allâh oğlu kâsım’ın babası muhammed olarak tercüme edilebilir. yani dedesi "abdulmuttalb" babası "abdullah" ve oğlu da "kasım" olan birisidir. tıpkı yahudiler gibi kureyşliler de birbirlerine sıfatlarla, lakaplarla hitap ederlerdi. bu yüzden islam peygamberi'in mekke'deki ismi "el-emin" yani dürüst kişidir.
muhammed'in soyu ibrahim peygamberin oğlu ismail peygamberin soyundan adnaniler kavminden kureyş kabilesinin haşimoğulları sülalesinden gelir. 'muhammed' ismi de özel isim değildir. h-m-d kökünden geliyor. artık ona o zamanlar ahmed mi diyorlar, hamid mi diyorlar, mahmud mu diyorlar belli değil.
muhammed'in soyu hakkında tabi ki kesin konuşamayız. ancak şu bir gerçektir; hakimiyet yetkisinin soydan geldiğini meşrulaştırmak için batılı hanedanların tarih kayıtlarında soylarını romulus ve remus'a dayandırdğı gibi, arap yarımadasında da soyunu peygamber ilan etmek monarşik gücü meşrulaştırıyordu.
to be continued canlarım....
references:
(bkz: diamond tema)ebu cehil kimdir?
prof dr ekrem bugra ekinci
devamını gör...
öpüşmek
istenilen, arzu edilen kişi ile gerçekleştirildiğinde, içinde kelebek etkisi şeklinde kendini gösteren ve dudakların kavuşması ile gerçekleşen eylem.
devamını gör...
6 kelimelik hikayeler
hayat, ne uzun allah'ım, ne uzun?
çalıkuşu-reşat nuri güntekin
çalıkuşu-reşat nuri güntekin
devamını gör...
lise
orta okuldan sonraki dönemdir .aynı zamanda şuan eğitimimi devam ettirdiğim yerdir.
herkesin bilinçli olmadığı daha tam olgunlaşmamış insanların da bulunduğu. boş beleş kişilerin çok ancak yanlarında haklarını yemeyeyim iyi insanların , düzgün kişiliklerin ve hedefi olan ama bir gün hayal kırıklığına uğrayacak insanların da bulunduğu topluluktan oluşan bir yerrr...
herkesin bilinçli olmadığı daha tam olgunlaşmamış insanların da bulunduğu. boş beleş kişilerin çok ancak yanlarında haklarını yemeyeyim iyi insanların , düzgün kişiliklerin ve hedefi olan ama bir gün hayal kırıklığına uğrayacak insanların da bulunduğu topluluktan oluşan bir yerrr...
devamını gör...
kant ahlakı
evrensel doğruların değişmemesini savunur. yalan söylemek her zaman yanlıştır. bu düşüncesine karşı olarak arkadaşlarını öldürmek için arayan bir katile onun yerini yalan söylemende mi yanlış olur diyerek sonuçcular tarafından eleştirilir.
devamını gör...
tanımlarını kimin oyladığını kontrol eden yazar
tek tek bakıyorum. liste var tik atıyorum. şahsıma yapılan beğenisi 800 e ulaşacak ilk 100 yazara kitap hediyesi vardır.*
devamını gör...
mor ve ötesi
grubun cambaz şarkısının doğrudan medyayı hedef alan satirik bir parça olduğunu ve "ne habersin, ne türksün" derken direkt olarak habertürk'ü kastettiğini biliyor muydunuz?
devamını gör...
evlenmek
hiçbir zaman gelinlik hayali kuran, düğün yapmak için can atan bir insan olmadım. küçüklüğümden beri ne hikmetse evlenmek korkunç gelmiştir bana. son zamanlarda bir tık daha belki o kadar korkunç değildir diye düşünmeye başlasam da "evlilik" kavramına alışmam bir süre daha mümkün görünmüyor. ülkemiz gelenek ve göreneklerinden akrabalarla tanıştırma, çeyiz, kına gecesi, altın takma bilmem ne .. bunlar da sanırım hepten evlenmenin gözümde korkunç bir hâl almasına katkıda bulunuyor.
devamını gör...
yeni normal sözlük moderasyonu
bildiğim tek şey çok işkolik oldukları.
veya stanford hapishane deneyi gibi bir şeyin içindeyiz.
yani yoldaşın yüksek lisans tezi falan olmamız muhtemel.
veya stanford hapishane deneyi gibi bir şeyin içindeyiz.
yani yoldaşın yüksek lisans tezi falan olmamız muhtemel.
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
devamını gör...