her önüne gelen fenomenin şarkı çıkarması gibi her siyasetçi de parti kurmaya başladı. tengri bizi menen.
devamını gör...

neşe, dert, aşk neşet ertaş.
devamını gör...

1. akraba
2. özgüvensizlik
3. işsizlik
.... ilki, son ikisini; son ikisi de, birbirini tetikler. bu bir kısır döngüdür.
devamını gör...

tanım : çiçeksepetinin yaşattığıdır.

yarimin annesine, anneler günü için bir çiçek göndermek istedim.
çiçeksepetinden bir ürünü seçip, teslimat tarihi belirledim ve ödememi yaptım.

teslimat tarihi öğleden sonra gözükmesine rağmen, sevdiceğimin annesine şafak operasyonu yapar gibi teslimat yapılmış.
evet sevgili kafa yazarları, kadının kapısı 06.15'de çalınmış ! *.

evde de köpekleri var, kapı sesinden köpek huzursuz olmuş havhav...
kadın uyku mahmuru noluyoor yaa diyerek bi çırpınışla yataktan kalkıp kapıya koşması...
köpek sesinden apartmanın pazar sabahı 06.15 de ayağa kalkması...
finalinde bir çiçek.
çiçeği gönderen ben.
bunca yaygaraya sebep olan ben.

çiçek gönderip jest mi yaptım, polisi arayıp uyuşturucu baskını mı yaptırdım belli değil.

en güzel duyguların katilisin çiçeksepeti !

resim 1

resim 2

not : bir de utanmadan, 09.20 de dalga geçer gibi mesaj atıyorlar, siparişiniz teslim edilmek üzere servise verilmiştir diye.
devamını gör...

#1532645 keşke yazdığım şeyi anlayabilecek kapasiteye sahip olsa dediğim yazar tanesi. o aynı zihniyet dediğin kişiye şapur şupur yalar gibi beğeni atacağına yazdığım şeyin onun mantığına göre normal olduğunu kavrayabilsen keşke. cinayet işlemeye meyilli olsam şimdiye burada değil cezaevinde olurdum a..k..
gerçi 21. yy'da hala solu savunan birine de az keşke'li cümle kurmak mümkün değil ama neyse.
buradan rica ediyorum. black rose immortal dışındaki solcular gelip nickaltıma pislemesinler.

nickaltımdaki edite cevaben edit: evet artıladım. ben saklanmam arkasında dururum. aramızdaki fark bu. türkiye cumhuriyetine saldıran asalaklardan beğenileri geri çekip şov yapma be. adam gibi dur hareketinin arkasında. birazcık adamlık ihtiyacın varsa sadakasını vereyim. lakin sonra ula bu gömlek bana niye bol geldi diye sorma ama. ben buyum işte. canım sıkılır aldattıllı trol başlıklar açarım, dalga geçerim ama iş ciddiye binerse ardında durmasını da bilirim.
yılmaz güney hakkındaki beğeniyi geri çekmişsin kıro hayırdır ahahahaha. keşke ekran görüntüsü alıp geri vitesini belgeleseydim. kime bulaştığına dikkat et. öyle bir ayar veririm ki gırtlak kanseri olursun.
devamını gör...

a-pnea; yani 'solunum durması, solunumsuzluk' anlamına gelen, uyku esnasında yirmi saniyeden fazla süren solunum durması ataklarıyla karakterize olan ve bu noktada vücudun oksijensiz kaldığını fark etmesiyle aniden uyanma(arousal denir) şeklinde kendini gösteren tablodur. kişinin uyku apnesi yaşadığını farketmesi en önemli adımdır. eğer uykuya yeterli süre ayırdığı halde sabah uykusuz kalkıyorsa bu durumdan şüphelenebilir. uyku apnesi tespit edildiği takdirde tedavisi kolaydır ancak tespit edilmezse solunum durma atakları sebebiyle vücutta zamanla biriken karbondioksit düzeyi sonunda kişinin ani ölümüne yol açabilir. hatta bu insanlar yakınları tarafından "akşam uyudu, sabah bir daha kalkamadı" şeklinde tarif edilebilir.
devamını gör...

binlerce kilometre öteden bile görülen ve hissedilen gerçek.

twitter üzerinden kendilerine edilen hakaretler karşısında öyle bir korkmuşlar ki filistin'e bile sığınan olmuş koka kola stoklarını yanlarında götürerek. fakat buraya kadar titremişler sadece.

onları asıl tir tir titreten şey ise t ile başlayan halkın ve devletin tepkisi olmuş. lut gölü'ne saklananlar mı dersiniz intihar edenler mi dersiniz ağlama duvarına tırmanmaya çalışanlar mı dersiniz korkudan kafayı yemiş durumdalar.

yapmayın dostlar. türkiye diye ülke var bir de oraya bakın derim, kendi vatandaşına insan muamelesi yapmayan hani. ben öyle duydum yani, inanmıyorum tabii ki.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kadın iç sesimiz (bkz: nerede yaşıyor lan bu?)*
devamını gör...

ne olursa olsun ne yaşarsam yaşayayım beni ayakta tutan sözlerdir.
ben hayata hayatı yaşamaya geldim kimsenin ne dediği umrumda değil hayat kısa ve ne zaman biteceği belli olmayan bir kavramdır. o yüzden herkes her zaman zaten konuşur. onların yaptığı tek şey zaten konuşmak yapabilecekleri başka şeyler olsaydı herhalde yaparlardı. o yüzden takmamak...
insanları takmamak belki de hayatı yaşamanın küçük bir tüyosudur
hedeflerim ve inançlarım doğrultusunda yaşıyorum inşallah yaşadığım sürece bunları bilerek yaşarım.

ınsanı ayakta tutan iskelet ve kas sistemi değil; insanı ayakta tutan inan inançları ve prensipleridir.
-albert einstein-
devamını gör...

alın lan fotoğraf sizin köpeğiniz olsun 2.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

1. kanlı kilise
2. puskin
3. öyle düz asker.
4. kazanski sobor.
devamını gör...

buraya yazmam gerekiyor gibi hissettim , çünkü yıllar sonra birisi kalbimde karnımda kelebekler açtırdı. yurt dışına taşındığım 5 senelik bir ilişkim vardı, ilişkimizin son 1-2 senesi o kadar kötüydü ki. sürekli manipüle ediliyordum, bir sorunumu anlatmaya çekiniyordum, ne zaman ağlasam güçsüz olduğumu söyleyip beni güçlendirmeye çalışıyordu. her neyse geceleri ona bakıp ben bu adamı çok seviyorum bir gün biterse ne yaparım diye ağlayan bendeniz bir gün şak diye “ yeter bitsin “ diyip bitirdi. sonra hayatımın en parlak bekarlık zamanlarını yaşadım, öyle böyle değil. yurt dışında da yaşadığım için girmediğim ortam, tanışmadığım kişi kalmadı. farklı ırktan insanlar, partiler, elit buluşmalar vs derken kimseyi sevemediğimi anladım. sonra onunla tanıştım. benden tamamen zıt, görebileceğiniz en klasik kızıl saçları olan klasik bir ingiliz beyiydi kendisi. bense 23 yaşında dövme sanatçısı , türk, ingilizceyi 1 senedir öğrenmekte olan piercing dövme kaplı partilerde takılan bir kız. efendim ne mi oldu, biz bu arkadaşla tinderda tanıştık, amacım tamamen kısa flörtlerdi derken bir anda en yakın arkadaşım oldu. bana kimsenin yaklaşmasını gibi yaklaştı, bana koşulsuz sevgisini şefkatini sundu, aileme ne kadar değer veriyorsam aynı değeri verdi onlar için türkçe öğrenmeye başladı, telefonda bu hayatta en değer verdiğim kadınlardan birisi babaannem ile tanıştı ( ehehehe bu sene el öpmeye gelecek abileri ablaları ), en gergin hissettiğim hırçın olduğum zamanlarda bile içimde ki canavarı susturdu sakinleştirdi kedi gibi bir şey yaptı. şimdi bakıyorum da ben sanırım aşığım bu adama. iki farklı dünyayı birleştirdi bizim için, ve en önemlisi onunla evde otururken saçlarımı severken kocaman gülümsemesi çilli suratıyla “ aşkım” demesinin bağımlısı oldum. bunca sene kendi dilimi kültürümü paylaştığım insanlar beni anlamadı, mutsuzken ben beni dinleyecek, anlayacak birini ararken herkes çözüm aradığımı sandı. aşkın hep acı çekmek olduğunu sanarken aslında aşkın yaralarını sardığını , çocuklar gibi sokakta gecenin yarısı bir kilisenin bahçesinde yağmur yağarken dans etmek olduğunu öğretti.bir anda anlamadım belki aşık olduğumu ama çalışma masamda ki fotoğrafımıza her sabah gülümserken bulduğumda kendimi anladım aşık olduğumu.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ya seve seve, ya s*ke s*ke gideceksiniz ! burası türk yurdu, arap diyarı değil. sizi de bu ülkenin mayasını bozmaya çalışanlarla beraber söküp atacağız !
devamını gör...

duygusal filan değiller, benciller..
erkeklerinin hepsi kız gibi, insanı göbeğinden çatlatır,
adaletsizler, net..
herkesin heryerde onlara ayrıcalık yapmasını isterler, herkesde mecbur sanırlar, öyle davranırlar, anlatamazsınızda, heryerde karın ağrısı, her yerde pürüz dür bunlar, herşey onların hakkı,
zaten non-stop size küsmüş olduklarından iletişim de kuramazsınız
ruhları zorbadır, şiddete en meyilli burç
aynı zamanda şiddete en çok kafa yoran burçtur, çünkü sadece fiziksel değil, psikolojik şiddetle en çok uğraşanlarda bunlardır,
cezaevlerindeki suçluların %90 ı
ruh hastalarının %90 ı tam hatırlamıyorum 99 da olabilir, bu hasta ruhlar hep yengeç burcudur, tesadüf değildir
tecrübeylede sabittir, verdikleri sözü tutmazlar, cimridirler, çünkü hep almak isterler, herkes hep beni düşünsün isterler..
öyle anaç filanda değildirler..
erkekleri feminen olur, karakterleri kadın gibidir..
kadını ayrı mız mız.. bir tane müdürüm vardı, 50 li yaşlarda dul, fal baktırmaya gidip gidip, falımda sen çıktın sen beni kıskanıyormuşsun derdi, benim kıyafetlerimin aynısından alıp giyerdi, bir dönem bir sevgilim olmuştu ama böyle, çiçekler filan işyerime gelirdi almaya, yakışıklıydı da, gitti reddettiği adamla görüşmeye başladı, çıkmaya başladı, getirdi benimle tanıştırırdı özellikle, bana çok aşık diye bana anlatırdı..
ömür törpüsü insanlar..
devamını gör...

ha, tamam, 'cumhurbaşkanımızın talimatıyla ' demiş ya, sorun morun kalmadı demektir bu .
devamını gör...

amin maalouf'un yapı kredi yayınları tarafından yayımlanmış kitabı.

amin maalouf 2011 yılında claude lévi-strauss’un ardından fransız akademisi’nde 29. koltuğa seçildi. bu seçimin ardından maalouf, her zamanki titizliği ve ayrıntılara olan düşkünlüğüyle, 29 numaralı koltuğun ilk sahibi pierre bardin’den (1590-1635) selefi claude lévi-strauss’a (1908-2009) varıncaya dek, fransa’nın siyasi ve kültürel tarihinin satır aralarında bir kazı çalışmasına giriştiği kitaptır.

maalouf bu kitabında arka kapak yazısında da belirtildiği gibi, fransız akademisi’nin 29 numaralı koltuğuna seçilip de kendisinden önce bu "seçkinler topluluğu"na seçilen herkesin yaptığı gibi halefini anlatacağı konuşmasını yapmak üzere masasının başına oturduğunda onu içine çeken bir hikayeyi, son halkası olduğu bir halef-selef silsilesini, fransız akademisi'nin kuruluşundan itibaren üyeliğe seçilen kişilerden 18'inin hikayesini anlatır. kitapta ansiklopedik bilgiler olduğu gibi dedikodular, samimi yorumlar, açığa çıkarılmış sırlar ve elbette itiraflar var. fakat bu hikayeler veya diğer bir deyişle serbest yaşam öyküleri yalnız biyografik derlemelerden ibaret değiller. birbirini takip eden her bir bölümde yazar, fransa'nın dört yüzyıllık askeri, siyasi, sosyal ve kültürel tarihini ve kimi adayın seçilişinde bu faktörlerin etkisini dile getirdiği eserdir.
devamını gör...

bütün dinginliğimle gizliden gizliye katılıp kulak misafiri olacak, bir yandan taze sıkılmış portakal suyumu yudumlarken bir yandan da "eheh bunun sesi de ne komikmiş be" nidalarıyla eğleneceğim. şimdi siz düşünün.*

şaka maka kafa sözlük ilk dj'lerine kavuşuyor. vay be! elimizde büyüdü namussuz.*
devamını gör...

#682615 aynen.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

en muhteşem yazar kim bilemem * ama en muhteşem yazarın kim olmadığını çok iyi biliyorum, şu sözlüğe yeni gelen egoist yazar var ya, neydi nick’i ya, hırvatlı bir şeydi, işte o. o hiç değil.
devamını gör...

farkında olmasalar da öğretmenlerimizin "kadın-erkek ayrı sınıflarda, hatta okullarda eğitim görsün" şeklinde yapılan yobaz beyanlara karşı gerçekleştirdiği harika bir başkaldırıdır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim