(bkz: büyük leshan budası)
71 metre uzunluğu ile dünyanın en büyük buda heykelidir. sichuan eyaletinde bulunur ve emei dağının karşısında yer alır. tang hanedanı döneminde inşa edilmiştir.
budanın bulunduğu emei dağı manzara bölgesi 1996'da unesco dünya miras listesine alınmıştır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

padişahların kızlarıyla evlenenlere verilen unvandır. ancak bu sadece babasının saltanatı döneminde evlenen kızların kocalarına uygulanmıştır. ayrıca aynı isimlerdeki birkaç veziri seçmek için de bu unvan kullanılmıştır. örnek verecek olursak kanuni sultan süleyman döneminde vezir-i azamlık yapmış olan rüstem paşa bir damad-ı şehriyarı diyebiliriz.
devamını gör...

ahlak ve kültür arasında doğrudan bir ilişki söz konusudur. birbirlerini etkilerler. başlıktaki önerme buna istinaden oluştu sanırım. fakat çok önemli bir ayrım var aralarında, onlardan bahsetmeliyiz. ahlak; genel anlamda insan davranışları ve onun en iyi olan biçimi belirler. toplumsal kültür 'ün ana fikrinde ise toplum düzenini sağlamak vardır aslında. bu noktada şunu söyleyebiliriz; ahlak doğrudan doğruya şahsidir. toplumsal kültür ise şahsiliğin tam zıddında yer alır. görecelik söz konusudur. ama ahlakta bundan bahsedemeyiz. hırsızlık her yerde suç değildir diyebilir miyiz? diyemeyiz. hatadır, suçtur her yerde.

ahlak gelenek, görenek örf, adetten bağımsızdır. şiddet her yerde suçtur. ama zamanla yaşadığın topluma göre verdiğin tepkiler değişiyor yalnızca. bir toplumda bu suç cezasız kalmazken bazı toplumlarda duyarsızlaşmaya gidiliyor verilmesi gereken ceza verilmiyor.

bana göre de ahlak kesindir. iyi, kötü ayrımı tektir. toplumsal kültür değişmekte olan ve çoğu zamanda tartışmaya açık bir konudadır.

her kültürün kendine özel karakteri bulunmaktadır. fakat evrensel bir kültürden söz edebiliriz.
devamını gör...

belki de sadece... en azından yaşadığının farkına varmak istiyordur.
devamını gör...

toksik insanlar. özellikle çok yakın çevrenizde ise başarınız mutluluğunuz zehir olur her zaman. allah böylelerinden korusun hepimizi.
devamını gör...

alkolik olmak isteyen bir yolunu buluyor arkadaşlar, hiç bahane üretmeyin. bu tanımı eyüp sabri tuncer, japon kiraz çiçeği 80° etkisi altında iken giriyorum kusura bakmayın biraz asabi oluyorum içince.
devamını gör...

uzun yolda çıkarsa, hele bir de şoförle çıkarsa insanı inanılmaz geren kavgadır. şoföre yaklaşıp "sen haklısın abi, boşver bunları önüne bak gözünü seveyim" demek gelir içinizden. muavin kahve getirsin, kavga çıkaran yolcular en arkaya gönderilsin, yerel radyoda şansınıza klasik müzik başlasın istersiniz. çok gergin durum çok.
devamını gör...

nesinin yanlış olduğunu anlamadığım hede. hayal kurmanın olayı budur zaten, gerçekçi veya olası olması gerekmez, bu yüzden amaç
bellemek değil de hayal kurmak denir mesela.
devamını gör...

shadamehr: bir şirkette müdür veya benzeri pozisyonda olduğunu düşündüğüm yazarımız.
bir bilen: her konuya hakim olduğunu düşündüğüm kadar öğretmen olabilme ihtimali yüksek bir moderatörümüz.
son feci mars: uzay bilimine meraklı ve bilimsel konularda araştırmacı bir karaktere sahip bir öğrenci yazarımız olabilir.
devamını gör...

günlerden pazar olması nedeniyle biraz geç uyanmıştım. annemin baskılarına dayanamayarak yağ almaya çıktım. über ülkemizin, kültürlü insanlarının arkasından sıraya girdim ptt önünde. sıranın hiç ilerlememesi ve ön taraftan gelen sesler nedeniyle yerimi terk edip ileriye doğru gitmeye başladım.
yaklaşık 300 metre yürüdükten sonra bir de ne göreyim; ptt kapalı!!! aman tanrım dedim. ve hemen migros’a gidip pahalı yağdan aldım. borç defterine de yazdırdıktan sonra eve doğru yürümeye başladım. an bu satırları yazarken ptt’ye bir kaç şey söylemek istiyorum;
ulan madem yağ satacaksın, pazar günü niye kapalısın.
madem yağ satacaksın, yumurta da sat, tek parça ürün için gelmeyelim.
şimdi bir kampanya başlatmak istiyorum: (bkz: ptt tezgahtarları hafta sonu da çalışsın kampanyası)
edit: ptt çalışanı benim entry’mi görmüş ve hemen çalışmalara başlamışlar. helal olsun;
ibb.co/8rWs0JP
devamını gör...

demekki evde bir açıklama metni yazsam(ki bundan daha iyi bir metin yazabileceğime eminim) ve ardından bunu bir twitter hesabından paylaşsam inanacak bi dünya dolusu insan varmış. hiç kimse sormuyor; madem propaganda için orman yaktın, niye görüntülerini paylaşmıyorsun? bu durumda bende çıkıp desemki “ben yaktım o ormanları, ağaçları sevmediğim için canım sıkıldı yaktım” hakikaten ben mi yakmış olacağım sizin gözünüzde. allah izan versin.
devamını gör...


"bir yaşantıyı tam bitirmeli. hiçbir iz kalmamalı ondan. yeni yaşantılar için. yeni yaşantılar için... bunu önceden bilseydim, yaşantı milyoneri olmuştum."
devamını gör...

evrime "eee bugünkü maymunlar neden insan olmuo o zaman?????" argümanı ile yaklaşanlarla tartışması epey zor konudur.
evrim kanıtları olan bir olgudur. bugün "koronavirüs mutasyona uğradı!" diye herkes panik durumda; bunun da sebebi mikroevrimdir. mikro evrimin pek çok etkeni vardır ama mesela bugün koronavirüs ile konuştuğumuz durum için basitçe şöyle özetleyebiliriz;

virüs genomu üretimi sırasında bir sürü mutasyon (hata) meydana gelir. meydana gelen bu mutasyonlardan bazıları o kadar doğru yerde doğru konumda olur ki virüs yepyeni bir özellik kazanır (bu durumda hep bahsedilen ace2 reseptörüne daha güçlü bağlanan virüsler ortaya çıkar). bu özellik yeni virüslere eskilere kıyasla ciddi bir avantaj sağlar ve bir anda mutasyona sahip virüsler hızlı bir şekilde çoğalarak yayılmaya başlar. bu yayılma, yeni mutasyona sahip olmayan eski virüslerin çoğalmada yeteri kadar başarılı olamamasına ve sonunda popülasyondan elenmesine ve yok olmasına sebep olur. ortada da orijinalinden farklı olan yeni özelliklere sahip, daha güçlü bulaşmaya sahip bir bir virüs kalır. ahanda mikro evrim.

maymun-insan muhabbetini ise "makro evrim" ile açıklayabiliriz. maymunlardan gelmedik. maymunlarla, balıklarla, kuşlarla, böceklerle ortak atalarımız var. konu sadece bu ortak ataya ulaşmak için zamanda ne kadar geriye gitmeniz gerektiği. işte bu kronolojik skalada en yakın ayrılma noktamız primatlarla (yani işte maymun gardeşlerle). primatlar bizim en yakın akrabamız sayılır yani. balıklarla da ortak atamız var ama o kadar farklıyız ki o ortak ataya ulaşmak için milyonlarca, milyarlarca yıl geriye gitmeniz gerekiyor. "hadi canım abartma o ne öyle nasıl olcak o" diyebilirsiniz ancak maalesef öyle. makro evrimi anlamak bu yüzden zor, çünkü ortalama 80-90 yıllık bir ömrümüz var ve zamanı kavrayışımız bu yüzden çok sınırlı, bu sebeple "milyonlarca yıl" dememiz bir kelime öbeği dışında bize anlamlı bir şey ifade etmiyor. o yüzden de makro evrimi sindirmek anlamak epey zor...

ama sonuç olarak var yani baya kanıtlanmış bişiy...

he bi de "darwin yalancııığğ" diyenler var; darwin'in kitabı evrimi anlamaya, açıklamaya çalışma yollarından biri, o doğru olmayabilir, çürütülebilir. daha başarılı, daha doğru bir yorumlama, açıklama her zaman getirilebilir, hala bilmediğimiz çok şey var bu konuda. ama bu "evrim yok" demek değil. o var arkaaşlar...
devamını gör...

çok sevmektir.

dağları deldirmiş, çöllere düşürmüştür anlatılarda.
benimse ilk aklıma gelen edip akbayram'ın şarkısı oldu nedense.

"sevda çok uzaklarda yıldızların da ötesinde
bilmem nasıl yakalarım kuşlar
ya umutlar biterse"
devamını gör...

günaydın sözlük bugün bir parya olarak uyandım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ispanyol yazar ve rahip baltasar gracián tarafından yazılmış alegorik roman. eser gracián'ın pesimist görüşlerinin bir yansımasıdır fakat critilo ve andrenio karakterlerinin arayışları bir parça umut taşıyormuş izlenimi yaratır oysa gracián bu konuda nettir, karamsarlık bu üç ciltlik eserin her yanına işlemiştir. mutluluğu (felisinda) hatta başka bir bakış açısı ile gerçeği aramanın hikayesini gracián öyle güzel anlatıyor ki çoğu zaman alt metinde geçen fikirlere katılmasanız bile sürüklenip gidiyorsunuz. gracián, hayal kırıklığını kişileştiren bilge bir adam olan critilo ve masumiyeti ve ilkel dürtüleri temsil eden doğal bir adam olan andrenio üzerinden toplumu hicvediyor. 17. yüzyıl ispanyol edebiyatına yön veren conceptismo hareketinin izleri eserin her yanından açıkça akıyor diyebilirim. sakin kafa ile okunması taraftarıyım çünkü eseri anlamlandırmak için uzun süre kafa yormak gerekiyor.

--- alıntı ---

el atildado, está dicho, el mirlado, el abemolado y que habla con
voz aflautada, con tonillo de falsete; el ceremonioso, el espetado, el
acartonado, y otros muchos de la categoría del enfado; todos estos se
descifran por la qutildeque. s.437

--- alıntı ---
devamını gör...

evlilik ve aile kurumlarını kutsamamakla birlikte eğer toplumda bir hak sadece heteroseksüelleri kapsıyorsa burada insan hakkı ihlali olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. tam da bu sebeple tüm lgbtiq+ bireylerin evlenme ve evlat edinme haklarına acile kavuşmaları gerekir.
devamını gör...

hunili olmak. burada çok varlar. onlara oynayın. bir kulüpleri var bunların oraya katılın. yapılan ritüelleri anlatıyorum.
ekiple toplaşıp el ele tutuşup daire çiziyoruz önce. halay çeker gibi bir ileri bir geri. al satarım bal satarım tarzı. yazık be ustası ölmüş o orada halay çekiyor. hafta da bir delirme seanslarımız oluyor. burada içtenlik önemli. bakın şimdi bütün hunililer beğenecek bu tanımı. siz akıllılar ne anlarsınız be. bu arada başlık neydi çok yazınca sonlara doğru unutuyorum. umarım uygun tanım olmuştur ve çok delirmemişimdir. aklım bana mukayyet ol yoksa ben mi sana olacaktım?
devamını gör...

size söylenen sozler vızıltı gibi algilaniyorsa beynimizde.. hayırlı olsun.. nur topu gibi depresyonumuz var artık..
devamını gör...

balkabağının, özellikle hatay yöresinde, sönmemiş kireçte bekletildikten sonra bol şırada kaynatılmasıyla yapılan tatlı.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim