superhero landing
cümle süper kahramanın sırf hava olsun diye ya da dosta güven düşmana korku vermek niyetiyle kamu malına zarar vermekten tereddüt etmeden yüksek bir yerden yere inmesidir.

süper kahraman olabilmek öyle kolay iş değildir, bakmayın siz ortalığın marvel ve dc süper kahramanları ile dolu olduğuna. belli şartları yerine getirmeden süper kahraman olunamaz.
öncelikle kimsede olmayan bir süper güce ihtiyacınız var, zeki ve havalı olmanız ya da tamamen nevi şahsına münhasır olmanız gerekir. güzel bir kostüm olmadan süper kahraman olmanız düşünülemez bile. elbette bir düşmana da ihtiyacınız var, süper kahraman olup düşman edinememek bütün güçlerinizi atıl kılar.
bu içeriden bilgiyi size vermek beni belli bir tehlike altına sokacaktır biliyorum. profil resmimden da anlaşılacağı üzere ben bu özelliklerin hepsini yerine getirdim. superhero landing hariç.
asıl mevzu başlıkta bahsettiğim harekettir. eğer süper kahraman inişi yapamıyorsanız yine düşmansız kalmış bir süper kahraman durumuna düşersiniz. süper kahraman aleminde bu inişi en iyi yapan iron man’dir. hancock’un da kendi özgü bir stili vardır. spider man birçok konuda olduğu gibi bu konuda da yetersizken, hulk bu hareketle kamu malına zarar vermeyi adet edinmiştir.
velhasılı: süper kahraman inişi mühimdir. en az deadpool kadar büyük bir hayranlıkla izlenir.
deadpool

süper kahraman olabilmek öyle kolay iş değildir, bakmayın siz ortalığın marvel ve dc süper kahramanları ile dolu olduğuna. belli şartları yerine getirmeden süper kahraman olunamaz.
öncelikle kimsede olmayan bir süper güce ihtiyacınız var, zeki ve havalı olmanız ya da tamamen nevi şahsına münhasır olmanız gerekir. güzel bir kostüm olmadan süper kahraman olmanız düşünülemez bile. elbette bir düşmana da ihtiyacınız var, süper kahraman olup düşman edinememek bütün güçlerinizi atıl kılar.
bu içeriden bilgiyi size vermek beni belli bir tehlike altına sokacaktır biliyorum. profil resmimden da anlaşılacağı üzere ben bu özelliklerin hepsini yerine getirdim. superhero landing hariç.
asıl mevzu başlıkta bahsettiğim harekettir. eğer süper kahraman inişi yapamıyorsanız yine düşmansız kalmış bir süper kahraman durumuna düşersiniz. süper kahraman aleminde bu inişi en iyi yapan iron man’dir. hancock’un da kendi özgü bir stili vardır. spider man birçok konuda olduğu gibi bu konuda da yetersizken, hulk bu hareketle kamu malına zarar vermeyi adet edinmiştir.
velhasılı: süper kahraman inişi mühimdir. en az deadpool kadar büyük bir hayranlıkla izlenir.
deadpool
devamını gör...
kruvasan
burada tarifine ilişkin #523052, burada da #1615127 tarihine ilişkin şeyler okuyabilirsiniz.
her yemek her kültürel öge yerinde güzel ve özeldir. yani kruvasanı kruvasan yapan şeyler vardır.
bir kruvasanın yerini nutellalı poğaça tutamaz tutabilemez.
eğer yediğiniz şey yunanlıların cacıki değidiği şey değilse lütfen özdeşleştirmeyi bırakın.
eğer kendiniz yapmayacaksanız da gidip bir pastanede yemeniz gerekir.
marketlerde satılanla aralarında hem tat hem fiyat bakımından uçurum var çünkü.
çok daha iyi yerlerin olduğu söyleniyor ama denemediğim için yorum yapamayacağım.
kadıköy/suadiye'de matters diye bir yer var. yolunuz düşerse deneyebilirsiniz.
en son kruvasanlar 30-36 lira civarındaydı geçen sene. şimdi en az 40-45 olmuştur. kesinlikle değeceğini düşünüyorum.
bir de bu mekanın bir güzelliği var ki o da kahveleri.
çünkü bir mekanda ağırlıklı olarak ne satılıyorsa genelde falso yaşamıyorsunuz fakat yan ürünler tat olarak bekleneni veremiyor. bunu çok kere yaşadım.
matters' ta ise böyle bir şey yok. kahveleri bir kahve sever olarak beni tatmin etti.
buradan da mekana ve kruvasanlara göz atabilirsiniz.
her yemek her kültürel öge yerinde güzel ve özeldir. yani kruvasanı kruvasan yapan şeyler vardır.
bir kruvasanın yerini nutellalı poğaça tutamaz tutabilemez.
eğer yediğiniz şey yunanlıların cacıki değidiği şey değilse lütfen özdeşleştirmeyi bırakın.
eğer kendiniz yapmayacaksanız da gidip bir pastanede yemeniz gerekir.
marketlerde satılanla aralarında hem tat hem fiyat bakımından uçurum var çünkü.
çok daha iyi yerlerin olduğu söyleniyor ama denemediğim için yorum yapamayacağım.
kadıköy/suadiye'de matters diye bir yer var. yolunuz düşerse deneyebilirsiniz.
en son kruvasanlar 30-36 lira civarındaydı geçen sene. şimdi en az 40-45 olmuştur. kesinlikle değeceğini düşünüyorum.
bir de bu mekanın bir güzelliği var ki o da kahveleri.
çünkü bir mekanda ağırlıklı olarak ne satılıyorsa genelde falso yaşamıyorsunuz fakat yan ürünler tat olarak bekleneni veremiyor. bunu çok kere yaşadım.
matters' ta ise böyle bir şey yok. kahveleri bir kahve sever olarak beni tatmin etti.
buradan da mekana ve kruvasanlara göz atabilirsiniz.
devamını gör...
kibir
insanı içten içe yiyen bir hastalıktır. tek farkı, organlara değil de ruha sirayet etmesidir.
devamını gör...
sanat toplum içindir
üretilmiş bir eseri artık insanlara arz etmeye karar verdikten sonra geçerli olduğunu düşündüren önerme.
yani sanat aslında üretim aşamasındayken sanat, sonra da toplum içindir.
sadece bir eser üretirken bu ikisinin de kaygısını/hedefini taşımamak gerekir. kişi ne kadar kendisi olursa, ortaya çıkan da o kadar saf/berrak olur.
yoksa öbür türlü ortaya sanat değil, zanaat çıkar.
yani sanat aslında üretim aşamasındayken sanat, sonra da toplum içindir.
sadece bir eser üretirken bu ikisinin de kaygısını/hedefini taşımamak gerekir. kişi ne kadar kendisi olursa, ortaya çıkan da o kadar saf/berrak olur.
yoksa öbür türlü ortaya sanat değil, zanaat çıkar.
devamını gör...
sürekli küçümseyen insanlar
yaşadığı çevrede egosunu tatmin edemeyen insanlardır.
devamını gör...
yazarların yazar engelleme kriterleri
devamını gör...
milyonlarca kişi çocuk pornosu da izliyor
çocuk pornosu sanki çok normal bir şeymiş gibi konuşan içişleri bakanı sözü. şu adamın o koltukta hala oturuyor olması inanılmaz.
devamını gör...
normal sözlük’te tanımlarını sevdiğiniz yazarlar
burda da sevilmemişiz...
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının meslekleri
tır şoförü. böyle yolda giderken ara ara "düüt düüt" diye sizleri selamladığım da doğrudur. *
devamını gör...
yüzük parmağı
ömrümün bir kısmında dolu olduğunu sandığım ama ömrüm boyunca boş olduğunun en acı şekilde farkına vardığım parmaktır.
devamını gör...
komedi
fransızca comedie "gülünçlü oyun" sözcüğünden türkçemize geçmiştir.
kişilerin ve olayların gülünç, eğlendirici yönlerini göstermek amacıyla ders vermeyi ve hoşça vakit geçirtmeyi hedefleyen edebi bir türdür. temelinde, her gülünç durumun altında ders alınacak bir gerçek olduğu yatar.
aynı zamanda yapmacık söz veya davranışlar içeren saçmalıklar için de kullanılan kelimedir.
kişilerin ve olayların gülünç, eğlendirici yönlerini göstermek amacıyla ders vermeyi ve hoşça vakit geçirtmeyi hedefleyen edebi bir türdür. temelinde, her gülünç durumun altında ders alınacak bir gerçek olduğu yatar.
aynı zamanda yapmacık söz veya davranışlar içeren saçmalıklar için de kullanılan kelimedir.
devamını gör...
cenk’in arka bahçesi
bakkala kadar gidip gelmiştir, telaşa mahal yok. çokonat bitmiş.
devamını gör...
ödünç kitap
tanım: bir şekilde kitaplık oluşturan birinin (bkz: satın alarak), (bkz: ödünç alarak), kütüphanesindeki kitapları, (bkz: severek), (bkz: isteyerek) ya da (bkz: gönülsüz olarak) bir başkasına vermesine ödünç kitap vermek denir.
yaklaşık 28 defa falan ev değiştirdim (daha fazla olabilir). edebiyat ağırlıklı olmak üzere 2000'den fazla kitap. her taşınmada taşıma şirketi çalışanları tarafından küfürlere gark olmak da cabası. sonunda şimdi oturduğum son eve taşınırken, zaten kolilediğim kitapların büyük çoğunluğunu il halk kütüphanesine bağışladım. (bu iş o kadar zor oluyor ki anlatamam. kimse o kadar koliyi evinizden almak için gelmeye yanaşmıyor.)
elbette ki, el yazması, matbu kitaplar ya da imzalı kitaplar hala evde. bir de çok gerekli olanlar, başucu kitabı dediklerimiz. gerisi herkesin oldu. şimdi kafam rahat. içim huzurlu.
yaklaşık 28 defa falan ev değiştirdim (daha fazla olabilir). edebiyat ağırlıklı olmak üzere 2000'den fazla kitap. her taşınmada taşıma şirketi çalışanları tarafından küfürlere gark olmak da cabası. sonunda şimdi oturduğum son eve taşınırken, zaten kolilediğim kitapların büyük çoğunluğunu il halk kütüphanesine bağışladım. (bu iş o kadar zor oluyor ki anlatamam. kimse o kadar koliyi evinizden almak için gelmeye yanaşmıyor.)
elbette ki, el yazması, matbu kitaplar ya da imzalı kitaplar hala evde. bir de çok gerekli olanlar, başucu kitabı dediklerimiz. gerisi herkesin oldu. şimdi kafam rahat. içim huzurlu.
devamını gör...
geceye güzel bir kadın görseli bırak
rotasız seyyah çok güzel bir çalışma yapmış.
önce gezdiği ülkelerde kadınların fotoğrafını çekmiş sonra da onlara kendi dillerinde ‘çok güzelsin’ dedikten sonra bir kare daha.
gülümseyen dünya kadınlarının hepsi birbirinden güzel :)
şöyle bakın bence
önce gezdiği ülkelerde kadınların fotoğrafını çekmiş sonra da onlara kendi dillerinde ‘çok güzelsin’ dedikten sonra bir kare daha.
gülümseyen dünya kadınlarının hepsi birbirinden güzel :)
şöyle bakın bence
devamını gör...
üç kelimelik hikayeler
anılarını yitiriyor sokaklar
devamını gör...
nickaltı yazılan yazarın karma puanı artıyor mu sorunsalı
sevabı bile artıyormuş !
devamını gör...
öz güveni zedeleyen öğretmen
altıncı sınıfı ailemden uzakta okudum.daha önce evden hiç uzak kalmamıştım, kardeşlerim,annem,babam burnumda tütüyor. amcamlarda kalıyorum.kuzenimle aynı sınıftayız.kuzenim şımarık,tembel.ben uslu, çalışkan. kuzenim beni kıskanıyor, o da çocuk beni istemiyor evde.sadece o değil beni o evde kimse istemiyor ama şartlar biraz kötü.babam köyde görev yapıyor ve ben okumalıyım.
yengem ne kızı üzülsün istiyor,ne düzeni bozulsun,ne de başka birine bakmak.hakli.kizmiyorum.o yüzden midir nedir bana daha az harçlık veriyor,kıyafetlerimi ütülemiyor. sessiz sakinim zaten.annem babam da sıkı sıkı uyarmış amcanlari üzme diye.yemin ederim yazarken gözlerim doluyor yaşadıklarımı düşününce.
derslerde sorun yok.calisiyorum yapıyorum,basariliyim.bir türkçe dersinde sorunum var. şivem olduğu için çocuklar konusmalarimla dalga geçiyor diye çok derse katılmıyorum ama matematikte fende sınıf soruyu yazmadan cevabı yapıştırıyorum.
din kültürü öğretmeni var.cok sert.ama en çok onu seviyorum.yazlari zorla gönderildigim camideki kurslardan her dua ezberimde. hoca hangi duayı dese takır takır okuyorum.hoca bir bana gülümsüyor.haftada bir saat din kültürü dersi var, ders gelsin diye dua ediyorum.hocanin da biraz şivesi var ve o derste açık ara en en en iyisiyim.ondan mıdır nedir aşırı seviyorum öğretmenimi.
bir gün tenefüste sınıfta otururken din kültürü öğretmen geldi ve dedi ki 'bir sınav var,katılmak ister misin?' hafız falan o tarz bir şey.hemen kabul ettim.o gider gitmez bahçeye koştum.kardeslerime hediye almak için biriktirdiğim paraya da kıyıp dondurma aldim.dondurmami yalaya yalaya kuzenimin yanına gittim.şımarıklık da nasıl kötü duruyor üzerimde.kuzenime,yanındaki sınıftan diğer arkadaşlara dedim 'sınav varmış,çok başarılı olduğum için öğretmen beni seçti'.şaşırıyorlar.arada dondurmama dil atıyor abarta abarta anlatiyorum'dualarin hepsini ezbere bilen çocuklar katiliyormus, süper sinavmis'. öyle özgüvenim de yok ama koca sınıfta hoca gelip sadece bana sorunca hava atmak istiyorum.sinav herkesin ilgisini çekiyor.sinifin renkli tokalı kızları bile ilgiyle dinliyor.havam kimse de yok.dediler biz de 'katılabilir miyiz? '
normalde selam vermezler sınavla ilgilenince benle arkadaş oluyorlar sanıp hepsini toplayıp din kültürü hocasının yanına gidiyorum 'arkadaşlarım da sınava katılmak istiyor' diyorum öğretmenime.öğretmen de hayır diyemiyor 18 kişi başvuruyoruz sınava.ama hoca çok sinirli bakıyor bana,pek hoslanmadi bu durumdan belli.hatami anlıyorum ama sınıfta ilk defa yer bulmuşum çok da takmiyorum.
biz o sınava 18 kişi girdik, hiçbir şey de yapamadık.cok saçma bir sinavdi zaten.
neyse aradan bir iki hafta geçti,sınav sonucu da kötü olunca bu hoca benimle muhabbeti, ilgiyi kesti.dualari ezbere bildiğimi görünce dindar bir ailem falan var sandı herhalde.yanilmisti.sadece ezberim iyiydi.baska bilgim yoktu.
birkaç hafta sonra birgün derste beni tahtaya çıkardı.pismis kelle gibi sırıtıyorum. sanıyorum ki aramızdaki buzlar eriyor.icimden diyorum hangi duayı derse desin çok düzgün, çok anlaşılır okuyayım,hoca beni affetsin.heyacanlanmamak için dua ediyorum.
elinde kısa ince bir sopası var.ogrencilere dokunmaz onunla gösterir ne gosterecekse.basladi benim kıyafetlerimi tek tek göstermeye.'gomlege bak,ütü nedir bilmiyor,yaka katlanmış,etek desen iki beden bol.senin annen baban yok mu? ' söyleniyor, sıralıyor,saç,ayakkabı...
dediklerinden çok en sevdiğim öğretmenimin bunu bana demesine üzülüyorum,gözlerim büyüyor,göz yaşlarımı tutmakta zorlanıyorum bir damla aksa durduramayacagim.siniftan çıt ses çıkmıyor.saydikca sayıyor, tahtadayim.gozumu diktim yüzüne göz kırpmadan gözlerim dolu dolu onu izliyorum.her dediği kafamın içinde yankılanıyor.saga sola yürüyor,peygamber efendimiz temizdi diyor,insan içine çıkarken dikkat ederdi diyor,on yaşındayım annemden babamdan uzağım dediği cümleler kafamda yankılanıyor. en son sınıftan en arka sıradan yaramaz bir kiz öğrenci var onun sesi yükseliyor 'onun annesi babası yanında degil '.
ögretmenimin yüzü değişiyor bir anda.hatasini anlıyor. kendime acıyorum.aglayarak sirama geçiyorum.kafami sıraya koyuyor, hıçkıra hıçkıra annemi babamı özleyişimden,yengemin yaptıklarına,kuzenime ,yalnızlığıma,çocukluğuma her şeyime ağlıyorum.
ve söz veriyorum ilerde öğretmen olursam tek bir çocuk benim yüzümden ağlamayacak, üzülmeyecek.
yıllar geçti,zaman degisti ama benim hala biraz özgüvenim eksik.
dağları aştım,bu saçma sapan anıyı aşamıyorum.
yengem ne kızı üzülsün istiyor,ne düzeni bozulsun,ne de başka birine bakmak.hakli.kizmiyorum.o yüzden midir nedir bana daha az harçlık veriyor,kıyafetlerimi ütülemiyor. sessiz sakinim zaten.annem babam da sıkı sıkı uyarmış amcanlari üzme diye.yemin ederim yazarken gözlerim doluyor yaşadıklarımı düşününce.
derslerde sorun yok.calisiyorum yapıyorum,basariliyim.bir türkçe dersinde sorunum var. şivem olduğu için çocuklar konusmalarimla dalga geçiyor diye çok derse katılmıyorum ama matematikte fende sınıf soruyu yazmadan cevabı yapıştırıyorum.
din kültürü öğretmeni var.cok sert.ama en çok onu seviyorum.yazlari zorla gönderildigim camideki kurslardan her dua ezberimde. hoca hangi duayı dese takır takır okuyorum.hoca bir bana gülümsüyor.haftada bir saat din kültürü dersi var, ders gelsin diye dua ediyorum.hocanin da biraz şivesi var ve o derste açık ara en en en iyisiyim.ondan mıdır nedir aşırı seviyorum öğretmenimi.
bir gün tenefüste sınıfta otururken din kültürü öğretmen geldi ve dedi ki 'bir sınav var,katılmak ister misin?' hafız falan o tarz bir şey.hemen kabul ettim.o gider gitmez bahçeye koştum.kardeslerime hediye almak için biriktirdiğim paraya da kıyıp dondurma aldim.dondurmami yalaya yalaya kuzenimin yanına gittim.şımarıklık da nasıl kötü duruyor üzerimde.kuzenime,yanındaki sınıftan diğer arkadaşlara dedim 'sınav varmış,çok başarılı olduğum için öğretmen beni seçti'.şaşırıyorlar.arada dondurmama dil atıyor abarta abarta anlatiyorum'dualarin hepsini ezbere bilen çocuklar katiliyormus, süper sinavmis'. öyle özgüvenim de yok ama koca sınıfta hoca gelip sadece bana sorunca hava atmak istiyorum.sinav herkesin ilgisini çekiyor.sinifin renkli tokalı kızları bile ilgiyle dinliyor.havam kimse de yok.dediler biz de 'katılabilir miyiz? '
normalde selam vermezler sınavla ilgilenince benle arkadaş oluyorlar sanıp hepsini toplayıp din kültürü hocasının yanına gidiyorum 'arkadaşlarım da sınava katılmak istiyor' diyorum öğretmenime.öğretmen de hayır diyemiyor 18 kişi başvuruyoruz sınava.ama hoca çok sinirli bakıyor bana,pek hoslanmadi bu durumdan belli.hatami anlıyorum ama sınıfta ilk defa yer bulmuşum çok da takmiyorum.
biz o sınava 18 kişi girdik, hiçbir şey de yapamadık.cok saçma bir sinavdi zaten.
neyse aradan bir iki hafta geçti,sınav sonucu da kötü olunca bu hoca benimle muhabbeti, ilgiyi kesti.dualari ezbere bildiğimi görünce dindar bir ailem falan var sandı herhalde.yanilmisti.sadece ezberim iyiydi.baska bilgim yoktu.
birkaç hafta sonra birgün derste beni tahtaya çıkardı.pismis kelle gibi sırıtıyorum. sanıyorum ki aramızdaki buzlar eriyor.icimden diyorum hangi duayı derse desin çok düzgün, çok anlaşılır okuyayım,hoca beni affetsin.heyacanlanmamak için dua ediyorum.
elinde kısa ince bir sopası var.ogrencilere dokunmaz onunla gösterir ne gosterecekse.basladi benim kıyafetlerimi tek tek göstermeye.'gomlege bak,ütü nedir bilmiyor,yaka katlanmış,etek desen iki beden bol.senin annen baban yok mu? ' söyleniyor, sıralıyor,saç,ayakkabı...
dediklerinden çok en sevdiğim öğretmenimin bunu bana demesine üzülüyorum,gözlerim büyüyor,göz yaşlarımı tutmakta zorlanıyorum bir damla aksa durduramayacagim.siniftan çıt ses çıkmıyor.saydikca sayıyor, tahtadayim.gozumu diktim yüzüne göz kırpmadan gözlerim dolu dolu onu izliyorum.her dediği kafamın içinde yankılanıyor.saga sola yürüyor,peygamber efendimiz temizdi diyor,insan içine çıkarken dikkat ederdi diyor,on yaşındayım annemden babamdan uzağım dediği cümleler kafamda yankılanıyor. en son sınıftan en arka sıradan yaramaz bir kiz öğrenci var onun sesi yükseliyor 'onun annesi babası yanında degil '.
ögretmenimin yüzü değişiyor bir anda.hatasini anlıyor. kendime acıyorum.aglayarak sirama geçiyorum.kafami sıraya koyuyor, hıçkıra hıçkıra annemi babamı özleyişimden,yengemin yaptıklarına,kuzenime ,yalnızlığıma,çocukluğuma her şeyime ağlıyorum.
ve söz veriyorum ilerde öğretmen olursam tek bir çocuk benim yüzümden ağlamayacak, üzülmeyecek.
yıllar geçti,zaman degisti ama benim hala biraz özgüvenim eksik.
dağları aştım,bu saçma sapan anıyı aşamıyorum.
devamını gör...
yazarları sözlüğe küstürmek
biraz asosyal bir insan olmamla ilgili sanırım ya da insanlar arkadaş grupları ile bu sözlükte etkileşim içindeler bilemiyorum ama sol frame başlıklarında gördüğüm kadarı ile belli bir insan grubu arasında süper bir iletişim var ki nasıl oluyor ve de sağlanıyor en ufak bir fikrim yok.
devamında bu etkileşimler tabi ki bazı gerilimler yaratıyor ve sözlük moderasyon ekibi kızılderililerin üzerine trompet çalarak gelen amerikan süvarileri gibi olaylara müdahale ediyor ve de kimi insanların arasında kopuşlar meydana geliyor...
tekrar ediyorum bu kadar olay olurken ben her daim okuyucuyum ve ara sıra da yazarım ve durum az buçuk benim için bu şekilde gelişiyor..
devamında bu etkileşimler tabi ki bazı gerilimler yaratıyor ve sözlük moderasyon ekibi kızılderililerin üzerine trompet çalarak gelen amerikan süvarileri gibi olaylara müdahale ediyor ve de kimi insanların arasında kopuşlar meydana geliyor...
tekrar ediyorum bu kadar olay olurken ben her daim okuyucuyum ve ara sıra da yazarım ve durum az buçuk benim için bu şekilde gelişiyor..

devamını gör...
sumak'ın aşağı bakamıyoruz karikatürü
birkaç kirli zihniyetin kabalık yaparak mizahi eleştiri yaptığını gösteren karikatür.
ülkemizde kabalığı bir tür mizah sanmak gitgide yaygınlaştı zaten. argo, küfür, recep ivedik vari iğrenç hareketler mizaha girmiyor ey yetkililer! mizahın bile bir kalitesi var, düşürmeyelim lütfen.
ülkemizde kabalığı bir tür mizah sanmak gitgide yaygınlaştı zaten. argo, küfür, recep ivedik vari iğrenç hareketler mizaha girmiyor ey yetkililer! mizahın bile bir kalitesi var, düşürmeyelim lütfen.
devamını gör...
kolay gibi görünen ama çok zor olan şeyler
youtube video çekmek. aslında epeyce zor ve vakit alan bir iş. daha bunun tuttu tutmadısı var.
devamını gör...