kendime saygım var davranışları
güzel konuşmak, güzel giyinmek, temiz olmak ve kendine güvenmek. ve en önemlisi de hayır diyebilmek.
devamını gör...
bir abinizin normal sözlük gözlemleri
yaklaşık 10 gündür buradayım yani daha yeni sayılırım ancak üslübunda problemler olsa bile yazar arkadaşımız dikkat çekmeye çalıştığı şeyler nedeniyle kıymetli bir metin yazmıştır, ki beğeni sayısı da bunun bir kanıtı olarak kabul edilebilir. yani pek çok kişi bu problemler ile ilgili ortak bir paydada buluşmuş.
bununla birlikte, bana göre işin sıkıcı olan kısmı şudur. aynı konular ile ilgili buna benzer düşünceler yine dile getirilecek ve bu da sözlüğün ilerlemesi için oldukça büyük bir engel teşkil etmektedir. bu sorunun çözümü de yazarların* tanım yaparken elinden geldiğince emek göstermesinden geçiyor. tabii ki de siyasal gündem ile ilgili başlık açılması zorunlu değil ancak buradaki tanımlarda diğer sosyal medya mecralarımda gördüğüm tanımlara oranla daha farklı veya yaratıcı şeyler görmek isterim.*
kısacası sözlüğün gelişimi için şu soru cevaplanmalıdır. kafa sözlük tanımları, diğer sözlüklerde yapılan tanımlara oranla neden daha farklıdır ya da daha öne çıkmalıdır?
bununla birlikte, bana göre işin sıkıcı olan kısmı şudur. aynı konular ile ilgili buna benzer düşünceler yine dile getirilecek ve bu da sözlüğün ilerlemesi için oldukça büyük bir engel teşkil etmektedir. bu sorunun çözümü de yazarların* tanım yaparken elinden geldiğince emek göstermesinden geçiyor. tabii ki de siyasal gündem ile ilgili başlık açılması zorunlu değil ancak buradaki tanımlarda diğer sosyal medya mecralarımda gördüğüm tanımlara oranla daha farklı veya yaratıcı şeyler görmek isterim.*
kısacası sözlüğün gelişimi için şu soru cevaplanmalıdır. kafa sözlük tanımları, diğer sözlüklerde yapılan tanımlara oranla neden daha farklıdır ya da daha öne çıkmalıdır?
devamını gör...
rimbaud
konuşurken gerildiğim tek yazar kendisi.*
ama bu onun çok iyi ve takip edilesi bir yazar olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
tanımlarınız bol, karmanız yüksek olsun efendim.
ama bu onun çok iyi ve takip edilesi bir yazar olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
tanımlarınız bol, karmanız yüksek olsun efendim.
devamını gör...
kendisine benzemeyen insan
izmirin kurtuluşu üniversitesinde okuyan ve mitolojiye ilgimden dolayı tanımlarını okumaktan çok keyif aldığım bir yazar arkadaşımız.
o güzel tanımlarını daha çok görmek isteriz. takipteyiz efendim.
o güzel tanımlarını daha çok görmek isteriz. takipteyiz efendim.
devamını gör...
bir öz eleştiri yap
odunun tekiyim.
devamını gör...
online listesi isimlerin yanındaki yuvarlak sembol
sozluk’teki stalkerlarin isi kolaylassin diye biricik yazilimcimiz ve yoldaş’imizin dusundugu hede.
kim hangi basligi okuyor ogrenin, basliklarda sorf yapin diye yapilmistir, kullaniniz efenim*.
kim hangi basligi okuyor ogrenin, basliklarda sorf yapin diye yapilmistir, kullaniniz efenim*.
devamını gör...
zima blue
sanat sanat için midir sanat toplum için midir sorunsalı
sanat para için midir sanat için mi sorunsalı
sanat sanat için mi yoksa sanat insan için mi sorunsalı
başlıklarının cevabı bu bölümdedir. sanat senin içindir. herkesin kendini ifade ediş tarzı farklı. kimi yoğurt üfler kimi yayla çorbası. bazı sanatçıların tarzlarını kendimize hitap edilmiş gibi bulabiliriz veya kendi sanatımızı yapabiliriz. iki türlü de bizi rahatlatıp, ruhumuza dokunduğuna kanaat getirdim. ben tuvalimi magenta ile kirletmeyi severim de konumuz zima mavisi şimdi. buradan sonrası:
bu bölümde anlatılan normal, bizim robotlara benzeyen kendi çapında bir robotun memnuniyetsiz sahibi tarafından sürekli güncellenerek akıl ve duygusal zeka verildiğidir.* ilerleyen zamanda robotumuz kendi kendini güncelleyerek, insana dönüşür. bi ruh sahibi oluyor da diyebilirim sanırım... sanat icraat etmeye başlar ve ünlü, herkes tarafından bilinen bir sanatçı olur. maviye yoğunlaşmasının sebebi ise ilk bulunduğu "ortamın" özlemindendir. en sonunda her insanın bi dönem düştüğü o varoluşsal sancıyı tadar ve bu acı da "boğulur".
sanat para için midir sanat için mi sorunsalı
sanat sanat için mi yoksa sanat insan için mi sorunsalı
başlıklarının cevabı bu bölümdedir. sanat senin içindir. herkesin kendini ifade ediş tarzı farklı. kimi yoğurt üfler kimi yayla çorbası. bazı sanatçıların tarzlarını kendimize hitap edilmiş gibi bulabiliriz veya kendi sanatımızı yapabiliriz. iki türlü de bizi rahatlatıp, ruhumuza dokunduğuna kanaat getirdim. ben tuvalimi magenta ile kirletmeyi severim de konumuz zima mavisi şimdi. buradan sonrası:
bu bölümde anlatılan normal, bizim robotlara benzeyen kendi çapında bir robotun memnuniyetsiz sahibi tarafından sürekli güncellenerek akıl ve duygusal zeka verildiğidir.* ilerleyen zamanda robotumuz kendi kendini güncelleyerek, insana dönüşür. bi ruh sahibi oluyor da diyebilirim sanırım... sanat icraat etmeye başlar ve ünlü, herkes tarafından bilinen bir sanatçı olur. maviye yoğunlaşmasının sebebi ise ilk bulunduğu "ortamın" özlemindendir. en sonunda her insanın bi dönem düştüğü o varoluşsal sancıyı tadar ve bu acı da "boğulur".
devamını gör...
musicbuddy
bu saatlerde, bu havalarda çok güzel gider, iyi dinlemeler.*
edit: bu ne tatlı bir başlık böyle içim açıldı.*
edit: bu ne tatlı bir başlık böyle içim açıldı.*
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
(bkz: sevda kuşun kanadında)
devamını gör...
istanbul'u kötüleyip istanbul'da yaşamaya devam etmek
hayatın, yaşamın getirdiği mecburiyetleri düşündüren eylem, metazori.
yoksa iki ucu incecik bir boğaza bakan, haritada evin kücücük arka odasını andıran iki yarımada etrafında neden türkiye'nin yaklaşık %20'sine yakın insanın bile bile sıkıştığı sorusu bile akıllara gelir.
yoksa iki ucu incecik bir boğaza bakan, haritada evin kücücük arka odasını andıran iki yarımada etrafında neden türkiye'nin yaklaşık %20'sine yakın insanın bile bile sıkıştığı sorusu bile akıllara gelir.
devamını gör...
intihar girişiminde bulunan sözlük yazarı
yazdıklarım bazen çok depresif olduğu için mesaj atıp hal hatır soranlar oluyor, sağ olsunlar. bu yazıyı hem bir insanın intihara olan bakış açısını yansıtmak için hem de arada sırada bu konuyu soran insanlara cevap olsun diye yazıyorum.
obsesif kompulsif bozukluğum var. bu zımbırtıyı yaşayanların beni bir konuda çok iyi anlayacağını düşünüyorum; bir iş yaparken zihnin arkasında ısrarla bizi didikleyen o şey var ya hani, benim için intihar öyle bir kavram. mesela bir şey izlerken ya da bir şey dinlerken gözümüze bir şey batar düzeltmek isteriz, düzeltene kadar sürekli arkadan düzelt düzelt düzelt diyen bir ses olur sanki. onu düzeltene kadar yapılan iş tam olarak keyif vermez. işte intihar kavramı benim için öyle, yaşıyorken hep arkadan kışkırtıcı bir şekilde mırıldanan bir ses.
bu şekilde yazınca çok karanlık bir şey gibi geliyor fakat bu yalnızca bir benzetme, yani intihar kavramı sürekli olarak aklımda olduğu için vermedim bu örneği, yalnızca hayatım boyunca benimle kalacak olan bir "sorun" olduğu için kullandım. ama şunu kesin olarak söyleyeyim: intihar etmeyeceğim, hiçbir zaman. peki neden?
çünkü gerek yok.
eskiden çok depresifken böyle başlıkları açıp okuduğum bile olurdu, okuyan varsa kendi deneyimimi açıklayayım. çok depresifken, depresyondayken, insan sahiden ölmek istiyor bazen. ben de çok düşündüm fakat şu depresyon meredi bir şekilde geçiyor. yani en azından benim için dönemsel bir süreç. birkaç kere epey uzun süren depresyon yaşadım ve o süreçlerde intiharı çok düşündüm. fakat üzerinden zaman geçip depresyonum geçince nasıl o kadar depresif olduğuma bile şaşırdım. bazen eski yazdıklarımı okuyorum da ekşiden ya da notlarımın arasından, çok şaşırıyorum. o kadar mutsuz muydum sahiden o dönemler yahu? dönüp o zamanlara bakıyorum, aşırı mutsuzdum ve yazıyordum bir şeyler. şimdi dönüp bakınca tuhaf geliyor. çünkü gelip geçiyor. zaman her şeyi sürüklüyor. geçmiyor belki ama bir şekilde alışıyor insan. o yüzden depresif hissettiğimde bana şöyle oluyor artık, ulan tamam şimdi depresifsin ama geçecek bir şekilde. mutsuzun tamam ama hemen intiharı düşünme, zaman geçiyor, hayat sana aklının ucunda olmayan şeyler sunuyor, belli olmaz bu iş. sonra bu depresyonda çıkacaksın ve intihar fikri rafa kalkacak bir dahaki depresyona kadar. o zaman hep düşündüğün fakat hiçbir zaman yapmayağın bir fikir olarak seni kemirsin, boşver.
bu bana iyi geliyor, yani her şeyin zamansallık içerisinde eriyip gittiğini bilmek iyi geliyor. mesela 200 yıl sonra dünyada şu an yaşıyor olan kimse yaşıyor olmayacak, hepimiz yok olacağız. hatta öyle bir yok olacağız ki adımızı bile bilmeyecek kimse. biraz zaman geçir işte, hayat sonsuz varsayımlardan yalnızca birinin gerçekleştiği bir olgular toplamı. yarın ne olacağını bilmek imkansız.
bu sahiden inanılmaz rahatlatıcı değil mi? en zengininden en fakirine en entelektüelinde en yüzeyseline en çok çalışanından en tembeline herkes yok olacak. şeylere verilen anlamlar değişecek, bağlamlar kopuklaşacak ve bizler onlara çok tuhaf görüneceğiz. ileride biz ölmüş olacağız, biliyoruz değil mi? soruyorum çünkü biliyor gibi yaşamıyoruz. bunu bilmek beni rahatlatıyor.
obsesif kompulsif bozukluğum var. bu zımbırtıyı yaşayanların beni bir konuda çok iyi anlayacağını düşünüyorum; bir iş yaparken zihnin arkasında ısrarla bizi didikleyen o şey var ya hani, benim için intihar öyle bir kavram. mesela bir şey izlerken ya da bir şey dinlerken gözümüze bir şey batar düzeltmek isteriz, düzeltene kadar sürekli arkadan düzelt düzelt düzelt diyen bir ses olur sanki. onu düzeltene kadar yapılan iş tam olarak keyif vermez. işte intihar kavramı benim için öyle, yaşıyorken hep arkadan kışkırtıcı bir şekilde mırıldanan bir ses.
bu şekilde yazınca çok karanlık bir şey gibi geliyor fakat bu yalnızca bir benzetme, yani intihar kavramı sürekli olarak aklımda olduğu için vermedim bu örneği, yalnızca hayatım boyunca benimle kalacak olan bir "sorun" olduğu için kullandım. ama şunu kesin olarak söyleyeyim: intihar etmeyeceğim, hiçbir zaman. peki neden?
çünkü gerek yok.
eskiden çok depresifken böyle başlıkları açıp okuduğum bile olurdu, okuyan varsa kendi deneyimimi açıklayayım. çok depresifken, depresyondayken, insan sahiden ölmek istiyor bazen. ben de çok düşündüm fakat şu depresyon meredi bir şekilde geçiyor. yani en azından benim için dönemsel bir süreç. birkaç kere epey uzun süren depresyon yaşadım ve o süreçlerde intiharı çok düşündüm. fakat üzerinden zaman geçip depresyonum geçince nasıl o kadar depresif olduğuma bile şaşırdım. bazen eski yazdıklarımı okuyorum da ekşiden ya da notlarımın arasından, çok şaşırıyorum. o kadar mutsuz muydum sahiden o dönemler yahu? dönüp o zamanlara bakıyorum, aşırı mutsuzdum ve yazıyordum bir şeyler. şimdi dönüp bakınca tuhaf geliyor. çünkü gelip geçiyor. zaman her şeyi sürüklüyor. geçmiyor belki ama bir şekilde alışıyor insan. o yüzden depresif hissettiğimde bana şöyle oluyor artık, ulan tamam şimdi depresifsin ama geçecek bir şekilde. mutsuzun tamam ama hemen intiharı düşünme, zaman geçiyor, hayat sana aklının ucunda olmayan şeyler sunuyor, belli olmaz bu iş. sonra bu depresyonda çıkacaksın ve intihar fikri rafa kalkacak bir dahaki depresyona kadar. o zaman hep düşündüğün fakat hiçbir zaman yapmayağın bir fikir olarak seni kemirsin, boşver.
bu bana iyi geliyor, yani her şeyin zamansallık içerisinde eriyip gittiğini bilmek iyi geliyor. mesela 200 yıl sonra dünyada şu an yaşıyor olan kimse yaşıyor olmayacak, hepimiz yok olacağız. hatta öyle bir yok olacağız ki adımızı bile bilmeyecek kimse. biraz zaman geçir işte, hayat sonsuz varsayımlardan yalnızca birinin gerçekleştiği bir olgular toplamı. yarın ne olacağını bilmek imkansız.
bu sahiden inanılmaz rahatlatıcı değil mi? en zengininden en fakirine en entelektüelinde en yüzeyseline en çok çalışanından en tembeline herkes yok olacak. şeylere verilen anlamlar değişecek, bağlamlar kopuklaşacak ve bizler onlara çok tuhaf görüneceğiz. ileride biz ölmüş olacağız, biliyoruz değil mi? soruyorum çünkü biliyor gibi yaşamıyoruz. bunu bilmek beni rahatlatıyor.
devamını gör...
yaşından küçük göstermek
şu anlık beni rahatsız etmeyen durum. ilerde ne olur bilemeyiz tabii.
devamını gör...
uykuda bile rahat olamamak
benim de ruhsal sıkıntılar nedeniyle muzdarip olduğum, berbat ötesi durum.
özellikle anksiyete, takıntı ve depresyon gibi sorunlarınız varsa rüyanızda bile kendinizi panik atak nöbeti geçirirken bulabilirsiniz.
özellikle anksiyete, takıntı ve depresyon gibi sorunlarınız varsa rüyanızda bile kendinizi panik atak nöbeti geçirirken bulabilirsiniz.
devamını gör...
siyahın en çok yakıştığı şey
bahtım.
devamını gör...
cinci hoca (yazar)
beni güldüren, eğlendiren bir yazar. her gün profilindeyim, güzel yazıyor.* bu arada cinlere fazla güven olmaz, dikkat et kendinee de bu sefer biz seni onlardan kurtarmaya çalışmayalım.*
devamını gör...
kadın yazarların takipçi sayısının çok olması
katılmadığım beyan.
troll başlık ama olsun. 1-2 kelam etmek lazım yine de.
kadın olduğu halde çok düşük takipçi sayısı olan da, erkek olduğu halde çok fazla takipçisi olan da mevcut burada. tamamen ortamda ne kadar çok görünüp yazdığınızla ilgili bir şey.
ayrıca yukarıdaki yazar arkadaşın görüşüne sonuna dek katılıyorum. neden erkek yazarlar takip edilince "kalemi kuvvetli" sayılırken, kadın yazarların tek takip nedeni bel altı amaçlar içinmiş gibi algılanıyor? yok mudur sırf karşı cins diye takip eden, illa ki çıkar aradan ama bunu yapanların sandığınız kadar çok olmadığından eminim. herkesin birbirini sırf bunun için takip ettiğini varsayıp bunun üzerinden insanları rencide etmek yersiz. yani kişi kendinden bilir işi demek istemiyorum ama insanın aklına da bunu getiriyorsunuz maalesef.
troll başlık ama olsun. 1-2 kelam etmek lazım yine de.
kadın olduğu halde çok düşük takipçi sayısı olan da, erkek olduğu halde çok fazla takipçisi olan da mevcut burada. tamamen ortamda ne kadar çok görünüp yazdığınızla ilgili bir şey.
ayrıca yukarıdaki yazar arkadaşın görüşüne sonuna dek katılıyorum. neden erkek yazarlar takip edilince "kalemi kuvvetli" sayılırken, kadın yazarların tek takip nedeni bel altı amaçlar içinmiş gibi algılanıyor? yok mudur sırf karşı cins diye takip eden, illa ki çıkar aradan ama bunu yapanların sandığınız kadar çok olmadığından eminim. herkesin birbirini sırf bunun için takip ettiğini varsayıp bunun üzerinden insanları rencide etmek yersiz. yani kişi kendinden bilir işi demek istemiyorum ama insanın aklına da bunu getiriyorsunuz maalesef.
devamını gör...
louis ferdinand celine
gecenin sonuna yolculuk gibi birçok yazara edebi hayatında ışık olmuş romanın yaratıcısı olan, bir dönemler antisemitizm yanlısı görüşleriyle itibarını kaybedince soykırım karşıtı olduğunu açıklayan fransız yazar ve doktordur.
céline'in ilham verdiği bazı tanınmış isimler şunlardır: *
jean-paul sartre, henry miller, william s. burroughs, kurt vonnegut, irvine welsh, charles bukowski, jack kerouac, jim morrison, paul auster...
céline'in ilham verdiği bazı tanınmış isimler şunlardır: *
jean-paul sartre, henry miller, william s. burroughs, kurt vonnegut, irvine welsh, charles bukowski, jack kerouac, jim morrison, paul auster...
devamını gör...
düzenli seks
askeri bir nizamla yapılan sekstir. traşlar tam olacak sinek kaydı.
- rahat! hazrol! başla!
- rahat! hazrol! başla!
devamını gör...

