misc radyo yayını
barış manço türkiye’nin avrupa’ya dönük yüzü imiş. ışıklar içinde uyusun.
devamını gör...
bir atın hikayesi
mark twain kitabıdır.
hepimizden üç kulaç daha derinde yaşayan ve döneminin kuşkusuz en büyük yazarı sayılan, william faulkner’ın kendini ve diğer amerikan yazarlarını onun varisi saydığı bir yazardır mark twain. katı bir emperyalist olan twain bu görüşünü 180 derecelik bir dönüşle tersine çevirir. o artık bir anti- emperyalisttir. ama mark twain’i mark twain yapan özellik bence bunların hiçbiri değldir.
o, benim okurken en çok güldüğüm yazardır. mizahın edebiyatı sulandırmadan nasıl yapılacağını en usta şekilde kanıtlamıştır edebiyat alemine hem de daha 1900’lü yıllara bile gelmeden. bazı mizahi öyküleri okurken insan sadece komik olduğunu ya da öyle olması gerektiğini anlar ve başka bir tepki vermez ancak mark twain okurken net bir tepkiniz vardır. gülersiniz. bize anlatmak istediklerini doğrudan anlatmaktansa daha farklı bir yol seçer twain ve der ki; “bir kediyi kuyruğundan taşıyan bir adam başka bir şekilde öğrenilecek bir şeyi öğrenir.” twain insanları güldürmenin neşelenmek için yeterli ve geçerli bir yol olduğuna inanır.
“bir atın hikayesi” bir öykü kitabıdır ve içinde “ölüm zarı” diye bilinen ünlü öykü de vardır. bloga yazmak için tekrar ve farklı bir yayından okuduğum kitap çevirinin önemini de bana bir kez daha göstermiş oldu. mark twain’i kötü bir çeviriden okumayınız. bu ek bilgiden sonra kitaba dönebilirim. “ölüm zarı”nda küçük bir çocuğun babasını hayatını nasıl kurtardığını anlatırken militarizme de hafiften bir dokundurur. “alonzo fıtz clarence and rosannah ethelton’ın aşkı” öyküsü ise garip bir aşk hikayesidir ki telefon marifetiyle sürdürülen ve nihayete erdirilen bir aşkı anlatır. zamane aşklarının örnek alması gereken bir öyküdür. “bir yargılama”da da önce idam edilip sonra yargılanmak istenen bir adamın hikayesi vardır ki ben okurken ciddi kahkahalar savurdum. en uzun hikaye olan “bir atın hikayesi”nde buffalo bill’in atının ağzından dinlersiniz öyküyü çoğu zaman ve bu öyküde yine askeri bir ortamda geçer ve içinde de çok sevimli bir kız çocuğu vardır.
mark twain çok büyük bir yazar olduğunu zaten ölmeden önce kanıtlama şansına erişmiş bir yazardır. okunmasını tavsiye etmek haddim değil elbette ama kitaplarına ilginizi çekmeye cesaret edebilirim sanırım. size yabancı olmadığına emin olduğum bu yazarı bir kez daha anma fırsatı olarak sunuyorum bu kitabı.
mark twain’in sözleriyle bitiriyorum yazımı:
araştır, hayal et ve keşfet…
hepimizden üç kulaç daha derinde yaşayan ve döneminin kuşkusuz en büyük yazarı sayılan, william faulkner’ın kendini ve diğer amerikan yazarlarını onun varisi saydığı bir yazardır mark twain. katı bir emperyalist olan twain bu görüşünü 180 derecelik bir dönüşle tersine çevirir. o artık bir anti- emperyalisttir. ama mark twain’i mark twain yapan özellik bence bunların hiçbiri değldir.
o, benim okurken en çok güldüğüm yazardır. mizahın edebiyatı sulandırmadan nasıl yapılacağını en usta şekilde kanıtlamıştır edebiyat alemine hem de daha 1900’lü yıllara bile gelmeden. bazı mizahi öyküleri okurken insan sadece komik olduğunu ya da öyle olması gerektiğini anlar ve başka bir tepki vermez ancak mark twain okurken net bir tepkiniz vardır. gülersiniz. bize anlatmak istediklerini doğrudan anlatmaktansa daha farklı bir yol seçer twain ve der ki; “bir kediyi kuyruğundan taşıyan bir adam başka bir şekilde öğrenilecek bir şeyi öğrenir.” twain insanları güldürmenin neşelenmek için yeterli ve geçerli bir yol olduğuna inanır.
“bir atın hikayesi” bir öykü kitabıdır ve içinde “ölüm zarı” diye bilinen ünlü öykü de vardır. bloga yazmak için tekrar ve farklı bir yayından okuduğum kitap çevirinin önemini de bana bir kez daha göstermiş oldu. mark twain’i kötü bir çeviriden okumayınız. bu ek bilgiden sonra kitaba dönebilirim. “ölüm zarı”nda küçük bir çocuğun babasını hayatını nasıl kurtardığını anlatırken militarizme de hafiften bir dokundurur. “alonzo fıtz clarence and rosannah ethelton’ın aşkı” öyküsü ise garip bir aşk hikayesidir ki telefon marifetiyle sürdürülen ve nihayete erdirilen bir aşkı anlatır. zamane aşklarının örnek alması gereken bir öyküdür. “bir yargılama”da da önce idam edilip sonra yargılanmak istenen bir adamın hikayesi vardır ki ben okurken ciddi kahkahalar savurdum. en uzun hikaye olan “bir atın hikayesi”nde buffalo bill’in atının ağzından dinlersiniz öyküyü çoğu zaman ve bu öyküde yine askeri bir ortamda geçer ve içinde de çok sevimli bir kız çocuğu vardır.
mark twain çok büyük bir yazar olduğunu zaten ölmeden önce kanıtlama şansına erişmiş bir yazardır. okunmasını tavsiye etmek haddim değil elbette ama kitaplarına ilginizi çekmeye cesaret edebilirim sanırım. size yabancı olmadığına emin olduğum bu yazarı bir kez daha anma fırsatı olarak sunuyorum bu kitabı.
mark twain’in sözleriyle bitiriyorum yazımı:
araştır, hayal et ve keşfet…
devamını gör...
anladım kelimesinden nefret etmek
özellikle karşı tarafa uzunca bir ileti yazdığımızda veya karşı tarafa uzun uzun konuşmalar yapıp aynı şekilde bize dönmesini beklediğimizde, sizin bir otobüs dolusu sözcüklerinize karşılık sadece yedi harften mütevellit "anladım" sözcüğü ile geri dönüş yapılıyorsa o zaman nefret etmek doğal haktır. eğer ki cevap olarak verilen sözcük daha da az harfe sahipse, işte mesela, şu "hımm" gibiyse uyuz olmamak elde değil.
devamını gör...
beş dakikalık konuyu beş saatte anlatan insan
pazartesi sabah içtimalarında konuşmasını bilmeyen tabur komutanı binbaşıdır.
bir konu daha var diyerek lafı uzatınca off diyen askerlere derhal "tabur çök,kalk" cezasını vermiştir.
bir konu daha var diyerek lafı uzatınca off diyen askerlere derhal "tabur çök,kalk" cezasını vermiştir.
devamını gör...
ca ceyli cala cula da cumburceyli cap cup
bunu hatırlayan kesim depresyonda.
t. söylemesi hoş kelimeler bütünü.
t. söylemesi hoş kelimeler bütünü.
devamını gör...
normal sözlük'te futbol konuşulmaması
temiz sözlük açısından olması gerekendir. az ötede konuşun.
devamını gör...
yazarların gerildiği durumlar
biri bana “sana bir şey soracağım/söyleyeceğim” dediğinde inanılmaz geriliyorum acaba ne oldu diye.
devamını gör...
insanı duygusal olarak yıpratan şeyler
çocukluktan itibaren baba ile yaşanan sorunlar. iki taraf da ölene dek durmadan yıpratmaya devam eder.
devamını gör...
islam dininin etkisini kaybetmesi
ne bir ateistin, ne bir yahudinin, ne bir başka dinin mensubu yüzünden olmuştur. bu yine müslümanların eliyle olmuştur.
kaçtım müslümanlardan sığındım müslümanlığa.
müslümanlıkta suç yok, suç müslümanlarda.
kaçtım müslümanlardan sığındım müslümanlığa.
müslümanlıkta suç yok, suç müslümanlarda.
devamını gör...
üniversitedeki kadınların yüzde 70’i başörtülü değilse orada özgürlük yoktur
ee peki laik özgür bir ülkeyse okulda da musevi hristiyan öğrenciler olmalıdır. onlar yoksa özgürlük değil mi ?
devamını gör...
yasa dinlenme tesisleri
susurluk’taki yerinde tostu ve çiböreği mükemmel olan tesis. susurluk’tan geçerken uğramadan yola devam etmem. hatta sırf bunları yemek için gittiğimiz bile oldu.
yalnız tostunu çift kaşarlı söylemenize hiç gerek yok, koydukları kaşardan en az 3 tost çıkar, o derece. ekmeği tutmak o haliyle bile zor. ha illa ‘ben ekmeksiz tost, sırf kaşar yemek istiyorum’ diyorsanız, çift kaşarlı söyleyin.
ve son olarak, tost yaptıkları kaşardan da satıyorlar, alıp evde de yapabilirsiniz tostunuzu.
yalnız tostunu çift kaşarlı söylemenize hiç gerek yok, koydukları kaşardan en az 3 tost çıkar, o derece. ekmeği tutmak o haliyle bile zor. ha illa ‘ben ekmeksiz tost, sırf kaşar yemek istiyorum’ diyorsanız, çift kaşarlı söyleyin.
ve son olarak, tost yaptıkları kaşardan da satıyorlar, alıp evde de yapabilirsiniz tostunuzu.
devamını gör...
asaf halet çelebi
1907 istanbul doğumlu türk şair. sekiz yıl galatasaray sultanisi'nde okuduktan sonra sanayi-i nefise mektebi'ne kaydoldu. burada kısa bir süre öğrenim gördükten sonra adliye meslek mektebi'ne girdi ve buradan mezun oldu. hem klasik türk edebiyatına hem fars edebiyatına hakim olan şair, 18 yaşına kadar gazel ve rubai yazdı. 1937'de yazmaya başladığı serbest ölçülü şiirlerinde asıl sesini kavradı. bu şiirlerde tasavvufun ve çoğunlukla doğu medeniyetinin mistik ögeleri ve anlatılarını sezgisel bir duyuşla kaleme alan şair, bu ögeleri büyüsel bir tavırla aktardı ve türk şiirinin gizemli şairlerinden biri oldu. şiirlerini (bkz: he), (bkz: lamelif) ve (bkz: om mani padme hum) adlı kitaplarında topladı. (bkz: divan şiirinde istanbul) adlı bir antoloji kitabı yayımladı. (bkz: mevlana), (bkz: molla cami) ve (bkz: ömer hayyam) üzerine kitaplar da kaleme alan şair, 1958 yılında hayata gözlerini yumdu.
tahtadan yaptığım adam
tahtadan yaptığım adam
ne yemek yiyor
ne konuşmak biliyor
kaskatı gözlerle
görünmez yerlere bakıyor
tahtadan yaptığım adam
hatırlıyor ki
bir zaman
nefes alan
ince ince yaprakları vardı
toprağı iştiha ile yiyen
liften
ince ince ağızları vardı
tahtadan yaptığım adam
ağaçtan uzaklaştı
ve insana yaklaştı
yazık ki
ne insan oldu
ne ağaç
tahtadan yaptığım adam
tahtadan yaptığım adam
ne yemek yiyor
ne konuşmak biliyor
kaskatı gözlerle
görünmez yerlere bakıyor
tahtadan yaptığım adam
hatırlıyor ki
bir zaman
nefes alan
ince ince yaprakları vardı
toprağı iştiha ile yiyen
liften
ince ince ağızları vardı
tahtadan yaptığım adam
ağaçtan uzaklaştı
ve insana yaklaştı
yazık ki
ne insan oldu
ne ağaç
devamını gör...
yalnızlığın anlaşıldığı anlar
mutlu ve üzgün olunan anlarda hislerini paylaşacak insan bulamadığın andır.
devamını gör...
diğergam
diğergamlık başkalarının yararına da kendi yararı kadar gözetme ya da diğer insanlara maddi veya manevi hiçbir çıkar gözetmeksizin yararlı olmaya çalışma ve bencillik karşıtı hareketlerde bulunma olarak tanımlanır.
devamını gör...
çocuklara iki isim verme modası
sevmediğim durumdur.
tek ismim var mutluyum. çocuğum olursa şayet ona da tek isim vereceğim. teşekkürler.
tek ismim var mutluyum. çocuğum olursa şayet ona da tek isim vereceğim. teşekkürler.
devamını gör...
sözlük kütüphanesi için ne dediler
çok kısa zaman içinde katalog'u** erişilebilir olacak olan kütüphanedir.
fikir anası mıyım bilmiyorum ama kütüphaneciyim arkadaşlar, o olur mu? meslek olarak yani. hayatımı bununla kazanıyorum. yani mesleki deformasyon diye bir şey var; bir kütüphaneci, bir yazarak kitap kazanmak ister misin? sözlüğünde tabi ki "hadi kütüphane kuralım" diyecekti. bence çok da büyük bi' mesele değil. ama büyük mesele ne biliyor musunuz; bir sözlüğün, kısacık zaman içinde, hiçbir reklam yapmadan bir sürü insanın hayatına girmesi, bir çok güzel proje ve fikirle onlarca çocuğun kalbine dokunması, yukarıdaki gibi bir sloganla kendini tanıtmayı tercih etmiş olması. ve başındaki adamın, aylar boyunca emek verdiği sözlüğünün ismi için mücadele verir, sıkıntı yaşarken, kendisine bu fikirle gelen yazarını, dört elle karşılayacak biri olması...
yoldaş yukarıda sürecin nasıl işleyeceğini detaylarıyla aktarmış. şunu eklemek istiyorum naçizane, bu fikri planladığımız gibi hayata geçirdiğimizde, sözlüğümüzün kolektif ruhu sayesinde kurulan kütüphanemize hep birlikte gururla bakıyor olacağız.
fikir anası mıyım bilmiyorum ama kütüphaneciyim arkadaşlar, o olur mu? meslek olarak yani. hayatımı bununla kazanıyorum. yani mesleki deformasyon diye bir şey var; bir kütüphaneci, bir yazarak kitap kazanmak ister misin? sözlüğünde tabi ki "hadi kütüphane kuralım" diyecekti. bence çok da büyük bi' mesele değil. ama büyük mesele ne biliyor musunuz; bir sözlüğün, kısacık zaman içinde, hiçbir reklam yapmadan bir sürü insanın hayatına girmesi, bir çok güzel proje ve fikirle onlarca çocuğun kalbine dokunması, yukarıdaki gibi bir sloganla kendini tanıtmayı tercih etmiş olması. ve başındaki adamın, aylar boyunca emek verdiği sözlüğünün ismi için mücadele verir, sıkıntı yaşarken, kendisine bu fikirle gelen yazarını, dört elle karşılayacak biri olması...
yoldaş yukarıda sürecin nasıl işleyeceğini detaylarıyla aktarmış. şunu eklemek istiyorum naçizane, bu fikri planladığımız gibi hayata geçirdiğimizde, sözlüğümüzün kolektif ruhu sayesinde kurulan kütüphanemize hep birlikte gururla bakıyor olacağız.
devamını gör...
yaş ilerledikçe fark edilen şeyler
durup seyretmek, öğrenmenin bir yoluymuş.
devamını gör...
türk dizilerinin olmazsa olmazları
bu dizilerden dolayı trajikomik bir anım var.
yakın akrabam yaşı var eşi vefat etmiş dul adam evlenmek istedi bunun üzerine kardeşi,yanında çalışan ortadoğu ülkesi bir kişinin teyzesini buldular neyse, tanıştılar telefonla görüştüler anlaştılar, kadın kalktı geldi ülkesinden onunda yaşı var o da dul, tanışma yemeği için geldiler, kadın yemekten sonra ev sahibine hizmetçileri, yardımcıları sordu, bizim öyle hizmetçi, yardımcımız yok cevabını aldığı an kadın şaşırdı ya ben türk dizilerinden herkesin aşçı, hizmetçi, yardımcıları var biliyordum demez mi.
kadın hayal kırıklığı yaşadı ya, ama evlendi kaldı burda.
çok uzattım özür dilerim.
yakın akrabam yaşı var eşi vefat etmiş dul adam evlenmek istedi bunun üzerine kardeşi,yanında çalışan ortadoğu ülkesi bir kişinin teyzesini buldular neyse, tanıştılar telefonla görüştüler anlaştılar, kadın kalktı geldi ülkesinden onunda yaşı var o da dul, tanışma yemeği için geldiler, kadın yemekten sonra ev sahibine hizmetçileri, yardımcıları sordu, bizim öyle hizmetçi, yardımcımız yok cevabını aldığı an kadın şaşırdı ya ben türk dizilerinden herkesin aşçı, hizmetçi, yardımcıları var biliyordum demez mi.
kadın hayal kırıklığı yaşadı ya, ama evlendi kaldı burda.
çok uzattım özür dilerim.
devamını gör...
üzgün insandan özgür insana
uğur batı ve deniz bayramoğlu’nun yazdıkları ve içerisinde sosyoloji, sürü psikolojisi gibi birçok konudan bahsettiği biraz kişisel gelişim biraz tasavvuf biraz hikayeler biraz da alıntılar serpiştirilmiş okunası bir kitap.
ben cnntürk’te gündem özel sunduğu dönemden deniz bayramoğlu hayranı olarak aldım ve işin içinde olduğu için beklentimi yüksek tuttuğumdan çok tatmin olmadım.
yalnızca iki şey sonsuzdur; evren ve insanlığın aptallığı. ancak ilki hakkında şüphelerim var. einstein bu sözleriyle aptallığın sınırı olmadığına işaret ederken, amerikalı yazar harlan ellison aptallığın ne kadar yaygın olduğunu şu sözleriyle ifade ediyor: evrende iki şey çok boldur; hidrojen ve aptallık.
ben cnntürk’te gündem özel sunduğu dönemden deniz bayramoğlu hayranı olarak aldım ve işin içinde olduğu için beklentimi yüksek tuttuğumdan çok tatmin olmadım.
yalnızca iki şey sonsuzdur; evren ve insanlığın aptallığı. ancak ilki hakkında şüphelerim var. einstein bu sözleriyle aptallığın sınırı olmadığına işaret ederken, amerikalı yazar harlan ellison aptallığın ne kadar yaygın olduğunu şu sözleriyle ifade ediyor: evrende iki şey çok boldur; hidrojen ve aptallık.
devamını gör...
