ingiltere parlamento binasında ölmek yasaktır.
devamını gör...

çok hızlı göz attım, detaylıca okumadan ama galiba yazan yok; bilimsel bir şeyler fena olmazdı. yani buna talep edebiyata falan olduğu kadar çok olmayacak büyük ihtimalle ama birileri benim gibilere de hitap etse iyi olurdu...
devamını gör...

herkesi yoran şeyler illa ki farklıdır ama beni belirsizlik mahveder. böyle sigara dumanı gibi hissediyorum hayatımda belirsiz bir durum olduğunda. varım ama yokum, hissediyorum ama dokunamıyorum. iğrenç bir durum. içim yoruluyor, ruhum çekiliyor sanki böyleyken.
devamını gör...

(bkz: meydan larousse)
devamını gör...

kalabalık ortamlardan ışık hızıyla uzaklaşabilmem. çok kalabalık ve gürültülü ortamlardan pek hoşlanmayıp evimde battaniye altında çay içmeyi tercih etmem.
devamını gör...


everything will be okay in the end. if it’s not okay, it’s not the end.

(bkz: unknown)
devamını gör...

ulu önder: mustafa kemal atatürk,
ümmet lideri: hz. muhammed (s.a.v)'dır.

"benim liderim o değil bu" diyip aptal aptal hareketler yapmayın. ayrıştırıcı olmayı bırakın.
devamını gör...

osman öztunç- ak alın kara yazgı.
devamını gör...

hans zimmer'ın bu filmin müziğini yapmaya nasıl başladığına dair çok hoşuma giden bir anekdot var.

christopher nolan, daha önce defalarca çalıştığı ve vizyonuna güvendiği hans zimmer'ın yanına gidiyor ve ona yeni bir çalışması olduğunu ama bunun ne hakkında olduğunu onunla şimdilik paylaşmayacağını, sadece bir senaryo sayfası vereceğini söylüyor ve orada yazılanların ona düşündürdükleri ve hissettirdikleriyle bir şeyler besteleyip besteleyemeyeceğini soruyor. zimmer bu teklifi kabul ediyor ve kısa bir süre sonra, içinde hakikaten sadece bir daktilo sayfası bulunan bir mektup alıyor. sayfada çok kısa bir sahne anlatılıyor: önemli bir iş için kızını geride bırakması gereken bir baba. üstelik sadece iki replik var: "+ i'll come back. -when? ("+geri döneceğim. -ne zaman?"). sayfanın sonuna ise, zimmer'ın bundan bir yıl evvel nolan'la ve onun eşiyle bir restoranda ettikleri sohbetten, zimmer'a ait bir alıntı iliştirmiş nolan. o dönemde üzerinde çalıştıkları bir proje olmadığı için, şahsi konulardan, aileden ve çocuklardan bahsedilmiş. 15 yaşında bir çocuğun babası olan zimmer ise "bir kere çocuğun olduğunda, kendine artık kendi gözlerinle değil, çocuğunun gözleriyle bakıyorsun" demiş.

zimmer sayfayı okumayı bitirdikten sonra tema müziği üzerinde çalışmaya başlıyor ve bir günde bitiriyor. nolan'a dinletiyor ve nolan bunu çok beğeniyor ve ancak o zaman filmin asıl konusunu zimmer'a anlatıyor. filmin epik bir uzay destanı olduğunu, insanlığın ve bilimin yörüngesinde şekillendiğini öğrenen zimmer buna çok şaşırıyor ve nolan'a, bestelediği müziğin bu film için çok kişisel olduğunu söylüyor. nolan'dan aldığı cevap ise şu: "evet, ama filmin kalbinin nerede olduğunu artık biliyorum. bu filme dair her şey kişiseldi."
devamını gör...

yazın öğle sıcağında üstlerinde yün kazak altlarında kadife pantolon olan gizemli insanlardır.
devamını gör...

(bkz: koku)
(bkz: patrick süskind)
devamını gör...

armağan’ın aşk, sevda bunların benim gözümde değeri sıfır demesi üzerine haydar dehasıyla aşkı tanımlamıştır:
“sıfır bir değer değildir. bir sayı bile degildir. ancak başka bir sayının yanına gelince değer yaratır, tıpkı sevda gibi. sevdanın da tek başına değeri yok. ille de biri olmalı. sıfır ne kadar çoksa sayı o kadar çoğalır. sevda ne kadar çoksa insan o kadar çoğalır, büyür.
sana dese ki biri, "sevdamı al, kendine ekle, bir ömür ile çarp, sonra sonsuza eşitle". yine değeri sıfır mı olur senin için?
devamını gör...

mis kokulu tarla domatesinden yapılırsa daha bir ani gelen istek.
turfan çıksa da yesek.
devamını gör...

kedi nin hizmetlisi
devamını gör...

mesele varlığınızın neye armağan olduğu değil. mesele 7 yaşındaki bir sabiye varlığını armağan etmesi gerektiğinin her sabah dikte edilmesi. bu tür yeminler ancak askeri diktatörlüklerde görülebilecek, militarizm kokan yeminlerdir.

ekleme: #562580 no’lu tanımla ilgili arkadaşımız kısmen haklı. haklı olduğu kısım bahsettiği şeylerin hakikaten birer sembol olması. ancak ıskaladığı şey her sembolün zararsız olmadığı gerçeği. örnek vermek gerekirse almanya bugün nazi dönemine ait gelenekleri devam ettirmek istese ve gelen eleştirilere bunların yalnızca birer sembol olduğu savunmasını geliştirse ne ölçüde makul ve mantıklı olur. ramazan davulculuğu bir sembol, ancak bu sembol çocukların pedagojik eğitimini sarsıcak boyutta zararlı değil. ingiliz kraliyet ailesi topluma militarizm pompalamıyor.
devamını gör...

önce online sınav gönderiyorum psikolojik karakter tanımı üzerine. akabinde yine yazılı bir ingilizce testi. en son google dan google iş mülakatı soruları aratıp birkaç tane de onlardan sorup karar veriyorum.
devamını gör...

"hoşgörüyü ağaçtan öğrenmek gerek sen ona tekme atarsın o sana çiçek saçar." çok sevdiğim bir sözdür. bu dünyadan umudu olan herkes ağaç dikmeli. bugün için, gelecek için.
devamını gör...

moderasyonun acilen el koyması gereken başlıklardan birisidir bu tip ırkçı ve ayrıştırıcı başlıklar.

öncelikle tespit kasacak kadar konunun uzmanı olduğunu düşünen yazarlar tenezzül edip iki tane makale açıp okusaydı belki nüfus piramitleri hakkında bilgi sahibi olur ve bu başlığı açmaya utanırdı. * buradan bakınız*, bakın siz açıp okumaya üşeniyorsunuz diye sayfasına kadar ekledim linke... öncelikle her coğrafyanın kendine has piramidi vardır ve bu piramit ülkelerdeki gelişmiş düzeyine göre zamanla şekil değiştirir. geri kalmış ülkelerde yüksek bebek ve gebe ölümleri, kültürel faktörler, sigorta sistemi olmaması sebebiyle evi geçindirme sorumluluğunu çocukların alması gerekliliği gibi durumlar sebebiyle insanlar bu hızda çoğalıyorlar. bugün bu adamlara sövmek yerine türkiye başta olmak üzere komşu ülkelerin suriye üzerinde var olan dış politikalarını eleştirmek daha insani ve medeni olacaktır.
devamını gör...

1984 ve hayvan çiftliği gibi iki önemli eseri bizlere bırakmış yazardır. 1903 yılında hindistan'da dünyaya gelen yazar ömrü boyunca maddi sıkıntı çekmiştir. bu yüzdendir ki her türlü mesleği yapmıştır.

ispanya iş savaşı'nda gırtlağından vurulmuş ve mucize bir şekilde kurtulmuştur.

ingiliz sömürgesi burma'da polis teşkilatında çalışan orwell, burda şahit olduğu acımasız uygulamalar ve sömürgenin acımasızlığı onu emperyalizme karşı derin bir öfkeye sürüklemiştir.

orwell'in ilk romanı paris ve londra'da beş parasız'dır. bu kitabın otobiyografik olup olmadığı hala tartışma konusudur. kitabın konusunu ve yazarın maddi sıkıntılarını göz önüne alırsak aslında cevap ortaya çıkıyor bence.

ömrünün son yıllarına doğru epey ünlü olsa da yoksulluk günlerinde yakalandığı veren hastalığı gittikçe ilerlemiş durumdadır. 1945 yılında başarısız bir ameliyat ile eşini kaybeden orwell, 1950'de hayata veda etmiştir.
devamını gör...

bugün benim doğum günüm. gece vakti bunu bir sözlüğe yazmak mı daha üzücü, yoksa 42'ye adım atmak mı karar veremedim be sözlük. hayırlı cumalar hepinize.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim