vasiyeti olmayan ölüler ülkesi
ne güzel diyordu şarkıda, bir varmışım bir yokmuşum diye, yaşlanmakla eskimek aynı şey mi?, yoksa yaşamak beklenen ve bilinen sona gitme -me- biçimi midir? değilse çalışmayan televizyona, kumandaya, çocuğa ve başkasının düşüncelerine vurmak bir çalıştırma biçimi midir? 15 güne ölür ile 15 güne olur arasında ne kadar umut farkı vardır?, yoldan çıkan bir arabanın lastiğini ve yoldan çıkan bir aşkı yola koymak için direksiyonu ne tarafa kırmak lazımdır?, kalbi sürgüne giden birine iyi yolculuklar dilemek ayıp mıdır günah mıdır? bilinen en uzak yatılı bölge okulundaki ranza demiri soğukluğu kaç yaşına kadar üşütür bir insanı?, merak bu ya uçaklarda olan karakutu insanlarda olamaz mı, düşen her insanın son dediklerini duysaydı geride kalanlar?, üçgenin iç açılarını toplayabilen bir matematikçi insanın iç acılarını dağıtmadan toplayabilir mi?, hatasız bir hesap iç acıların toplamını sıfırın ispatına eşitleyebilir mi? sıfırı ispatlamaya çalışan birinden sevgisini ispatlamasını istemek paradoks mudur metafor mudur? hangi tanımadığımız şairin miras niteliğindeki tavsiyesi bu iç çekmeler, uyuyunca büyüyen sadece torunlar mı yoksa sorunlar mıdır? muhtaç olduğun suyun fazlası seni boğabiliyorsa muhtaç olduğumuz başka neler boğar bizi?, tanrı türkü korusun yerine tanrı türkü söylesin dediğimizde cehennemde yanar mıyız?, vazoyu kıran çocuğun dayak yiyince her şeyin düzeleceğini düşünmesi kadar can acıtıcı ne olabilir?, olmayanı olduran olanı niye öldürür?, ağrı ya ülkenin en doğusundadır yada kalbinin tam ortasında kelimesinin bütün suçu kalbinle beyninin sana oynadığı şizofrenik bir algı sanrısı....aynı son, emanetin bende? yokluğuna çok iyi bakacağım, huyumdur bunu hep yaparım ben… sabaha karşı 4.30 bek' 2020 eylül sonu
-----
arkadaşlar buraya bırakıyorum ihtiyacı olan kullanabilir..
devamını gör...

hindistan'da dinsel törenlerde allık olarak kullanılan kırmızımsı tonda, aşı boyalı kilin toz haline getirilmiş biçimi.
devamını gör...

akraba ziyaretlerinin bitmesi.
devamını gör...

uçurumun kıyısında nefes nefese
koşuyorsun uzun vakitlerdir
varamadın varılacağa
var olamadığın zamanlardan biri bu da

unuttun nedir hür olmak
soluduğun vakitler sığ akılların keşfedemeyecekleri
unuttun nedir var olmak
kurtulmak istediğin anlar saplandı aklına
sustun

eşiktesin bir kez daha
bir uğursuz yol ayrımı daha
doğruları söküp çıkaramadığın muhallat zihnin
neye yapışacağını bilemeyen ellerin örtmüş suretini utançla
ayakların ne tarafa yürüse şaşırmış yine
lanet adam bu kaçıncı dilemma

bu kaçıncı diye soracaksın yine bu gece
sabah olmayacak bu sefer
güneş falan doğmayacak
kalkacak tüm gerçeği arsızca saklayan perdeler
kes meraklanmayı üzülen olacak mı
bırak bi kez olsun lanet adam

kuşanamadığın cesaretin karıştı göklere
dört nala kaçtığın korkular sarar şimdi gözlerini
önceleri duyumsamadıkların ele geçirecek cılız bedenini
sadece bir dakika kabullenmeyi öğretecek sana

ömrünü hiç ettiğin kabulleniş bu
birkaç muğlak rüya çarpar suratına
tanıdık birkaç yüz belli belirsiz
uyanacağın düzmece bir beyazlık değil
dar bir sanduka, havasız ve karanlık

söz geçiremediğin fikirler yağmurları susturdu
unuttun arınmayı, karardı suretin
bıkmadın ne utanmaktan ne de utanılacak işler yapmaktan
gülüşlerin de soldu işte
solan loş ışığa şahitsin bu kez kayıp*
devamını gör...

bugün karşıma çıktı paylaşmak istedim.athena yengenizle düğünümüzde aile fotosu çektirirken bizimkiler.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

buna uğramak ölünü gömemiyormuş gibi bir his veriyor. her şey bitmiş hiç umut yok ama kabulleneceğin bir sonu yaşamadığın için bir gözün hep arkada kalıyor. o yüzden size kalıyor o son bir avuç toprağı mezara atmak. en güç olan kısım ama siz bitti demeden bitmiyor. fatih terim'liği bırakın o yüzden. önünüzdeki yola bakın.
devamını gör...

ferah kokular. ağır kokular kimi kadınların hoşuna gidiyor ama bana göre değil.
adam yanımdan geçiyor sahil gibi kokuyor. amann amann*
devamını gör...

erasmus, sıkıntısını çektiği lumbago hastalığı sebebiyle 1509 yılında, thomas more’nin davetlisi olarak ingiltere’ye gider.

yolculuğu sırasında tasarladığı ve more’nin evinde yazdığı deliliğe övgü, beş asrı aşkın süredir erasmus’un en çok tanınan ve sevilen eseri olmaya devam etmektedir.
“delilik” kavramı erasmus’un eserinde more’nin soyadının latince “morus” ve yunanca “moria” kelimelerini çağrıştırmasıyla oluşmuştur.
erasmus bu eserinde delilik kisvesi altında ironi yöntemiyle düşündürmeyi amaçlar. felsefe ile gülmecenin birleştiği yüzyıllardır yetkin olma özelliğini kaybetmemiş bir kitaptır.
devamını gör...

çocuk yapıp cami önüne bırakmak gibi bir harekettir. tam bir üşengeç profili çizer.
devamını gör...

hiçbir hakkı olmayan kölelerdir.
devamını gör...

o zaman devamı :

"yine aşınca çayın suyu boyunu
belki yeniden karşıma çıkacaksın
göz göze durup bakınca göreceğiz
neyiz ve nerelerdeyiz
bilemiyoruz şimdiii"

ayrıca, taa lise mezuniyetimizde kendilerinden canlı canlı dinleme şerefine de nail olmuşluğum vardır. kıymetlidir çok.
devamını gör...

prensesini kurtarmak için mantarları delen bir oyun karakteridir. oyunun sonunu görene helal olsun'dur.

bir kere ateşli, lavlı bölüme geçmiştim de dünyalar benim olmuştu. biz prensesi değil, prensesi kurtarmaya çalışma çabamızı, o ümidimizi seviyorduk aslında. yoksa prenses de kimmiş canım.
devamını gör...

rus edebiyatında oldukça etkili olan fransız yazardır.hatta tolstoy , eğer stendhal parma manastırı'nı yazmamış olsaydı ,kendisinin savaş ve barışı şu anki haliyle asla kaleme alamayacağını söylemiştir.
devamını gör...

bu sozluk'te de malum sözlük gibi nefret söylemi belli ki ustu kapalı bir şekilde, sinsice yapılıyor. o halde anlaşılan dilden cevap verelim

(bkz: prusyaduku) nickli sozkuk yazarı, berkin elvan'ın öldürülmesini hedef göstererek ne kadar masumca olduğunu dile getirmiş, yani çocuğun terörist oldugunu dile getirmiş, bana hiçbir yerde bir tane solcu gosteremezsiniz ki, bir şekilde polis tarafından öldürülen çocuğa terörist desin. bu yazar başka bir tanimda #320703 "benim hanım yerine bizim hanım diyen erkek" başlığında, "komünist olması muhtemel erkek" diyor. babasından bahsediyor sanırım. biz buraya sağcıların iğrenç iftiralarına maruz kalmak için yazar olmadık, sevgili yönetim. böyle bir söylemeden dolayı yazarın ceza almaması çok ilginç olmuş.

diğer yandan bu yazar kişisi, - ki hiç ilgisi yokken- 15 temmuz ile gezi olaylarını kıyaslama, direniş söyle söyle olurmuş fakan. gezi olayları bir devlet operasyonu değildi. yani devlet başkanı halkı sokağa çağırmadı bu bir, ikincisi 15 temmuzun yaşamama sebebi, ilk olarak devleti 20 yıldir yöneten akp hukumetiydi ki, erdoğan'da sorumluluğun kendilerinde olduğunu kabul etti. ayrıca, bu gruba yönelik ordu içinde uzun süredir direnen, cezaevlerinde sürünen kemalistler vardı ki, direniş arıyorsanız ilk bu insanlara bakın ve ordu tamamen fethullahcıların eline gecmediyse, yayın kalkın kemalistlere dua edin.

ya arkadaşlar, hiç bu tür meselelere gitmek istemiyorum fakat, yeter. bu tiplere neden prim veriyorsunuz? hani bu sozluk'te nefret söylemi olmayacaktı? bacak kadar çocuğa yıllar sonra kin kusmak, nedir allah aşkına?

bir diğer sözüm de sözlük ahalisine, dünya üzerinde hiçbir halk hareketi tek düze halinde, disiplinli bir şekilde ilerlemez. bahsettiğim muptezel yazar, yağmadan bahsetmis, abd olaylarında yagmanın ne olduğunu tüm dünya yeteri kadar gördü sanıyorum. ancak, ana akım medya, protestocu güruh tarafında olduğu için, abd halkından tepki gelmedi. çünkü bu meseleler güçle alakalı, aksi halde özelikle zencilerin yaptığı yagmalar herkesin malumu oldu. özetle halk hareketlerinin belirli bir disiplin içinde olmasi, mümkün değil hiçbir zaman olmadı. 1789 1848 1870 ve daha niceleri, hepsinde de benzer şeyler görüldü.

uzatmak istemiyorum, yönetime ricam şu nefret söylemine lütfen izin vermeyin.
devamını gör...

tapusunu üzerime aldığım başlık olarak kayıtlara geçsin lütfen. *
sıradaki karikatürüm, kendisi gibi tatlı bir karşılama yapan sevgili yedinci dem'e gelsin.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

geçen sene ağustos ayında yani bundan 4-5 ay önce mecliste paket halinde kabul edilen, paketin içerisinde; kişilerin kendisine ait her türlü bilgi, belge, konuşma, demeç ve söylemlerin aleyhte kullanılması veya itibarı zedeleyici unsurları oluşturması sebebiyle doğabilecek olumsuzlukları engellemek amacıyla “unutulma hakkı” olarak tanımlanan yasal hakkını kullanmıştır.

post-truth dönemin hukuki bir zeminini oluşturmak olarak bakılırsa çok tehlikelidir.
devamını gör...

kripto paralar için vergi geleceğini düşündüğüm açıklamalardır.
tweet.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ne hissedecegimi bile şaşırdım artik. neye uzuleyim neye kizayim. ve bunlar neye yarıyor? sosyal medyayi her yeniledigimde kötü bi haberle karşılaşıyorum akil sagligimi kaybettim artik..
devamını gör...

ne anlatırsan anlat, karşındakinin gözlerinde o anlamsız boşluğu görmek kötü ve işe yaramaz hissettiriyormuş.
devamını gör...

kadı yunus'tan, oduncu yunus'a,
kibrin yerini alçak gönüllülüğe,
sert mizacın yerini güzel ahlaka,
ukalalığın yerini marifete bıraktığı
müthiş bir yolculuk hikayesidir.

özellikle "taptuk emre" rolüne hayat veren, payidar tüfekçioğlu' nun (allah rahmet eylesin) başarılı oyunculuğu için dahi izlenir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim