ösym
sal şu insanları artıkkk. hayatımın her dönemine sınav koymandan bıktımm. buradan yetkililereee duyurruluuuurrrr; az insafff... sizin yüzünüzden hayatımın en güzel dönemleri masa başında geçiyor...
devamını gör...
tacize uğramak
kimseye güvenmeyin hiç kimseye , daha önce yazmıştım tekrar yazıyorum taş yakından gelir, yok komşu yok akraba yok yaşlı asla asla senin vücudun ve dokunulmaz bitti.
devamını gör...
uzun entry şovenizmi
şimdi birisi kalkıp kısa entry dandikliği dese hoş olur mu? bırakın insanlar ister uzun yazsın ,ister kısa ya da bilgi versin veya makara yapsın ama önemli olan girilen her entry'i farklı yorumlamak .kimi bilgi veren başlığa iki kelimelik yazı icap eder çünkü bilgi uzun değildir ,kimisine bilginin niteliğinden dolayı uzun yazmak gerekir yani tüm olay bu yani kimsenin şov yapma motivasyonunda olduğunu sanmıyorum.
devamını gör...
yazarları bugün mutlu eden olaylar
iftara yaprak sarmayı yetiştirdim ve afiyetle yedik. *
devamını gör...
hafızadan çıkmayan reklam jingleları
1)alarko kombi gerçek kombi gerçek konfor.
2) dök karıştır doldur iç serinle serinle nazo.
3) tut şunun ucunu döşeyelim abi.
4) canın çektiyse durma coss, baydöner.
5) aç kapa aç kapa artema.
6) turkcellle bağlan hayata.
7) çoko çoko çokoprens.
8) büyüdüm büyüdüm ben pınarla büyüdüm.
9) vatan ta ta ta tan.
10) aaa avansas.
11) ton ton ton dardanel ton.
tanım : akıldan çıkmayan reklamları paylaştığımız başlık.
2) dök karıştır doldur iç serinle serinle nazo.
3) tut şunun ucunu döşeyelim abi.
4) canın çektiyse durma coss, baydöner.
5) aç kapa aç kapa artema.
6) turkcellle bağlan hayata.
7) çoko çoko çokoprens.
8) büyüdüm büyüdüm ben pınarla büyüdüm.
9) vatan ta ta ta tan.
10) aaa avansas.
11) ton ton ton dardanel ton.
tanım : akıldan çıkmayan reklamları paylaştığımız başlık.
devamını gör...
başarısız yemek yapma anısı
güzel başlık.
yemek değil ama yaklaşık beş yıl önce reçel yapma kararı almıştım. bana göre yediğim bütün reçeller çok fazla tatlıydı. hemen kafamda şekeri az koyarım* diye minik bir plan yaptım. orman meyvelerini kullanayım dedim. yabanmersini ve ahududu tercihi yaptım. anlamadığım şey sen iç anadolulu bir adamsın ormanı nerede gördün de meyvesinden reçel yapacaksın. neyse şekeri çok eser miktarda kullandığım için sonuç tabi ki hüsran. meyve çorbası gibi oldu. yediğim daha doğrusu yiyemediğim en ekşi şey olabilir. birde üstüne eve gelen bir kaç kişi denedi. gerçekten daha acıyarak bakan gözleri hiç görememiştim.
bazı şeyleri uzmanına bırakmak lazım. birde reçel tatlı bir şey sevmiyorsan sevmiyorsundur *mk neden bu zorlamanın sebebi ?
yemek değil ama yaklaşık beş yıl önce reçel yapma kararı almıştım. bana göre yediğim bütün reçeller çok fazla tatlıydı. hemen kafamda şekeri az koyarım* diye minik bir plan yaptım. orman meyvelerini kullanayım dedim. yabanmersini ve ahududu tercihi yaptım. anlamadığım şey sen iç anadolulu bir adamsın ormanı nerede gördün de meyvesinden reçel yapacaksın. neyse şekeri çok eser miktarda kullandığım için sonuç tabi ki hüsran. meyve çorbası gibi oldu. yediğim daha doğrusu yiyemediğim en ekşi şey olabilir. birde üstüne eve gelen bir kaç kişi denedi. gerçekten daha acıyarak bakan gözleri hiç görememiştim.
bazı şeyleri uzmanına bırakmak lazım. birde reçel tatlı bir şey sevmiyorsan sevmiyorsundur *mk neden bu zorlamanın sebebi ?
devamını gör...
almancanın aslında kaba bir dil olmaması
buna artık bende katılıyorum. eskiden bana da kaba bir dil gibi gelirdi. son zamanlarda izlenen alman filmlerinden olacak alışık gelmeye başladı kullağıma. hatta bir hoş gelmeye başladı. darısı ispanyolcanın başına. adamların hızına yetişemiyorum. filmleri tam alt yazılı izlemeye başlarken başlarda kapatıp türkçe dublaja çeviriyorum. çünkü ben ispanyolca'ya tahammül edemiyorum. tüm ispanyol halkından özür dilerim. biliyorum çok üzüldünüz,beni affedin..*
devamını gör...
duktal ektazi
duktal ektazi meme duktuslarının genişlemesi, periduktal mastit görülmesiyle karakterize bir meme rahatsızlığıdır.
klinikte tekrarlayan mastit atakları ve apse formasyonu tipiktir.
ilaveten zuska hastalığı tekrar eden periduktal mastit olarak bilinen hastalıktır.
klinikte tekrarlayan mastit atakları ve apse formasyonu tipiktir.
ilaveten zuska hastalığı tekrar eden periduktal mastit olarak bilinen hastalıktır.
devamını gör...
işsizler iş beğenmiyor
iş mı beğenmiyorlar yani bu kelimelerin koca bir şaka olmasını çok isterdim. köle arar gibi eleman arıyorsunuz sonra yok iş beğenmiyorlarmış hadi oradan. biz o kadar emek verdik ne tür zorluklarla okuduk tabi haberleri yok tek istedikleri 5 kuruş daha fazla kazanmak haram zıkkım olsun. hakkını yediğiniz tek bir insanın cezasını çekersiniz umarım. 22-23 yaşlarındaki gençleri çok kırdınız umarım allah bunu sizin yanınıza bırakmaz.
devamını gör...
hüzün kovan kuşu
güzel bir düş sokağı sakinleri şarkısı.
sözlüğün birinci nesil yazarlarından olan hüzün kovamayan beceriksiz kuşa ilham kaynağı olmuştur. *
sözlüğün birinci nesil yazarlarından olan hüzün kovamayan beceriksiz kuşa ilham kaynağı olmuştur. *
devamını gör...
çocukluğunuzdaki bayram travmaları
5 yaşındaydım bayram için köye gitmiştik. ortanca amcam bayram hediyesi olarak tüm kuzenlerime ve bana kıyafet almıştı.
benimkiler şeker pembe bir pantolon ve sarı bir bluzdu.
o kadar sevmiştim ki onları...
neşeyle giyinip, koştur koştur anneannemlere gitmek için yola koyuldum.
yolu yarılamışken köy meydanında küçük amcam bana seslendi. yanında köyün gençleri vardı. meydanın hemen karşısı kahvehane ve cami...
sevinçle elini öpmek için yanına koştum. tam eğildim elini öpeyim diye yüzümde bir alev, gözümde şimşekler çaktı. attığı tokatla hızla yere yapıştım. ellerime yerdeki taşlar battı.
bana; 'çabuk eve git bir daha pantolon giydiğini görmeyeceğim!" diye çıkıştı.
oradaki herkesten o kadar utandım ki, yüzümün acısı ayrı o kadar kişinin bakması ayrı üzmüştü. ağlayarak eve gittim. yol boyunca, gözyaşlarımdan önümü göremediğimi hatırlıyorum.
o pantolon giydiğim ilk ve son pantolon oldu...
benimkiler şeker pembe bir pantolon ve sarı bir bluzdu.
o kadar sevmiştim ki onları...
neşeyle giyinip, koştur koştur anneannemlere gitmek için yola koyuldum.
yolu yarılamışken köy meydanında küçük amcam bana seslendi. yanında köyün gençleri vardı. meydanın hemen karşısı kahvehane ve cami...
sevinçle elini öpmek için yanına koştum. tam eğildim elini öpeyim diye yüzümde bir alev, gözümde şimşekler çaktı. attığı tokatla hızla yere yapıştım. ellerime yerdeki taşlar battı.
bana; 'çabuk eve git bir daha pantolon giydiğini görmeyeceğim!" diye çıkıştı.
oradaki herkesten o kadar utandım ki, yüzümün acısı ayrı o kadar kişinin bakması ayrı üzmüştü. ağlayarak eve gittim. yol boyunca, gözyaşlarımdan önümü göremediğimi hatırlıyorum.
o pantolon giydiğim ilk ve son pantolon oldu...
devamını gör...
japon denince akla gelen ilk şey
anime ve manga.
devamını gör...
ebu zer el-gıfari
peygamberimizin(saa) en sevdiği sahabeler den biridir.
muaviye, kölelerinden birine 600 dinar verir ve; "bu 600 dinarı ebuzer e verebilirsen seni azad edeceğim. gittiği her yerde bizi eleştirmeyi bıraksın. " der.
bunun üzerine köle, ebuzer in yanına gider. muaviye yi eleştirmemesi için ebuzer i ikna etmeye çalışır ama nafile. ebuzer in ikna olmayacağını anlayınca ona;
"bu 600 dinarı kabul edersen muaviye beni azad edecek. bir kölenin azad edilmesine sebep olmak istemez misin? " diye sorar.
ebuzer cevaben;
"bu 600 dinarı kabul edersem, asıl ben köle olurum." der.
muaviye, kölelerinden birine 600 dinar verir ve; "bu 600 dinarı ebuzer e verebilirsen seni azad edeceğim. gittiği her yerde bizi eleştirmeyi bıraksın. " der.
bunun üzerine köle, ebuzer in yanına gider. muaviye yi eleştirmemesi için ebuzer i ikna etmeye çalışır ama nafile. ebuzer in ikna olmayacağını anlayınca ona;
"bu 600 dinarı kabul edersen muaviye beni azad edecek. bir kölenin azad edilmesine sebep olmak istemez misin? " diye sorar.
ebuzer cevaben;
"bu 600 dinarı kabul edersem, asıl ben köle olurum." der.
devamını gör...
easterlin paradoksu
richard easterlin’e göre: "yüksek gelir mutlulukla pozitif bir korelasyon içindedir ama uzun dönemde gelir artışı mutluluk artışına yol açmaz.” bu durumu saptayan anket sonuçları bulunmaktadır. bu çelişkiden çıkan sonuç, hükümetlerin gsyh büyümesini artırarak insanları mutlu etmeye çalışmaktan çok doğrudan insanların mutluluğunu artıracak konulara yönelmelerinin daha doğru olacağıdır.
özet: parasız olmaz belki ama tek başına parayla mutluluk olmaz.--- alıntı ---
www.mahfiegilmez.com/2015/1...
--- alıntı ---
özet: parasız olmaz belki ama tek başına parayla mutluluk olmaz.--- alıntı ---
www.mahfiegilmez.com/2015/1...
--- alıntı ---
devamını gör...
köylülük belirtileri
sanırsın kendisi ingiliz kraliyet ailesinden ..
hihihi.
hihihi.
devamını gör...
yazarların ay'a çıkarken dinleyecekleri şarkı
dedi ki götür beni aya aya..
devamını gör...
gösteri peygamberi
"felsefenin onları nereye götürdüğüne bakın.
hepsi öldü. ben hayattayım. danışman öldü. herkes öldü.
dava düştü.
banyoda tıraş bıçakları var.
içebileceğim iyot var.
yutabileceğim uyku hapları var.
seçim meselesi. yaşa ya da öl.
aldığımız her nefes bir seçim.
geçen her dakika bir seçim.
olmak ya da olmamak.
kendinizi merdivenden atmadığınız her an bir seçimdir. arabanızı duvara çarpmadığınız her an hayata yeniden başlıyorsunuz."
bir chuck palahniuk romanı. bir çok gündelik bilgi edinmenin mümkün olduğu bir roman. telefonda arayan insanları intihara teşvik eden bir karakterin hikayesi. sevdiğin her şey bir gün ölecek diyor. arabanın bagajındaki kan lekeleri nasıl temizlenir? onu öğretiyor.
diyor ki: “intihar etmekle şehit olmak arasındaki tek fark, basında çıkacak haberlerin miktarıdır.”
“hiçliğe yapacağımız iniş başlamıştır. lütfen kemerlerinizi bağlayınız..”
hepsi öldü. ben hayattayım. danışman öldü. herkes öldü.
dava düştü.
banyoda tıraş bıçakları var.
içebileceğim iyot var.
yutabileceğim uyku hapları var.
seçim meselesi. yaşa ya da öl.
aldığımız her nefes bir seçim.
geçen her dakika bir seçim.
olmak ya da olmamak.
kendinizi merdivenden atmadığınız her an bir seçimdir. arabanızı duvara çarpmadığınız her an hayata yeniden başlıyorsunuz."
bir chuck palahniuk romanı. bir çok gündelik bilgi edinmenin mümkün olduğu bir roman. telefonda arayan insanları intihara teşvik eden bir karakterin hikayesi. sevdiğin her şey bir gün ölecek diyor. arabanın bagajındaki kan lekeleri nasıl temizlenir? onu öğretiyor.
diyor ki: “intihar etmekle şehit olmak arasındaki tek fark, basında çıkacak haberlerin miktarıdır.”
“hiçliğe yapacağımız iniş başlamıştır. lütfen kemerlerinizi bağlayınız..”
devamını gör...
osteoporoz
kelime anlamı olarak süngerimsi/gözenekli kemik anlamına gelir.
kemik yoğunluğundaki aşırı düşüş sebebiyle, kemiklerin daha kırılgan ve çatlamaya yatkın hale gelmesidir.
osteoporoza bağlı kırık oluşumunun en yaygın görüldüğü kemikler ise el bilekleri, omurga ve kalçada bulunan kemiklerdir.
yetersiz kalsiyum, d vitamini, ileri yaş, genetik faktörler, adrenal bez hastalıkları, menopoz öncesi dönemde yumurtalıkların alınması risk faktörleri arasındadır.
kemik yoğunluğundaki aşırı düşüş sebebiyle, kemiklerin daha kırılgan ve çatlamaya yatkın hale gelmesidir.
osteoporoza bağlı kırık oluşumunun en yaygın görüldüğü kemikler ise el bilekleri, omurga ve kalçada bulunan kemiklerdir.
yetersiz kalsiyum, d vitamini, ileri yaş, genetik faktörler, adrenal bez hastalıkları, menopoz öncesi dönemde yumurtalıkların alınması risk faktörleri arasındadır.
devamını gör...
abdülhamid han yalnızlığı
yalnız falan değil. herkese küsüp kendini saraya kapatmış. ondan sonra kimse benimle oynamıyor.
oynamazlar tabi, sen jurnallerle milletin birbirine olan güveni yok edersen, elbette kimse seninle oynamaz yalnız kalırsın.
oysa halk çok defa yıldız sarayının önüne gelip;
-" hamiiit pabucu yarım, çık dışarıya oynayalım." demişlerdi.
oynamazlar tabi, sen jurnallerle milletin birbirine olan güveni yok edersen, elbette kimse seninle oynamaz yalnız kalırsın.
oysa halk çok defa yıldız sarayının önüne gelip;
-" hamiiit pabucu yarım, çık dışarıya oynayalım." demişlerdi.
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
bak, sana bir şey söyliyeyim mi
vardır ya hani bir deniz kazasından
yeni kurtulmuş bir kız çocuğunun gözleri
bir yaşam boyu şaşkın ve kımıldamadan bakan
o kadar bencilim ki anla,
sana verdim ben bu gözleri...
(bkz: bir ölü dalga)
vardır ya hani bir deniz kazasından
yeni kurtulmuş bir kız çocuğunun gözleri
bir yaşam boyu şaşkın ve kımıldamadan bakan
o kadar bencilim ki anla,
sana verdim ben bu gözleri...
(bkz: bir ölü dalga)
devamını gör...