dünyada dini inançsızlığın artması
çünkü din artık tüm dünyada ruhani bir inanç kültürü olmaktan çıkıp, halkın özellikle de ülkeleri yönetenlerin, kişisel çıkarları uğruna kullanmaktan çekinmediği bir meta haline dönüştürüldü...
biz, bu iş bizde böyle diye düşünürken, daha bir kaç ay önce, abd başkanlık seçimleri öncesinde trump'ın elinde incil sallayarak propaganda yapması, dinin dünyada nereye getirildiği konusuna yeni ve taze bir örnek...
biz, bu iş bizde böyle diye düşünürken, daha bir kaç ay önce, abd başkanlık seçimleri öncesinde trump'ın elinde incil sallayarak propaganda yapması, dinin dünyada nereye getirildiği konusuna yeni ve taze bir örnek...
devamını gör...
çay demlemek
aynı malzemeler le aynı sürede aynı şekilde yapılsa bile demlenen çayın tadı demleyen kişiye göre değişir bence. herkesin yapamayacağı, ölçüyü tutturamayacağı bir eylemdir.
devamını gör...
türkiye'de bekçi şiddetinin gittikçe yaygınlaşması
bence bunlardan kurtulmak içinde gelmeli 2. mahmut. ne oluyor ya bu ülkeye. dört-beş kişinin birini yere yatırıp dövmesi ne demek. üstelik çocuk olmasına bile bakmıyorlar. neyi tatmin ediyorlar bu şekilde?
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydıııın sözlük ahalisi. bugün yeni bir ay başlıyor koşun hadi aylık hedef belirleyin, plan yapın, şöyle kendinize bir kahve ısmarlayın. bu ay da her şeyi halledecek umudumuz var; daim olsun! *
devamını gör...
övünmek gibi olmasın ama
aklı başındaki kişiler yeteneklerinden gurur duymazlar,dedi bayan maudie.
(harper lee-bülbülü öldürmek)
(harper lee-bülbülü öldürmek)
devamını gör...
selahattin demirtaş
hukuk okuyanların kendisini, gerçekte ne için içeride yattığını anlayamayacağı, hukuktan çok anlayanlar(?) tarafından dile getirilen hukukçu, siyasetçi.
mevcut konjonktürde işini korkusuzca yapan kimi aktivist siyasetçi ve gazetecilerin, hukukçuların da kendisini desteklemesi az buçuk resmini çizer aslında tablonun. demirtaş'ın da hdp'lilerin de gerçekte niye içeride olduğunu kestirmek zor değildir manidar zamanlamasıyla.
binaenaleyh alışagelmiş milliyetçi kafayla, terörize ederek sezar'ın hakkı sezar'a vermeyip bu kez gerçekten siyaseti dağa taşır, keyfi tutuksuz yargılamalara zemin hazırlayıp yağ sürersiniz birilerinin ekmeğine.
bunu da yarım yüzyıl daha yapacağız gibi duruyor görünüşe bakılırsa. iyi olur zahar.
mevcut konjonktürde işini korkusuzca yapan kimi aktivist siyasetçi ve gazetecilerin, hukukçuların da kendisini desteklemesi az buçuk resmini çizer aslında tablonun. demirtaş'ın da hdp'lilerin de gerçekte niye içeride olduğunu kestirmek zor değildir manidar zamanlamasıyla.
binaenaleyh alışagelmiş milliyetçi kafayla, terörize ederek sezar'ın hakkı sezar'a vermeyip bu kez gerçekten siyaseti dağa taşır, keyfi tutuksuz yargılamalara zemin hazırlayıp yağ sürersiniz birilerinin ekmeğine.
bunu da yarım yüzyıl daha yapacağız gibi duruyor görünüşe bakılırsa. iyi olur zahar.
devamını gör...
save ralph
bu konu hakkında konuşmamayı tercih etmiştim ancak artık iş iyice çığırından çıktı. kozmetik denilince aklına sadece makyaj malzemesi gelen ve her kozmetik markasının hayvanlar üzerinde deney yaptığını sanan bir grup cahil insan makyaj yapanları linç etmeye başlamış. öncelikle şuna bir açıklık getirmek lazım: kozmetik ürünler sadece makyaj malzemelerini kapsamıyor. aynı zamanda bebek bezi, ped, tıraş köpüğü, sabun, duş jeli gibi ürünler de bu kategoride yer alıyor. anlamamız gereken bir başka şey ise bütün markaların hayvanlar üzerinde deney yapmadığıdır. bu konu hakkında çok hassas olan bir insan olarak zamanında gerekli araştırmamı yaptım. kozmetik ürünler ve makyaj malzemeleri kullanıyorum evet. ancak fark ettim ki türkiye'de fiyatı sebebiyle tercih edilen ve yaygın olan markaların bir çoğu cruelty free yani hayvanlar üzerinde deney yapmıyor. örneğin avon bu konuda bir öncü durumunda. kendi internet sitelerinde paylaştıkları bilgiye göre 30 yıldır hayvan deneyleri yapmayan ilk büyük markalardan biri buradan.
bu markalar hakkında daha fazla bilgi almak için benim önceden açmış olduğum başlığa göz atabilirsiniz: (bkz: hayvanlar üzerinde deney yapmayan kozmetik markaları).
yapmamız gereken şey cruelty free markaları yaymakken, insanları linç ediyor oluşumuzu gerçekten anlayamıyorum. hayvanlar üzerinde deney yapan markaları kullanan insanları bilgilendirmenin yolu sosyal medyada olur olmadık sallamak değil. alternatifleri olduğunu göstermek.
değinmek istediğim bir başka konu ise bu reklam filmi üzerinden güya "kara mizah" yapanlar, bunu paylaşanlar ve buna gülenler. gerçekten bu kadar hassas bir konuyu oyuncak ettiniz. bu mizah falan değil. zira mizahın da bir sınırı var. gerçekten artık böyle hassas konular üzerinden meme yapmaktan falan vazgeçin. inanın hiç komik değilsiniz. bu toplum daha ne kadar kötüye gidebilir derken her gün bir tık daha kötüsüyle karşılaşıyoruz. sizden ricam bir konu hakkında toplumun bir kesimini linç etmeden veya "mizah" yapmadan önce araştırmanız. okuyun yahu okuyun. zor değil.
son olarak tüm markaları aklımızda tutmamız zor olacağından bir ürün alırken cruelty free olup olmadığını anlamak için ürün ambalajında yer alan bazı sembolleri aşağıya bırakmak istiyorum. eğer bu sembollerden biri ürün üzerinde yer alıyorsa bilin ki bu ürün hayvanlar üzerinde deney yapmıyor.
bu markalar hakkında daha fazla bilgi almak için benim önceden açmış olduğum başlığa göz atabilirsiniz: (bkz: hayvanlar üzerinde deney yapmayan kozmetik markaları).
yapmamız gereken şey cruelty free markaları yaymakken, insanları linç ediyor oluşumuzu gerçekten anlayamıyorum. hayvanlar üzerinde deney yapan markaları kullanan insanları bilgilendirmenin yolu sosyal medyada olur olmadık sallamak değil. alternatifleri olduğunu göstermek.
değinmek istediğim bir başka konu ise bu reklam filmi üzerinden güya "kara mizah" yapanlar, bunu paylaşanlar ve buna gülenler. gerçekten bu kadar hassas bir konuyu oyuncak ettiniz. bu mizah falan değil. zira mizahın da bir sınırı var. gerçekten artık böyle hassas konular üzerinden meme yapmaktan falan vazgeçin. inanın hiç komik değilsiniz. bu toplum daha ne kadar kötüye gidebilir derken her gün bir tık daha kötüsüyle karşılaşıyoruz. sizden ricam bir konu hakkında toplumun bir kesimini linç etmeden veya "mizah" yapmadan önce araştırmanız. okuyun yahu okuyun. zor değil.
son olarak tüm markaları aklımızda tutmamız zor olacağından bir ürün alırken cruelty free olup olmadığını anlamak için ürün ambalajında yer alan bazı sembolleri aşağıya bırakmak istiyorum. eğer bu sembollerden biri ürün üzerinde yer alıyorsa bilin ki bu ürün hayvanlar üzerinde deney yapmıyor.

devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
yayını dinleyenlere bakıyorum da sayıları onlar yüzler belki binler... farklı evlerde, farklı kültürlerde hatta farklı ülkelerde büyümüş insanlar...
dışarıdan bakınca birbirleriyle burada yazmak dışında benzerlikleri yok. fakat hepsi anlaşmış ve bu yayın için buluşmuş. aslında hepsinin, hepimizin bir benzerliği daha var müziğin bir şeyleri değiştirebileceğine inanmak.
içimizdeki sıkıntılarımızı rahat konuşamadığımız ve içimizi dökemediğimiz için buraya gelmişiz. buraya gelmişiz neşelenelim neşeyle dolalım diye. bizim yerimize içini dökebilenlerin iç yansımasını dinliyoruz. yani şarkıları. şarkının içindeki o hoş notalarda, şiirin mısralarında, yazarın kaleminden bir metinde kendimizi dair şeyler arıyoruz. bulmaya çalışıyoruz...
konudan konuya atladım ama asıl anlatmak istediğim şey sanatın mucizesi. canlarım derlemelerinize hayran kaldım ve kalmaya devam edeceğim. sizin sayenizde sanata olan hayranlığım daha da arttı. sağolun. şükranlarımı sunarım.*
dışarıdan bakınca birbirleriyle burada yazmak dışında benzerlikleri yok. fakat hepsi anlaşmış ve bu yayın için buluşmuş. aslında hepsinin, hepimizin bir benzerliği daha var müziğin bir şeyleri değiştirebileceğine inanmak.
içimizdeki sıkıntılarımızı rahat konuşamadığımız ve içimizi dökemediğimiz için buraya gelmişiz. buraya gelmişiz neşelenelim neşeyle dolalım diye. bizim yerimize içini dökebilenlerin iç yansımasını dinliyoruz. yani şarkıları. şarkının içindeki o hoş notalarda, şiirin mısralarında, yazarın kaleminden bir metinde kendimizi dair şeyler arıyoruz. bulmaya çalışıyoruz...
konudan konuya atladım ama asıl anlatmak istediğim şey sanatın mucizesi. canlarım derlemelerinize hayran kaldım ve kalmaya devam edeceğim. sizin sayenizde sanata olan hayranlığım daha da arttı. sağolun. şükranlarımı sunarım.*
devamını gör...
yazarların bu ara en çok dinledikleri şarkı
pinhani - aşk bir mevsim
bugün günlerden senden sonra
aşk bir mevsim, gelmez bir daha
yalnız kalmak korkutmaz ki
alışır bu şehir, alışır elbet yokluğuna.
bugün günlerden senden sonra
aşk bir mevsim, gelmez bir daha
yalnız kalmak korkutmaz ki
alışır bu şehir, alışır elbet yokluğuna.
devamını gör...
varoluşun verdiği eşsiz acı
irade kavramıyla savaşmaktır çoğu zaman. bu savaşı her tarafta vermek, sancıyı,acıyı yarattığı olumsuz duyguyu ansızın tetikler. cephe savaşı değil bu beynin muhasebesi. beynin her konuya bir eleştiri getirir. ondan kaçamazsın. seni her yerde yakalar, düşünmeden duramazsın. sanırsın bu sızı bir tek sende var. çünkü herkes olması gerektiği gibi sanki proglanmış bir robot. çevrende basit ama olması gerektiği gibi bir gülümseme takınan ya da duygusuz ifadeye bürünmüş varlıklar. hep aynı soruları soran, bilmediğini anlamaya çalışmayan, kendi çatışmana fırsat vermeyenler bunlar. onlara gülemezsinde hem onlara hem kendine acırsın. onların yerinede acı çekersin.
bireysel, toplumsal- yerli beki de yersiz etraflıca düşünmeni gerektirecek bu muhasebe yeteneği sanma sana huzur verecek?
eşsiz olan şey kendinle yapman gereken çatışmalar gerektirecek. sana karmaşık bir duygu, yanılgı, vesvese getirecek. tadı acı çünkü kaybolmayı ve korkmayı getirecek. tüm yansıma ve yanılsamalarına toptan bir ah çekip öfke nöbetine sürükleyecek. bu ve buna benzer bir sürü şey. bilmem tarif edebildim mi?
buraya gelmişken bir sancı bırakayım:
dünya mümkün dünyaların en iyisi, hayat insana hediye ise ıstırap ve acı niye vardır o zaman?
her şey anlaşıldı, nasıl yaşanacağını anlamak dışında.
bireysel, toplumsal- yerli beki de yersiz etraflıca düşünmeni gerektirecek bu muhasebe yeteneği sanma sana huzur verecek?
eşsiz olan şey kendinle yapman gereken çatışmalar gerektirecek. sana karmaşık bir duygu, yanılgı, vesvese getirecek. tadı acı çünkü kaybolmayı ve korkmayı getirecek. tüm yansıma ve yanılsamalarına toptan bir ah çekip öfke nöbetine sürükleyecek. bu ve buna benzer bir sürü şey. bilmem tarif edebildim mi?
buraya gelmişken bir sancı bırakayım:
dünya mümkün dünyaların en iyisi, hayat insana hediye ise ıstırap ve acı niye vardır o zaman?
her şey anlaşıldı, nasıl yaşanacağını anlamak dışında.
devamını gör...
kadınlar parasız erkeği sevmez
kısmen doğru önerme. dayılarımı sevmiyorum mesela. anneannem yüzünden çalışmadan hiçbir çaba sarfetmeden totoları sıkıştıkça annemlerden asalak gibi geçindikleri için. yoksa üç-beş ne olursa kazansalar, çaba gösterselerdi, severdim. anca dert getiriyorlar.
ha başlıkta kastedilene gelince de, halt etmişsiniz siz!
ha başlıkta kastedilene gelince de, halt etmişsiniz siz!
devamını gör...
kadir mısıroğlu
zavallı kelimesini dahi ona çok göreceğimiz, din kisvesi altında halkı yobazlığa, kutuplaştırmaya, atatürk'ümüze düşmanlığa sürüklemeye çalışan; sapık zihniyetli ruh hastasının tekiydi*. velhasıl ateşi bol olsun..
devamını gör...
sevgilinin annesiyle tanışmak
hayatımla ilgili hiç değişmeyen şey şudur. flört döneminde erkek beni bir heyecanla gider anneciğine anlatır ve annesi beni hiç tanımadan istemez. zatiler anne özlemi ile büyümüş bir çocuk olarak beni hiç tanımadan istemeyen o anneler nedenli hep bir yanım eksik ve kırık kalmıştır, olsundur. zamanla bir kabullenme hali başladı, kimsenin annesi ile tanışmadım, hep kaçtım. en baştan istenmedim zaten, erkeğin zorlaması ile bir şeyler düzelmez diye düşündüm. hiç tanımadığı kızları istemeyen annelerin kutsallığına ve iyiliğine güzelliğine inanmadım.
ben de bi kez eski sevgilimin annesi ile tanışmıştım. öncesinde beni hiç istemeyen teyze sanıyorum unuttu olanları, aynı ortamda karşılaştık, bir süre sohbet ettik, ah minnoşum benim diye sarılıp birbirimizi teselli edecek noktaya gelmiştik. yeni gelinini anlatmıştı, onun dedikodusunu yapmıştık uzun dakikalar. oğluyla ben evlensem benim dedikodumu yapar, eve nasıl el bombası attığını anlatırdı muhtemel.
yasık..
ben de bi kez eski sevgilimin annesi ile tanışmıştım. öncesinde beni hiç istemeyen teyze sanıyorum unuttu olanları, aynı ortamda karşılaştık, bir süre sohbet ettik, ah minnoşum benim diye sarılıp birbirimizi teselli edecek noktaya gelmiştik. yeni gelinini anlatmıştı, onun dedikodusunu yapmıştık uzun dakikalar. oğluyla ben evlensem benim dedikodumu yapar, eve nasıl el bombası attığını anlatırdı muhtemel.
yasık..
devamını gör...
cenk’in arka bahçesi
bir türlü yayınına konuk olup işemeli mişemeli hikayemi anlatamadığım yazar tanesi. madem yayın yapınca denk gelemiyoruz, ben de böyle anlatayım. dilerse o billur sesinden sizlere yayında da okur, arkamdan gülersiniz. sonra yayına bağlayıp daha çok gülebiliriz de. problem değil.
şimdi efendim, ben çok küçük bir çocukken annem hanımefendi tuvaleti işgal eylemiş. ben de küçük vücuduma daha fazla söz geçirememiş, yere işemeyle işeyecek başka bir alternatif bulma arasında savaş verirken gözüme kocaman saksıdaki ağacımız çarptı (palmiyemsi bir çiçek aslında. ama ağaç gibi değişik). ben de çüydürdüm dibine.
1 hafta orası çiş koktu. annem kanepede çiçeğin olduğu tarafa her oturduğunda "burası bi garip kokuyor yahu. çiş gibi sanki" dediğinde ben halının desenlerini izledim, tavandaki gölgelerle oynadım, ağacın yapraklarını saydım (18 tane), falan filan... bu da böyle bir anımdır.
adama anlatmak nasip olmayınca geçenlerde anneme anlattım. terlikle kovaladı beni. üzgün suratlı smayl.
şimdi efendim, ben çok küçük bir çocukken annem hanımefendi tuvaleti işgal eylemiş. ben de küçük vücuduma daha fazla söz geçirememiş, yere işemeyle işeyecek başka bir alternatif bulma arasında savaş verirken gözüme kocaman saksıdaki ağacımız çarptı (palmiyemsi bir çiçek aslında. ama ağaç gibi değişik). ben de çüydürdüm dibine.
1 hafta orası çiş koktu. annem kanepede çiçeğin olduğu tarafa her oturduğunda "burası bi garip kokuyor yahu. çiş gibi sanki" dediğinde ben halının desenlerini izledim, tavandaki gölgelerle oynadım, ağacın yapraklarını saydım (18 tane), falan filan... bu da böyle bir anımdır.
adama anlatmak nasip olmayınca geçenlerde anneme anlattım. terlikle kovaladı beni. üzgün suratlı smayl.
devamını gör...
normal sözlük instagram hesabı
mevcut olan ve daha da aktif olacağına inandığım hesap. ve yine aktif olarak kullanılırsa sözlüğe kuşkusuz katkı sağlayacağına inanıyorum. reklamın iyisi kötüsü olmaz. yapıştır geç.
ekleme: ben de yanlış yeri takip ediyomusum ellam. neyse kamyon şoförü sağolsun.
ekleme: ben de yanlış yeri takip ediyomusum ellam. neyse kamyon şoförü sağolsun.
devamını gör...
sözlükteki kavgalardan uzak duran efendi yazarlar
savaşmak yerine sevişmeyi seçen zevk sahibi yazarlardır.
devamını gör...
madalyası olmayan bir yazarı ciddiye almak
madalyası olan ve olmayan yazarların hiçbir farkı yoktur, her ikisi de aynı oranda ciddiye alınır.
burada şunun ayrımını yapmak gerekir, yoldaş benjamin franklin ve iko araştıran, başlıkları olabildiğince iyi şekilde açıklayan yazarların motivasyonunu artırmak için madalya sistemini getirmişler ve bence güzel de bir iş yapmışlardır. isteyen madalyalık tanım girer, isteyen kendi istediği gibi devam eder.
önemli olan karşılıklı saygıdır. durduk yere insanların emeklerine *ok atmaya gerek yok..
burada şunun ayrımını yapmak gerekir, yoldaş benjamin franklin ve iko araştıran, başlıkları olabildiğince iyi şekilde açıklayan yazarların motivasyonunu artırmak için madalya sistemini getirmişler ve bence güzel de bir iş yapmışlardır. isteyen madalyalık tanım girer, isteyen kendi istediği gibi devam eder.
önemli olan karşılıklı saygıdır. durduk yere insanların emeklerine *ok atmaya gerek yok..
devamını gör...
türkiye'nin genel sorunları
-cahillik
-işsizlik
-siyasal islam
-yetersiz eğitim
-paramızın hayatta kalmaya bile yetmiyor oluşu
-aşırıya kaçan fanatiklik
-herkesin kendini düşünmesi
-günlerimizin elimizden akıp gidiyor oluşu ama hiçbir şey yapamamamız
.
.
.
-işsizlik
-siyasal islam
-yetersiz eğitim
-paramızın hayatta kalmaya bile yetmiyor oluşu
-aşırıya kaçan fanatiklik
-herkesin kendini düşünmesi
-günlerimizin elimizden akıp gidiyor oluşu ama hiçbir şey yapamamamız
.
.
.
devamını gör...
ablalar
uzun zaman önce ayaklar baş başlar ayak olmamışken, okyanus ötesindeki hain henüz hocaefendi iken, malum yönetimdeki siyasiler ayaklarını öperken, ablalar oluşumu her ilde vardı. bunlar okullarda okuyan aynı zamanda yurtlarda ve malum cemaatin evlerinde kalan genç ve taze beyinleri zehirliyorlardı. ablalar diyince benim aklıma malum oluşum geliyor.
devamını gör...