enerjisizlik ,bitkinlik, yılgınlık, tahammülsüzlük,yorgunluk. ve tüm bunlara rağmen yapılacak bir dünya iş. depresif insanlara bir depresyondakilere iki kere selam olsun .
devamını gör...

cem adrian & hande mehan
"sen benim şarkılarımsın"
devamını gör...

gezerken gördüğüm, sloganı da “bir tost sağa bir tost bağa” şeklinde olan tost-bağa ismindeki fastfood yeme yeridir. gördüğümde gerçekten ilginç gelmişti.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

nerelisin toprağım ?
devamını gör...

pasif agresiflik, zımni öfke duyma halidir. kendine güveni olmayan, kişiliksiz insanların başvurduğu yöntemdir.

iki arada bir derede, beyaz desen değil, siyah desen değil. birine öfke duymak ama öyle ayan beyan da değil. kaynağını araştırmak gereken öfke türüdür.

şahsi fikrimi sorarsanız, böyle ezilip büzülmeye gerek yok. edilecek kelam varsa tam yerinde, tam zamanında alenen edilmelidir. sonra çok pişman olursunuz, geceleri uyuyamazsınız "vay keşke şöyle diyeydim." dersiniz.

kıps. *
devamını gör...

kumaş mendil kullanmayı seviyorum. doğum 1920 lerden öncelerine bile gider.
devamını gör...

çay fetişizminin sahte edebiyatta geldiği son nokta. gidin katiller koğuşuna bir bakın ne içiyor adamlar.
devamını gör...

'yapamaması'
devamını gör...

hikâyesi olan, derdi olan, anlatma kaygısı güden insan elbette yazacak. yazacak ki, yılların birikimi ile dolmuş olan dimağını boşaltsın. zincirden boşanır gibi yazacak ki, tüm bunlar kişinin kendisine kalmasın, başkalarına aktarılsın. insanların öğrendiklerini, yaşanmışlıklarını, tecrübelerini 24 karaktere sıkıştırmasını mı istiyorsunuz? bunun yapılmışı zaten var. o zaten sizi kesiyorsa oraya odaklanacaksınız. sözlük mantığını ayakta tutan şey ilk çıkış anından beri yazılan destanlardır. kâh sizin destan dediğiniz şeylerin yazımı da 5-10 dakika sürüyor ya orası da ayrı mevzu.

okumak disiplin gerektiren bir iş. okuma disiplininiz yoksa, size yazılan her şey destan gelir. zira burada yazılan, aslında çok da uzun olmayan şeyleri okumaktan eriniyorsanız, kitapları nasıl okuyabiliyorsunuz cidden merak ediyorum. zihin tembelliği kitap okuma alışkanlığını yok eder. şikayet bu minvalde olduğuna göre zihin tembelliğinin önüne geçmek için uzun yazmayın demek yerine, yazın da ufak ufak okuyalım, alışkanlığımızı, zindeliğimizi yeniden kazanalım demeniz lazım. hatta şikayet etmek yerine bu insanlara teşekkür etmeniz lazım.

bakın kolaycılık dediğiniz şey her yere sirayet ediyor. insanlar kitap özetleri ile kendilerini kitap okumuş saymaya başladılar. kaldı ki, sizin destan olarak nitelediğiniz iletiler, sözlüğün topu topu %20'sini ya oluşturur ya oluşturmaz. akışa şöyle bir bakın bakalım; hep sizin istediğiniz kısa cümlelerle dolu tanımlar mevcut. bırakınız, insanların hikayelerini, anılarını, yaşanmışlıklarını, tecrübelerini okumak isteyen kitle, bunları okusun. zaten yazanların bir çoğu okunma kaygısı gütmüyor. 1 kişi bile okusa kafi gözüyle bakıyorlar olaya. bir konu hakkında verilen bilgi, öneri ve anlatılan hikayenin alıcısı bellidir zaten. ve azınlıktır. işte o yüzden destan (!) yazanlar az okunmayı ama öz okunmayı tercih eden kitle.

akışı kısa iletilere boğan ya da geyiğin boynuzunu sivriltenlere de bir zararları yok. kaldı ki, onları da eleştirmiyorum. zira yaş itibarı ile şu anda hepsi biriktiriyor. birikip, taşmaya başladıkları zaman onlarda kelimelerinin önüne geçemeyecekler, anlatma kaygısını yenemeyecekler ve yazmaya başladıklarında artık kısa cümleler kuramadıklarını fark edecekler. ha kimi testiyi 10 sene de doldurur, kimi 30 sene de doldurur ama o testi emin olur dolar ve bir gün siz de destan yazmaya başlarsınız.

şimdi şurada iki satır yazdığım şey misal destan olarak nitelenecek ve bunu yazmak 5 dakika mı almadı. beş dakika parmak egzersizi de mi yapmayalım arkadaş?*

siz akışa odaklanın derim, destan yazanlar kendi köşelerinde yazıp, çiziyor zaten. okumak isteyen de gelip okuyor. bak şimdi aşk olsun ! destan deyince aklıma grup destan geldi. öyle de bir grup vardı mesela ve onunla ilgili komik bir anım var. onu şimdi iki satırla nasıl çiziktireyim? hem onlar şarkı da ne diyordu? ''ayvası var narı var.'' siz ayvayı tercih ediyorsunuz diye narlar yok olacak değil ya! netice de atadan yadigar *
devamını gör...

sanırım iki tip durumdan kaynaklanıyor:

ilki narsist kişilikli insanların, kendilerine karşı daha da ilgi, sevgi, nefret v.s. beslenmesi arzusu,

ikincisi ise çok hassas, naif kişilikli insanların bu dünyadaki düzende hiçbir zaman anlaşılamadığını düşünüp "en azından giderken sitemimi saklamayayım" motivasyonu.

ilk grup değil de ikinci grup boğazda bir düğümlenme hissi bırakıp gidiyor ne yazık ki.
devamını gör...

oysa benim ruhumda savaş var, durmadan ölüyor içimdeki insanlar.
devamını gör...

her ortamda vardır bunlar. hani öyle dili çok iyi bildiklerinden değildir çoğu zaman. ancak lise grameri ve diliyle konuşurlar. galatı meşhur desen bilmezler. ağızlarında çürütemedikleri tek sakız de da bağlacıdır. türk dilinin kaç harfi vardır, hangi harfler hangi dilin ve kültürün etkisiyle yerleşmiştir haberi yoktur. x veya w ile yazılan bir kelime varsa küplere binerler, yabancı sözlere tahammülü yoktur. hatalı bu diye bas bas bağırırken hata sözcüğünün arapça kökeninden habersizdir.
ama olsun yine de onlar ye kürküm yecilerdir. içerik nedir ki şeklin yanında onlara göre.
verecek bilgisi yoktur, sözlerinin yarısı yanlış, yarısı eksiktir ama olsun o "ki" bağlacına abanmıştır
mantıklı argüman sunamaz, eşek gibi anırır ama olsun "veya" bağlacı doğru yazılmıştır.
türkçeyi anasından değil sıraları kırık dökük okulda öğrenen kürdü, arabı, es kaza memlekete gelmiş afganı faslıyı kuantum fiziğinde dahi olsa bile dinlemez, hala türkçe konuşamamakla suçlar, aşağılar, telaffuzuna takılır . iş sadece "coook güzelll " diyen ingilize, fransıza, almana geldi mi gururundan geçilmez. hele bu dillerde bir türkçe kelime bulursa keyfinden yanına yaklaşılmaz.
kendi milletinden biri es kaza ingizlice kullanırsa ortalık yıkılır. ne dilin nasıl öğrenildiğinden, nasıl geliştiğinden haberi vardır ne de umursar. çifte standarttaki standardın kökenine bakmadan çifter çifter atar.
bunlar en çok içeriklerini beğenmedikleri başlıklardan sonra ortaya çıkar. söyleyecek sözü yoktur ama ona göre türkçe biliyordur. noktası, virgülü vardır küfrederken .
ben gramer bilmem çok fazla. hayatta öğrenememişimdir de, da, ki , hede , bödö bağlaçlarını nasıl yazacağımı. küfrederken noktalama kullanmam zaten. onun yerine bilgi ve kelime biriktirdim hayatım boyunca derdimi anlatabilmek için. hayatta sadece bir ünlem olmanın ötesine gidemeyecek dil polisini takmam. çünkü cümle yoksa ünlem anlamsızdır. ünlem ancak cümlenin sonuna geldiğinde anlam kazanır.
devamını gör...

ped fiyatlarının artışı ile kullanımı yaygınlaşacak gibi duruyor.
uzun zamandır almak istiyordum ama fiyatı niyeyse fazla geliyordu. cimriliğimin böyle bir konuda tutması üzücü.
organicup aldım. 1 alana 1 bedava kampanyası vardı, arkadaşımla alıp yarı fiyatına edinmiş oldum.

küçük bir tencereye kettleda kaynamış suyu koyup altını açtım, cup'ı içine attım, zamanlayıcı 5 dakikaya ayarladım. alarm ötünce biraz bekledim, sonra alıp lavaboda ketoral ile yıkadım (ketorali düzenli olarak olmasa da vajina temizliği için kullanabilirsiniz, doktor önermişti).
youtubedaki videolarda duşta takabileceğinizi söylüyorlar. duşta biraz zorlandım açıkçası. klozete oturup pıt diye takmak daha kolay.

punch down ve c-fold olmak üzere 2 katlama şekli öneriyordu kullanma klavuzunda. youtubeda daha çok olabilir. c-fold bana pek rahat gelmedi açıkçası, biraz zorlayıcı olabiliyor. punch down ise daha kolay kullanım sağlıyor. otururken, tuvalette, yatarken o kadar rahat ki bunca zaman niye almamışım dedirtiyor. varlığını hissetmiyorsunuz bile.

vajinamı tanıdığımı düşünürdüm, menstrual cup kullanmaya başlayınca fark ettimki yeni tanışıyormuşuz.
buradan tüm kız kardeşlerime öneririm. alın, çok paranız varsa arkadaşlarınıza da hediye edin hatta.

edit: çöpte şu an kendisi. sakın almayın. ürünün pazarlamasında gece kullanılabileceği söylenerek 12 saate kadar kullanım süresi veriyorlar. ben de gece takıp yattım, sabah kadın doğum acilinde çıkarttırmak zorunda kaldım. çünkü ulaşamayacağım kadar içeriye ilerlemiş içimde.
devamını gör...

sarılmak.
kedi sevmek.
devamını gör...

gelip size kötülediği insanla beş dk sonra can ciğer kuzu sarması görmek.
devamını gör...

yapıldığında içten içe zevk veren ufak tefek eylemler.

örneğin ben sıkılmış limonun içine bolca tuz döküp kemirmeyi çok seviyorum veya biten çubuk krakerin dibindeki tuzlu parçacıkları kafama dikmek müthiş zevk veriyor.
devamını gör...

2003 yılında istanbul'da yaşanmış olan bir hadise. daha önce sokakta hayat kadını olarak çalışan 40 yaşındaki bir kadın 50 milyara bir otobüs satın alıp içine kabinler ve duşlar yaptırdı. eski tip bir 302'den müşterilerini duraktan alıp duraklara bırakan mobil bir genelev yarattı. bu olay o yıllarda epey gündem olmuştu. ilgili haberi şöyle bırakalım:www.hurriyet.com.tr/gundem/...
devamını gör...

gelişen kapitalizmle beraber ağırlaşan çalışma koşullarına karşı işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günüdür. marşı
dünya üzerindeki pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de kutlanmakta ve resmî tatil olarak kabul edilmektedir. ülkemizde ilk kez 1923'te resmî olarak kutlanmıştır.
1979'dan itibaren sıkıyönetim idaresi ve 1980 12 eylül askeri darbesi ile yasaklanan 1 mayıs'ın, daha sonra "emek ve dayanışma günü" olarak kutlanması kabul edilmiştir. 2009'dan itibaren 1 mayıs resmi tatil ilan edilmiştir. tarihçe
ülkemizde bayram olarak kutlanmasının yanı sıra bir anmadır aynı zamanda. 1977 1 mayıs'ında taksim'de 34 işçi açılan ateş sonucu öldürülmüştür. belgesel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
aynen bu.
devamını gör...

cinsiyetçi ve genellemeler içeren başlıkların çoğalması ile gerçekleşen durum.
her 'yenile' ye tıkladığımda karşıma çıkıyor bu tarz başlıklar, eminim ki bu durumdan rahatsız olan tek ben değilimdir.
(bkz: ev yapımı rakı yapmasını bilen kız)
(bkz: erkek adam ev işi yapar mı sorunsalı)
ve daha niceleri.
umarım burası gün geçtikçe ekşi sözlüğe dönmez ve bir şeyler yapılır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim