uçakların veya planörlerin süzülüş mesafesi, ağırlıkla alakalı değildir. kanat tasarımlarıyla alakalıdır. ağırlık sadece süzülme sırasındaki sürati arttırır. hatta bu yüzden bazı gösteri planörlerinin kanatlarına su doldururlar.
devamını gör...

kendini sevmeyerek.
devamını gör...

gittikçe daha çok zorlaşacak.
yaşınızın kaç olduğu da önemli tabi.
herkes diyor ya "aşkın değeri azaldı"
evet sen! bunu dert edenler olarak aşka yüklediğimiz anlamı topluma göre şekillendirmemeliyiz. aşk şimdilerde daha anlamlı. shakespeare zamanında herkes aşık olur, kolaydır o. yiyorsa şimdi aşık olun. tek bir insan... kimin eli kimin arkasında malum olmadığı devirde aşık olmak daha zordur ve daha anlamlıdır.
neden mi zordur, çünkü çoğunluk bizi etkiler. berbat, hırsız kaynayan bir mahallede elbet bir gün hırsızlık yaparsınız.
bütün bu anlamsızlıklara rağmen doğru insanı bulmuş herkesi tebrik ederim.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"yaşamak güzel şey doğrusu
üstelik hava da güzelse
hele gücün kuvvetin yerindeyse
elin ekmek tutmuşsa bir de
hele tertemizse gönlün
hele kar gibiyse alnın
yani kendinden korkmuyorsan
kimseden korkmuyorsan dünyada
dostuna güveniyorsan
iyi günler bekliyorsan hele
iyi günlere inanıyorsan
üstelik hava da güzelse
yaşamak güzel şey
çok güzel şey doğrusu."


-melih cevdet anday

herkesin farklı bir sebebi vardır elbet. sonuçta buradayız hala, hayattayız. hala nefes alıyor olmak bile bir sebep değil mi? hala bu dünyadaysak demek ki burada yapacaklarımız vardır. bunların dışında benim sebebim hayallerim olması en önce. daha başarmak istediğim o kadar çok şey var ki. en başta da insanların sen yapamazsın dediği şeyleri başarmak istiyorum. böyle düşünen herkese başarabileceğimi göstermek istiyorum. ama bunu en önce kendime göstermek istiyorum. yani kim ne derse desin ben başarabilirim ve bunu ilk kendime sonra da diğer herkese göstermek istiyorum.

biraz da bu güzel şiirde bahsettiği gibi güzel şeylerden bahsedeyim. bir başka sebebim bahar geldi. akşamlar bile artık o kadar güzel ki... sanki bak güzel günler çok yakında der gibi. sonra sevdiklerim burada ayrıca daha izlemediğim çok film ve okumadığım çok kitap var. hem insan sevdiklerinin yüzünü bir gün daha görmek için, seslerini bir gün daha duymak için yaşamaz mı?

hayatta yaşamak için bir sürü sebep var. yaşamak için bir sebebim yok diyorsanız bence biraz düşünün. tam bu düşüncedeyken sizi hayata bağlayan şey ne? ve o bulduğunuz şeye tutunun derim ben. en azından ben öyle yapıyorum. yaşam gerçekten düşündüğümüz kadar uzun değil ve hazır yaşıyorken olabildiğince bunun keyfine varalım. sevin ve sevilin dostlar. başlıktan kaydım evet ama bunları söylemezsem de yarım kalırdı. son olarak siz siz olun, yaşadığınız için mutlu olun.
devamını gör...

kadınları genelleyip,hepsini bir kefeye koyup zırvalayan yazar beyanı...

sizin gibi insanları genelleyip, yaftalayanlara daima böyle cevaplar vereceğiz. çünkü ciddiye alınacak kadar değerli görmüyoruz. biz kadınlar olarak (tıpkı erkekler gibi)hepimiz bambaşka bireyleriz. bambaşka hayatlar, bambaşka ideallere sahibiz. tüm erkekler demiyorum, lakin sizin gibilere saygılı tutum sergilemiyoruz.

bu saygıyı hak edenlerle gayet özenli bir tartışmayi keyifle yapıyoruz. çünkü saygıdeğer insanlarla tartışmak bile lütuf bunu biliyoruz. zira sizin gibi yaftalayanların sayısı çok, onlar ise pek az...
devamını gör...

gerçekleşendir.

bir bilim sitesi sahibi arkadaşımın başına geldi. koca sitede, onlarca yazının içerisinde sadece 1 tane karikatür var, o da yiğit özgür'ün. yiğit bey şikayetçi olmuş. karikatürü kaldırması için uyarı falan yapmadan ifadeye almışlar çocuğu doğrudan.

yani anladık, emek verip çiziyorlar falan da... içerisinde doğrudan karikatür kelimesi geçen isimlerle siteler sayfalar açıp bu işi ticarete dökenle uğraşmak yerine, insanlar azıcık gülümsesin diye kırk yılda bir paylaşım yapandan da 18 bin lira, 24 bin lira istemezsin be!

neyse, yorum yapmayacağım daha fazla. fakat karikatürden de, karikatüristlerden de usandım son günlerde. takipten falan da çıkacağım bu olay üzerine. böyle giderse zaten alınmayan dergiler alınmamaya devam edeceği gibi, internet üzerinden de takipçileri azalacak. internetten paylaşılınca en azından insanlar varlıklarından haberdar oluyordu.

insan kendi topuğuna ancak böyle sıkabilirdi. ayakta alkış!..

edit: arkadaş mail attı dün ama cevap gelmemişti. gelirse editlerim gelişmelere göre.
edit 2: penguen şikayetçi olmuş olabilir diyenler var. bekleyip göreceğiz.
geç gelen edit 3: arkadaşın mailine cevap gelmiş. şikayet geri çekilecekmiş. buna sevindim gerçekten.
devamını gör...

allah da onlara hem dünya nimetini, hem de ahiretin güzel mükâfatını verdi. allah, güzel davrananları sever
ali imran suresi 148. ayet
devamını gör...

major depresyonumun tedavisi için boşuna o ağır ilaçları her gün alıp günlerce hastanede yatmışım meğer. dışarı veya bi' balkona çıksaymışım her şey düzelecekmiş.
devamını gör...

sevmeyi özledim biliyor musun?
kayıtsız şartsız bir gülüşü.bir doğruya sevinmekten çok bir saçmalığa gülümseyebilen hoşgörüyü.
nerde kaldın ayazını değil , hoşgeldin iyiliğini.
geceyi bir hayal hazinesine çeviren uykusuzluğu.

şükrü erbaş
devamını gör...

keyfimin baş kahyasıyım...
devamını gör...

felsefe'nin amacı çözüm bulmak değildir. onlara göre her cevap, yeni bir soru doğurur. aslolan da budur; yaradılışı sorgulurken çözüme gidemezsiniz.

felsefe'ye giriş yaparken karşınıza ilk şu çıkar; felsefe sistematiktir ve birikerek ilerler.
devamını gör...

karakteri sağlam, ayakları yere basan, sözünün arkasında duran, söylediği ile yaptığı doğru orantılı olan, örneğin bir restorana gidildiğinde garsonla nezaketli konuşan, gönlü yüce, büyüklerini sayan küçüklerini seven, apolitik olmayan, insanı, doğayı, hayvanları seven koruyan, sorumluluk almaktan korkmayan, büyüdüğünün farkında olup kendi kararlarını verebilen, hata bile yapmış olsa hatasını inkâr etmeyip arkasında duran. merhametli erkeklerden hoşlanır, inanın bana başkaları ne kadar hiç yakışıklı değil falan desede, dünyanın en yakışıklı insanı oluverir kızın gözünde.
devamını gör...

pkk denen kalleş terör örgütü çıkıp "biz yaktık." dese, "yok canım, siz hiç yakar mısınız?" diyerek bu lağım farelerini savunmaya geçecek cihangir solcularını memnun etmeyen hashtag.

zaten kendilerine "ateşin çocukları" diyen o****u çocukları da bir hayal ürünü(!)
devamını gör...

bir ekşi sözlük çaylağı olarak buraya büyük umutlarla geldim.

3 senedir mikrofonu bize de verirler diye bekliyoruz ama olacağı yok. sözde kaliteli yazar kitlesi olsun, önümüze geleni almayalım, formatı ihlal edenler yazar olamasın düşünceleriyle başlatıldığını düşündüğüm bu uygulama günümüzde maalesef amacından hayli uzaklaşmış durumda. bir günlük çaylaklığının ardından hemen yazarlığı kapan first ladyler, bu durumu eleştiren yazarları uçuran moderatörler, daha doğru düzgün yazım kurallarına uyarak yazı yazmayı bile öğrenememiş yazarlar... hangi birini sayayım?

özetle ekşi sözlük o çok eleştirdiği liyakatsiz ve beceriksiz yönetim anlayışının hakim olduğu adeta küçük bir türkiye simülasyonu haline geldi ama serde sadakat te var. kızdığım bu mecra sayesinde senelerdir birçok bilgi edindim, sorgulamayı öğrendim hatta bunun da ötesinde yeni bakış açıları kazandım. nankörlüğün alemi yok ama kırgınlık var tabii ki.

sonuç olarak bir kaybedeni olmasını istemediğim versustur. her iki platform da elbette kıymetlidir. umarım o özlediğimiz ortam ikisinde de oluşur ve bu iki sözlük te kullanıcılarını kucaklar.
devamını gör...

alkolik olma potansiyeli'nin yüksek olması.
devamını gör...

birçok gündüz kuşağı programları(bkz: doya doya moda)
devamını gör...

parlak gunesi hissettim. tipki o zamanlardaki gibi gunes beni yakacak diye rahatsizdim icten ice. vizir vizir arabalar geciyordu. neden yol ortasinda kimsesiz kalmistim bir fikrim yoktu. buradan kurtulmaliydim. cekinerek de olsa otostop cekmeye basladim.

birkac dakika sonra gri tanidik bir araba onumde durdu. icine attim hemen kendimi. birde baktim ki o, ayni cocuksu bakis, uzun kirpikler, o bembeyaz ten, keskin kaslar. simsiyah gozleri isildiyordu. beni bekler gibi bir hali vardi. 'ama nasil?' dedim. 'seni seviyorum' dedi sadece. kalbimde korkunc bir agri hissettim. beni sevmesini falan istemiyordum. o sevince cok acitiyordu. yanlis, yanlis! inmek istedim arabadan ancak kapilar kilitlendi ve korkunc bir hizla arabayi surdu. hizdan korktugumu hep bilirdi. kemer takamadigimi, hizdan cok korktugumu, zaten genel olarak bircok sacma sapan seyden korktugumu da bilirdi. kendisinden korkmam da dahildi buna.

sirtimi dondum ona, zamaninda bana yaptigi gibi. 'seni sevdigimi biliyorsun' dedi belirli araliklarla. konusmadim. ne zaman sussam sinirlenirdi ancak bu sefer sinirlenmedi. arabayi ormanlik bir alanda durdurdu. ardima bakmadan kactim oradan.

ormanda kosarken hislerim karmakarisikti. ben onun kirli sevgisini istemiyordum. agaclar fisildiyor gibiydi. seni seviyor!

ormanlik alani gecip sakinlestigim gibi lise formamla okulda buldum kendimi. acik saclarim da uzundu. zaten en son lisede uzundu saclarim. anlam veremiyordum. burada ne yaptigimi bilmiyordum. sigara ictigimiz koseye dogru ilerledim, o zamanlar sadece sigara icmek icin muhatap oldugum birkac arkadas oradaydi. bana sigara uzatti iclerinden en sevmedigim. sorgulamadim ve yaktim sigarayi. uzun boylarinin arkasina kendimi kamufule ediyordum. zil calinca hayiflandim, mecburen yarim attim sigarami.

sinifa gittigimde ilk gordugum o yemyesil gozlerdi. o zamanlar aslinda hic de dikkat etmedigim birseyi farkettim, ben bu yesil gozleri cok seviyordum. yine mutsuzdu, bebeksi suratinda yilmis bir ifade vardi. yanina oturdum, zaten lise boyunca hep yanyana oturmustuk onunla. 'kulakligin yaninda mi?' dedi. kafami salladim hayir anlaminda. telefonumu istedi bu sefer. oda yoktu. belliki konusmak istiyordu, yasadiklarini dusunmemek adina. ondaki yalnizlik, kimsesizlik 4 sene boyunca bana da yapismisti. ona baka baka kararmistim belli ki.

kafasini siraya koydu, duzgun burnu bu acidan daha guzel gorunuyordu. yillarca o kafasini siraya koydugunda kisa duz saclarina elimi daldirmak istemistim hep. bu kez cesaret ettim. 'yapma yarasa uyuyacagim.' dedi. dinlemedim.

bir anda okulun arka bahcesinde buldum kendimi. o yine bir kosede dalip gitmisti. siniftan bir cocuk geldi, cebime yuklu bir miktar para sikistirdi. 'ne oluyor?' dedim. 'hadi git seni bekliyor.' parayi alip yanina gittim. yine konusmadi. 'okuldan kacalim.' dedim kendisine. kabul etti. duvardan atlamaya hazirlandik. o beni tutacakti. etegim vardi ama. biraz acildi etegim. 'ne guluyorsun!' diye isyan ettim. 'etek giymemelisin, etek kizi degilsin.' dedi. utandim ama dogru soyluyordu.

duvari astigimizda bir anda sehir merkezindeydik. elimi tuttu. nereye gidecegimizi biliyor gibiydi. bu sefer icim rahatti. elini iyice kavradim ve yuruduk. nereye vardik hic hatirlamiyorum..
devamını gör...

beşiktaşlı_bektaşi ??
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim