yazarların whatsapp’tan attığı son mesaj
“sınav haftası yaklaşıyor ya kimseyle görüşemiyorum”
çok çalışıyormuş gibi bir de bunu yazmışım. evet canım, gün içerisinde hiçbir şey yapmamakla meşgulüm ben.
çok çalışıyormuş gibi bir de bunu yazmışım. evet canım, gün içerisinde hiçbir şey yapmamakla meşgulüm ben.
devamını gör...
rüyada görülen en ünlü kişi
üniversite sınavına girmeden önceki gece fatih sultan mehmet'i görmüştüm, ordusuyla üstüme geliyordu. bence gayet ünlü birisi hem de dünyaca ahsjajsks...
devamını gör...
sen yat bugün işe gelme diyen patron
belki de ertesi gün çok fazla iş yaptığın için çok yorulduğunu anlayan patrondur. bir gün izin vererek kafanı dağıtmanı istemiştir. hep kötüye yormamak lazım ama maalesef ülkemizde kötü yorumlamaya açık olan bir durumdur.
devamını gör...
gulliver
kendisiyle sohbet etmekten aşırı keyif aldığım yazardır.
tartışırken muhabbet ederken donanımlı bir insan olduğunu belli ediyor.
sağ olsun.
tartışırken muhabbet ederken donanımlı bir insan olduğunu belli ediyor.
sağ olsun.
devamını gör...
en sevilen ressam ve eseri
self-portrait with death playing the fiddle - arnold böcklin
nedenine gelecek olursam bence bu hayata böcklin'i bağlayan şey o tek kalmış keman teli, keman teli koptuğunda müzik duracak ve böcklin de hayattan kopacak.
nedenine gelecek olursam bence bu hayata böcklin'i bağlayan şey o tek kalmış keman teli, keman teli koptuğunda müzik duracak ve böcklin de hayattan kopacak.
devamını gör...
5g
hakkında bazı silahlarla aynı dalga boyuna sahip olduğu, koronavirüs salgınının temelinde bulunduğu ve abd ordusu tarafından düşman ülkelerin ruhunu bozmak için kullanıldığı* yönünde komplo teorileri üretilen dördüncü nesil teknolojinin yaklaşık 10 katı veri iletim hızı sağlayan yeni nesil kablosuz telefon teknolojisi.
kimileri 5g teknolojisinin kullandığı kısa dalga boylarının test edilmediğini ya da hepimizin bu test için birer kobay olarak kullanıldığını öne sürse de söz konusu dalga boyları birçok araştırmanın konusu olmuş, test edilmiş ve güvenli olduğu kanıtlanmıştır.
5g teknolojisinin 300 ghz'ye kadar varabilen frekansları destekleyebiliyor oluşu, insanların bu yeni teknoloji hakkında kaygılanmalarına neden olmaktadır. yüksek enerjiye sahip kısa dalga boyları tehlikeli olarak algılansa da bu endişeler bilimsel anlamda temelsizdir; çünkü yüksek frekans, yüksek yoğunluk demek değildir. 5g'nin 26 ghz'lik radyo dalgası beyin dokusuna ulaşamadan derimizin dış katmanı tarafından absorbe edilir.
5g teknolojisi tam anlamıyla hayata geçtiğinde toplumun radyasyona maruziyet seviyeleri dünya sağlık örgütü'ne bağlı uluslararası inceleme ajansı'nın belirlediği sınırların oldukça altında olacaktır. ayrıca, cep telefonunun yaygınlaşmaya başladığı 90'lı yıllardan bu yana beyin kanserinde dikkate değer bir artış görülmemiştir.
kimileri 5g teknolojisinin kullandığı kısa dalga boylarının test edilmediğini ya da hepimizin bu test için birer kobay olarak kullanıldığını öne sürse de söz konusu dalga boyları birçok araştırmanın konusu olmuş, test edilmiş ve güvenli olduğu kanıtlanmıştır.
5g teknolojisinin 300 ghz'ye kadar varabilen frekansları destekleyebiliyor oluşu, insanların bu yeni teknoloji hakkında kaygılanmalarına neden olmaktadır. yüksek enerjiye sahip kısa dalga boyları tehlikeli olarak algılansa da bu endişeler bilimsel anlamda temelsizdir; çünkü yüksek frekans, yüksek yoğunluk demek değildir. 5g'nin 26 ghz'lik radyo dalgası beyin dokusuna ulaşamadan derimizin dış katmanı tarafından absorbe edilir.
5g teknolojisi tam anlamıyla hayata geçtiğinde toplumun radyasyona maruziyet seviyeleri dünya sağlık örgütü'ne bağlı uluslararası inceleme ajansı'nın belirlediği sınırların oldukça altında olacaktır. ayrıca, cep telefonunun yaygınlaşmaya başladığı 90'lı yıllardan bu yana beyin kanserinde dikkate değer bir artış görülmemiştir.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
sabahın yedisinde delinin dürtmesi ile uyandım. mutfakta ki raftan bardak almak için uzandığımda bardağın yere düşüp, tuz buz olması ile kendime geldim.bardağa kızdım.rafa kızdım.hırsımı alamadım kendime kızdım. sonra giyinip dışarı çıktım.yolda misket oynayan çocukların misketlerini bozdum.arabanın yanında uyuyan köpeği uyandırdım. hala hırsımı alamayıp önümde yürüyen
adamı bir adımda geçtim.ben kazandım. tabii adam yarış yaptığımızı bilmediği için, biraz hile yapmış oldum. saat kaç oldu hala hırsımı alamadım.
adamı bir adımda geçtim.ben kazandım. tabii adam yarış yaptığımızı bilmediği için, biraz hile yapmış oldum. saat kaç oldu hala hırsımı alamadım.
devamını gör...
ukde bırakmak
"bu benim aklıma geldi ama benden daha iyi şekilde anlatacak, tanımını yapacak biri gelsin içini doldursun, o ulu kişiye helal olsun" diye öylece bırakıp gidilen, çoğu zaman da unutulup "x kişisi bıraktığınız xxxxx ukdenizi doldurdu" benzeri bir bildirimle hatırlayıp mutlu olduğum eylem.
şükür yarabbim, bitirebildim cümlemi.
şükür yarabbim, bitirebildim cümlemi.
devamını gör...
antidepresan etkisi gösteren şeyler
kitap okumak, yürümek, spor yapmak, yeni bişey öğrenmek, açık hava da vakit geçirmek, gırıl gırıl kedi sevmek, sevdiklerine sarılmak, ertelediğin bişey yapmak için harekete geçmek, fazla uykudan kaçınmak sağlıklı beslenmeye çalışmak ve ağlamak.
devamını gör...
annenin whatsapp kullanması
ağırlıklı olarak görünen hali şöyledir: yazıyor...
whatsapp'a durum atar. başkalarının whatsapp durum değerlendirilmesi yapılır. bu durumlar genellikle facebook göndelerinin ekran görüntülerinden oluşur. akrabalar ile oradan görüntülü görüşülür.
whatsapp'a durum atar. başkalarının whatsapp durum değerlendirilmesi yapılır. bu durumlar genellikle facebook göndelerinin ekran görüntülerinden oluşur. akrabalar ile oradan görüntülü görüşülür.
devamını gör...
salgının olduğu bir dönemde kongre yapıyoruz ve salon lebaleb dolu
marifet mi bu? ben cahillikten başka bir şey göremiyorum. oraya doluşan insanlar da bunu iyi bir şeymiş gibi lanse edenler de cahil.
devamını gör...
mecaz anlam
kelimenin gerçek anlamından uzaklaşarak kazandığı yeni anlamdır.
devamını gör...
biyopsikoloji
beynin, nörotransmitterlerin ve biyolojimizin düşüncelerimizi ve duygularımızı nasıl etkilediğini analiz eden psikoloji dalıdır.
bu alandaki araştırmaların uzun bir geçmişi olsa da (ilk filozofların zamanına kadar uzandığı söyleniyor) biyopsikoloji 20. yüzyıla kadar bir disiplin haline gelmemiştir.
pinel, j. p. j. (2010) biopsychology, 8th edition, p:3.
bu alandaki araştırmaların uzun bir geçmişi olsa da (ilk filozofların zamanına kadar uzandığı söyleniyor) biyopsikoloji 20. yüzyıla kadar bir disiplin haline gelmemiştir.
pinel, j. p. j. (2010) biopsychology, 8th edition, p:3.
devamını gör...
hala zevkle izlenen çizgi filmler
şirinler.
devamını gör...
unutulmayan lise anıları
liseler arası basketbol maçları düzenlenirdi, hâlâ yapılıyor mu bilmem. sağlık meslek lisesi ile maçımız var, sadece bir avuç öğrenci gitmişiz izlemeye. öyle uyduruk bir lise takımı, hepi topu 5 adam var yedeklerimiz bile yok ama kazanırsak dünyalar bizim olacak. hepimiz yerimize yerleşmişiz, maça yarım saat var ya da yok. ragıp hoca koştura koştura bize geliyor ama ben farkında değilim ağzıma cips tıkıyorum. tuttu kolumdan, ilker midesini bozmuş gözünü seveyim yerine geç diye sürüklemeye başladı beni. el mecbur hocaya hayır denir mi diye giydim formayı çıktık oynadık. çok az farkla maçı kazandık üstelik. gerçi ben forma mabadımdan düşmesin diye bir elimle şortu tutarak oynuyorum öyle bir rezillik. ertesi gün bizi koyun pazarındaki kurbanlık koyunlar gibi dizdiler kürsüye, müdür tebrik konuşmasını yaptı; isimlerimizi okuduktan sonra tek tek elimizi sıkıp bırakacak bizi. sıra bana geldi, ilker gel oğlum diyip kutladı beni. hocam dedim bir yanlışlık var. durdu bana baktı sonra erkek tıraşı saçıma baktı iki saniye bir sessizlik oldu. müdür bizim ragıp hocaya dönüp tüm okulun duyacağı şekilde tüm şaşkınlığı ile bağıra bağıra "ragıp hocam, kız bu" dedi. komik olan olaydan ziyade müdürün suratında ki şaşkınlık ifadesidir benim için. zamanında saçım yüzünden kız giyinme odasından çıktığımı gören hocalardan azar yemişliğim bile vardır.
devamını gör...
kız yurdunda yaşanan tuhaf olaylar
kızın biri geldi , bi numara verdi sonra da " ben şimdi düşeceğim bayılmış gibi yapacağm sen git belletmen hocaya söyle , ambulans gelince de bu numarayı arayıp durumumu abartabildğin kadar abart" dedi. şok olmuştum.
devamını gör...
dış görünüşe önem vermiyorum diyen insan
tipsiz olduğum için dış görünüşe önem vermiyorum. yakışıklı olsam da dış görünüşe önem vermiyorum. dış görünüşe önem vermiyorum. dış...
naçizane fikrim, dış görünüş bir yere kadar önemli. kimse yanında ki insanın yüzüne bakılmayacak birisi olmasını istemez.
naçizane fikrim, dış görünüş bir yere kadar önemli. kimse yanında ki insanın yüzüne bakılmayacak birisi olmasını istemez.
devamını gör...
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı
başta ulu önder gazi mustafa kemal atatürk olmak üzere birinci meclisimizin açılmasında ve bu güzel ülkenin kurulmasında emeği geçen herkesi sevgi ve saygıyla anıyorum.
hepsine sonsuz teşekkürler.
kutlu olsun bu güzel bayram, hepimizin bayramı...
hepsine sonsuz teşekkürler.
kutlu olsun bu güzel bayram, hepimizin bayramı...
devamını gör...
la vie de gargantua et de pantagruel
fransız yazar françois rabelais tarafından 1532 yılında yazılmış seri. beşinci kitabın rabelais tarafından yazıldığı şaibeli olsa bile seri beş kitaptan oluşuyor. rabelais serinin ilk kitabında -pantagruel*- kendi isminin bir anagramı olan alcofribas nasier ismini kullanmıştır fakat bu durum kitabın sorbonne ve kilise tarafından yasaklanmasına engel olamamıştır. rabelais'nin eleştiri niteliği taşıyan bu eserleri molierevari bir komedi unsuru taşıdığı düşünülse bile aslında oldukça alakasız bir güldürü niteliği taşıyor. rabelais, üzüntünün insanın içini kemirdiğini bu yüzden insanı insan yapan şeyin neşeli olmak olduğunu düşünüyordu, bir dram yaratmak yerine güldürmeyi tercih etti ve bu durum başta voltaire olmak üzere bir çok fransız düşünür tarafından ciddiyetsiz olmakla eleştirildi hatta öyle ki; voltaire, rabelais'nin zekasını boşa harcayan sarhoş bir düşünür olduğunu dile getirmiştir. yine de toplumun ve bir zamanlar mensubu olduğu kilisenin hicvini öyle döneminin üstünde bir mizah ile yapmış ki hayranlık duymamak elde değil. rabelais'nin hümanizm anlayışı ve bence biraz da hedonist tutumu eserin her noktasında gözlemlenebilir.ilk iki kitap; gargantua ve pantagruel dilimize birsel uzma tarafından çevrilmiştir fakat rabelais'nin karmaşık hatta neredeyse ağdalı bir fransızca kullanmasından ötürü tatmin edici bir çeviri değil. serinin ismi bazı kaynaklarda gargantua et pantagruel* olarak geçmektedir.
(bkz: pantagruel)*
(bkz: gargantua)*
(bkz: le tiers livre)*
(bkz: le quart livre)*
(bkz: le cinquième livre)* - rabelais tarafından yazıldığı oldukça şaibelidir, ölümünden sonra basılmıştır ve en iyi ihtimalle notlarından veya makalelerinden derlendiği düşünülüyor-
« voyez vous ce jeune enfant ? ıl n’a encor douze ans ; voyons, si bon vous semble, quelle difference y a entre le sçavoir de voz resveurs mateologiens du temps jadis et les jeunes gens de maintenant. »
l’essay pleut à grandgousier, et commanda que le paige propozast. […]
le tout feut par icelluy proferé avecques gestes tant propres, pronunciation tant distincte, voix tant eloquente et languaige tant aorné et bien latin, que mieulx resembloit un gracchus, un ciceron ou un emilius du temps passé qu’un jouvenceau de ce siecle.
mais toute la contenence de gargantua fut qu’il se print à plorer comme une vache et se cachoit le visaige de son bonnet, et ne fut possible de tirer de luy une parolle non plus q’un pet d’un asne mort.
gargantua, c.xv
(bkz: pantagruel)*
(bkz: gargantua)*
(bkz: le tiers livre)*
(bkz: le quart livre)*
(bkz: le cinquième livre)* - rabelais tarafından yazıldığı oldukça şaibelidir, ölümünden sonra basılmıştır ve en iyi ihtimalle notlarından veya makalelerinden derlendiği düşünülüyor-
« voyez vous ce jeune enfant ? ıl n’a encor douze ans ; voyons, si bon vous semble, quelle difference y a entre le sçavoir de voz resveurs mateologiens du temps jadis et les jeunes gens de maintenant. »
l’essay pleut à grandgousier, et commanda que le paige propozast. […]
le tout feut par icelluy proferé avecques gestes tant propres, pronunciation tant distincte, voix tant eloquente et languaige tant aorné et bien latin, que mieulx resembloit un gracchus, un ciceron ou un emilius du temps passé qu’un jouvenceau de ce siecle.
mais toute la contenence de gargantua fut qu’il se print à plorer comme une vache et se cachoit le visaige de son bonnet, et ne fut possible de tirer de luy une parolle non plus q’un pet d’un asne mort.
gargantua, c.xv
devamını gör...