1 mesaja 2 kontörün gittiği karanlık dönem
söylemek istediklerimizi, harf tasarrufu yaparak söylemek zorunda kaldığımız, bu yüzden bazen anlaşılmadığımız bir dönem. cep telefonlarının ilk çağı. sonra sms modasıyla rahatlasak da o giden kontörler içimizde bir yaradır hep.
allah bu millete bir daha 1 mesaja 2 kontörlü günler yaşatmasın.
allah bu millete bir daha 1 mesaja 2 kontörlü günler yaşatmasın.
devamını gör...
domestic hıyar
canı istediği zaman gayet güzel ve bilgilendirici yahut eleştirel tanımlar girebilen ama sıklıkla canı bunu istemediği için ona buna saran, "ne zaman dönüyorsun sözlüğe/dönsene" ısrarlarına sık sık maruz kaldığım eğlenceli "hıyar". biraz da uslu durup dile düşmese güzel olur tabii ama huylu huyundan vazgeçmez. adam rahat duramıyor arkadaş!
yıllaaar öncesinde, puslu bir londra sabahında thames nehri üzerinde, tower bridge'de yürürken birden durup gözlerimin içine bakmış ve
"zürafaların ses telleri yoktur ve filler zıplayamaz" demişti. duygu dolu bir andı. işte o saadetin heyecanı içerisinde kendisine bir söz vermiştim: doğum gününde nick altına bir tanım girecek ve bunu yaparken asla geçmişe bakmayacaktım. işte o gün geldi çattı...
gecikmeli de olsa sözümü tutup sözlüğe dönüşüm itibarıyla ilk tanımımı buraya giriyor ve iyi ki doğdun sevgili deli insan diyorum kendisine. param olsa sana bir keçi yavrusu alırdım hediye niyetine ama videolarıyla idare edeceksin ne yazık ki. ayrıca kedi videosu terörünü karşılıklı olarak sonlandırmayı teklif ediyorum çünkü biliyorsun ki her gördüğün kedi, bir öncekinden daha sevimli
gelecektir sana her zaman. başka bir deyişle; bu işin sonu yok, artık yapmayalım bence.
not: eski, mürebbiye kılıklı meja olarak döndüğüm için seni başlıklarda yalnız bırakırım, demedi deme. fakat özelden demet akalın'ın ayaklarını konuşmaya devam bayım.
yıllaaar öncesinde, puslu bir londra sabahında thames nehri üzerinde, tower bridge'de yürürken birden durup gözlerimin içine bakmış ve
"zürafaların ses telleri yoktur ve filler zıplayamaz" demişti. duygu dolu bir andı. işte o saadetin heyecanı içerisinde kendisine bir söz vermiştim: doğum gününde nick altına bir tanım girecek ve bunu yaparken asla geçmişe bakmayacaktım. işte o gün geldi çattı...
gecikmeli de olsa sözümü tutup sözlüğe dönüşüm itibarıyla ilk tanımımı buraya giriyor ve iyi ki doğdun sevgili deli insan diyorum kendisine. param olsa sana bir keçi yavrusu alırdım hediye niyetine ama videolarıyla idare edeceksin ne yazık ki. ayrıca kedi videosu terörünü karşılıklı olarak sonlandırmayı teklif ediyorum çünkü biliyorsun ki her gördüğün kedi, bir öncekinden daha sevimli
gelecektir sana her zaman. başka bir deyişle; bu işin sonu yok, artık yapmayalım bence.
not: eski, mürebbiye kılıklı meja olarak döndüğüm için seni başlıklarda yalnız bırakırım, demedi deme. fakat özelden demet akalın'ın ayaklarını konuşmaya devam bayım.
devamını gör...
iğrendiren kokular
lahana sarmasının kokusu. yaprak sarmasına bayılırım ama lahananın tuhaf bir kokusu var.
devamını gör...
şerefsizlik bir şarkı olsa olacağı şarkı
az önce dinlerken fark ettim de çok şerefsiz bir şarkıymış; aldattım... allah korusun ya biri bana yazsaydı böyle bir şarkı!.
"aldattım. dün gece gördüğüm dört kızla aynı anda yattım
haklıydın senin arkandan çevirilebilecek iş bırakmadım
bunu yaptım. düşünmedim hiç bir kere bile. yine de faka basmadım.
kandırdım. seni sevdiğimi söylerken bile yüzüne bakmadım."
"aldattım. dün gece gördüğüm dört kızla aynı anda yattım
haklıydın senin arkandan çevirilebilecek iş bırakmadım
bunu yaptım. düşünmedim hiç bir kere bile. yine de faka basmadım.
kandırdım. seni sevdiğimi söylerken bile yüzüne bakmadım."
devamını gör...
türkiye'deki eğitim sistemi
yeteneğe dayalı bir sistem olana kadar çocuklarımız için sadece bir yüktür.
çocuklarımızı 3 yaşında dahi nereye yöneleceğine ve ne yönde yeteneği olduğuna yönelik bir sistem olmadıkça boşa kürek çekeriz.
beynin hangi lobunu daha iyi kullandığını bilmediğimiz çocuklara bütün dersleri dayatıyoruz. ondan sonra gençler neden mutsuz, huzursuz?
maalesef mevcut, çok çok geride olan bir sistemdir.
çocuklarımızı 3 yaşında dahi nereye yöneleceğine ve ne yönde yeteneği olduğuna yönelik bir sistem olmadıkça boşa kürek çekeriz.
beynin hangi lobunu daha iyi kullandığını bilmediğimiz çocuklara bütün dersleri dayatıyoruz. ondan sonra gençler neden mutsuz, huzursuz?
maalesef mevcut, çok çok geride olan bir sistemdir.
devamını gör...
lisede yaşanmış en garip olay
karma meslek lisesi ve erkeklerin sayıca fazla olduğu bir sınıfta okuyunca haliyle her günümüz olaylıydı. nöbetçi hocanın da yokluğunu fırsat bilip bölüm derslerinin dışında ki dersleri işlediğimiz sınıf parkedendi ve sınıfın kapisi da dandik çelik kapıdandı. ne yapsak da okul müdürümüzü şaşırtsak diye düşünürken birden "sınıfın çöp kovasının içine kağıt dolduralim yakalım da ısınalım " dedi biri. sıraları kenara çektik sınıfça, çöp kovasını ortaya koyduk." keşke yiyecek bir şeyler de olsaydı " dedi biri. tabi kimse de para da yok. oturduk kara kara yemek alacak parayı nasıl bulacağımızı düşünüyoruz. dedik bari sınıfın kapısını 2 sokak ötede ki eskiciye satalım, eskiciden aldığımız parayla da yol üstündeki ucuzcu donerciden yemek alır keyfimize bakarız dedik. elektrik -elektronik okumanın da vermiş olduğu el becerisinden dolayı,herkes takim çantasından tornavida pense ne kadar ıvır zıvır varsa çıkardı ve kapıya giriştik. 2 kişi koridorda gözetçilik yapıyor tabi. uzun uğraşlar sonucu kapıya zarar vere vere söktük. 25 kişinin arasından bir allahin kulu da çıkıp demedi ki "biz bu kapıyı okuldan nasil çıkaracağız?" diye. sınıfın zeka seviyesini düşünün. neyse, sınıfın penceresinden aşağı atalım nasıl olsa atacağımız yer çim çok ses çıkmaz dedik. bu arada eski lisemiz tarihi bir binaydi. önceden akil hastalarını da tedavi etmek amacıyla kullanılırken zamanla okul olmuştur. bu yüzden sınıfın penceresi tavana yakin yükseklikte ve geniştir. önce sınıfça herkes çelik kapiyi havaya kaldırmaya yardım etti tam sinif penceresinden atacağımız sırada, biri dedi ki" asagida biri varsa veya başka sınıfların beden dersi varsa yakalaniriz. en iyisi aşağıya telefonu olan 2 kişi insin baksin haber etsin " dedi. bu sırada bizim çöp kovası söndükce sınıftakiler mangal yapar gibi kağıt vs ne bulursa atmaya ateşi harlamaya devam ediyorlar. sınıfın ortasında yanan bir çöp kovası, camdan atılmayı bekleyen sınıf kapisi var. neyse aşağıya inen 2 arkadaş aradılar. "asagida kimse yok salın aşağıya emaneti" dediler. sınıfça abanıp aşağıya attığımız kapı güm diye yere düştü. oyle bir ses çıktı ki , tüm okulda bir sessizlik oldu size anlatamam. deprem olduğunu sanan mi dersin, sınıfın kapisi olmadığı için ve yanan çöp kovasından ötürü her yer dumanalti olduğu için yangın çıktı sanan mi dersin, üst kattaki öğrenciler panikle aşağıya inmeye çalışırken birbirini ezen mi dersin... ortalık bildiğin savaş alanı oldu.tabi bunun cezası da çok ağır oldu. yemek yemeden karnı doyan tek liseli bizdik.
devamını gör...
uzak durulması gereken insanlar
sizin fikirlerinize saygı duymayan, sürekli kendini haklı zanneden, psikolojik şiddet uygulayan, sizi eleştiren veya aşağılayan insanlardan direkt kaçın.
devamını gör...
okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. kollarıyla bizi sarar. sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz."
sebahattin ali. kürk mantolu madonna
sebahattin ali. kürk mantolu madonna
devamını gör...
sözlükteki hoşça kalın intihar ediyorum modası
bu başlığı ben mi açtım acaba dedim bir an. 2-3 gündür ilgi çekmek için yok hayata veda ediyorum yok intihar edicem falan yazıyorlar orda burda*. abi kafayı mı buluyorsunuz siz napıyorsunuz? intihar gibi mühim bir konuyu da ilgi malzemesi yapmazsınız ya bu kadar düşmeyin. intihar edecek insan sözlüğe girip ben intihar ediyorum mu yazar allasen? gerçekten hep derim ilgi manyağı insanlar çok tehlikelidir insanların saf duygularını ve hassas konuları kullanarak dikkat çekmeye çalışırlar ve gerçekten zor durumda olan insanları zan altında bırakırlar.
edit: rimbaud’tan bahsetmiyorum. onun için çok üzüldüm.
edit: rimbaud’tan bahsetmiyorum. onun için çok üzüldüm.
devamını gör...
gece 02.14 gibi tüm yazarlara gelen ağlama hissi
az önce fark ettim. var böyle bir şey.
devamını gör...
babayla girilen diyaloglar
babamın hiç unutamadığım sözünü yazayım ben de madem. ''seninle konuşacak veya yapacak hiçbir ortak şeyimiz yok. sen bu hayattaki en büyük pişmanlığımsın. ''
devamını gör...
normal sözlük bir ülke olsa hangi ülke olurdu sorunsalı
kuzey ülkeleri gibi bir yerde ada ülkesi olurdu sözlük. bir nevi norveç gibi, doğayla iç içe, nüfus az olduğu için göğe doğru yarışan binaların olmadığı, günde 3-4 saat mesainin yettiği, aile arkadaş ortamının işten çok daha önemli olduğu, geçinme gibi maddi kaygıların sıfırın altında olduğu, herkesin kafasına göre takıldığı ve dışarıdan biri bakınca ne yapıyor bu deliler dediği ama ülkenin bireylerinin çok akıllı olmasından dolayı normal insanların anlayamadığı, şiddet olaylarından bir habersiz, çeşit çeşit balıkların ve canlıların yetiştiği, insana saygının ve bireylerin birbirine saygısının dünyadaki en yüksek seviyede olduğu bir ülke olurdu.
devamını gör...
bir insanla ilişkiyi kesmek için yeterli sebepler
size ve kişisel alanınıza saygı duymuyorsa, sizi anlamaya çalışmıyorsa, değersiz hissettiriyorsa iletişimi kesmek için başka bir sebep aramanıza gerek yok bence.
devamını gör...
giresun
bulancak isimli ilçesi mükemmel doğa güzelliklerine sahip olan,karadeniz bölgesinde yer alan ilimiz.
devamını gör...
nazım hikmet ran
“lanet olsun ne muazzam şey seni sevmek! sen benim aşkım, sen benim kızım, sen benim yoldaşım, sen benim küçük annemsin. canım, bir tanem, seni sevmeden önce dünyayı sevmesini bile bilmiyormuşum. bu şehir güzelse senin yüzünden, bu elma tatlıysa senin yüzünden, bu insan akıllıysa senin yüzünden…”
devamını gör...
sözlük dili ve edebiyatı
sözlük içinde ortalık karışmış,haberimiz sonradan olmuş.
(bkz: vay anam vay neler dönmüş serhat ya)
gidenin arkasından su döken,biraz romantizm eklenilen bir veda. sözlükten çıkarılmış biri için kullanırız.
(bkz: kalbimiz seninle)
sözlüğe ara veriyorum ,arayan soran olursa tatil tatilinde dersiniz anlamında kullanılır.
(bkz: kafa izni)
(bkz: vay anam vay neler dönmüş serhat ya)
gidenin arkasından su döken,biraz romantizm eklenilen bir veda. sözlükten çıkarılmış biri için kullanırız.
(bkz: kalbimiz seninle)
sözlüğe ara veriyorum ,arayan soran olursa tatil tatilinde dersiniz anlamında kullanılır.
(bkz: kafa izni)
devamını gör...