forrest gump
öyle bir arkadaşım olsun isterdim. çok düşünmeyen , saf . yani bütün arkadaşlarım bana zeki gibi geliyor yada uyanık mi diyim. galiba ben onların forrest gump'ı oldum. aaah ah
devamını gör...
akıl sağlığını kaybeden yazarlar tam liste
hepiniz delirmişsiniz.
kafasözlük normalsözlük mutant seri sonu kapanış tavsiyesi! "delisözlük" ile değiştirilmesi, bu başlığın altında oluşan vakalardan sonra çok uygun olacağını düşünüyorum.
tanım: delisözlük.
kafasözlük normalsözlük mutant seri sonu kapanış tavsiyesi! "delisözlük" ile değiştirilmesi, bu başlığın altında oluşan vakalardan sonra çok uygun olacağını düşünüyorum.
tanım: delisözlük.
devamını gör...
romans
romans, özellikle ortaçağ şövalyelik sistemini anlatışıyla karakterize olmuş bir edebiyat türüdür. 12. yüzyıl fransa'sında ortaya çıkmıştır. benzer tarzda yazılmış öncülü eserler de bazen aynı isimle anılsa da (antik yunan romansı vb.) ayrı bir tür olarak romans, eleanor of aquitaine'in aristokratik çevresinde ortaya çıkmıştır.
devamını gör...
insanı mutlu eden bedava şeyler
sevilmek
devamını gör...
tuvalette uzun süre vakit geçirenlerin homo sempatizanlığı
bilimsel araaştırma için kaynak soracağım ama, kaynağın mabad olduğu aşırı belli olan başlıktır.
devamını gör...
yazarların bugünkü mutsuzluk sebebi
bugün, yarın her daim aynı sebepledir aslında. geçti sanarız geçmez. bilinçaltına süpürülür ve gün gün açığa çıkar. hiç beklemedik bir anda yakalar bizi. sonra cebelleş dur.
şu görsel. ve bana anımsattıkları.

bu tarz konular hakkında yazmak pek istemiyorum aslında. bırakın yazmayı gördüğüm an bile tüm vücudum reaksiyon gösteriyor.
evet geçen haftanın gündemi o zaman da yazmadım. yazamıyorum, konuşamıyorum bu konuları ben.
çevremde böyle şeylere maruz kalmış çok insan var. biri şuan 28 yaşlarında. 6 yaşındayken babasının arkadaşı yapmış bu rezilliği. şuan bu kadın çok farklı bir yapıda. tanısanız muhattap olmazsınız. insanları özellikle erkekleri kırmaktan zevk alıyor. onları kullanmak, kandırmak onun için bir sanat olmuş.
ben yapım gereği hep soğuk dururum insanlara. bir arkadaş grubu aracılığıyla tanıştım onunla da. çok neşeli gibi duran ama hayatı hep uçlarda yaşayan bir kadın. benim için hiç mahsuru yoktu. bir kulüp ortamında tanımıştık ve devamında sokak hayvanları olsun müzisyen camiası olsun bir şekilde çok fazla denk düştük. hep anlatıldı onun yaptıkları o ortamlarda. hep konuşuldu o yokken. ağızlarını yaya yaya eleştirdiler hep. bu gruplardaki eski nişanlım - kendileri gitar eğitmeni ve müzik dehasıdır- dışındaki herkesle seviyeli bir ilişki kurdum. neyse çok uzatmayalım işte. tam nasıl oldu bilmiyorum ama baş başa kaldık bir gün bu arkadaşla, biraz yürüyelim dedik. önce benden açıldı konu. aslında imreniyorum sana kimseyle sıkı fıkı değilsin ne güzel dedi. - ah ah bir bilsen ne zordur bu durum kuzu diyemedim.- sonra konu ona geldi. ağzından çıkanları duymak çaktı beni oraya. ben de bir yara bu dedi. neden bana anlattı bilmem belki de serinliğim ona güven verdi.
ara ara yine denk geldik ama hiç bir zaman yakın olmadık. aslında isterdim çok isterdim. şöyle kocaman bir sarılayım, bağrıma basayım, hiç ayırmayayım yanımdam ama olmuyor işte.
o yara şekillenmiş ve hayatına girecek giren her insana karşı bir silaha dönüşmüş. kimi zaman onların nefeslerini kestiğini gördüm bu silahla. bu bir savunmamı bilmiyorum? bu nedir adını koyamıyorum? hatta onu suçlayamıyorum bile. hayatının kıyısından yürüyüp gidiyorum.
acıları gözlerine oturmuş. hayata nefretle bakıyor. o kocaman gülümseyişinin ardında iğrenerek bakıyor dünyaya. zayıf buldumu birini söküp atıyor köklerinden bir tarafa. en çok onlarla eğleniyor en çok acılarına tuz bastığı insanlar onda bir haz uyandırıyor.
o işkence ediyor evet ama işkence edilen de keyif alıyor gibi görünüyor. önceleri hayretle izledim bu olayları. sonrasında üzülmenin ötesine geçemedim.
bakın bu yaraların tedavisi yok. bu acıların merhemi yok. bu insanların bir çoğu kayıp insanlar. hallerine üzülsenizde, acısanızda, eleştirsenizde, merhem olayım el uzatayım desenizde nafile.
bu sadece birinin hikayesi. o kadar çoklar ki. duydukça içime kaçıyor umutlarım.
'şimdi bu çocuğa ne olacak?'diyorum. bu çocukta kaybolacak hem de gözümüzün önünde. derin travmalar yaşayıp ne kendine ne çevresine huzur vermeyecek. huzur onun için artık sadece içi boş viran bir ev olacak. ruhunu kemiren bir acı olacak umut.
şu görsel. ve bana anımsattıkları.

bu tarz konular hakkında yazmak pek istemiyorum aslında. bırakın yazmayı gördüğüm an bile tüm vücudum reaksiyon gösteriyor.
evet geçen haftanın gündemi o zaman da yazmadım. yazamıyorum, konuşamıyorum bu konuları ben.
çevremde böyle şeylere maruz kalmış çok insan var. biri şuan 28 yaşlarında. 6 yaşındayken babasının arkadaşı yapmış bu rezilliği. şuan bu kadın çok farklı bir yapıda. tanısanız muhattap olmazsınız. insanları özellikle erkekleri kırmaktan zevk alıyor. onları kullanmak, kandırmak onun için bir sanat olmuş.
ben yapım gereği hep soğuk dururum insanlara. bir arkadaş grubu aracılığıyla tanıştım onunla da. çok neşeli gibi duran ama hayatı hep uçlarda yaşayan bir kadın. benim için hiç mahsuru yoktu. bir kulüp ortamında tanımıştık ve devamında sokak hayvanları olsun müzisyen camiası olsun bir şekilde çok fazla denk düştük. hep anlatıldı onun yaptıkları o ortamlarda. hep konuşuldu o yokken. ağızlarını yaya yaya eleştirdiler hep. bu gruplardaki eski nişanlım - kendileri gitar eğitmeni ve müzik dehasıdır- dışındaki herkesle seviyeli bir ilişki kurdum. neyse çok uzatmayalım işte. tam nasıl oldu bilmiyorum ama baş başa kaldık bir gün bu arkadaşla, biraz yürüyelim dedik. önce benden açıldı konu. aslında imreniyorum sana kimseyle sıkı fıkı değilsin ne güzel dedi. - ah ah bir bilsen ne zordur bu durum kuzu diyemedim.- sonra konu ona geldi. ağzından çıkanları duymak çaktı beni oraya. ben de bir yara bu dedi. neden bana anlattı bilmem belki de serinliğim ona güven verdi.
ara ara yine denk geldik ama hiç bir zaman yakın olmadık. aslında isterdim çok isterdim. şöyle kocaman bir sarılayım, bağrıma basayım, hiç ayırmayayım yanımdam ama olmuyor işte.
o yara şekillenmiş ve hayatına girecek giren her insana karşı bir silaha dönüşmüş. kimi zaman onların nefeslerini kestiğini gördüm bu silahla. bu bir savunmamı bilmiyorum? bu nedir adını koyamıyorum? hatta onu suçlayamıyorum bile. hayatının kıyısından yürüyüp gidiyorum.
acıları gözlerine oturmuş. hayata nefretle bakıyor. o kocaman gülümseyişinin ardında iğrenerek bakıyor dünyaya. zayıf buldumu birini söküp atıyor köklerinden bir tarafa. en çok onlarla eğleniyor en çok acılarına tuz bastığı insanlar onda bir haz uyandırıyor.
o işkence ediyor evet ama işkence edilen de keyif alıyor gibi görünüyor. önceleri hayretle izledim bu olayları. sonrasında üzülmenin ötesine geçemedim.
bakın bu yaraların tedavisi yok. bu acıların merhemi yok. bu insanların bir çoğu kayıp insanlar. hallerine üzülsenizde, acısanızda, eleştirsenizde, merhem olayım el uzatayım desenizde nafile.
bu sadece birinin hikayesi. o kadar çoklar ki. duydukça içime kaçıyor umutlarım.
'şimdi bu çocuğa ne olacak?'diyorum. bu çocukta kaybolacak hem de gözümüzün önünde. derin travmalar yaşayıp ne kendine ne çevresine huzur vermeyecek. huzur onun için artık sadece içi boş viran bir ev olacak. ruhunu kemiren bir acı olacak umut.
devamını gör...
tayyipçi olmak
milli değerleri önemsemek, büyük osmanlıya hayranlık duymak, uzun adamı destekleyip büyük resmi görmektir.
devamını gör...
moderasyona soru sor
@nidayewski ios icin calismalar devam ediyor, oldugu an duyurusu yapilacak zaten.
@hüseyin james bolt bunun icin pavlov'un göbeği sizi bulur.*
@merdumgiriz_ iko belediyesi yogun calisiyor, sira gelecektir.
@başımıza icat çıkarma denilen çocuk aydemir akbas.*
@patagonyalı coming soon.
@erwin könig bakalim bakalim, akil akildan ustundur belki de olur.
@yolgezer huuuuu secemem kiii ikisi de benim dedelerim, james ugruna metallica bi’ tik sanki.
@ıvanmılınskı aaa sacmalik, sen yeter ki yaz/sor biz bunun icin buradayiz.*
@bythemali ay kokulari burnuma geldi, kusacagim. suzme beyaz peynir anam.
@durumumuz yoktu sevisemedik olm hava cok sicak, ne bicim cumleler bunlar? kac yasindasin sen?*
@hüseyin james bolt bunun icin pavlov'un göbeği sizi bulur.*
@merdumgiriz_ iko belediyesi yogun calisiyor, sira gelecektir.
@başımıza icat çıkarma denilen çocuk aydemir akbas.*
@patagonyalı coming soon.
@erwin könig bakalim bakalim, akil akildan ustundur belki de olur.
@yolgezer huuuuu secemem kiii ikisi de benim dedelerim, james ugruna metallica bi’ tik sanki.
@ıvanmılınskı aaa sacmalik, sen yeter ki yaz/sor biz bunun icin buradayiz.*
@bythemali ay kokulari burnuma geldi, kusacagim. suzme beyaz peynir anam.
@durumumuz yoktu sevisemedik olm hava cok sicak, ne bicim cumleler bunlar? kac yasindasin sen?*
devamını gör...
komutanına bugün dışarıda yiyelim mi diyen acemi asker
akşam yemeğinde taze taze dayak yiyecek olan askerdir.
devamını gör...
düşün ki atatürk bunu okuyor
düşüncelerinin ve devrimlerinin vadesi hiç dolmasın.
seni seviyorum.
seni seviyorum.
devamını gör...
tuhaf takıntılar
küçükken sağ elle yazmama rağmen sol elle yazmaya zorluyordum kendimi.ciddi bir şekilde üzülüyordum solak olmak istiyordum heralde farklılık belirtisi olarak görüyordum bu durumu garip bir çocukluk işte.neyse ki geçti bu takıntı.
devamını gör...
boğaziçi eylemcisine yapılan linçin görüntüsü
ak parti iktidarının kendi kuyruğuna kendi elleriyle tenekeyi bağladığı görüntülerdir aslında.
tefsir yap deseler ilk aklıma gelen bu olurdu.
el ele mabadınıza tekmeyi vuracağız ak çomarlar az kaldı.
tefsir yap deseler ilk aklıma gelen bu olurdu.
el ele mabadınıza tekmeyi vuracağız ak çomarlar az kaldı.
devamını gör...
1,5 yaşındaki bebeklerini komşuya bırakıp intihar eden çift
pandemi başladığında, patronlara 100 milyar parayı dağıtıp, vatandaşa da " birbirinize yetersiniz siz" diyenlerin üzerine sıçramıştır kanı.
devamını gör...
çocukken masum insanlardık
dünya masum bir yer değil. yaşarken öğrendiğin ve uygulamak zorunda kaldığın gerçeklerden biridir.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük,
dün sabah 09:00 civarı başladığım çalışma maratonuna hala devam ediyorum.
keyfim yok.*
dün sabah 09:00 civarı başladığım çalışma maratonuna hala devam ediyorum.
keyfim yok.*
devamını gör...
yalnızlığın en çok dokunduğu an
ramazan ayın da tek başına yapılan iftar..
devamını gör...
yalnızken yapılacak en güzel aktivite
sessizliğin verdiği hazla, ruhu ve bedeni dinlendirip uyuyarak yenilenmiş pozitif enerjili zihin gibi güzel bir şey yok.
devamını gör...
etik dinleyici ile akvaryum radyo yayını
girift radyo yayını sonrasında benim de orda olacağım ve sevgili gangmate*imden adını hatırlamadığım ama sözleri ;
''duvara karşı bu işe marşı çaktın (ya da başlıycaksın)
elini kasma da taşmasın hattın
namını çiz yaz orada kalsın
o senin şehrin çiz bu senin hakkın.'' şeklinde olan, konseptine uygun şarkıyı recaa ettiğim yayın.
ayrıca girift'ten sonra girifiti şarkıları şakamı da buraya bırakiim.
ek : cenk'in arka bahçesi yine derde çare olup şarkıyı bulmuştur.
''duvara karşı bu işe marşı çaktın (ya da başlıycaksın)
elini kasma da taşmasın hattın
namını çiz yaz orada kalsın
o senin şehrin çiz bu senin hakkın.'' şeklinde olan, konseptine uygun şarkıyı recaa ettiğim yayın.
ayrıca girift'ten sonra girifiti şarkıları şakamı da buraya bırakiim.
ek : cenk'in arka bahçesi yine derde çare olup şarkıyı bulmuştur.
devamını gör...
dunning kruger etkisi
aynı anlamda olmasa da benzer anlamı veren ıknas diye bir kelimeye rastlamıştım zamanında. anlamı, "adi ve rezil bir kimse iken asaletlilik iddiasında bulunma." tabii bu daha ağır :) (:
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
gökyüzüne özenerek; sırf “mavi” diye…
diline diktiği iğneyi kılıç bilip kuşanan don kişot! hangi yaraya değiştin şiir’i?
midesinde pişiyorsa sözcüğü kişinin, normaldir ateşinin yükselmesi, bu esnada kendine çarpmamak için kendini sağa sola çarpması, normaldir. o sözcükler ki çiğken, işlenmemişken kimse bakmıyordu.
geçmiş; şiire boyanıp soframıza kuruluyor.
afiyet olsun.
evet, burası görüntüler dünyası.
arkanıza yaslanın ve uzatın ayaklarınızı. az önce ölmediyseniz, az sonra da ölmeyebilirsiniz.
erik ağaçlarını dallarından öpsün ellerim. yıldızları alnından.
şu kaktüsler arsız şeyler. onları da dikenlerinden öperim.
diline diktiği iğneyi kılıç bilip kuşanan don kişot! hangi yaraya değiştin şiir’i?
midesinde pişiyorsa sözcüğü kişinin, normaldir ateşinin yükselmesi, bu esnada kendine çarpmamak için kendini sağa sola çarpması, normaldir. o sözcükler ki çiğken, işlenmemişken kimse bakmıyordu.
geçmiş; şiire boyanıp soframıza kuruluyor.
afiyet olsun.
evet, burası görüntüler dünyası.
arkanıza yaslanın ve uzatın ayaklarınızı. az önce ölmediyseniz, az sonra da ölmeyebilirsiniz.
erik ağaçlarını dallarından öpsün ellerim. yıldızları alnından.
şu kaktüsler arsız şeyler. onları da dikenlerinden öperim.
devamını gör...